tam adi eric patrick clapton olup;30 mart 1945 ripley/ingiltere dogumludur.ruth ve julie adinda 2 kizi vardir.conor adindaki oglunu ise 1990 yilinda feci bir kaza sonucu kaybetmistir.sayisiz albume ve soundtrack e imza atmistir.ve hala dunyanin en iyi klasik gitarcilarindan sayilmaktadir.
eric clapton
(bkz: gitarist)
gitarin babalarindan biri. muhtesem bir sanatci ve gitar virtuozu.
(bkz: unplugged)
rock-blues yapiyor diyebilecegimiz bir gitar otoritesidir.
"rock´n roll hall of fame" 3 kez girebilmiş tek kişi. biri cream´le biri yardbirds´le biri de tek başına.
gitari yemis bitirmis ogutmus sicmis sonra tekrar monte edip calmis bir adam.
bundan yıllar önce eric clapton adındaki genç gitarist, çalıştığı yardbirds grubunu bırakıp john mayall’ın bluesbreakers topluluğuna katılmıştı. yapılan albüm ve verilen konserlerden sonra seyircinin ve müzik basınının üzerinde uzlaştığı tek bir slogan vardı; "clapton tanrıdır!"
clapton 30 mart 1945’te ingiltere’nin ripley kasabasında evlilik dışı doğduğunda bu durumun sonraki hayatını nasıl etkileyeceğini tahmin edemezdi. büyükannesi tarafından büyütüldü. yani daha o zamanlar içinde "blues" vardı. fiziksel yönden zayıf olduğundan, sanata, daha da çok müziğe eğilimliydi. herkes gibi buddy holly ve elvis presley dinliyordu. ta ki 14 yaşına gelip "kendimi buldum, yeni bir dünya..." diye tanımladığı blues müziği ile tanışıncaya dek. müzik eğilimi muddy waters ve robert johnson dinledikten sonra bir tutku halini almaya başlamıştı. ailesini ilk gitarını almaya ikna ettiğinde 16 yaşındaydı. gitar efsanesinin tohumları bu basit ve ucuz akustik modelle atılırken saatler süren çalışmaları onu tanınmış bir gitarist yapmaya başlamıştı bile.
1963 yılında ingiltere’nin önemli gruplarından yardbirds’e davet edilmesiyle profesyonel müzik hayatı başladı. grupta birkaç ay ritm çaldıktan sonra öncü (lead) gitarist oldu. bu arada ilk elektro gitarını da almıştı ama bu da ses tesisatlarının ve diğer aletlerin kalitesiyle orantılı olarak kötü bir gibson taklidinden öteye gitmiyordu. ancak yardbirds’ün son zamanlarında bir fender telecaster ve gibson 335 edinebildi. yardbirds ile "five live yardbirds" ve "sonny boy williamson and the yardbirds" albümlerini yaptıktan sonra grubun popa kayıp, ticari müzikle uğraşması eric’in gruptan ayrılması sonucunu doğurdu. bundan sonraki adımı bluesun ingiltere’deki temsilcilerinden john mayall olacaktı. mayall ve grubuna katılmasıyla gibson les poul, ağırlıklı olarak kullandığı gitar oldu. beraber "john mayall bluesbreakers with eric clapton" albümünü kaydettiler. bu albümdeki gitar soloları, stili, wah wah pedalını kullanışı, "clapton tanrıdır!" sloganının doğmasına neden olmuştu. fakat clapton’a grupta tanınan özgürlük ona yeterli gelmemeye başlamıştı, sınır tanımaya niyeti yoktu. işte bu sırada mayall’ın basçısı jack bruce ve baterist ginger baker ile bir araya geldi. grubun adı cream’di. cream, eski blues parçalarını yeniden yorumluyor, emprovizasyon yapıyor, 2-3 dakikalık stüdyo şarkıları konserlerde gitar ve bateri sololarıyla 20-25 dakikaya kadar çıkıyordu. kişisel ve müzikal anlaşmazlıklar, ne yazık ki, heavy metalin bir anlamda led zeppelin’den önceki ilk temsilcisi olarak da tanımlanabilen cream’in sonunu getirdi. "fresh cream", "disreali", "gears", "wheels of fire" ve "goodbye", gruptan kalan albümler olarak raflardaki yerini aldı.
takvimler 1969’u gösterdiğinde, clapton, steve winwoad, rick grech ve ginger baker ile beraber blind faith grubunu oluşturdu. grubun ömrüne tek albüm sığabildi. dağılmanın ardından clapton’ın solo yıllarının başlangıcı olan ve arkadaşlarının ısrarı sonucu çıkarttığı "eric clapton" albümü piyasaya çıktı. albüm iyiydi, ancak "layla" çıkana kadar kimse bunun fırtına öncesi sessizlik olduğunu düşünmemişti. 1970 sonbaharında, arkadaşı jimi hendrix’in ölümüyle büyük üzüntü yaşayan clapton’ı kötü bir sürpriz daha bekliyordu. dostu george harrison’un eşi pattie’ye aşık olmuştu. bu ortamda "layla" şarkısı ve aynı adlı albüm ortaya çıktı. eric’in kalbini açtığı inanılmaz bir giriş solosu ile başlayan "layla", çığlık çığlığa devam ediyordu. sevdiği o kadın hakkındaydı... çok uzakta olan o kadın... böylece uyuşturucu problemiyle dolu 3 yıllık sessizliği başladı. onu geriye döndürmek için pete townshend’in düzenlediği "rainbow concert" ve george harrison’un "bangladesh" konserleri haricinde hiç bir yerde görünmedi.
yıl 1974 olduğunda ise uyuşturucuyu bıraktı, sevdiği kadını elde etti ve geri dönüş albümü "461 ocean boulevard"ı piyasaya çıkarttı. arkası çorap söküğü gibi geldi. "there’s one in every crowd", "e.c was here", "no reason to cry", "slowhand" ve "backless"... 79’a gelindiğinde alışılmış stilinde bir yumuşama ve akustiğe geri dönüş hissediliyordu. daha sonraki dönemde bunu sıkça aldığı alkolün sonucu olarak tanımlayacaktı, ta ki 1985’teki "behind the sun" albümüne kadar... albümde kendini bulmuş ve geriye dönmüş bir clapton karşımıza çıktı. gitarı ve karakteri yeniden ön plandaydı. 86’daki "august" ve 89’daki "journeyman" bunu pekiştirmiş, 88’de "crossroads" adlı 4 cd’lik bir en iyiler derlemesiyle geri dönüşünü ölümsüzleştirmişti. 92’de ise trajik bir biçimde ölen oğluna yaktığı ağıt olarak nitelendirebileceğimiz "tears in heaven" şarkısının da bulunduğu "unplugged" çalışması yayınlandı. bu çalışmayla yılın grammy ödüllerinin bir çoğunu almayı başaran sanatçının son albümü ise 1994’te piyasaya çıkan ve blues köklerine geri döndüğü "from the cardle" oldu. daha sonra içerisinde toplamaların ve canlı performansların da yer aldığı bazı albümleri çeşitli etiketlerle beğeniye sunuldu.
solo ve çalıştığı gruplarla çıkardığı 34 albüm ve sayısı bilinmeyen katkılarının olduğu diğer çalışmalar... teknik olarak kendini çok iyi bulmayan clapton, esas önemli olanın duygu olduğunu savunuyor. blues sololarında ilk ve en büyük etkilenimleri freddie king ve b.b king iken, dobro tekniğinde ise en çok duane allman’dan etkilenmiştir. wah wah pedalı, cream zamanında çok kullanılmakla beraber son zamanlarda pek görülmemiştir. gitar ayarı ise her zaman sabit 1/8’dir. efsanevi gitarist "blackie"yi üç fender staratocester’ı birleştirerek elde etmiştir. 1989’lara kaddar esas gitarı olan "blackie" o yıl emekliye ayrılmış, yerini "eric clapton serisi" adı altında çıkarılan yeni bir stratocaster almıştır. les paul ve gibson diğer sevdiği gitar türleri olmasına karşın clapton adı, stratocaster ismiyle özdeşleşmiştir. 1980’lerden bu yana ingiltere’nin royal albert hall konser salonunda klasikleşmiş konserler veren clapton’u dinleme şansına sahip olanlar, hayatta en sevdiği işi yapan bir adamla karşılaştılar; müzik yapan bir adamla... yaşadığı acıları, mutlulukları, aşkları, uyuşturucuyu, alkolü, armonileri ve rifleriyle bizlere anlatan ve çoktan evrenselliği yakalamış bir adamla... o, eric clapton...
http://www.muzikkutusu.com
clapton 30 mart 1945’te ingiltere’nin ripley kasabasında evlilik dışı doğduğunda bu durumun sonraki hayatını nasıl etkileyeceğini tahmin edemezdi. büyükannesi tarafından büyütüldü. yani daha o zamanlar içinde "blues" vardı. fiziksel yönden zayıf olduğundan, sanata, daha da çok müziğe eğilimliydi. herkes gibi buddy holly ve elvis presley dinliyordu. ta ki 14 yaşına gelip "kendimi buldum, yeni bir dünya..." diye tanımladığı blues müziği ile tanışıncaya dek. müzik eğilimi muddy waters ve robert johnson dinledikten sonra bir tutku halini almaya başlamıştı. ailesini ilk gitarını almaya ikna ettiğinde 16 yaşındaydı. gitar efsanesinin tohumları bu basit ve ucuz akustik modelle atılırken saatler süren çalışmaları onu tanınmış bir gitarist yapmaya başlamıştı bile.
1963 yılında ingiltere’nin önemli gruplarından yardbirds’e davet edilmesiyle profesyonel müzik hayatı başladı. grupta birkaç ay ritm çaldıktan sonra öncü (lead) gitarist oldu. bu arada ilk elektro gitarını da almıştı ama bu da ses tesisatlarının ve diğer aletlerin kalitesiyle orantılı olarak kötü bir gibson taklidinden öteye gitmiyordu. ancak yardbirds’ün son zamanlarında bir fender telecaster ve gibson 335 edinebildi. yardbirds ile "five live yardbirds" ve "sonny boy williamson and the yardbirds" albümlerini yaptıktan sonra grubun popa kayıp, ticari müzikle uğraşması eric’in gruptan ayrılması sonucunu doğurdu. bundan sonraki adımı bluesun ingiltere’deki temsilcilerinden john mayall olacaktı. mayall ve grubuna katılmasıyla gibson les poul, ağırlıklı olarak kullandığı gitar oldu. beraber "john mayall bluesbreakers with eric clapton" albümünü kaydettiler. bu albümdeki gitar soloları, stili, wah wah pedalını kullanışı, "clapton tanrıdır!" sloganının doğmasına neden olmuştu. fakat clapton’a grupta tanınan özgürlük ona yeterli gelmemeye başlamıştı, sınır tanımaya niyeti yoktu. işte bu sırada mayall’ın basçısı jack bruce ve baterist ginger baker ile bir araya geldi. grubun adı cream’di. cream, eski blues parçalarını yeniden yorumluyor, emprovizasyon yapıyor, 2-3 dakikalık stüdyo şarkıları konserlerde gitar ve bateri sololarıyla 20-25 dakikaya kadar çıkıyordu. kişisel ve müzikal anlaşmazlıklar, ne yazık ki, heavy metalin bir anlamda led zeppelin’den önceki ilk temsilcisi olarak da tanımlanabilen cream’in sonunu getirdi. "fresh cream", "disreali", "gears", "wheels of fire" ve "goodbye", gruptan kalan albümler olarak raflardaki yerini aldı.
takvimler 1969’u gösterdiğinde, clapton, steve winwoad, rick grech ve ginger baker ile beraber blind faith grubunu oluşturdu. grubun ömrüne tek albüm sığabildi. dağılmanın ardından clapton’ın solo yıllarının başlangıcı olan ve arkadaşlarının ısrarı sonucu çıkarttığı "eric clapton" albümü piyasaya çıktı. albüm iyiydi, ancak "layla" çıkana kadar kimse bunun fırtına öncesi sessizlik olduğunu düşünmemişti. 1970 sonbaharında, arkadaşı jimi hendrix’in ölümüyle büyük üzüntü yaşayan clapton’ı kötü bir sürpriz daha bekliyordu. dostu george harrison’un eşi pattie’ye aşık olmuştu. bu ortamda "layla" şarkısı ve aynı adlı albüm ortaya çıktı. eric’in kalbini açtığı inanılmaz bir giriş solosu ile başlayan "layla", çığlık çığlığa devam ediyordu. sevdiği o kadın hakkındaydı... çok uzakta olan o kadın... böylece uyuşturucu problemiyle dolu 3 yıllık sessizliği başladı. onu geriye döndürmek için pete townshend’in düzenlediği "rainbow concert" ve george harrison’un "bangladesh" konserleri haricinde hiç bir yerde görünmedi.
yıl 1974 olduğunda ise uyuşturucuyu bıraktı, sevdiği kadını elde etti ve geri dönüş albümü "461 ocean boulevard"ı piyasaya çıkarttı. arkası çorap söküğü gibi geldi. "there’s one in every crowd", "e.c was here", "no reason to cry", "slowhand" ve "backless"... 79’a gelindiğinde alışılmış stilinde bir yumuşama ve akustiğe geri dönüş hissediliyordu. daha sonraki dönemde bunu sıkça aldığı alkolün sonucu olarak tanımlayacaktı, ta ki 1985’teki "behind the sun" albümüne kadar... albümde kendini bulmuş ve geriye dönmüş bir clapton karşımıza çıktı. gitarı ve karakteri yeniden ön plandaydı. 86’daki "august" ve 89’daki "journeyman" bunu pekiştirmiş, 88’de "crossroads" adlı 4 cd’lik bir en iyiler derlemesiyle geri dönüşünü ölümsüzleştirmişti. 92’de ise trajik bir biçimde ölen oğluna yaktığı ağıt olarak nitelendirebileceğimiz "tears in heaven" şarkısının da bulunduğu "unplugged" çalışması yayınlandı. bu çalışmayla yılın grammy ödüllerinin bir çoğunu almayı başaran sanatçının son albümü ise 1994’te piyasaya çıkan ve blues köklerine geri döndüğü "from the cardle" oldu. daha sonra içerisinde toplamaların ve canlı performansların da yer aldığı bazı albümleri çeşitli etiketlerle beğeniye sunuldu.
solo ve çalıştığı gruplarla çıkardığı 34 albüm ve sayısı bilinmeyen katkılarının olduğu diğer çalışmalar... teknik olarak kendini çok iyi bulmayan clapton, esas önemli olanın duygu olduğunu savunuyor. blues sololarında ilk ve en büyük etkilenimleri freddie king ve b.b king iken, dobro tekniğinde ise en çok duane allman’dan etkilenmiştir. wah wah pedalı, cream zamanında çok kullanılmakla beraber son zamanlarda pek görülmemiştir. gitar ayarı ise her zaman sabit 1/8’dir. efsanevi gitarist "blackie"yi üç fender staratocester’ı birleştirerek elde etmiştir. 1989’lara kaddar esas gitarı olan "blackie" o yıl emekliye ayrılmış, yerini "eric clapton serisi" adı altında çıkarılan yeni bir stratocaster almıştır. les paul ve gibson diğer sevdiği gitar türleri olmasına karşın clapton adı, stratocaster ismiyle özdeşleşmiştir. 1980’lerden bu yana ingiltere’nin royal albert hall konser salonunda klasikleşmiş konserler veren clapton’u dinleme şansına sahip olanlar, hayatta en sevdiği işi yapan bir adamla karşılaştılar; müzik yapan bir adamla... yaşadığı acıları, mutlulukları, aşkları, uyuşturucuyu, alkolü, armonileri ve rifleriyle bizlere anlatan ve çoktan evrenselliği yakalamış bir adamla... o, eric clapton...
http://www.muzikkutusu.com
eric clapton, 1945 yılında, patricia molly clapton ve edward walter fryerın evlilik dışı çocuğu olarak dünyaya geldi. 9 yaşına kadar büyükanne ve babasını kendi anne ve babası, annesi patriciayı ise ablası olarak bildi.
1964 yılında, the yardbirds adlı blues-rock grubunda çalmaya başladı, fakat 1965in mart ayında bu grubun pop müziğe kaydığını düşünerek gruptan ayrıldı. aynı yıl john mayall & bluesbreakers grubuna katılarak kendini bir blues gitaristi olarak kanıtladı. hayranları, bu grupla çaldığı dönemde ona "god" (tanrı) lakabını taktılar ve duvarlara "clapton is god." sloganları yazılmaya başladı. 1966 yılının ortalarında clapton yanına jack bruce ve ginger bakerı (bateri) da alarak cream adlı grubu kurdu, bu grupla yaptıkları 3 albümün ardından grup 1968 yılında dağıldı. yapımcıları 1969 yılında "goodbye" adlı, konser kayıtlarından oluşan albümü piyasaya sürdü. 1969da blind faith ile çıkardığı, grubun adını taşıyan albümden sonra, derek and the dominos adlı grupta bobby whitlock (vokal ve klavye), jim gordon (bateri), carl radle (bas) ile çalmaya başladı. grupla çıkardığı layla and other assorted love songs albümündeki layla, en çok bilinen şarkılarından oldu. clapton bu şarkıyı, pattie boyd-harrison için yazmış ve leyla ile mecnun hikayesinden esinlenmiştir. george harrisonın eşi olan pattie ile yaşadığı ilişki ve ayrılık sonucu eroine başladı. müzik kariyerine 2 yıllık bir ara verdi. eroinle mücadelesi sırasında çektiği sıkıntılar sonucu eric clapton, bağımlılara yardım için madde ve alkol bağımlılığı rehabilitasyon merkezi kurdu.
albümleri [değiştir]
the yardbirds, (1962-1965) [değiştir]
1964 five live yardbirds (live)
1965 for your love
1965 having a rave up
bluesbreakers, (1965-1966) [değiştir]
1966 bluesbreakers with eric clapton
cream, (1966-1968) [değiştir]
1966 fresh cream
1967 disraeli gears
1968 wheels of fire
1969 goodbye
blind faith, (1968-1969) [değiştir]
1969 blind faith
derek and the dominos, (1970) [değiştir]
1970 layla and other love songs
70 sonrası solo albümleri [değiştir]
1970 eric clapton
1974 461 ocean boulevard
1975 there is one every crowd
1976 no reason to cry
1977 slowhand
1978 backless
1981 another ticket
1983 money and cigarettes
1985 behind the sun
1986 august
1989 journeyman
1994 from the cradle
1998 pilgrim
2001 reptile
2004 me and mr. johnson
2004 sessions for robert j.
2005 back home
film müzikleri [değiştir]
1968 wonderwall music (wonderwall)
1985 edge of darkness
1987 cehennem silahı
1988 homeboy
1989 cehennem silahı 2
1991 rush
1992 cehennem silahı 3
1996 phenomenon
toplama ve/veya ortak albümler [değiştir]
1968 lumpy gravy (frank zappa ile)
1968 the beatles/white album (the beatles ile)
1974 dark horse (george harrison ile)
1976 the best of george harrison (george harrison ile)
1979 george harrison (george harrison ile)
1984 the pros and cons of hitch hiking (roger waters ile)
1986 persona (liona boyd ile)
1987 cloud nine (george harrison ile)
1989 best of dark horse 1976-1989 (george harrison ile)
1992 the one (elton john ile)
1993 ten summoners tales (sting ile)
1997 retail therapy (simon climie ile)
1999 supernatural (santana ile)
2000 riding with the king (b.b. king ile)
2003 ringo rama (ringo starr ile)
2005 africa unite: the singles collection (bob marley ile)
1971 pop history
1972 the pop history of eric clapton
1972 eric clapton at his best
1973 clapton
1973 eric claptons rainbow concert
1975 blues world of eric clapton
1975 e.c. was here
1976 greatest hits
1980 classic cuts
1980 just one night
1981 steppin out
1982 time pieces: best of eric clapton
1984 too much monkey business
1988 crossroads
1991 24 nights
1992 unplugged
1993 stages
1997 live in montreux
1998 rock report: deserted cities of the heart
1999 chronicles
2002 one more rider one more car
1964 yılında, the yardbirds adlı blues-rock grubunda çalmaya başladı, fakat 1965in mart ayında bu grubun pop müziğe kaydığını düşünerek gruptan ayrıldı. aynı yıl john mayall & bluesbreakers grubuna katılarak kendini bir blues gitaristi olarak kanıtladı. hayranları, bu grupla çaldığı dönemde ona "god" (tanrı) lakabını taktılar ve duvarlara "clapton is god." sloganları yazılmaya başladı. 1966 yılının ortalarında clapton yanına jack bruce ve ginger bakerı (bateri) da alarak cream adlı grubu kurdu, bu grupla yaptıkları 3 albümün ardından grup 1968 yılında dağıldı. yapımcıları 1969 yılında "goodbye" adlı, konser kayıtlarından oluşan albümü piyasaya sürdü. 1969da blind faith ile çıkardığı, grubun adını taşıyan albümden sonra, derek and the dominos adlı grupta bobby whitlock (vokal ve klavye), jim gordon (bateri), carl radle (bas) ile çalmaya başladı. grupla çıkardığı layla and other assorted love songs albümündeki layla, en çok bilinen şarkılarından oldu. clapton bu şarkıyı, pattie boyd-harrison için yazmış ve leyla ile mecnun hikayesinden esinlenmiştir. george harrisonın eşi olan pattie ile yaşadığı ilişki ve ayrılık sonucu eroine başladı. müzik kariyerine 2 yıllık bir ara verdi. eroinle mücadelesi sırasında çektiği sıkıntılar sonucu eric clapton, bağımlılara yardım için madde ve alkol bağımlılığı rehabilitasyon merkezi kurdu.
albümleri [değiştir]
the yardbirds, (1962-1965) [değiştir]
1964 five live yardbirds (live)
1965 for your love
1965 having a rave up
bluesbreakers, (1965-1966) [değiştir]
1966 bluesbreakers with eric clapton
cream, (1966-1968) [değiştir]
1966 fresh cream
1967 disraeli gears
1968 wheels of fire
1969 goodbye
blind faith, (1968-1969) [değiştir]
1969 blind faith
derek and the dominos, (1970) [değiştir]
1970 layla and other love songs
70 sonrası solo albümleri [değiştir]
1970 eric clapton
1974 461 ocean boulevard
1975 there is one every crowd
1976 no reason to cry
1977 slowhand
1978 backless
1981 another ticket
1983 money and cigarettes
1985 behind the sun
1986 august
1989 journeyman
1994 from the cradle
1998 pilgrim
2001 reptile
2004 me and mr. johnson
2004 sessions for robert j.
2005 back home
film müzikleri [değiştir]
1968 wonderwall music (wonderwall)
1985 edge of darkness
1987 cehennem silahı
1988 homeboy
1989 cehennem silahı 2
1991 rush
1992 cehennem silahı 3
1996 phenomenon
toplama ve/veya ortak albümler [değiştir]
1968 lumpy gravy (frank zappa ile)
1968 the beatles/white album (the beatles ile)
1974 dark horse (george harrison ile)
1976 the best of george harrison (george harrison ile)
1979 george harrison (george harrison ile)
1984 the pros and cons of hitch hiking (roger waters ile)
1986 persona (liona boyd ile)
1987 cloud nine (george harrison ile)
1989 best of dark horse 1976-1989 (george harrison ile)
1992 the one (elton john ile)
1993 ten summoners tales (sting ile)
1997 retail therapy (simon climie ile)
1999 supernatural (santana ile)
2000 riding with the king (b.b. king ile)
2003 ringo rama (ringo starr ile)
2005 africa unite: the singles collection (bob marley ile)
1971 pop history
1972 the pop history of eric clapton
1972 eric clapton at his best
1973 clapton
1973 eric claptons rainbow concert
1975 blues world of eric clapton
1975 e.c. was here
1976 greatest hits
1980 classic cuts
1980 just one night
1981 steppin out
1982 time pieces: best of eric clapton
1984 too much monkey business
1988 crossroads
1991 24 nights
1992 unplugged
1993 stages
1997 live in montreux
1998 rock report: deserted cities of the heart
1999 chronicles
2002 one more rider one more car
while my guitar gently weeps sarkisinda attigi solodan sonra george harrison tarafindan kendisine "psycho guitar" denir. hatta george harrison bu sarkinin weep efektlerini gitarindan cikaramaz eric clapton cikarir ve sonunda gitarini george harrisona hediye eder. gibson gitaridir o da. rekor fiyata satildi. bir de blackiesi vardir o gibsondan daha pahaliya satilmistir. elinin degdikleri ve agzindan cikan kelimeler milyon dolarlarla yarisir. zamaninda hayatini basina anlatmasi icin 2.5 milyon dolar teklif etmislerdi... my fathers eyes parcasiyla en iyi sanatci grammysini almistir. diger sarkilarindan farkli olmasina ragmen yine tadi damakta kalabilecek bir sarkidir.
hala spanish guitar $eysi dinlenmediyse boyle bir ustanin, hic zaman kaybetmeden bulup dinlenmeli. gitarin konu$tuguna $ahit olabilirsiniz.
(bkz: lay down sally)
tek kelimeyle, efsane... dünya’nın görmüş olduğu sayılı gitaristlerden biri olan müzik adamı. old love, tears in heaven, wonderful tonight, cocaine, layla ve adını sayamadığım bir sürü eseri dinlenmeden geçilmemelidir.
(bkz: bad love)
(bkz: before you accuse me)
13 haziran da santralistanbul a gelecekmiş kendisi.
bilet fiyatları:
1. kategori: 370,00 tl (sahne önü)
2. kategori: 265,00 tl (vip 1 - vip 3)
3. kategori: 215,00 tl (vip 2 - vip 4)
4. kategori: 99,00 tl (normal bilet - indirimli dönem)
bilet fiyatları:
1. kategori: 370,00 tl (sahne önü)
2. kategori: 265,00 tl (vip 1 - vip 3)
3. kategori: 215,00 tl (vip 2 - vip 4)
4. kategori: 99,00 tl (normal bilet - indirimli dönem)
ingiliz rock gitaristi, besteci ve şarkıcı. dünyanın gelmiş geçmiş en iyi gitaristlerinden biri olarak bilinmektedir. müzik kariyeri boyunca birçok ödülün sahibi olmuş, albümleri milyonlar satmıştır. change the world, i shot the sheriff, layla, tears in heaven ve wonderful tonight müzisyeni bir numaraya taşıyan şarkılarından birkaçıdır.
30 mart 1945 tarihinde ripley, ingilterede dünyaya geldi. babası kanadalı 24 yaşındaki asker edward walter fryer, annesiyse 16 yaşındaki patricia molly claptondı. babasının asker olması ve ingiltereden kanadaya dönmek zorunda olması nedeniyle çift evlenemedi. clapton, 9 yaşına gelinceye kadar büyükannesi rose ve onun ikinci eşi jacki anne babası, annesi patriciayı ise ablası olarak tanıdı. ancak annesinin kanadalı bir askerle evlenmesi ve evi terketmesinden yıllar sonra, ziyaret için geldiği ingilterede durum ortaya çıkacaktı. annesinin yeni evliliğinden cheryl, heather ve brian isimlerinde üç çocuğu oldu. ancak clapton bu tuhaf durumla başetmekte zorlanmış ve ailesine karşı mesafeli davranmaya başlamıştı.
onüçüncü doğumgününde hediye olarak aldığı spanish hoya gitar ve marimba adındaki perküsyon enstrümanını öğrenmek için büyük mücadele vermiş, başaramadığını düşündüğü için vazgeçmişti. sessiz, utangaç ve içe kapalı olarak tanınıyor ancak espri anlayışıyla dikkat çekiyordu.surbitondaki hollyfield schoola devam ederken bluesa gönül veren clapton, 1964 yılında, the yardbirds adlı blues-rock grubunda çalmaya başladı. ancak bir yıl sonra the yardbirdsün pop müziğe ağırlık vermesi nedeniyle gruptan ayrıldı.
1965 yılında john mayall & bluesbreakersda çalmaya başlayan müzisyen bir blues gitaristi olarak oldukça başarılıydı. kendini kanıtlaması uzun sürmeyecek, büyük bir hayran kitlesi oluşacaktı. zira dinleyicileri ona god lakabını takmıştı ve duvarlar "clapton is god." yazılarıyla dolmuştu. 1966 yılının ortalarında clapton, jack bruce ve ginger bakerla birlikte cream adlı grubu kurdu. grup üç albüm yayınladıktan sonra 1968 yılında dağıldı. 1969da grubun konser kayıtlarından oluşan "goodbye" isimli albüm dinleyiciyle buluştu. aynı yıl, blind faith ile birlikte hazırladıkları albümden sonra, derek and the dominos adlı grupta bobby whitlock, jim gordon, carl radle ile çalmaya başladı. birlikte hazırladıkları layla and other assorted love songs albümündeki layla, claptonın en çok bilinen şarkılarından biri olacaktı. 1970 yılının önemli bir bölümünü “derek and dominos” grubunun üyesi olarak geçirdi ve aynı yıl kendi adını taşıyan ilk solo albümü müzik marketlerdeki yerini aldı.
1971-1972 yılları arasındaysa eroin sorunuyla uğraşmak zorunda kalan müzisyenin çalışmalarına tekrar başladığı yıl 1973 oldu.13 ocakta londradaki rainbow sahnesinde verdiği konser daha sonra “eric claptons rainbow concert” adıyla bir albüm haline getirildi. 1970 yılından sonra ilk solo albüm temmuz 1974te hayranlarıyla buluştu: “461 ocean boulevard”. albümden çıkan “i shot the sheriff”, clapton’ı listelerde bir numaraya taşıdı. sonrasında yayınladığı “one in every crowd” (mayıs 1975), canlı kaydedilen “e.c. was here” (ağustos 1975), ve “no reason to cry” (ağustos 1976) albümleri ise “461 ocean boulevard”ın yanında sönük kalmıştı.
1977 senesi ünlü müzisyenin efsane gitaristliğini hafızalara kazıyan “slowhand” albümünün çıkış yılı oldu. "wonderful tonight”, “lay down sally" ve "cocaine" gibi klasik parçalarının bulunduğu albüm tüm dünyada büyük başarı kazandı. ancak 80li yılların başında ve ortalarında müzik kariyeri biraz düşüşe geçti. bu dönemde “money and cigarettes”, “behind the sun” ve “august” isimli albümlerle dinleyicisinin karşısına çıkan müzisyen, slowhandden sonra en iyi albümlerinden biri olarak kabul edilen "crossroads"u çıkardı. 1988 tarihli bu çalışmasının hemen ardından yine büyük başarı kazanan journeyman albümü geldi.
clapton, pattie boydla yaptığı evlilik sürerken yvonne kellyle birlikte olmaya başladı. 1985 yılında bu birlirtelikten ruth isminde bir kız çocuğu dünyaya geldi. 1989da boyddan resmen boşanan müzisyen italyan model lory del santoya aşık oldu ve çiftin oğulları conor 1986da doğdu.
20 mart 1991 günü claptonın hayatındaki en acı verici olay gerçekleşti. oğlu conor, annesinin bir arkadaşının new yorkta bulunan apartman dairesinden aşağıya düştü ve hayatı sona erdi. bu oldukça trajik olaydan sonra müzisyen uzun süre toparlanamadı. aynı yıl conor için yazdığı ve rush filminin soundtrackinde de kullanılan tears in heaven isimli şarkıyla 6 dalda grammy ödülünün sahibi oldu.
1992 yılında müzisyen, mtv için unplugged bir konser verdi ve bu performansı daha sonra albüm olarak piyasaya sürüldü. 1994te hem ticari açıdan büyük başarı kazanan hem de müzik otoritelerinden büyük ilgi gören “from the cradle” dinleyiciyle buluştu. üç yılın ardından simon climie ile bir ortaklık içine giren clapton, retail theraphy albümünü yayınladı ve ikilinin ortaklığı “pilgrim”de de devam etti. pilgrim, claptonın “journeyman” albümünden sonra yeni şarkıların bir araya geldiği ilk albüm olma özelliğini taşıyordu. albümden çıkan "my fathers eyes” uzun süre listelerin üst sıralarında kaldı.
eric clapton 2000 yılında eski arkadaşı bb king ile beraber “riding with the king” albümünü çıkardıktan sonra, son çalışması “reptile” 2001de müzik marketlerdeki yerini aldı.
30 mart 1945 tarihinde ripley, ingilterede dünyaya geldi. babası kanadalı 24 yaşındaki asker edward walter fryer, annesiyse 16 yaşındaki patricia molly claptondı. babasının asker olması ve ingiltereden kanadaya dönmek zorunda olması nedeniyle çift evlenemedi. clapton, 9 yaşına gelinceye kadar büyükannesi rose ve onun ikinci eşi jacki anne babası, annesi patriciayı ise ablası olarak tanıdı. ancak annesinin kanadalı bir askerle evlenmesi ve evi terketmesinden yıllar sonra, ziyaret için geldiği ingilterede durum ortaya çıkacaktı. annesinin yeni evliliğinden cheryl, heather ve brian isimlerinde üç çocuğu oldu. ancak clapton bu tuhaf durumla başetmekte zorlanmış ve ailesine karşı mesafeli davranmaya başlamıştı.
onüçüncü doğumgününde hediye olarak aldığı spanish hoya gitar ve marimba adındaki perküsyon enstrümanını öğrenmek için büyük mücadele vermiş, başaramadığını düşündüğü için vazgeçmişti. sessiz, utangaç ve içe kapalı olarak tanınıyor ancak espri anlayışıyla dikkat çekiyordu.surbitondaki hollyfield schoola devam ederken bluesa gönül veren clapton, 1964 yılında, the yardbirds adlı blues-rock grubunda çalmaya başladı. ancak bir yıl sonra the yardbirdsün pop müziğe ağırlık vermesi nedeniyle gruptan ayrıldı.
1965 yılında john mayall & bluesbreakersda çalmaya başlayan müzisyen bir blues gitaristi olarak oldukça başarılıydı. kendini kanıtlaması uzun sürmeyecek, büyük bir hayran kitlesi oluşacaktı. zira dinleyicileri ona god lakabını takmıştı ve duvarlar "clapton is god." yazılarıyla dolmuştu. 1966 yılının ortalarında clapton, jack bruce ve ginger bakerla birlikte cream adlı grubu kurdu. grup üç albüm yayınladıktan sonra 1968 yılında dağıldı. 1969da grubun konser kayıtlarından oluşan "goodbye" isimli albüm dinleyiciyle buluştu. aynı yıl, blind faith ile birlikte hazırladıkları albümden sonra, derek and the dominos adlı grupta bobby whitlock, jim gordon, carl radle ile çalmaya başladı. birlikte hazırladıkları layla and other assorted love songs albümündeki layla, claptonın en çok bilinen şarkılarından biri olacaktı. 1970 yılının önemli bir bölümünü “derek and dominos” grubunun üyesi olarak geçirdi ve aynı yıl kendi adını taşıyan ilk solo albümü müzik marketlerdeki yerini aldı.
1971-1972 yılları arasındaysa eroin sorunuyla uğraşmak zorunda kalan müzisyenin çalışmalarına tekrar başladığı yıl 1973 oldu.13 ocakta londradaki rainbow sahnesinde verdiği konser daha sonra “eric claptons rainbow concert” adıyla bir albüm haline getirildi. 1970 yılından sonra ilk solo albüm temmuz 1974te hayranlarıyla buluştu: “461 ocean boulevard”. albümden çıkan “i shot the sheriff”, clapton’ı listelerde bir numaraya taşıdı. sonrasında yayınladığı “one in every crowd” (mayıs 1975), canlı kaydedilen “e.c. was here” (ağustos 1975), ve “no reason to cry” (ağustos 1976) albümleri ise “461 ocean boulevard”ın yanında sönük kalmıştı.
1977 senesi ünlü müzisyenin efsane gitaristliğini hafızalara kazıyan “slowhand” albümünün çıkış yılı oldu. "wonderful tonight”, “lay down sally" ve "cocaine" gibi klasik parçalarının bulunduğu albüm tüm dünyada büyük başarı kazandı. ancak 80li yılların başında ve ortalarında müzik kariyeri biraz düşüşe geçti. bu dönemde “money and cigarettes”, “behind the sun” ve “august” isimli albümlerle dinleyicisinin karşısına çıkan müzisyen, slowhandden sonra en iyi albümlerinden biri olarak kabul edilen "crossroads"u çıkardı. 1988 tarihli bu çalışmasının hemen ardından yine büyük başarı kazanan journeyman albümü geldi.
clapton, pattie boydla yaptığı evlilik sürerken yvonne kellyle birlikte olmaya başladı. 1985 yılında bu birlirtelikten ruth isminde bir kız çocuğu dünyaya geldi. 1989da boyddan resmen boşanan müzisyen italyan model lory del santoya aşık oldu ve çiftin oğulları conor 1986da doğdu.
20 mart 1991 günü claptonın hayatındaki en acı verici olay gerçekleşti. oğlu conor, annesinin bir arkadaşının new yorkta bulunan apartman dairesinden aşağıya düştü ve hayatı sona erdi. bu oldukça trajik olaydan sonra müzisyen uzun süre toparlanamadı. aynı yıl conor için yazdığı ve rush filminin soundtrackinde de kullanılan tears in heaven isimli şarkıyla 6 dalda grammy ödülünün sahibi oldu.
1992 yılında müzisyen, mtv için unplugged bir konser verdi ve bu performansı daha sonra albüm olarak piyasaya sürüldü. 1994te hem ticari açıdan büyük başarı kazanan hem de müzik otoritelerinden büyük ilgi gören “from the cradle” dinleyiciyle buluştu. üç yılın ardından simon climie ile bir ortaklık içine giren clapton, retail theraphy albümünü yayınladı ve ikilinin ortaklığı “pilgrim”de de devam etti. pilgrim, claptonın “journeyman” albümünden sonra yeni şarkıların bir araya geldiği ilk albüm olma özelliğini taşıyordu. albümden çıkan "my fathers eyes” uzun süre listelerin üst sıralarında kaldı.
eric clapton 2000 yılında eski arkadaşı bb king ile beraber “riding with the king” albümünü çıkardıktan sonra, son çalışması “reptile” 2001de müzik marketlerdeki yerini aldı.
parça ile abartısız bir ustalıkla bütünleşen muhteşem gitar sololar çalan gitaristtir clapton. yetenek ve deneyimden süzülmüş notalar tınlatır. santana onun için "parmakları doğrudan kalbine bağlıdır." demiş. çok da doğru demiş.
steve winwood ile birlikte istanbul'a geldiğinde dünya gözüyle bi karşımda görmüş oldum eric clapton'ı. albümünden videosundan görüp dinlemek başka omzunda gitarıyla az ötede çalması başka. bir insan neden efsane olur 30 saniyede anlıyorsun. tepeden tırnağa kaliteydi adam. kırk fırın ekmeği yesen de yanına yaklaşamazsın. harika melodilerle dolu gitar sololar attı, pırıl pırıl vokal performansı çıkardı. seyirci ile müthiş sıcak bir ilişkisi vardı. aklı hep müziğindeydi. o kadar güzel çaldı ki gitarı anlatılamaz. orada olup yaşamak gerek.
steve winwood ile birlikte istanbul'a geldiğinde dünya gözüyle bi karşımda görmüş oldum eric clapton'ı. albümünden videosundan görüp dinlemek başka omzunda gitarıyla az ötede çalması başka. bir insan neden efsane olur 30 saniyede anlıyorsun. tepeden tırnağa kaliteydi adam. kırk fırın ekmeği yesen de yanına yaklaşamazsın. harika melodilerle dolu gitar sololar attı, pırıl pırıl vokal performansı çıkardı. seyirci ile müthiş sıcak bir ilişkisi vardı. aklı hep müziğindeydi. o kadar güzel çaldı ki gitarı anlatılamaz. orada olup yaşamak gerek.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?