kimileri vardir dunyanin en pislik insanlaridir. hani elime bir dava gelsin de borcluyu donuna kadar indireyim gozu ile bakarlar. bildigin psikopata baglamis adamlar & kadinlar.
kimileri de vardir ki dunya tatlisidir arkada$, neredeyse para icin degil idealleri adina yaparlar bu meslegi. dunya daha guzel bir yer halini alsin, arada da benim karnim doysun yeter gozu ile bakarlar. yerim onlari ben evet.
avukat
(bkz: ahmed pekin)
(bkz: avukatlar günü)
(bkz: sabah 08.30 da arayan avukat)
ayrıca borçluları arayıp, tehdit etmekten, hacze gitmekten hoşlanmayandır. büyük ihtimalle mesleğe ilk başladığı zamanlarda yumuşak yüz gösterip, bolca aptal yerine konmuş ve bu yüzden katılaşmıştır, bir de müvekkili çok zorluyordur. hacze gitmenin, tahliyeye gitmenin ne kadar zor, ne kadar stresli ve vicdani hesaplaşmalara yol açan bir şey olduğunu bildiği için, gitmeden bol bol arar ki, gitmek zorunda olmadan bu iş kapansın.
hukuk ve işleyişi hakkında hiç bir şey bilmeyen müvekkili tarafından, en küçük şey ters gittiğinde, geciktiğinde suçlanandır. arada sırada müvekkillerini azarlaması gerekendir.
hukuk ve işleyişi hakkında hiç bir şey bilmeyen müvekkili tarafından, en küçük şey ters gittiğinde, geciktiğinde suçlanandır. arada sırada müvekkillerini azarlaması gerekendir.
başkalarının derdi yüzünden, başkalarından daha çok stres olan, başkalarının dertleriyle yakın zamanda kanser olacak meslek grubuna sahip insandır. aslında ona nedir, sizin kocanızdan, malınızdan, mülkünüzden, yaptığınızdan. ayrıca, psikolog değildir, her derdinizi arayıp arayıp, anlatıp, fikir danışıp, sizi rahatlatmasını beklemeyin.
gunluk mesaisinin buyuk bolumunu borclulara telefon acip "bak icraya geliyoruz sonra yok efendim ben duymami$tim vay efendim ben bilmiyordum olmasin" $eklinde taciz eden meslek erbabi.
(bkz: burhan apaydın)
gerçeklik üzerinde müvekkilinin lehine azcıcık değişiklik yapan meslek.
yasa boşluklarından yararlanarak müvekkillerini savunurlar. hatta bazen olayı baştan yazarak olayların akışını değiştirirler. yemin ederler ama koca bir yalanı savunurlar.
öbür tarafta nasıl hesap verecekler bilmiyorum...
öbür tarafta nasıl hesap verecekler bilmiyorum...
en yorucu mesleklerden birisi olmasına rağmen müvekkiller tarafından bazende adliye ile yakından uzaktan ilgisi olmayanlarca alakasız ithamlara maruz kalınan meslektir.
yargılamanın üç ayağından biri.iddia (savcı-davacı ),savunma (sanık-davalı ),yargı-yargıç-hakim.
(bkz: icra avukatı)
(bkz: ceza avukatı)
mini etek yahut elbisenin üstüne cübbeyi takınca şok gazel olûyor hojam. cübbe fantazisi. hmm enteresan...
birlikte dizi, sinema izlenemeyecek insandır. yahu film işte ne karıştırıyorsun, ifade orada alınmazmış, burdan serbest bırakılmazmış. aaa o adliyede ağır ceza yokmuş ki. bi sus akşama kadar bıkmadın mı konuşmaktan denilesidir.
yurdum insanının haklarında yaptıkları yorum yalancılık olan meslek.
en fazla yalan söylenen, meslek grubu.cehennemin baş köşesi bunlarla dolu olmalı.
alt tarafı iki satır yazı yazıp, mahkemede okuyan, üstüne bir de utanmadan bunun için para istemesi yüzünden toplumca hor görülen meslek erbaplarına verilen isimdir. aslında bürodan girildiği anda sorulan ilk sorudan itibaren, para ödenmesi gerekmektedir. buna da danışma ücreti denmektedir. sonuçta bütün işi yıllar süren eğitimi sonucunda aldığı bilgiyi kullanmak olan avukatların en doğal hakkıdır. ancak halkımız, birisinin yazıhanesine girdikten sonra saatlerce sohbet etmeyi olağan karşıladığı için, elbette ki ücret ödemeye de yanaşmazlar.
aslında büroda boş, boş oturulmaz. açılan davarlın dosyaları kontrol edilir. karşı tarafa yapılan tebligatların yerine ulaşıp, ulaşamadığına bakılır. hatta çoğu tebligatı da, mahkeme kalemi yerine gene siz postanelere götürüp, yaparsınız. üstelik de bunu istanbul’un etrafına dağılmış adliyelere koşturarak yaparsınız. sizi dinlemek istemeyen hâkimlerle cebelleşir, müvekkilin hakkını savunursunuz. ama gene de davayı kazansanız bile yaranamazsınız. üstelik de adliyelere düşe, kalka kaşarlanmış bir müvekkile denk geldiniz mi, yandınız demektir. size bir de işinizi öğretmeye çalışır. neden onu, bunu yapmadınız diye hesap sorarlar.
sonuç olarak, doktorluk gibi hayat kurtaran, yorucu ama bir o kadar da saygın bir meslek olan avukatlık, hiçbir zaman hakkı olan saygıyı göremez. belki de bunda bazı kötü niyetli avukatların da rolü vardır.
aslında büroda boş, boş oturulmaz. açılan davarlın dosyaları kontrol edilir. karşı tarafa yapılan tebligatların yerine ulaşıp, ulaşamadığına bakılır. hatta çoğu tebligatı da, mahkeme kalemi yerine gene siz postanelere götürüp, yaparsınız. üstelik de bunu istanbul’un etrafına dağılmış adliyelere koşturarak yaparsınız. sizi dinlemek istemeyen hâkimlerle cebelleşir, müvekkilin hakkını savunursunuz. ama gene de davayı kazansanız bile yaranamazsınız. üstelik de adliyelere düşe, kalka kaşarlanmış bir müvekkile denk geldiniz mi, yandınız demektir. size bir de işinizi öğretmeye çalışır. neden onu, bunu yapmadınız diye hesap sorarlar.
sonuç olarak, doktorluk gibi hayat kurtaran, yorucu ama bir o kadar da saygın bir meslek olan avukatlık, hiçbir zaman hakkı olan saygıyı göremez. belki de bunda bazı kötü niyetli avukatların da rolü vardır.
1136 sayılı avukatlık kanununda kamu hizmeti ve serbest meslek olarak tanımlanan avukatlık mesleğini icra eden kişilerdir.yine aynı kanunun 1/2. maddesine göre avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı temsil eder.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?