sehitlerin yattigi duzenli toplu mezarlardir. duzenli toplu mezar dememin sebebi sudur: toplu mezarlarda her hangi bir sebebten olen ve bazilarinin isimleri bile ogrenilemeyen kurbanlarin yattigi gercegini goz onune aldigimizda kendileri disinda gelisen bir savasta, iki taraf liderlerinin bir dudak hareketi ile olume giden insanlarin da aslinda birer kurban oldugu gercegi karsimiza dikilir ve anlariz ki aslinda olmek kolay degil, oldurmek ve olume gondermek kolaydir. bazen yalniz kendi egolarini tatmin icin yillarca suren savaslarda binlerce insan olmektedir. hatta bazen savas yalnizca oldurecek adam kalmadiginda bitmekte ve yeni savaslar aranmaktadir. iste bu yuzden sehitlik diye bilenen mezarlar sebebsiz olenlerin gomuldugu toplu mezarlardir. kendi topragini ve namusunu korumak icin can veren yigit askerler, bir kisinin dudak hareketlerine degil, iclerindeki inanci merkez alarak savastiklarindan bu toplu mezarlarda degil yureklerde yatmaktadirlar.
şehitlik
bir rifat ilgaz siiridir.
i
ben bir bahriye neferiyim
gozlerimi baliklar yedi
gormek ve aglamak bitti benim icin
uzun boylu adamdim sagligimda
inanmazsaniz elbiselerime bakin
biri diyor ki ben de askerim
ne farkin var oteki olulerden
eskiden evlerde otururduk
disinda kaldik butun kapilarin
simdi duvardan geciyoruz
biri de diyor ki
uzunluguna kollarimin hatirasi
hala basim agriyor
yalan hepsi bunlarin inanmayin
biz yokuz diyor bir baskasi
ii
akraba olulerin kiliginda geliyorlar
kolayca girmek icin odama
bir bakiyorum amcam kardesim
bir bakiyorum polonyali bir gedikli cavusu
hemen de konusuyor
bir kizim vardi bes yasinda
olmus simdi beraberiz
ici sikiliyor burada
ellerini varsovada unutmus
cember ceviremiyor
ve bir ses
ne patates capalamak
ne tas kirmak
ne de yuk tasimak pazara
burada rahatim iyidir
biri de karisini merak etmis
evden haber soruyor bana
ustumden kaputumu aldilar
oldugum zaman
usuyorum
onumuz de kis
sonra bir agizdan konusuyorlar
iii
bir bardaktan su iciyoruz
birlikte yemek yiyoruz aksamlari
kimisi sevgilimize asik
kimisi evlat olmak istiyor anamiza
sebepsiz gidip geliyorlar vapurlarda
tramvayda aramiza giriyorlar
yeniden uzun uzun yasamak istiyorlar
bizden ayrilmadiklarina bakilirsa
i
ben bir bahriye neferiyim
gozlerimi baliklar yedi
gormek ve aglamak bitti benim icin
uzun boylu adamdim sagligimda
inanmazsaniz elbiselerime bakin
biri diyor ki ben de askerim
ne farkin var oteki olulerden
eskiden evlerde otururduk
disinda kaldik butun kapilarin
simdi duvardan geciyoruz
biri de diyor ki
uzunluguna kollarimin hatirasi
hala basim agriyor
yalan hepsi bunlarin inanmayin
biz yokuz diyor bir baskasi
ii
akraba olulerin kiliginda geliyorlar
kolayca girmek icin odama
bir bakiyorum amcam kardesim
bir bakiyorum polonyali bir gedikli cavusu
hemen de konusuyor
bir kizim vardi bes yasinda
olmus simdi beraberiz
ici sikiliyor burada
ellerini varsovada unutmus
cember ceviremiyor
ve bir ses
ne patates capalamak
ne tas kirmak
ne de yuk tasimak pazara
burada rahatim iyidir
biri de karisini merak etmis
evden haber soruyor bana
ustumden kaputumu aldilar
oldugum zaman
usuyorum
onumuz de kis
sonra bir agizdan konusuyorlar
iii
bir bardaktan su iciyoruz
birlikte yemek yiyoruz aksamlari
kimisi sevgilimize asik
kimisi evlat olmak istiyor anamiza
sebepsiz gidip geliyorlar vapurlarda
tramvayda aramiza giriyorlar
yeniden uzun uzun yasamak istiyorlar
bizden ayrilmadiklarina bakilirsa
bir oktay rifat şiiri...
i
ben bir bahriye neferiyim
gözlerimi balıklar yedi
görmek ve ağlamak bitti benim için
uzun boylu adamdım sağlığımda
inanmazsanız elbiselerime bakın
biri diyor ki ben de askerim
ne farkım var öteki ölülerden
eskiden evlerde otururduk
dışında kaldık bütün kapıların
şimdi duvardan geçiyoruz
biri de diyor ki
uzunluğuna kollarımın hâtırası
hâlâ başım ağrıyor
yalan hepsi bunların inanmayın
biz yokuz diyor bir başkası
ii
akraba ölülerin kılığında geliyorlar
kolayca girmek için odama
bir bakıyorum amcam kardeşim
bir bakıyorum polonyalı bir gedikli çavuşu
hemen de konuşuyor
bir kızım vardı beş yaşında
ölmüş şimdi beraberiz
içi sıkılıyor burada
ellerini varşovada unutmuş
çember çeviremiyor
ve bir ses
ne patates çapalamak
ne taş kırmak
ne de yük taşımak pazara
burada rahatım iyidir
biri de karısını merak etmiş
evden haber soruyor bana
üstümden kaputumu aldılar
öldüğüm zaman
üşüyorum
önümüz de kış
sonra bir ağızdan konuşuyorlar
iii
bir bardaktan su içiyoruz
birlikte yemek yiyoruz akşamları
kimisi sevgilimize âşık
kimisi evlât olmak istiyor anamıza
sebepsiz gidip geliyorlar vapurlarda
tramvayda aramıza giriyorlar
yeniden uzun uzun yaşamak istiyorlar
bizden ayrılmadıklarına bakılırsa
i
ben bir bahriye neferiyim
gözlerimi balıklar yedi
görmek ve ağlamak bitti benim için
uzun boylu adamdım sağlığımda
inanmazsanız elbiselerime bakın
biri diyor ki ben de askerim
ne farkım var öteki ölülerden
eskiden evlerde otururduk
dışında kaldık bütün kapıların
şimdi duvardan geçiyoruz
biri de diyor ki
uzunluğuna kollarımın hâtırası
hâlâ başım ağrıyor
yalan hepsi bunların inanmayın
biz yokuz diyor bir başkası
ii
akraba ölülerin kılığında geliyorlar
kolayca girmek için odama
bir bakıyorum amcam kardeşim
bir bakıyorum polonyalı bir gedikli çavuşu
hemen de konuşuyor
bir kızım vardı beş yaşında
ölmüş şimdi beraberiz
içi sıkılıyor burada
ellerini varşovada unutmuş
çember çeviremiyor
ve bir ses
ne patates çapalamak
ne taş kırmak
ne de yük taşımak pazara
burada rahatım iyidir
biri de karısını merak etmiş
evden haber soruyor bana
üstümden kaputumu aldılar
öldüğüm zaman
üşüyorum
önümüz de kış
sonra bir ağızdan konuşuyorlar
iii
bir bardaktan su içiyoruz
birlikte yemek yiyoruz akşamları
kimisi sevgilimize âşık
kimisi evlât olmak istiyor anamıza
sebepsiz gidip geliyorlar vapurlarda
tramvayda aramıza giriyorlar
yeniden uzun uzun yaşamak istiyorlar
bizden ayrılmadıklarına bakılırsa
diyarbakır ili merkez ilçesine bağlı bir köy.
zenginlerin fakirleri kendi ideolijileri uğruna savaştırmak için mitoloji, tanrılar veya tanrı'dan yola çıkarak cennet,ödül kavramlarını katarak uydurdukları bir kavramdır. ruh diye bir şey olmadığı için ruhun gideceği bir yer de yoktur. doğmadan önce neysek öldükten sonra da o olacağız.
yüzyıllardır kullanılması hasebiyle günümüz değer yargılarıyla -bkz:zengin fakir- açıklanamayacak kavram.
doğruluğu veya yanlışlığı ise bir iki örnekle çürütülemeyecek bir mit olduğu kanısındayım.
doğruluğu veya yanlışlığı ise bir iki örnekle çürütülemeyecek bir mit olduğu kanısındayım.
ruh varmi yokmu bilmem, zenginlerin fakirleri savasa kolayca gonderebilmeleri icin uydurulumus mitolojik bir kavram oldugu fikrine aynen katiliyorum.
robot süpürge
bebek maması
aptamil bebek maması
en ucuz klima fiyatları
klima fiyatları
dubai vize
sözlük scripti sütyenli atlet
şişli escort bursa escort bursa escort görükle escort türkçe seks hikayeleri izmir escort hatay escort izmir escort ankara escort
çankaya escort maltepe escort buca escort denizli escort denizli escort çiğli escort şirinevler escort çekmeköy escort
Anadolu Yakası Escort istanbul escort
şişli escort
esenyurt escort
beylikdüzü escort
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?