ahmet hamdi tanpınar

2 /
ilseyim
geçtiğimiz aylarda zeynep kerman ve inci enginün tarafından günlükleri yayımlanan türk edebiyatının önemli yazarı. günlükler darma dağın. hep karamsar bir hali var. dengesizlik gösteriyor. sürekli birilerinden nefret ediyor. borçlarını kapayamamaktan, üniversitede ders vermek zorunda olmaktan, eserlerine vakit ayıramamaktan yakınıyor. valery, mallarme, yahya kemal, hasan ali yücel, mehmet kaplan ve daha nicelerinin adı geçiyor sürekli. çoğu sayfa da günlükten ziyade akla bir fikir geldikçe alınan kısa notlar gibi aslında.
independence
ahmet hamdi tanpınar, yazın dili ile türk edebiyatı’nın gelişmesini sağlamış şair ve roman yazarıdır.


ahmet hamdi tanpınar, 23 haziran 1901’de istanbul’da doğdu. kadılık yapan babasıyla birlikte anadolu’nun çeşitli şehir ve kasabalarını dolaştı. 1914 yılında henüz 13 yaşındayken annesini kaybetti. 2 yıl sonra babasının tayini çıkması üzerine antalya’ya yerleştiler. liseyi antalya’da bitirdikten sonra 1919 yılında istanbul’a gelerek istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi’nde eğitimine devam etti. etkilendiği hocası yahya kemal beyatlı ile birlikte geniş bir edebiyat çevresi edindi. 1923 yılında şeyhî’nin husrev-ü şirin mesnevisi üzerine hazırladığı tez ile istanbul üniversitesi’nden mezun oldu.
1921 yılında yahya kemal ve çevresindekilerinin çıkardığı "dergah" adlı dergide ilk şiirleri yayımlandı. mezun olduktan sonra 1923-1924 yılları arasında erzurum lisesi’nde, 1925-1927 yılları arasında ise konya lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yaptı. ardından 1927 yılında ankara lise’si, 1930-1932 yılları arası gazi terbiye enstitüsü, 1932 yılında ise istanbul kadıköy lisesi’nde edebiyat öğretmenliğine devam etti. 1933 yılında ahmet haşim’in ölümüyle güzel sanatlar akedemisi’nde boşalan sanat tarihi öğretmenliği görevine getirildi. aynı dönem amerikan koleji’nde türk edebiyatı dersleri verdi. ertesi yıl estetik ve mitoloji dersleri de vermeye başladı.

15 kasım 1939 tarihinde tanzimat fermanı’nın yüzüncü yılı dolasıyla istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi türk dili ve edebiyatı bölümü’nde açılan kürsüye yeni türk edebiyatı profesörü olarak geçti. 3 yıl sonra 1942’de politikaya atılarak maraş milletvekili olarak meclise girdi. 1946 yılına kadar bir süre milli eğitim bakanlığı müfettişliği ve güzel sanatlar akademisi’nde estetik öğretmenliği yaptı. milletvekilliği süresi dolduktan sonra 1949’da istanbul üniversitesi’ne döndü.

1953’te fransa, belçika, hollanda, ingiltere, ispanya ve italya’yı kapsayan altı aylık bir avrupa gezisi yaptıktan sonra 1955’te filmoloji kongresi üyesi olarak üç hafta için paris’e gitti. 1957’de münih’te yapılan 14. müsteşrikler kongresi’ne bir bildiri sundu. ardından 1959’da fransa, ingiltere, isviçre ve portekiz’de bir süre kaldı. 24 ocak 1962’de istanbul’da kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.

ahmet hamdi tanpınar, yahya kemal ve mustafa şekip gibi şairlerin etkisinde kaldığı dönemlerde düşünsel alanda bergsonculuğu, yazın alanında ise saf edebiyat anlayışını benimsemiştir. dergah, milli mecmua, hayat, oluş ve görüş dergilerinde şiirleri yayımlanmıştır. olgunluk döneminde şiirlerinde hayatından ve kendisinden parçalar sunmaya başlamıştır.

şiirlerinin yanı sıra öyküleri ve romanları ile de dikkati çekmiş, özellikle doğu-batı çatışmasını anlatan denemeleri ile düşün yazılarıyla da etkili olmuş bir yazardır.

eserleri:

tevfik fikret: hayatı, şahsiyeti, şiir ve eserlerinden parçalar (1937), namık kemal antolojisi (1942), abdullah efendi’nin rüyaları (hikaye, 1942), beş şehir (deneme, 1945), 19. asır türk edebiyatı tarihi (1949), huzur (roman, 1949), yaz yağmuru (hikaye, 1956), şiirler (1961), saatleri ayarlama enstitüsü (roman, 1961), yahya kemal (monografi, 1962), sahnenin dışındakiler (roman 1973, tefrika 1950), mahur beste (roman 1975, tefrika 1944), aydaki kadın (roman, 1987), iki ateş arasında (senaryo), mücevherlerin sırrı (deneme-söyleşi), edebiyat dersleri (ders notları).


burasi istanbul haci
facebook’ta tesadüfi olarak birilerinin profiline girdiğimde hiç tanımadığım birinin duvarında bu şiir vardı dikkatimi çekti ve okudum çokda beğendim daha önceden hiç okumamıştım bu şiiri gayette güzelmiş.

bir adın kalmalı

bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet

sen say ki
ben hiç ağlamadım
hiç ateşe tutmadım yüreğimi
geceleri, koynuma almadım ihaneti
ve say ki
bütün şiirler gözlerini
bütün şarkılar saçlarını söylemedi
hele nihavent
hele buselik hiç geçmedi fikrimden
ve hiç gitmedi
bir topak kan gibi adın
içimin nehirlerinden
evet yangın
evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
evet kaybetmenin o zehirli buğusu
evet nisyan
evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
bu sevda biraz nadan
biraz da hıçkırık tadı
pencere öü menekşelerinde her akşam

dağlar sonra oynadı yerinden
ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
sen say ki
yerin dibine geçti
geçmeyesi sevdam
ve ben seni sevdiğim zaman
bu şehre yağmurlar yağdı
yani ben seni sevdiğim zaman
ayrılık kurşun kadar ağır
gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
yine de bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
beni affet
kaybetmek için erken, sevmek için çok geç
nucleus
orhan pamuk'u ve daha nicelerini derinden etkilemis, turkce edebiyatin gelmis gecmis en buyuk yazarlarindandir. bu ulkedeki her lise mezununun, olmadi her universite mezununun butun eserlerini okumasi, zor kullanilarak bile olsa, saglanmalidir.
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol