bir david benioff romanı. kitabını okumamıs olsam, ilk 10 dakikasında sıkılır kapatırdım filmi buyuk ihtimal, edward nortona ragmen evet.
25th hour
91. dakika, 8. gün, 3. göz, 6. his gibidir.
hemen hemen her erkegin hayatinda en az bir kez yasadigi got korkusu evet tam anlamiyla bu got korkusunu nasil ve ne sekilde yasadigini ozetleyen bir filmdir.
defalarca izlenmesine rağmen, her izleyişinizde ayrı bir zevk alacağınız; kült olmaya aday bir film.
edward norton un hapis cezası kesinleşmiş bir uyuşturcu satıcısını canlandırdığı oldukça etkileyici bir film.
monty nin hapse atılmadan önce 24 saat serbest bırakılması ve hapisteki ağır abilerce parlak bulunup düdüklenmemesi için kendini en yakın arkadaşına dövdürmesi gibi absürdlükleri barındırmasına rağmen sona yaklaştığını hisseden bir adamın tüm yarım kalan hesapları kapatma çabası ve hayatını sorgulaması izlenmeye değer.
monty nin hapse atılmadan önce 24 saat serbest bırakılması ve hapisteki ağır abilerce parlak bulunup düdüklenmemesi için kendini en yakın arkadaşına dövdürmesi gibi absürdlükleri barındırmasına rağmen sona yaklaştığını hisseden bir adamın tüm yarım kalan hesapları kapatma çabası ve hayatını sorgulaması izlenmeye değer.
edward norton un ayna karşısındaki unutulmaz sahnesine sahip olan filmdir.şöyle ki;
-canin cehenneme!
-senin de canın cehenneme.
-senin, bu koca şehrin ve içinde yaşayan herkesin canı cehenneme.
-arkamdan gülümseyen dilencilerin canı cehenneme.
-arabamın temiz camlarını kirleten çekçekli adamın canı cehenneme.
-git de kendine bir iş bul!
-hurda taksilerini son sürat süren,derilerinden yayılan köri kokulu, günümü berbat eden sih ve pakistanlıların canı cehenneme.
-teröristler. yavaş gidin!
-penisimi büyütmeyi düşünüyorum.
-parklarımda oral çeken kanal 35’te penislerini sallayan tüysüz göğüslü ve iri pazılı chelsea oğlanlarının canı cehenneme.
-fahiş fiyata plastiğe sarılı meyve ve çiçek satan koreli manavların canı cehenneme.
-on yıldır buradalar,hala ingilizce bilmiyorlar.
brighton beach’teki rusların canı cehenneme.
kafelerde oturup, ağızlarında kesme şekerle küçük bardakta çay içen gangsterlerin canı cehenneme.
-dolandırıcılar.geldiğiniz yere geri dönün!
-kirli gabardinler içinde 47. sokakta dolanıp güney afrika elmasları satan siyah şapkalı hasidlerin canı cehenneme.
-karın bunu hak ediyor.
-wall street simsarlarının canı cehenneme.
-kainatın efendileri.
-çalışkan insanları gözü kapalı soymaya çalışan michael douglas/gordon gekko olmak isteyen piç kuruları.
-o sorumsuz piç kuruları ömür boyu hapiste yatmalı !
-sizce bush ve cheney bunu bilmiyor muydu?
-tyco. lmclone. adelphia. worldcom.
-bir arabaya 20 kişi binen puerto ricalıların canı cehenneme.
-hepsi devletten yardım alıyor.en berbat gösteriler onlarınki.
-dominikanlardan hiç söz etmeyeyim.
-puerto ricalılar onların yanında iyi kalıyor.
-defol buradan!
-saçları briyantinli, naylon spor ceketli ve st. anthony madalyonlu ellerinde jason giambi beysbol sopası olan, "sopranolar"ın elemelerine katılan bensonhurst italyanlarının canı cehenneme.
-o kahrolası kafanı yaracağım!
-bensonhurst! bensonhurst!
-hermes eşarpları olan ve balducci’den $50’a enginar alan üst doğu yakası kadınlarının canı cehenneme.
-aşırı besili yüzleri gergin ve parlak görünecek|şekilde çekilip gerilmiştir.
-aslında,kimseyi kandıramıyorsun, tatlım!
-taksi!
-banliyödeki zencilerin canı cehenneme.|pas atmaz, defans oynamaz, potanın yakınından basket atmaz ve her şey için beyaz adamı suçlarlar.
-sayı yaptık!
-kölelik 137 yıl önce sona erdi.
-artık geçmişi unutun!
-anüse cop sokan, 41 el ateş eden,yanlış yapan meslektaşını koruyan yoz polislerin canı cehenneme.güvenimize ihanet ediyorsunuz!
-elini bir çocuğun pantolonuna sokan rahiplerin canı cehenneme.
-onları koruyan, bizi kötülüğe yönelten kiliselerin canı cehenneme.
konu açılmışken, isa’nın da canı cehenneme. paçayı ucuz kurtardı.
-çarmıhta bir gün, cehennemde hafta sonu boyunca kaldı ve meleklerin ilahileri sonsuza dek onun için söylenecek.
-otisville’de yedi yıl yaşamayı denesene isa.
-usame bin ladin, el kaide ve mağaralarda yaşayan bütün piç kurusu kökten dincilerin canı cehenneme.
-ölen binlerce masumun adına 72’şer fahişenizle sonsuza kadar cehennemde jet yakıtından alevler içinde kavrulmanız için dua edeceğim.
-irlanda kraliyeti’nden kıçımı öpün havlu kafalı deve binicileri!
-bir zamanlar baskının birer kanıtı olduğunu düşündüğüm jacob elinsky’nin canı cehenneme.
-sevgilimin kıçına bakarken beni yargılayan dostum francis slaughtery’nin canı cehenneme.
-naturelle riviera’nın canı cehenneme.
-ona güvendim,ama beni sırtımdan bıçakladı.
-beni ihbar etti. kahrolası kaltak!
-barın gerisinde durup, soda içen itfaiyecilere viski satan,bronx bomberlara tezahürat yapansürekli üzgün babamın canı cehenneme.
-gösterin kendinizi yankeeler!
-bu şehrin ve içinde yaşayan herkesin canı cehenneme.
-astoria’daki sıra evlerden, park caddesindeki çatı katlarına kadar..
-bronx’un tipik evlerinden,soho’daki tavan arası evlere kadar.
-alphabet city’deki kiralıklardan park slope’deki kumtaşı evlerden staten lsland’daki dublekslere kadar....
-depremle parçalansınlar.alevler arasında kalsınlar.
-şehir kül haline gelsin,sular yükselip farelerin kuşattığı şehri sular altında bıraksın.
-hayır.
-hayır, senin canın cehenneme montgomery brogan.
-istediğin her şeye sahiptin, ama hepsini bir kenara attın, sersem.
-canin cehenneme!
-senin de canın cehenneme.
-senin, bu koca şehrin ve içinde yaşayan herkesin canı cehenneme.
-arkamdan gülümseyen dilencilerin canı cehenneme.
-arabamın temiz camlarını kirleten çekçekli adamın canı cehenneme.
-git de kendine bir iş bul!
-hurda taksilerini son sürat süren,derilerinden yayılan köri kokulu, günümü berbat eden sih ve pakistanlıların canı cehenneme.
-teröristler. yavaş gidin!
-penisimi büyütmeyi düşünüyorum.
-parklarımda oral çeken kanal 35’te penislerini sallayan tüysüz göğüslü ve iri pazılı chelsea oğlanlarının canı cehenneme.
-fahiş fiyata plastiğe sarılı meyve ve çiçek satan koreli manavların canı cehenneme.
-on yıldır buradalar,hala ingilizce bilmiyorlar.
brighton beach’teki rusların canı cehenneme.
kafelerde oturup, ağızlarında kesme şekerle küçük bardakta çay içen gangsterlerin canı cehenneme.
-dolandırıcılar.geldiğiniz yere geri dönün!
-kirli gabardinler içinde 47. sokakta dolanıp güney afrika elmasları satan siyah şapkalı hasidlerin canı cehenneme.
-karın bunu hak ediyor.
-wall street simsarlarının canı cehenneme.
-kainatın efendileri.
-çalışkan insanları gözü kapalı soymaya çalışan michael douglas/gordon gekko olmak isteyen piç kuruları.
-o sorumsuz piç kuruları ömür boyu hapiste yatmalı !
-sizce bush ve cheney bunu bilmiyor muydu?
-tyco. lmclone. adelphia. worldcom.
-bir arabaya 20 kişi binen puerto ricalıların canı cehenneme.
-hepsi devletten yardım alıyor.en berbat gösteriler onlarınki.
-dominikanlardan hiç söz etmeyeyim.
-puerto ricalılar onların yanında iyi kalıyor.
-defol buradan!
-saçları briyantinli, naylon spor ceketli ve st. anthony madalyonlu ellerinde jason giambi beysbol sopası olan, "sopranolar"ın elemelerine katılan bensonhurst italyanlarının canı cehenneme.
-o kahrolası kafanı yaracağım!
-bensonhurst! bensonhurst!
-hermes eşarpları olan ve balducci’den $50’a enginar alan üst doğu yakası kadınlarının canı cehenneme.
-aşırı besili yüzleri gergin ve parlak görünecek|şekilde çekilip gerilmiştir.
-aslında,kimseyi kandıramıyorsun, tatlım!
-taksi!
-banliyödeki zencilerin canı cehenneme.|pas atmaz, defans oynamaz, potanın yakınından basket atmaz ve her şey için beyaz adamı suçlarlar.
-sayı yaptık!
-kölelik 137 yıl önce sona erdi.
-artık geçmişi unutun!
-anüse cop sokan, 41 el ateş eden,yanlış yapan meslektaşını koruyan yoz polislerin canı cehenneme.güvenimize ihanet ediyorsunuz!
-elini bir çocuğun pantolonuna sokan rahiplerin canı cehenneme.
-onları koruyan, bizi kötülüğe yönelten kiliselerin canı cehenneme.
konu açılmışken, isa’nın da canı cehenneme. paçayı ucuz kurtardı.
-çarmıhta bir gün, cehennemde hafta sonu boyunca kaldı ve meleklerin ilahileri sonsuza dek onun için söylenecek.
-otisville’de yedi yıl yaşamayı denesene isa.
-usame bin ladin, el kaide ve mağaralarda yaşayan bütün piç kurusu kökten dincilerin canı cehenneme.
-ölen binlerce masumun adına 72’şer fahişenizle sonsuza kadar cehennemde jet yakıtından alevler içinde kavrulmanız için dua edeceğim.
-irlanda kraliyeti’nden kıçımı öpün havlu kafalı deve binicileri!
-bir zamanlar baskının birer kanıtı olduğunu düşündüğüm jacob elinsky’nin canı cehenneme.
-sevgilimin kıçına bakarken beni yargılayan dostum francis slaughtery’nin canı cehenneme.
-naturelle riviera’nın canı cehenneme.
-ona güvendim,ama beni sırtımdan bıçakladı.
-beni ihbar etti. kahrolası kaltak!
-barın gerisinde durup, soda içen itfaiyecilere viski satan,bronx bomberlara tezahürat yapansürekli üzgün babamın canı cehenneme.
-gösterin kendinizi yankeeler!
-bu şehrin ve içinde yaşayan herkesin canı cehenneme.
-astoria’daki sıra evlerden, park caddesindeki çatı katlarına kadar..
-bronx’un tipik evlerinden,soho’daki tavan arası evlere kadar.
-alphabet city’deki kiralıklardan park slope’deki kumtaşı evlerden staten lsland’daki dublekslere kadar....
-depremle parçalansınlar.alevler arasında kalsınlar.
-şehir kül haline gelsin,sular yükselip farelerin kuşattığı şehri sular altında bıraksın.
-hayır.
-hayır, senin canın cehenneme montgomery brogan.
-istediğin her şeye sahiptin, ama hepsini bir kenara attın, sersem.
sinema tarihinde kendine bulduğu klas yer için haklı birçok nedeni olan filmdir,ölümün bilinçli bekleme sürecinde nasıl bir kavrama dönüştüğünü göstermesi bakımından da oldukça başarılı monologları olan bir yapımdır.
edward norton nın ayna karsısında kendisiyle yüzleştigi sahne sinema tarihinde yerini almiştır.brian cox abimiz filmin bonusudur.
ortalama bir senaryoya sahip olsa da oyuncuları çekimleri ve soundtrack leriyle kült olmaya aday olabilecek bi film kendisi
-----------------------------spoiler----------------------------
filmin dikkat çeken yanları şunlar
11 eylül e göndermeler filmde sık sık tekrarlanıyor
köpek film de önemli bir öge hatta edward norton ın aynayla olan monolg sahnesinde ailesi sevgilisi dahil herkese bişeyler söylemişken köpekle ilgili hiçbişey söylemiyor
filmin sonu yoruma açık babanın monoloğu sadece bir flashforward la desteklenmiş ama bir gerçeklik payı yok
filmde edward norton ın ayna sahnesi ve babanın son monoloğu unutulamayacak cinsten
ve filmi özetleyen bir replikle bitiyor
this life came so close to never happening.
-----------------------------spoiler---------------------------
-----------------------------spoiler----------------------------
filmin dikkat çeken yanları şunlar
11 eylül e göndermeler filmde sık sık tekrarlanıyor
köpek film de önemli bir öge hatta edward norton ın aynayla olan monolg sahnesinde ailesi sevgilisi dahil herkese bişeyler söylemişken köpekle ilgili hiçbişey söylemiyor
filmin sonu yoruma açık babanın monoloğu sadece bir flashforward la desteklenmiş ama bir gerçeklik payı yok
filmde edward norton ın ayna sahnesi ve babanın son monoloğu unutulamayacak cinsten
ve filmi özetleyen bir replikle bitiyor
this life came so close to never happening.
-----------------------------spoiler---------------------------
bu filmde edward nortonun ayna karşısında yaptığı konuşma , sinema tarihinin en iyi monolog sahnesidir kanımca.
2002 yapımlı bir amerikan filmi.izlediğimde ağzımı açık bırakabilen nadir filmlerden,3 kere 5 kere izlemek yetmiyor,muhakkak bir koşede bulunmlalı zaten..edward norton’a aşık olmuşluğum bile vardır o oyunculuk karşısında,ama sadece ed. norton’la kalmamış brian cox sonra barry pepper e de aşık oldum.spike lee’nin yonettiği film cok az bir butceyle cekilmiştir efendim.
ayrıca edward norton’ın ayna karşısında attığı tirad da konservatuar sınavlarında sınav parçası olarak seçilebilecek nitelikte,burdan yetkililere duyururum..
ayrıca edward norton’ın ayna karşısında attığı tirad da konservatuar sınavlarında sınav parçası olarak seçilebilecek nitelikte,burdan yetkililere duyururum..
gercekten super diyaloglar ile suslenmis ve cok begenerek izledigim bir filmdir kendisi. izlenesi listesinde on siralarda durur, zaman zaman yeniden izlenir. lakin herkesin begendigi ya da begenecegi gibi degildir, kimilerine oldukca daraltici gelebilir. cok hareketli degil aksine duragan ama durdugu yerde tum anlatmak istedigini anlatan, 24 saati bir filmin icine cok guzel sigdiran, edward norton abinin sevgilisini oynayan cok guzel kadinada hayran kaldigim film.
edward norton’un muhtesem performansiyla muhtesem bir spike lee joint basyapiti. filmin ana karakteri olan monty’nin hapse girmeden onceki 24 saatini anlatir, film 25th saat ise babasinin anlattigi ve monty’nin hayallerinde olan bir saattir, sadece yasanan bi an’dir babasi :
guneye devamli guneye gideceksin ve kucuk bir kasabada bir bar acacaksin, kimseyi tanimayacaksin ve gecmisin olmayacak. der ve ilerleyen zamanlarda belki naturelle’ide cagirirsin (burda benim gozlerim dolmustu) ve birgun yaslandiginda, tum hikayeni torunlarina anlatirsin der filmin sonunda yasanir. filmde birde aynayla konusma sahnesi vardir ki destandir adeta...winamp playlistimde siklikla dondurdugum bir monologtur soyle gelismektedir ayna sahnesi monty barda babasini yanindan kalkar ve lavaboya gider aynaya bir an baktigi zaman aynadaki goruntusune soylenmeye baslar ve aynada ona karsilik vermeye baslar :
monty: yeah, fuck you, too.
monty’nin goruntusu: fuck me? fuck you! fuck you and this whole city and everyone in it.
fuck the panhandlers, grubbing for money, and smiling at me behind my back.
fuck squeegee men dirtying up the clean windshield of my car. get a fucking job!
fuck the sikhs and the pakistanis bombing down the avenues in decrepit cabs, curry steaming out their pores and stinking up my day. terrorists in fucking training. slow the fuck down!
fuck the chelsea boys with their waxed chests and pumped up biceps. going down on each other in my parks and on my piers, jingling their dicks on my channel 35.
fuck the korean grocers with their pyramids of overpriced fruit and their tulips and roses wrapped in plastic. ten years in the country, still no speaky english?
fuck the russians in brighton beach. mobster thugs sitting in cafés, sipping tea in little glasses, sugar cubes between their teeth. wheelin’ and dealin’ and schemin’. go back where you fucking came from!
fuck the black-hatted chassidim, strolling up and down 47th street in their dirty gabardine with their dandruff. selling south african apartheid diamonds!
fuck the wall street brokers. self-styled masters of the universe. michael douglas, gordon gecko wannabe mother fuckers, figuring out new ways to rob hard working people blind. send those enron assholes to jail for fucking life! you think bush and cheney didn’t know about that shit? give me a fucking break! tyco! imclone! adelphia! worldcom!
fuck the puerto ricans. 20 to a car, swelling up the welfare rolls, worst fuckin’ parade in the city. and don’t even get me started on the dom-in-i-cans, because they make the puerto ricans look good.
fuck the bensonhurst italians with their pomaded hair, their nylon warm-up suits, and their st. anthony medallions. swinging their, jason giambi, louisville slugger, baseball bats, trying to audition for the sopranos.
fuck the upper east side wives with their hermés scarves and their fifty-dollar balducci artichokes. overfed faces getting pulled and lifted and stretched, all taut and shiny. you’re not fooling anybody, sweetheart!
fuck the uptown brothers. they never pass the ball, they don’t want to play defense, they take fives steps on every lay-up to the hoop. and then they want to turn around and blame everything on the white man. slavery ended one hundred and thirty seven years ago. move the fuck on!
fuck the corrupt cops with their anus violating plungers and their 41 shots, standing behind a blue wall of silence. you betray our trust!
fuck the priests who put their hands down some innocent child’s pants. fuck the church that protects them, delivering us into evil. and while you’re at it, fuck jc! he got off easy! a day on the cross, a weekend in hell, and all the hallelujahs of the legioned angels for eternity! try seven years in fuckin otisville, jay!
fuck osama bin laden, alqueda, and backward-ass, cave-dwelling, fundamentalist assholes everywhere. on the names of innocent thousands murdered, i pray you spend the rest of eternity with your seventy-two whores roasting in a jet-fueled fire in hell. you towel headed camel jockeys can kiss my royal, irish ass!
fuck jacob elinski, whining malcontent.
fuck francis xavier slaughtery, my best friend, judging me while he stares at my girlfriend’s ass.
fuck naturel rivera. i gave her my trust and she stabbed me in the back. sold me up the river. fucking bitch.
fuck my father with his endless grief, standing behind that bar. sipping on club soda, selling whiskey to firemen and cheering the bronx bombers.
fuck this whole city and everyone in it. from the row houses of astoria to the penthouses on park avenue. from the projects in the bronx to the lofts in soho. from the tenements in alphabet city to the brownstones in park slope to the split levels in staten island. let an earthquake crumble it. let the fires rage. let it burn to fuckin ash then let the waters rise and submerge this whole, rat-infested place.
monty: no. no, fuck you, montgomery brogan. you had it all and then you threw it away, you dumb fuck!.
Monologu dinlemek icin http://rapidshare.de/files/2998079/Edward_Norton_-_Fuck_You_25th_Hour_.mp3.html
guneye devamli guneye gideceksin ve kucuk bir kasabada bir bar acacaksin, kimseyi tanimayacaksin ve gecmisin olmayacak. der ve ilerleyen zamanlarda belki naturelle’ide cagirirsin (burda benim gozlerim dolmustu) ve birgun yaslandiginda, tum hikayeni torunlarina anlatirsin der filmin sonunda yasanir. filmde birde aynayla konusma sahnesi vardir ki destandir adeta...winamp playlistimde siklikla dondurdugum bir monologtur soyle gelismektedir ayna sahnesi monty barda babasini yanindan kalkar ve lavaboya gider aynaya bir an baktigi zaman aynadaki goruntusune soylenmeye baslar ve aynada ona karsilik vermeye baslar :
monty: yeah, fuck you, too.
monty’nin goruntusu: fuck me? fuck you! fuck you and this whole city and everyone in it.
fuck the panhandlers, grubbing for money, and smiling at me behind my back.
fuck squeegee men dirtying up the clean windshield of my car. get a fucking job!
fuck the sikhs and the pakistanis bombing down the avenues in decrepit cabs, curry steaming out their pores and stinking up my day. terrorists in fucking training. slow the fuck down!
fuck the chelsea boys with their waxed chests and pumped up biceps. going down on each other in my parks and on my piers, jingling their dicks on my channel 35.
fuck the korean grocers with their pyramids of overpriced fruit and their tulips and roses wrapped in plastic. ten years in the country, still no speaky english?
fuck the russians in brighton beach. mobster thugs sitting in cafés, sipping tea in little glasses, sugar cubes between their teeth. wheelin’ and dealin’ and schemin’. go back where you fucking came from!
fuck the black-hatted chassidim, strolling up and down 47th street in their dirty gabardine with their dandruff. selling south african apartheid diamonds!
fuck the wall street brokers. self-styled masters of the universe. michael douglas, gordon gecko wannabe mother fuckers, figuring out new ways to rob hard working people blind. send those enron assholes to jail for fucking life! you think bush and cheney didn’t know about that shit? give me a fucking break! tyco! imclone! adelphia! worldcom!
fuck the puerto ricans. 20 to a car, swelling up the welfare rolls, worst fuckin’ parade in the city. and don’t even get me started on the dom-in-i-cans, because they make the puerto ricans look good.
fuck the bensonhurst italians with their pomaded hair, their nylon warm-up suits, and their st. anthony medallions. swinging their, jason giambi, louisville slugger, baseball bats, trying to audition for the sopranos.
fuck the upper east side wives with their hermés scarves and their fifty-dollar balducci artichokes. overfed faces getting pulled and lifted and stretched, all taut and shiny. you’re not fooling anybody, sweetheart!
fuck the uptown brothers. they never pass the ball, they don’t want to play defense, they take fives steps on every lay-up to the hoop. and then they want to turn around and blame everything on the white man. slavery ended one hundred and thirty seven years ago. move the fuck on!
fuck the corrupt cops with their anus violating plungers and their 41 shots, standing behind a blue wall of silence. you betray our trust!
fuck the priests who put their hands down some innocent child’s pants. fuck the church that protects them, delivering us into evil. and while you’re at it, fuck jc! he got off easy! a day on the cross, a weekend in hell, and all the hallelujahs of the legioned angels for eternity! try seven years in fuckin otisville, jay!
fuck osama bin laden, alqueda, and backward-ass, cave-dwelling, fundamentalist assholes everywhere. on the names of innocent thousands murdered, i pray you spend the rest of eternity with your seventy-two whores roasting in a jet-fueled fire in hell. you towel headed camel jockeys can kiss my royal, irish ass!
fuck jacob elinski, whining malcontent.
fuck francis xavier slaughtery, my best friend, judging me while he stares at my girlfriend’s ass.
fuck naturel rivera. i gave her my trust and she stabbed me in the back. sold me up the river. fucking bitch.
fuck my father with his endless grief, standing behind that bar. sipping on club soda, selling whiskey to firemen and cheering the bronx bombers.
fuck this whole city and everyone in it. from the row houses of astoria to the penthouses on park avenue. from the projects in the bronx to the lofts in soho. from the tenements in alphabet city to the brownstones in park slope to the split levels in staten island. let an earthquake crumble it. let the fires rage. let it burn to fuckin ash then let the waters rise and submerge this whole, rat-infested place.
monty: no. no, fuck you, montgomery brogan. you had it all and then you threw it away, you dumb fuck!.
Monologu dinlemek icin http://rapidshare.de/files/2998079/Edward_Norton_-_Fuck_You_25th_Hour_.mp3.html
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?