her boku kapasitelerince yargılayan, anlamaya tenezzül etmeden üstüne olumsuzluk yapıştıran gerizekalılar tarafından küçük görülen, alay edilen gerizekalılardır bunlar. anlamlandırma, geçirilen deneyimlerle ilgili diyoruz, tamam, peki deneyimin yıl dağılımı gibi bir şey var mı? ayrıca, hayat, bir anlam mı taşımakta? hayatı anlamak ne? hatta hayat ne? herkes öz-hayat-kavramını yaratmaz mı? o -en üst seviye-ye gelindiğinde "hayat dediğimiz.." diye başlatılan dönük cümle aynı şekilde mi tamamlanır herkes tarafından?
kabul edilmelidir ki hemen herkesin geçtiği yollardır bunlar. bir anlamda burada kişinin kendi 15’ine hakaretini görüyorum ben. küçümseyiş.. ne acı ve gereksiz! saygı duyulmalıdır aksine. çünkü genellemelerden ne kadar kaçınsam da diyebilirim ki, özgür, çocuksu ve hayalperest ruh yeni yeni farkındalığına erişir sınırlandırılmaların. bu yüzden bir arayış içine girer.bir zaman sonra "aradığını" bulduğunu sanır, bir zaman sonra; bir an için, aldanmadır, zaten anlayacaktır.
bu evreleri ve sizin de hala içinde bulunduğunuz döngüleri bu kadar sığlaştırıyor, bir ermiş edası ve soytarı küstahlığıyla bu yorumu/yargıyı getiriyorsanız karşıma, diyebilirim ki; "asıl incelenmesi gereken sizlersiniz"
ve tabii ki, gerizekalı olan da.
not: evet 15 yaşındayım.
edit: hayatı anladığımı sanmıyorum, hatta anlamamak için gerçekten çaba sarfetmekteyim; çünkü anlamsızlık güzel. anlamsızlığı seviyorum.
15 yaşında hayatı anladığını sanan gerizekalılar
15 yasinda hayati anladigini sanan gerizekalilar zaten tibbi olarak gerizekalilarsa hayati anlamayacaklardir. hem gerizekalililar tehlikeli olabilirler, ellerinde keskin cisimler varken yaklasmamak gerekir.
yok 15 yasinda hayati anladigini sandigi icin bir cocuga gerizekali deniyorsa elimizde bir cekmece dolusu soru isareti kalir. bunlardan bazilari soyledir.
benim icin 15 yasinda hayati anladigini idda eden bir cocuk, cocuklugunun verdigi sirinligin yaninda en azindan hayatin bir anlami oldugunun farkindadir ve onu anlama cabasi icerisindedir. 47 yasina gelip hayati hic sorgulamamis yetiskinlere kiyasla cok daha az gerizekalidir.
15 yas lise seviyesinde ergenlige giris 1.01 dersidir. hayat okulunda 23 kredisi vardir, yetiskinlik projesine katilabilmek icin gecilmesi zorunlu derstir. ve hatirladigim kadariyla bombok bir donemdir. cocuklugun basitligi bir anda akar gider uzerinizden. anlamadiginiz bir ton duygu hayatiniza girer, onlari kullanacak yetiye sahip degilsinizdir, ama sizin hayatinizi degistiricek kadar varliklari kesindir. aynaya her baktiginizda daha cok killandiginizi gorup evrim surecini tersine yasadiginizi sanarsiniz, kizlar aniden asiri kilo alirlar, henuz vucut hatlari da oturmamistir ki 21. yuzyilda kaburgalari gozukmeyen her kiza sisman muamelesi yapan zihniyet hakimdir. (o zihniyeti ayrica kola asitiyle eritmek gerekir)
bu donemin icinde eger adam cikip dogu felsefesiyle, var olusculukla, islam yada herhangi baska bir dinin teolojisiyle, yada hande yener’in bir pop sarkisiylada olsa icinde bulundugu sureci aciklama ihtiyacini duyuyorsa icinde adam olucak cocuktur, en azindan potansiyeli vardir.
ilk okulda hepimiz butun matematigi bildigimizi zannederiz cunku carpma bolme toplama cikartmadir hepsi...
ayrica hangimiz, sadece genc sozluk yazarlari degil, 7mizden 77mize, baris abi dahil olmak uzere, hangimiz hayati anlayabilmis ki 15 yasinda bir cocugun annamamasi garipsenmistir. yoksa o kucuk cocugun hayati anlama yoluna gitmesi, arastirmasi, ama asla yeterince bilmeyeceginin farkinda olup, mutevazilik ve duyarlilik erdemleriyle yogurulmus olmasi mi beklenmektedir. acikcasi benim sokakta tanistigim ortalama insanlarin uzerinde bu kadar yogun beklentilerim yoktur. hele lise caglarindaki kendimi dusundugumde 15 yasindaki bir cocuktan kesinlikle yoktur.
yok 15 yasinda hayati anladigini sandigi icin bir cocuga gerizekali deniyorsa elimizde bir cekmece dolusu soru isareti kalir. bunlardan bazilari soyledir.
benim icin 15 yasinda hayati anladigini idda eden bir cocuk, cocuklugunun verdigi sirinligin yaninda en azindan hayatin bir anlami oldugunun farkindadir ve onu anlama cabasi icerisindedir. 47 yasina gelip hayati hic sorgulamamis yetiskinlere kiyasla cok daha az gerizekalidir.
15 yas lise seviyesinde ergenlige giris 1.01 dersidir. hayat okulunda 23 kredisi vardir, yetiskinlik projesine katilabilmek icin gecilmesi zorunlu derstir. ve hatirladigim kadariyla bombok bir donemdir. cocuklugun basitligi bir anda akar gider uzerinizden. anlamadiginiz bir ton duygu hayatiniza girer, onlari kullanacak yetiye sahip degilsinizdir, ama sizin hayatinizi degistiricek kadar varliklari kesindir. aynaya her baktiginizda daha cok killandiginizi gorup evrim surecini tersine yasadiginizi sanarsiniz, kizlar aniden asiri kilo alirlar, henuz vucut hatlari da oturmamistir ki 21. yuzyilda kaburgalari gozukmeyen her kiza sisman muamelesi yapan zihniyet hakimdir. (o zihniyeti ayrica kola asitiyle eritmek gerekir)
bu donemin icinde eger adam cikip dogu felsefesiyle, var olusculukla, islam yada herhangi baska bir dinin teolojisiyle, yada hande yener’in bir pop sarkisiylada olsa icinde bulundugu sureci aciklama ihtiyacini duyuyorsa icinde adam olucak cocuktur, en azindan potansiyeli vardir.
ilk okulda hepimiz butun matematigi bildigimizi zannederiz cunku carpma bolme toplama cikartmadir hepsi...
ayrica hangimiz, sadece genc sozluk yazarlari degil, 7mizden 77mize, baris abi dahil olmak uzere, hangimiz hayati anlayabilmis ki 15 yasinda bir cocugun annamamasi garipsenmistir. yoksa o kucuk cocugun hayati anlama yoluna gitmesi, arastirmasi, ama asla yeterince bilmeyeceginin farkinda olup, mutevazilik ve duyarlilik erdemleriyle yogurulmus olmasi mi beklenmektedir. acikcasi benim sokakta tanistigim ortalama insanlarin uzerinde bu kadar yogun beklentilerim yoktur. hele lise caglarindaki kendimi dusundugumde 15 yasindaki bir cocuktan kesinlikle yoktur.
hayati daha genc yasta anlayanlarda vardir sevgili sozluk arkadaslarim. ornegin kim soyliyebilir malatyada ki yetimevinde iskenceye maruz kalan ufacik cocuklarin hayati anlamadigini. o yuzden herseyi bilmenin, anlamanin yas ile dogru orantili olmadigini idrak etmek lazim.
25 yaşına kadar her üç ayda kafalarını duvara vururlar. 25 ten sonra 6 ay da bir. 30 dan sonra yılda bir. 35 ten sonra hiç. 40 tan sonra ah eski kafam olsada hergün vursam derler.
bu başlık benim açtığım niceleri gibi alalede bir başlıktı. ya ilk entryde tanımın dozunu kaçırdığım için ya da başka bir sebepten benim entryim silinmiş, o zamam şu an tekrar yazmaktan imtina etmiyorum buyrun okuyalım;
her 15 yaşındaki insan elbette mevzu bahisteki gerizekalılardan değildir, benim anlatmak istediğim; o siyah tişörtü ve sürekli sağdan soldan duyduğu aşırı sert metal müziklerde acaba ne anlatılmak isteniyor bakışı sahipleridir ki allahıma kitabıma bu bakış var üşenmeyin bir dikkat edin siz de göreceksiniz. yahu ulan 15 yaşındasın neden tüm dünya sana nefret dolu olsun, neden herkes senin aleyhinde çalışsın, bir iki dakika akıllı ol sana anlatılmak istenini bir algıla, neden bu kadar düzen karşıtısın ilkokulda simit 300 kuruş diye mi karşı çıkıyosun emperyalizme yada devletçiliğe. lan biz de aynı devirleri geçirdik bir bak çevrene ne kadar 15 yaşında adam varsa bir 50 katı kadar da olmayan var. bir sor soruştur. ama olmaz neden? sen o yıkatmadığın ve artık kirden terden kokusuna dayanılmaz siyah tişörtünle ve düzene isyan olsun diye uzattığın ve uzatma kararı aldığın günden beri yıkamadığın saçlarınla her şeyi çözeceksin. çözersin yavrum ama yavaş çöz saçın başın dağılmasın. her nasıl o yağlı saçlar dağılacaksa...
her 15 yaşındaki insan elbette mevzu bahisteki gerizekalılardan değildir, benim anlatmak istediğim; o siyah tişörtü ve sürekli sağdan soldan duyduğu aşırı sert metal müziklerde acaba ne anlatılmak isteniyor bakışı sahipleridir ki allahıma kitabıma bu bakış var üşenmeyin bir dikkat edin siz de göreceksiniz. yahu ulan 15 yaşındasın neden tüm dünya sana nefret dolu olsun, neden herkes senin aleyhinde çalışsın, bir iki dakika akıllı ol sana anlatılmak istenini bir algıla, neden bu kadar düzen karşıtısın ilkokulda simit 300 kuruş diye mi karşı çıkıyosun emperyalizme yada devletçiliğe. lan biz de aynı devirleri geçirdik bir bak çevrene ne kadar 15 yaşında adam varsa bir 50 katı kadar da olmayan var. bir sor soruştur. ama olmaz neden? sen o yıkatmadığın ve artık kirden terden kokusuna dayanılmaz siyah tişörtünle ve düzene isyan olsun diye uzattığın ve uzatma kararı aldığın günden beri yıkamadığın saçlarınla her şeyi çözeceksin. çözersin yavrum ama yavaş çöz saçın başın dağılmasın. her nasıl o yağlı saçlar dağılacaksa...
15 yaşında kendi hayatlarını anlayıp gerizekalı statüsüne konulabilen insanlardır.sonuçta "insan"lardır.
gerizekalı degildir bunlar.tüm mevzu ergenlik dönemi bunalımıdır.
hayati a$k, para ve popurlerlikten sanan gerizekalilardir. nitekim sen 15 ya$ina gelmi$sindir, tam artiz zamanindasindir, kar$i cins arkada$larina ilgin artmi$tir, birde sevgilin oldu mu "hahaa artik sevgilim var benim buyudum adam oldum" dersin sana "yok yaa" derler. arkada$ cevren geni$ler cok iyi dostlarin olur onlarin da gaziyla "tamam ben oldum" dersin. hayati cozdum dersin cunku "buyuk adam" olmu$sundur. ama hicbi$ey degilsindir. ukalalik yapmaya ba$lar "ben harikayim ben $ahaneyim" dersin ama eninde sonunda seninde kafani surterler. yani kisaca aslinda hic bir $eyi cozmu$ degilsindir.
$imdi gelelim bana. bana da bu sitede ayar verdiler ki, iyi ki vermi$ler yoksa bu cok bilmi$ligim yuzunden "hayatin sillesini" gec yiyecektim.
not: evet bende 15 ya$imdayim
$imdi gelelim bana. bana da bu sitede ayar verdiler ki, iyi ki vermi$ler yoksa bu cok bilmi$ligim yuzunden "hayatin sillesini" gec yiyecektim.
not: evet bende 15 ya$imdayim
bir şeyleri kimsenin anladığı gibi anladığımı sanmıyorum. şu an 16 yaşımdayım, şu an hayatı anladığımı sanıyorum, evet. 15 yaşımdayken de sanıyordum, ama şimdi dönüp de değil 15’ime iki gün önceki bene bir baksam onun bile bilgisizliğine, düşüncesizliğine ve bir şeyleri anlamış olduğu konusundaki yangılgısına yanarım, acırım. ben, değil 15’imdeki beni, dünkü beni bile beğenmiyorum. bu gelişimin karşı konulamaz bir getirisi, elimde değil. ne gelişmemek, ne de dünkü kendini beğenmek insanın elinde değil. gerçi bunun için insanın tanımını doğru düzgün yapmalı, bir çok entrymde bir çok kez yaptım, bu nedenle yine kendimi tekrarlamak istemiyorum. bilinmesi gereken şu ki, ben bu yazdığımdan gelişen biri olarak sorumlu tutulamam. bunun iki nedeni var, birincisi zaten mevcut düşüncelerimi üzerlerinde durup çalışarak türetebilirim, ikincisi ise şu an mevcut bulunan bu düşüncelerin yerine geçecek yeni düşünceleri artan bilgi birikimle üretebilirim. kısaca üretme ya da türetme yoluyla yaptığım, yazdığım, çizdiğimden sorumlu tutulabilirliğimin önüne kendimce bir set çekerim ve bu set yine kendimce aşılamaz, yıkılamaz olur.
fakat önemle işaret etmeliyim ki hayatımın hiçbir döneminde, hiçbir zaman hayatı anlamadım. belki bazılarından fazla, bazılarından az... ama kimse tamamen anlayamadı, anlayamayacak... kaldı ki hayatı anlamak nedir? hayatı anlamak! komik ve düşününce anlamsız bir kavram bu. konuyu değiştirmeden, kısa ve öz konuşacak olursak, hayatı anlamadım, ama yine de gerizekalıyım. belki de anlayamadığım, anladığımı sanmadığım için.. belki de sanmak, yaşımın gereği ya da genelinin gerçekleştirdiğini kendi hayatımda da gerçeğe dökmek doğru ve normal olanı olurdu. ama olmadı, e ne oldu peki? onlar da gerizekalı, ben de.
ben küçükken çok salaktım, doğru... fakat, unutmadan, ben hala çok salağım.
sokrates’in ünlü "bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir" sözünü aristo mantığıyla yorumlayıp işleyerek "anladığım tek şey hiçbir şeyi anlamadığımdır" diyorum. hem, bence, bu şekilde sokrates’in dediğinden daha mantıklı ve anlamlı oluyor. anlamlı mı dedim? anlamadım ki anlamı olsun. anladığım tek şey hiçbir şeyi anlamadığımdır. bildiğim tek şeyse asla anlayamayacağım...
fakat önemle işaret etmeliyim ki hayatımın hiçbir döneminde, hiçbir zaman hayatı anlamadım. belki bazılarından fazla, bazılarından az... ama kimse tamamen anlayamadı, anlayamayacak... kaldı ki hayatı anlamak nedir? hayatı anlamak! komik ve düşününce anlamsız bir kavram bu. konuyu değiştirmeden, kısa ve öz konuşacak olursak, hayatı anlamadım, ama yine de gerizekalıyım. belki de anlayamadığım, anladığımı sanmadığım için.. belki de sanmak, yaşımın gereği ya da genelinin gerçekleştirdiğini kendi hayatımda da gerçeğe dökmek doğru ve normal olanı olurdu. ama olmadı, e ne oldu peki? onlar da gerizekalı, ben de.
ben küçükken çok salaktım, doğru... fakat, unutmadan, ben hala çok salağım.
sokrates’in ünlü "bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir" sözünü aristo mantığıyla yorumlayıp işleyerek "anladığım tek şey hiçbir şeyi anlamadığımdır" diyorum. hem, bence, bu şekilde sokrates’in dediğinden daha mantıklı ve anlamlı oluyor. anlamlı mı dedim? anlamadım ki anlamı olsun. anladığım tek şey hiçbir şeyi anlamadığımdır. bildiğim tek şeyse asla anlayamayacağım...
$imdi $unu itiraf etmek gerekli aslinda, ben 15 ya da 16 ya$imdayken ayni internet geli$imi o zaman da olsaydi,bilmiyorum bu $ekilde guzel cumle kurup derin duşunebilir miydim. hmmm sanirim hayir. ben daha cok hayatin anlamini cozmeye cali$an daha yeni yeni dunyanin pisliklerini icime i$lemeye ba$lami$,$u aptal derslerden nasil kurtulabilirim yaa $eklinde hayat guzel vapurlar filan $eklinde ya$imin ve zamanimin geregini ya$ayan kendi halinde biriydim.ha gerizekali mi olunuo bu halde? hayir. anladigini zanneden de mi oyle oluyor? hayir. ki$iligini oturtma safhasinda olan her genc buyudugunu sanip adam oldugunu dunya sirlarinin $ifrelerini cozduklerini du$unurler.
lütfen su entrylere bir daha bakiniz
stella #538441
trafoberk #591423
shevek #591447
hepsi de cok duzgun cumleler kurmu$, zekice du$uncelerden olu$turduklari entryleri onumuze sunmu$lar. ben onlari alki$larim.
lütfen su entrylere bir daha bakiniz
stella #538441
trafoberk #591423
shevek #591447
hepsi de cok duzgun cumleler kurmu$, zekice du$uncelerden olu$turduklari entryleri onumuze sunmu$lar. ben onlari alki$larim.
bunlar 4 tiptir.
1.rock dinleyip siyah tişört siyaz göz kalemi ile takılırlar
2.hip hop veya alternatif dinleyip sokaktan eve girmemeyi marifet sayarlar
3.kendilerini okulun en yakışıklısı veya en güzel kızı ile çıkmaya adarlar
4.abuk subuk ideolojik romanlara kendilerini kaptırıp kız veya erkek arkadaşa uzaktan dahi bakmazlar
1.rock dinleyip siyah tişört siyaz göz kalemi ile takılırlar
2.hip hop veya alternatif dinleyip sokaktan eve girmemeyi marifet sayarlar
3.kendilerini okulun en yakışıklısı veya en güzel kızı ile çıkmaya adarlar
4.abuk subuk ideolojik romanlara kendilerini kaptırıp kız veya erkek arkadaşa uzaktan dahi bakmazlar
her bir yeni ya$ında, ki$i hayatı biraz daha anladıgını sanır. velakin, bazen öyle hayatlar ya$anır ki, son nefesinizde aslında neyin ne oldugunu tam olarak kavrarsınız.
14-15 ya$larındayken dünyanın kendi etrafında döndügü konusunda bir $üphesi olan var mıydı? ha varsa i$te onun gerizekalılıgı hakkında bi yorumda bulunamam.
14-15 ya$larındayken dünyanın kendi etrafında döndügü konusunda bir $üphesi olan var mıydı? ha varsa i$te onun gerizekalılıgı hakkında bi yorumda bulunamam.
sen,ben,o--biz,siz,onlar dır.
her yaşta vardır efendim.
efendim şimdi şöyle bir durum var; bu başlık 15 yaşındakilerin hepsi hayatı anladığını sanarlar ve hepsi gerizekalıdır dememektedir. bu başlık sadece 15 yaşındaki insanlar arasında hayatı anladığını sananlardan bahsetmektedir. yani aynı 50 yaşındaki insanlar arasında yobazların olması veya 4 yaşındaki çocuklar arasında yaramazlık yapanların olması gibi..
yani bütün 15 yaşındakilerin tek tek üstüne alınması ve hayır efendim ben 15 yaşındayım/yaşındaydım ve gerizekalı değilim/değildim demesi gayet abuktur ve sabuktur.. başlığı amacından saptırır, insanı derin düşüncelere gark ettirir..
yani bütün 15 yaşındakilerin tek tek üstüne alınması ve hayır efendim ben 15 yaşındayım/yaşındaydım ve gerizekalı değilim/değildim demesi gayet abuktur ve sabuktur.. başlığı amacından saptırır, insanı derin düşüncelere gark ettirir..
benzetmelere bakıyorumda ne güzel yahu gerizekalı falan filan.
bir kere gerizekalı yerine daha usturuplu bir kelime seçilebilirdi.ha te$bihte kusur olmaz ibaresi de yok ortada.
hayatı anlama cabası diye birşey yoktur.hayatı yaşamak vardır.ya$arken öğrenmek , deneyim sahibi olmak kısaca hayatı ya$amak.
parmak emdiğimiz günleri düşünelim o parmağı neden emdiğimizi bilmeyiz sadece iç güdüsel davranırız ya da alı$kanlık diyelim.emeklemeye ba$larız.kimsenin olmadığı bir anda ayağa kalkıp yürümeye çalışırız ama neden yürüdüğümüzü ve ne işe yaradığını bilmeyiz.
e zamanla çişimizi yapmayı, kıçımızı silmeyi, çatal ve bıçak kullanmayı derken geliriz 15 yaşımıza.
artık ergenlik dönemi hakimiyeti ba$lar.kimyasal ve biyolojik yapımız değişime uğrar.öpüşmeyi, dokunmayı , sevişmeyi aşık olmayı öğreniriz.
biri bana o ya$ta hayat nedir diye sorsaydı muhtemelen cevabım " sanane " olurdu..!
nedir efendim hayat ?
ekonomik zorluklara göğüs gerip ya$amak daha doğrusu yaşamaya çalışmak.kültürel birikimi en üst seviyeye çıkarmak.insanları tanımak.öğrenmek, öğretmek.aşık olmak, aldatılmak.dayak yemek, dayak atmak.çalışmak, eğitimi tamamlayıp ideallere yelken açmak.mala vurmak, içki içmek, kokoreç yemek, tavla atmak, askere gitmek, evlenmek, çocuk sahibi olmak vs vs vs uzar gider.
evet her yaşın hayatı anlamaya dair bir deneyimi, bir fikri vardır.yani diyorum ki hayatı anlamaya gerek varmıdır ? anlamak için yaşamak, deneyim sahibi olmak lazım.
çok uyuz oluduğum bir konu bu.ben 30 yaşındayım ama karşıma 15 yaşında bir çocuğu alıp ona hayatı anlatmam, anlatamam.o öğrenecektir zaten.sadece doğruları, yanlışları anlatır, mavi hapı verip alice harikalar dünyasının kapılarını gösteririm.daha doğrusu göstermemiz gerekir.doğruyu yanlışı anlatmak ama seçim şansını kişiye bırakmak gerek.
bir uyuz olduğum nokta da şudur ki;
bazı tipler daha yolun yarısına gelmeden hayatı anladığı zannederler.ha bazı konularda elbet tecribe sahibi olmuşlardır lakin daha tecrübe edecek çok olgu çok duygu vardır. ama onlar hayatı çözmüştür bir de ahkam keserler 15 yaşındaki gençlere.
varmıdır hayatı anlama zorunluluğu 15 yaşın ?
rudyard kipling şiiri belki duygulara tercüman olur diye dü$ünüyorum.
eğer, herkes soğukkanlılığını kaybedip seni suçladığı zaman, sen soğukkanlılığını koruyabilirsen;
eğer, herkes senden şüphelendiği halde onların bu şüphesini müsamaha ile karşılayabilirsen;
eğer bekleyebilir ve beklemekten yorulmazsan;
yahut iftiraya uğrar da, iftira ile mukabele de bulunmazsan;
ve aynı zaman da ne çok uysal olup ne de çok akıllıca bir tavırla konuşmazsan;
eğer düşünebildiğin halde düşüncelerin kölesi olmazsan;
eğer felaket ve saadetle yüzleşebilir ve bu iki sahtekarı aynı surette karşılayabilirsen;
eğer hayatını vakfettiğin şeylerin yıkılışını seyredebilir ve eğilip kırık aletlerle onu tekrar kurabilirsen;
eğer iş işten geçtikten sonra kalbini, sinirlerini ve vücudunu tekrar tam faaliyetle seferber edebilip gayene ulaşmaya çalışabilirsen;
ve sana “dayan!” iradenden başka hiçbir şeyin kalmadığı zaman dişini sıkmasını bilirsen;
eğer halk tabakasıyla konuştuğun halde faziletlerini koruyabilirsen;
yahut krallarla dolaştığın halde gururlanıp benliğinden kaybetmezsen;
eğer ne sevdiğin dostlarının, ne de düşmanlarının sözleri seni incitmezse;
eğer herkesi sayabilir fakat kimseye fazla bağlanmamayı bilirsen;
eğer her dakikanın altmış saniyesini doldurabilirsen;
o zaman artık adam olduğunu düşünebilirsin oğul
bir kere gerizekalı yerine daha usturuplu bir kelime seçilebilirdi.ha te$bihte kusur olmaz ibaresi de yok ortada.
hayatı anlama cabası diye birşey yoktur.hayatı yaşamak vardır.ya$arken öğrenmek , deneyim sahibi olmak kısaca hayatı ya$amak.
parmak emdiğimiz günleri düşünelim o parmağı neden emdiğimizi bilmeyiz sadece iç güdüsel davranırız ya da alı$kanlık diyelim.emeklemeye ba$larız.kimsenin olmadığı bir anda ayağa kalkıp yürümeye çalışırız ama neden yürüdüğümüzü ve ne işe yaradığını bilmeyiz.
e zamanla çişimizi yapmayı, kıçımızı silmeyi, çatal ve bıçak kullanmayı derken geliriz 15 yaşımıza.
artık ergenlik dönemi hakimiyeti ba$lar.kimyasal ve biyolojik yapımız değişime uğrar.öpüşmeyi, dokunmayı , sevişmeyi aşık olmayı öğreniriz.
biri bana o ya$ta hayat nedir diye sorsaydı muhtemelen cevabım " sanane " olurdu..!
nedir efendim hayat ?
ekonomik zorluklara göğüs gerip ya$amak daha doğrusu yaşamaya çalışmak.kültürel birikimi en üst seviyeye çıkarmak.insanları tanımak.öğrenmek, öğretmek.aşık olmak, aldatılmak.dayak yemek, dayak atmak.çalışmak, eğitimi tamamlayıp ideallere yelken açmak.mala vurmak, içki içmek, kokoreç yemek, tavla atmak, askere gitmek, evlenmek, çocuk sahibi olmak vs vs vs uzar gider.
evet her yaşın hayatı anlamaya dair bir deneyimi, bir fikri vardır.yani diyorum ki hayatı anlamaya gerek varmıdır ? anlamak için yaşamak, deneyim sahibi olmak lazım.
çok uyuz oluduğum bir konu bu.ben 30 yaşındayım ama karşıma 15 yaşında bir çocuğu alıp ona hayatı anlatmam, anlatamam.o öğrenecektir zaten.sadece doğruları, yanlışları anlatır, mavi hapı verip alice harikalar dünyasının kapılarını gösteririm.daha doğrusu göstermemiz gerekir.doğruyu yanlışı anlatmak ama seçim şansını kişiye bırakmak gerek.
bir uyuz olduğum nokta da şudur ki;
bazı tipler daha yolun yarısına gelmeden hayatı anladığı zannederler.ha bazı konularda elbet tecribe sahibi olmuşlardır lakin daha tecrübe edecek çok olgu çok duygu vardır. ama onlar hayatı çözmüştür bir de ahkam keserler 15 yaşındaki gençlere.
varmıdır hayatı anlama zorunluluğu 15 yaşın ?
rudyard kipling şiiri belki duygulara tercüman olur diye dü$ünüyorum.
eğer, herkes soğukkanlılığını kaybedip seni suçladığı zaman, sen soğukkanlılığını koruyabilirsen;
eğer, herkes senden şüphelendiği halde onların bu şüphesini müsamaha ile karşılayabilirsen;
eğer bekleyebilir ve beklemekten yorulmazsan;
yahut iftiraya uğrar da, iftira ile mukabele de bulunmazsan;
ve aynı zaman da ne çok uysal olup ne de çok akıllıca bir tavırla konuşmazsan;
eğer düşünebildiğin halde düşüncelerin kölesi olmazsan;
eğer felaket ve saadetle yüzleşebilir ve bu iki sahtekarı aynı surette karşılayabilirsen;
eğer hayatını vakfettiğin şeylerin yıkılışını seyredebilir ve eğilip kırık aletlerle onu tekrar kurabilirsen;
eğer iş işten geçtikten sonra kalbini, sinirlerini ve vücudunu tekrar tam faaliyetle seferber edebilip gayene ulaşmaya çalışabilirsen;
ve sana “dayan!” iradenden başka hiçbir şeyin kalmadığı zaman dişini sıkmasını bilirsen;
eğer halk tabakasıyla konuştuğun halde faziletlerini koruyabilirsen;
yahut krallarla dolaştığın halde gururlanıp benliğinden kaybetmezsen;
eğer ne sevdiğin dostlarının, ne de düşmanlarının sözleri seni incitmezse;
eğer herkesi sayabilir fakat kimseye fazla bağlanmamayı bilirsen;
eğer her dakikanın altmış saniyesini doldurabilirsen;
o zaman artık adam olduğunu düşünebilirsin oğul
gerizekalı değil, gayet normal ergenlerdir.
(bkz: akıl yasta değil baştadır)
bilgiclerin cevreleri de boyle dusunuyordu onlar daha ergen iken...boyledir bu dunya devir-teslim dunyasidir...ergenlik, bir yol bulmaya calistigi donemdir insanoglunun... yardimci olmak lazim, baskici olmamak lazim, kendi ergenligini hatirlamak lazim...iyi hafiza lazim...balik yemek lazim... omega3leri onemsemek lazim...hosgorulu ablalar abiler olmak lazim...surekli titredigi zamandir kisinin, kendisine donmesine izin vermek lazim...asagilamamak lazim...karsisinda degil izin verdigi kadariyla da olsa yaninda olmak lazim...hep boyle ergen kalinmiyor...bu da gecer hepimizin yasayip bitirdigi gibi...dusunun ki bir anne memleketinin turkulerini dinlemekte iken husu icinde... 50cent diye (birak muzigi gorunusleri bile illet olan)bir grubun parcasini oyle kut diye acan ergen cocuguna;
-ayyy ne iyi ettin de actin sunu turku turku icim bayilmisti...
seklinde uyumlu ve sabirli bir tepki verebiliyorsa iste hakket eli opulesi anne modelidir o...
-ayyy ne iyi ettin de actin sunu turku turku icim bayilmisti...
seklinde uyumlu ve sabirli bir tepki verebiliyorsa iste hakket eli opulesi anne modelidir o...
gerizekalı demek ne kadar doğrudur bilinmez.zira 15 yaşındayken çoğumuzun yaptığı şeydir.
buyuduğunuzu artık her şeyi anladığınızı zannedersiniz o zamanlar.
anneniz babanız arkadasınızla biryere gitmek istediğinizde izin vermeyince çocuk değilim ben bakın kocaman oldum buyudum yakarışlarında bulunur gider odanıza ağlarsınız.
veya gider birini seversiniz ondan başkasını sevemem diye dusunursunuz halbuki daha bir suru insan geçip gidecektir ömrünüzden.ama o an daha farkında bile değilsinizdir bunun.
o an size mantıklı gelen budur.
en azından bir şeyleri düşünür anlamaya çalışırsınız çözdüm lan ben bu hayatı yerine birazcıkta olsa anlarsınız hayatı.iyiyle kötüyü doğruyla yanlışı fakirle zengini anlayabilecek kapasiteniz vardır en azından.diğerleri fasa fisodur.ergenliktir.gençliğe veriniz.bırakın eğlensin çocuklar.
(bkz: vurma kafasına aptal olur)
buyuduğunuzu artık her şeyi anladığınızı zannedersiniz o zamanlar.
anneniz babanız arkadasınızla biryere gitmek istediğinizde izin vermeyince çocuk değilim ben bakın kocaman oldum buyudum yakarışlarında bulunur gider odanıza ağlarsınız.
veya gider birini seversiniz ondan başkasını sevemem diye dusunursunuz halbuki daha bir suru insan geçip gidecektir ömrünüzden.ama o an daha farkında bile değilsinizdir bunun.
o an size mantıklı gelen budur.
en azından bir şeyleri düşünür anlamaya çalışırsınız çözdüm lan ben bu hayatı yerine birazcıkta olsa anlarsınız hayatı.iyiyle kötüyü doğruyla yanlışı fakirle zengini anlayabilecek kapasiteniz vardır en azından.diğerleri fasa fisodur.ergenliktir.gençliğe veriniz.bırakın eğlensin çocuklar.
(bkz: vurma kafasına aptal olur)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?