1963te nobel ödülü alan izmir doğumlu yunan şair.
yorgo seferis
destansı öyküden alıntı;
liman yaşlıdır, artık bekleyemem
çamlı adalar için çekip giden arkadaşları
çınarlı adalar için çekip giden arkadaşları
açık deniz için çekip giden arkadaşları.
okşarım paslı gemileri, kürekleri okşarım
ki bedenim canlansın ve güçlensin.
yelkenler tuz kokusu verir yalnız
öteki fırtınadan.
yalnız kalmak isteseydim, sessizlik
olurdu aradığım, yoksul ufukta
bu çizgilerin, bu renklerin, bu suskunluğun
ruhumu parça parça edeceği umudu değil.
gecenin yıldızları yeniden getirdi bana
ölümü bekleyen odysseusun güvenini, çiriş otları arasında.
burda çiriş otları arasında demirlediğimiz zaman
adonisin yaralandığını bilen boğazı bulalım istedik.
yorgo seferis
çeviri : melih cevdet anday
liman yaşlıdır, artık bekleyemem
çamlı adalar için çekip giden arkadaşları
çınarlı adalar için çekip giden arkadaşları
açık deniz için çekip giden arkadaşları.
okşarım paslı gemileri, kürekleri okşarım
ki bedenim canlansın ve güçlensin.
yelkenler tuz kokusu verir yalnız
öteki fırtınadan.
yalnız kalmak isteseydim, sessizlik
olurdu aradığım, yoksul ufukta
bu çizgilerin, bu renklerin, bu suskunluğun
ruhumu parça parça edeceği umudu değil.
gecenin yıldızları yeniden getirdi bana
ölümü bekleyen odysseusun güvenini, çiriş otları arasında.
burda çiriş otları arasında demirlediğimiz zaman
adonisin yaralandığını bilen boğazı bulalım istedik.
yorgo seferis
çeviri : melih cevdet anday
1890 yılında izmir’de doğdu. urla iskelesi’nde büyüyen şairin şiirlerinde dogdugu topraklara özlemle karişik buruk bir sürgünlük duygusu hissedilir. seferis’in ailesi kurtuluş savaşi sonrasinda yunanistan’a göç edenler arasında yer alıyor. seferis daha sonra diplomatik görevle geldiği ülkemizde geçmişinin izlerini sürmek üzere izmir’e ve urla iskelesi’ne gidiyor (1950).
anılarında urla’ya gidişini şöyle anlatiyor:
“sonra o inanılmaz şeyle, her zaman olduğu gibi birdenbire karşı karşıya geldik. cip durdu, indik ve iskele’de, urla’ya giden yolun sağındaki eski çeşmenin biraz ötesinde bulduk kendimizi. ninemin eviyle bizim evin arkasını ayıran kıyıya paralel sokağın ortasındaydık. denize doğru yöneldik. vapurların yanaştığı tahta iskele yerinde değildi ama iskeleyi taşıyan beş altı sağlam kazığın yerinde durduğunu hayretle gördüm. batis’in kahvesinin kemerlerine ve onların üzerindeki yapıya da bir şey olmamıştı. sonra hatırlayamadığım bir iki yapı. daha sonra da evimiz.”
http://www.yorgoseferis.com
anılarında urla’ya gidişini şöyle anlatiyor:
“sonra o inanılmaz şeyle, her zaman olduğu gibi birdenbire karşı karşıya geldik. cip durdu, indik ve iskele’de, urla’ya giden yolun sağındaki eski çeşmenin biraz ötesinde bulduk kendimizi. ninemin eviyle bizim evin arkasını ayıran kıyıya paralel sokağın ortasındaydık. denize doğru yöneldik. vapurların yanaştığı tahta iskele yerinde değildi ama iskeleyi taşıyan beş altı sağlam kazığın yerinde durduğunu hayretle gördüm. batis’in kahvesinin kemerlerine ve onların üzerindeki yapıya da bir şey olmamıştı. sonra hatırlayamadığım bir iki yapı. daha sonra da evimiz.”
http://www.yorgoseferis.com
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?