şunu dinlemenizi istiyorum, böyle güzel türkçe var mı yau!
http://tinyurl.com/2vjyvq6
yesarı asım arsoy
yesari asim arsoy,1900 yilinda drama’da dogdu.asil adi mustafa asim’dir.kendisinin verdigi bilgilere gore atalari avrupa’ya yapilan akinlar sirasinda konya’dan goc ederek drama’ya yerlesmisler.babasinin dedesi seyh omer efendi,prizren’de bir tekke yaptirmis,sol eli ile yazi yazan taninmis bir hattatmis.arsoy ve ablasi da sol ellerini kullandiklari icin “yesari” s,fatini almislar.
aile isimleri “haciyasarlar”dir.bergofca’li omer lutfi efendi ile zubeyde hanımin ogludur.ilkokul idadi öğrenimini tamamladiktan sonra ailesiyle önce istanbul’a,sonra 1917’de adapazari’na yerlestiler.calısma hayatina 1920 yilinda antalya’da bulunan “loid triestino” vapurlari acenteliginde katip olarak basladi;sekiz ay kadar burada calisti.aynı yilin sonunda ailesi adapazari’ndan geri istanbul’a donmüstu.antalya’dan ayrilarak istanbul’a geldikten bir süre sonra yeni bir is dolayisiyla izmit’e gitti.fehmi tokay’in araciligi ile once izmit maliye dairesine,sonra “tabacos tutun gumrugu”ne girdi.burada bir bucuk yıl calisti,ardindan galata gumrugundeki komisyoncularinin birinin yanina katip oldu.bunlardan baska muhasebecilik,avukat katiligi gibi isler yapti.hicbirinde surekli olarak calismadi.en sonunda bu gibi isleri birakarak kendisini tamamiyle musiki calismalarina verdi.1954 yilinda kisa bir sure icin istanbul radyosu’nda da calismistir.
sesi guzel oldugu icin cocukluk yillarinda mahallesinin camiinde ezan okurdu.cok dindar olan babasinin hafiz olmasi icin yaptigi baskilara ragmen hafiz olmadi.dayisi hafiz mehmed efendi’den aldigi dersleri de yarida birakti.musiki calismalarina adapazari’nda basladi.onceleri baglama calarken,sonra bunu birakip ud calmayi denedi.ciddi musiki calismalarina ilk hocası rehber-i terakki okulu ogretmenlerinden recai bey ile bando ogretmeni hikmet bey’dir.istanbul’a tasindiklarinda fatih’de oturdular.komsusu olan udi refet,kemani namik,kanuni sureyya ve izzettin humai’den eski eserleri ogrendi.
izmit’te calistigi yillarda orada bayındirlik mudurlugu muhendisi olan fehmi tokay ile zeki arif ataergin’i tanidi,bilgisini ilerletti.musikî cevrelerine girdikten sonra hafiz asir efendi,bahriyeli sahap,hafiz osman efendi,arap yasar gibi ses sanatkarlariyla iliski kurdu.udi selanikli ahmed efendi’den istifadeler sagladi.anadolu turneleri duzenleyerek sazi ve sesi ile katildigi programlar yapti.sanatta kisirliga neden oldugu gerekcesi ile 1949 yilinda evlendigi zehra hanim’dan 1954’de bosandi.
bestekarliga 1930’larda basladi.ibnulemin mahmud kemal inal’a verdigi bilgiye gore ,1958 yili itibariyle iki yuz onbir eser besteledi.bugün bilinen serlerinin sayisi iki yuz elli civarinda oldugu saniliyor.en taninmis olanlari yuz on kadardir.bir cogu unutulmus ya da kolleksiyoncularin elinde kalmistir.kendine ozgu bir uslub ve sanat anlayisi ile beste yapmistir.plaklara en cok eseri okunan sanatkarlar arasindadir.ayrica kendisi de ud calarak ya da baska sazlarin esliginde hayli plak doldurmustur.ayni zamanda siirle ugrasan arsoy,eserlerinin cogunun sozlerini kendisi yazmistir.
(bkz: menekse gozler hulyali)
(bkz: yar saclarin lule)
(bkz: adalardan bir yar gelir bizlere)
sazlar calinir camlica’nin bahcelerinde
biz heybeli’de her gece
aile isimleri “haciyasarlar”dir.bergofca’li omer lutfi efendi ile zubeyde hanımin ogludur.ilkokul idadi öğrenimini tamamladiktan sonra ailesiyle önce istanbul’a,sonra 1917’de adapazari’na yerlestiler.calısma hayatina 1920 yilinda antalya’da bulunan “loid triestino” vapurlari acenteliginde katip olarak basladi;sekiz ay kadar burada calisti.aynı yilin sonunda ailesi adapazari’ndan geri istanbul’a donmüstu.antalya’dan ayrilarak istanbul’a geldikten bir süre sonra yeni bir is dolayisiyla izmit’e gitti.fehmi tokay’in araciligi ile once izmit maliye dairesine,sonra “tabacos tutun gumrugu”ne girdi.burada bir bucuk yıl calisti,ardindan galata gumrugundeki komisyoncularinin birinin yanina katip oldu.bunlardan baska muhasebecilik,avukat katiligi gibi isler yapti.hicbirinde surekli olarak calismadi.en sonunda bu gibi isleri birakarak kendisini tamamiyle musiki calismalarina verdi.1954 yilinda kisa bir sure icin istanbul radyosu’nda da calismistir.
sesi guzel oldugu icin cocukluk yillarinda mahallesinin camiinde ezan okurdu.cok dindar olan babasinin hafiz olmasi icin yaptigi baskilara ragmen hafiz olmadi.dayisi hafiz mehmed efendi’den aldigi dersleri de yarida birakti.musiki calismalarina adapazari’nda basladi.onceleri baglama calarken,sonra bunu birakip ud calmayi denedi.ciddi musiki calismalarina ilk hocası rehber-i terakki okulu ogretmenlerinden recai bey ile bando ogretmeni hikmet bey’dir.istanbul’a tasindiklarinda fatih’de oturdular.komsusu olan udi refet,kemani namik,kanuni sureyya ve izzettin humai’den eski eserleri ogrendi.
izmit’te calistigi yillarda orada bayındirlik mudurlugu muhendisi olan fehmi tokay ile zeki arif ataergin’i tanidi,bilgisini ilerletti.musikî cevrelerine girdikten sonra hafiz asir efendi,bahriyeli sahap,hafiz osman efendi,arap yasar gibi ses sanatkarlariyla iliski kurdu.udi selanikli ahmed efendi’den istifadeler sagladi.anadolu turneleri duzenleyerek sazi ve sesi ile katildigi programlar yapti.sanatta kisirliga neden oldugu gerekcesi ile 1949 yilinda evlendigi zehra hanim’dan 1954’de bosandi.
bestekarliga 1930’larda basladi.ibnulemin mahmud kemal inal’a verdigi bilgiye gore ,1958 yili itibariyle iki yuz onbir eser besteledi.bugün bilinen serlerinin sayisi iki yuz elli civarinda oldugu saniliyor.en taninmis olanlari yuz on kadardir.bir cogu unutulmus ya da kolleksiyoncularin elinde kalmistir.kendine ozgu bir uslub ve sanat anlayisi ile beste yapmistir.plaklara en cok eseri okunan sanatkarlar arasindadir.ayrica kendisi de ud calarak ya da baska sazlarin esliginde hayli plak doldurmustur.ayni zamanda siirle ugrasan arsoy,eserlerinin cogunun sozlerini kendisi yazmistir.
(bkz: menekse gozler hulyali)
(bkz: yar saclarin lule)
(bkz: adalardan bir yar gelir bizlere)
sazlar calinir camlica’nin bahcelerinde
biz heybeli’de her gece
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?