luke wilson ve matthew fox
burdan görülebilir:
http://www.movieguide.co.nz/images/pics/luke%20wilson.jpg
http://img143.imageshack.us/img143/3183/jack9ks.jpg
ayrıca gwyneth paltrowunda gothic hatun rolüyle yer aldığı,ben stillerı reality bitesdan beri ilkkez ciddi adam rolüyle gördüğümüz,fransız sineması tadı bırakan mükemmel film.ayrıca sountrack albümü de eşsizdir.
everbody hates chris isimli dizide kendi çocukluğunu anlatan,1965 doğumlu komik insan.
evde tek başına serisinde oynamış çocukken izleyip ulan ne fırlama çocuk bende keşke böyle olsam dedirtmiş,şöhretin gazıyla beni kullanıyolar deyip anne babasını boşamış,aynı şöhretin gazıyla uyuşturucuya sarıp kariyerini mahvetmiş eski çocuk yıldız.rivayete göre titanic de leonardo di caprio nun rölünü oynaması gündeme gelmiştir ancak rolü kaptırıp yeniden populer olma şansını kaçırmıştır.1980 doğumludur ayrıca.
down in the valley de 1969 lu edward norton un sevgilisi rolünü oynamış 1987 li hatun.
bağımsız bi film gibi başlayan sonlara doğru tipik hollywood sineması örnekleri sunan,edward norton keşke hiç böyle bi filmde yer almasaydı denilen sıkıcı gereksiz filmdir.edward norton primal fear ve fight club dan sonra yine psikolojik sorunları olan bi adamı oynamıştır ayrıca filmin yapımcısıdır.
filmdeki hatun için:(bkz: evan rachel wood)
filmdeki hatun için:(bkz: evan rachel wood)
edward norton un ilk ciddi filmidir ve bu filmin kadrosuna aaron stampler rolu için tanınmamış yeni bi yüz arayan yapımcıların düzenlediği seçmelere tesadüfen katılması sonucu dahil olmuştur ve döktürmüştür.
dünyanın en güzel gülen oyuncusu.sabaha kadar gülse 1 dk gözümü ayırmadan izlerim.
ross: chandler entered a vanilla ice look-alike contest and *won*!
chandler: ross came fourth and cried!
ross: what are you doing?
chandler: making chocolate milk. you want some?
ross: no thanks, im 29.
ross: can i borrow your blue tie? emma spit on mine.
chandler: okay, but youll have to give it back when i get a job. of course, by then, ties will be obsolete and well all be wearing silver jumpsuits.
joey: just because she went to yale drama, she thinks shes like the greatest actress since, since, sliced bread!
chandler: ah, sliced bread, a wonderful lady macbeth.
joey: god, i just, i hate her! i hate her! with her, "oh, im so talented." and "oh, im so pretty," and "ooh, i smell so good."
chandler: i think somebody has a crush on somebody.
joey: hey, chandler, can we please stay focused on my problem here? yknow?
chandler: im talking about you. you big, big freak.
chandler: i can handle this. "handle" is my middle name. actually, "handle" is the middle of my first name.
monica: chandler, its okay. you dont have to be so macho all the time.
chandler: im not macho.
monica: youre right. i dont know what i was thinking.
(sexten mi yemekten mi vazgeçersin sorusu üstüne):
monica: sex!
chandler: seriously. answer faster.
monica: im sorry, sweetie. when she said "sex" i wasnt thinking of sex with you.
chandler: its like a big hug.
phoebe: ross, how about you? sex or food?
ross: sex!
phoebe: what about sex or dinosaurs?
ross: my god, its like sophies choice.
phoebe: joey, if you had to give up sex or food, which would you pick?
joey: i dont know its too hard.
rachel: come on, you have to answer.
joey: okay... sex. no, food. no, uh... i want both! i want girls on bread!
chandler: ross came fourth and cried!
ross: what are you doing?
chandler: making chocolate milk. you want some?
ross: no thanks, im 29.
ross: can i borrow your blue tie? emma spit on mine.
chandler: okay, but youll have to give it back when i get a job. of course, by then, ties will be obsolete and well all be wearing silver jumpsuits.
joey: just because she went to yale drama, she thinks shes like the greatest actress since, since, sliced bread!
chandler: ah, sliced bread, a wonderful lady macbeth.
joey: god, i just, i hate her! i hate her! with her, "oh, im so talented." and "oh, im so pretty," and "ooh, i smell so good."
chandler: i think somebody has a crush on somebody.
joey: hey, chandler, can we please stay focused on my problem here? yknow?
chandler: im talking about you. you big, big freak.
chandler: i can handle this. "handle" is my middle name. actually, "handle" is the middle of my first name.
monica: chandler, its okay. you dont have to be so macho all the time.
chandler: im not macho.
monica: youre right. i dont know what i was thinking.
(sexten mi yemekten mi vazgeçersin sorusu üstüne):
monica: sex!
chandler: seriously. answer faster.
monica: im sorry, sweetie. when she said "sex" i wasnt thinking of sex with you.
chandler: its like a big hug.
phoebe: ross, how about you? sex or food?
ross: sex!
phoebe: what about sex or dinosaurs?
ross: my god, its like sophies choice.
phoebe: joey, if you had to give up sex or food, which would you pick?
joey: i dont know its too hard.
rachel: come on, you have to answer.
joey: okay... sex. no, food. no, uh... i want both! i want girls on bread!
(bkz: neve campbell)
friends in chandlerı.ayrıca the whole nine yards ve three to tango gibi eğlenceli filmlerde de oynamıştır.sempatik ve eğlenceli rollerin adamıdır.
emrah ve seren serengil in oynadığı,94 ya da 95 yapımı kült dizi.en büyük biziz en büyük biziz şeklinde çemkirerek zengin ve fakir elemanların çatışması temalı ancak o çatışma içinde filizlenen efsanevi emrah seren aşkını anlatan her izlendiğinde mide krampları geçirtirten yapımdır.
türkiyenin imzalamayan dünyada 5 ülkeden biri olduğu,kesinlikle imzalanması gereken protokol.
bizdeki çekim hataları yerine ingilizce de kullanılan sözcük.kelime anlamı olarak ise utandıracak kadar kötü hata gibi bişeydir.
iş aş haydar baş şeklinde slogana sahip siyasetcimsi.
(bkz: dyp)
ufuk urasya da kendisi ankara 1. bölgeden aday olsaydı da gönül rahatlığıyla oy verseydik dedirten insan.
kanımca şerefsizliğin diğer tanımı olan eylem.
latince hem sevmek hem de nefret etmek
yamulmuyosam latincesi excruicior olan söz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?