demee??bu mallık size çok yakıştı lütfen sizde kalsın.
böğürerek gezen çığırtkan.
özüne inecek kadar vaktim yok mümkünse açıktan iyi olduğuna ikna etsin dediğim klişe.
izlenilesi en müthiş animelere imzasını atan enfes anime çizeri,animeleri tamamen uzun metraj film kıvamlı olup, soundtrackleri ivediyetle bulunup sıklıkla dinlenmeye yol açar.özellikle spirited away miyazakinin en bomba animesidir.
aramızda dişe gelir birşey olsaydı bu kadar kolay ve komple bitemezdi deyü savuşturulacak demogojik tehtit.
bugün radyoda yedikleri naneler anlatıldıktan sonra "ailelerini kalkındırma partisi"olarak açılımlanan artık köşeye sıkıştığını düşündüğüm parti. bir diğer parti(kim olur tahmini zor değil) seçim sloganlarında müthiş bir ironi yapmış "oğlu dört yıl önce bursla okuyordu,şimdi üç trilyonluk gemisi var!yola devam!!".
2006 yapımı nasıl anlatsam nerden başlasam modeli tony gatlif filmi, filmde dilberler dilberi asia argento ve nefes kesen birol ünel başrolde,dram ağırlıklı gitmesine rağmen bir anda raydan çıkan hayatın sadece ufak bir kesitini anlatıyor olmasından ibaret beni benden alan bir yapım. meraklıları "yeşilçam sineması"nda oldukça ekonomik bilet fiyatı ödeyerek hem filme hem müziğe doyabilir.
koyduğun buzlu eti elini çeker çekmez yumuşatması bu işte bir yanlışlık var dedirtir bu alet için.
çok su kaybettim üzerine 2 ltre su içmeliyim otomatı olur olmalıdır da.
bu güzel şehri bu soğuk ekrandan okuma tanıma ve kesinlikle ihmal etme,çık çiğne yollarını şu sarı sıcak havayı peşkeş çekme dört duvar yanlızlığına,bin vapura kuşların önderlere çekilmiş nefis estetik duruşlarına bakarken aklına gelince mutlu olduğun kim varsa onu düşün ufka dalarak göreceksin ki için bir hoş..istanbula başlamakla kalma istanbulda yaşlanacak kadar göze al her zorluğunu, birgün doğa seni başka bir sahil kasabasına şiddetle çağırana kadar.
onlarda seni bekliyordu gelse bu düdükte bi sevişse deyü.dediğim malımsı başlık
hiçbir baskı birşeye benzememesine rağmen,üstün başın batmış,ortalığın dağılması da cabası olan bu aktivite herşeye rağmen güzel bir nostaljiydi,bir sürü imkana rağmen mal gibi yetişen bebeleri görünce bu mahrumiyet dönemi tebessüm ettiriyor akla gelince.
istifra etmek için kullanılır kimi zaman,uyarlama kullanımdır gerçek yada yan anlamlı değildir.
mide boşken devam edeni en pistir. istifra hali boyunca önce öd çıkarılır hala bitmek bilmez periyodik aralarla mide ayaklanır durulur,ayaklanır durulur.menemdir berbattır bu hadise.
1964 stanley kubrick filmidir. film traji komik bir anlatımda başlar ve aynı tatda biter,filmde petter sellersin olması bana göre hiçbir enstantene katmazken,birçok izleyenin önemli bulduğu bir ayrıntıdır ya da izleme nedenidir.teknoloji ve savaş stratejileri ironik bir biçimde anlatılırken, rus ajanın foyasını gizleme halleri bu ağırdan alınması gereken filmde yerlere yatıracak kadar komiktir.
kült film jargonunu almakta sonuna kadar hakkı olan enfes kubrick filmidir. savaşın action tabanlı alternatifleri arasında askerlerin içsel seslerini anlatması bakımından bir ilktir sinema tarihi için.
bu ne destursuz başlık!dediğim yazı dizini.tabi ki sever hemde fena sever,sakinleşemez sevince birde.tepkileri telaşı hissiyatı okadar şiddetli olur ki kızdırdıysa sevdiği kadını hasbel kader birde, bütün dünyası yıkılır sonra zordan sonradan tekrar kurulur.seven erkek seven kadından daha şanssız ve daha zordadır işin özü.
...böyle de boktan işte hayat dedikleri zırva...ailesi ve yakınları için binlerce kez ölüp dirilmek başlıyor şimdi uzunca bir süre..allah rahmet eylesin..bizler yarın kaldığımız yerden devam edeceğiz.. işte boktanlığı burdan ileri geliyor hayat dedik ya...
bende klostrofobi var çıkar beni diyebilir yar, dolayısıyla "iç"de tutulması gereken bir haykırış olması gerekir.
aradığımda arka fonda "bir yemin ettim ki dönemem" çalıyordu,o kadar olur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?