zany

berk
arda
furkan

zafer mutlu’nun sahibi oldugu gazete. yonetimini bilemem ama haber merkezi calisanlari cok seker insanlardir.

eskisi kadar gidilesi bir yer degildir. sadece kule kisminda guzel bir lokantasi bulunur.. yavas yavas donen bu donerkule lokantasinda yemeginizi yerken bi yandan da tum ankarayi kusbakisi izleyebilirsiniz.

basrolunu robin williams’in oynadigi hayatimin filmi olarak gordugum olu ozanlar dernegi’nin ana temasi olan soz..

hakkarili vatandas, devletten yardim degil "sadece bir gecmis olsun" dilegini hala beklemektedir.turkiyeyi unutup asyaya yonelen vicdanlara anadolulu da elbet birgun sirtini donecektir.donmelidir.

jean reno ayrica kurtlar imparatorlugunu yazan jean-cristophe grange’in bir diger kitabi kizil nehirler’in beyazperdeye uyarlamasi olan "nehirler kizil akar" filmiyle de karsimiza cikmistir.

ayse arman dan sonra turemis, ayse armanin eski halini anlatan film. ki bu durumu ayse hanimin kendiside itiraf etmistir..ancak kendisi jones kadar beklememis, betul mardinin ogluyla evlenmis ve gectigimiz gunlerde anne olmustur..

en cok istedigim olum sekli..arkamda uzuntu yerine bir tebessum birakabilirim hic olmazsa..

pacayi kurtarmak niyetiyle son hamleyi yapmak isteyen insan olabilir.

elvis costello’nun soyledigi muhtesem sarki..ayni zamanda basrollerini hugh grant ve julia roberts’in paylastigi notting hill filminin muhtesem soundtrack parcasi.
sozleri:

she
she may be the face i can’t forget
the trace of pleasure or regret
maybe my treasure or the price i have to pay
she may be the song that summer sings
may be the chill that autumn brings
may be a hundred different things
within the measure of a day

she may be the beauty or the beast
may be the famine or the feast
may turn each day into a heaven or a hell
she may be the mirror of my dreams
a smile reflected in a stream
she may not be what she may seem
inside her shell....

she, who always seems so happy in a crowd
whose eyes can be so private and so proud
no one’s allowed to see them when they cry
she maybe the love that cannot hope to last
may come to me from shadows in the past
that i remember ’till the day i die

she maybe the reason i survive
the why and wherefore i’m alive
the one i care for through the rough and ready years

me, i’ll take the laughter and her tears
and make them all my souvenirs
for where she goes i’ve got to be
the meaning of my life is
she....she
oh, she....

ozellikle inonu stadinda soylendiginde tuylerimin diken diken olmasina neden olan sarki.(bkz: besiktas)

salma hayek’in ressam frida kahlo’yu canlandirdigi film.

feci bir olaydir.lisedeyken bir arkadasimi o yasta kalp krizinden kaybetmistim.. olumunun uzerinden bir iki hafta gectikten sonra telefon numarasini cep telefonumdan silmeyi unuttugum icin o numaradan cagri aldim.kisa sureli bi sokun ardindan ailesinin, ogullarinin anilarini yasatmak icin tum arkadaslarina cagri birakmak istediklerini anladim..

oynamaktan cok zevk aldigim ancak malesef turkiye’de yeterince taninmayan spor dali.

dunyanin baska hicbir yerinde bu kadar israrlisina rastlayamayacaginiz hadise.

hillary swank’e oscar kazandiran film..hatun filmde muthis karizmatik bir erkegi(ki aslinda kadindi ama kendini erkek hissediyordu)oynamisti.

charlize theron’un 15 kilo alarak rolunun hakkini verdigi ve oscar aldigi film.

kendilerinden korkulur.

hayir kavga etmiyoruz, sadece tartisiyoruz..yerse!!

en kisa zamanda aktif olmasini dileyerek benimde katildigim dusunce.