orhan pamuk’un, bazı bölümlerini "pedro’nun zorunlu istanbul seyahati" isimli bir anı kitabından çalarak oluşturduğu romanı.tabi bu bilgiden sonra bu roman ne kadar kendisinin olur?vicdan meselesi.
arthur schopenhauera göre ideal olan aşktır,birlikteliktir.erkek iri,uzun boylu olursa kadını seramik gibi kaplar.bu da, iki tarafı da mutlu eder gibime geliyor.
türkiyede avrupa birliğini en çok destekleyen partilerden biridir.küresel sermayenin yönlendiricilerinden olan george sorosun türkiyede kurdurttuğu tesev ile birçok konuda ortak çalışan partidir.sosyalizmi,demokrasiyi,işgallere hayır demeyi,eşitliği sadece kılıf olarak kullanan,bu değerlerin ardına saklanarak farklı işler çeviren bir partidir.avrupa birliği memurlarının türkiyeye her gelmelerinde sevgi ve şükran duygularıyla ziyaret ettiği,fikir alışverişinde bulunduğu bir partidir.
bu partinin savunucuları avrupa birliğini çok iyi bir hedef olarak görürler,avrupa birliğinin insan haklarını koruyor gibi görünen yasalarının aslında liberalizmi koruduğunu ne hikmetse göz ardı ederler.bu açık,gün gibi ortada olan gerçeği dikkate almazlar;bu da görevleri arasındadır.
şu bilinmelidir:
emperyalizm,kapitalizm bir toprakta kök salmak için çok farklı yöntemler kullanır.bu yöntemleri de günün koşullarına göre,coğrafyanın yapısına göre belirler.bazen en alakasız şeyleri,kendisinin karşıtıymış gibi görünen fikirleri de kullanır.güç dengeleri değiştikçe fikir değiştiren,terazi ne tarafa ağırsa o tarafa akan kişileri kullanır.ödp de görüş olarak bu yapıdadır.sözde anti kapitalist,emperyalist gibi görünmesine rağmen,özde kapitalizmin dolaylı olarak da emperyalizmin hedefine varması için kullandığı bir kılıftır.
bu partinin savunucuları avrupa birliğini çok iyi bir hedef olarak görürler,avrupa birliğinin insan haklarını koruyor gibi görünen yasalarının aslında liberalizmi koruduğunu ne hikmetse göz ardı ederler.bu açık,gün gibi ortada olan gerçeği dikkate almazlar;bu da görevleri arasındadır.
şu bilinmelidir:
emperyalizm,kapitalizm bir toprakta kök salmak için çok farklı yöntemler kullanır.bu yöntemleri de günün koşullarına göre,coğrafyanın yapısına göre belirler.bazen en alakasız şeyleri,kendisinin karşıtıymış gibi görünen fikirleri de kullanır.güç dengeleri değiştikçe fikir değiştiren,terazi ne tarafa ağırsa o tarafa akan kişileri kullanır.ödp de görüş olarak bu yapıdadır.sözde anti kapitalist,emperyalist gibi görünmesine rağmen,özde kapitalizmin dolaylı olarak da emperyalizmin hedefine varması için kullandığı bir kılıftır.
sözde sosyalist geçinen,özde amerikancı,avrupacı ve liberal olan bir partimsi.
genç dimağları andınlatan sihirli lamba.
(bkz: oksimoron)
karşılık olarak "hangi devrim?devirilen devrim mi?" diye sorma isteği uyandıran bir önerme.
devirilen devrimi tek yol olarak görenlere şahin ağa şöyle buyuruyor:"zannedersem tek eksiğiniz yarraktı".
devirilen devrimi tek yol olarak görenlere şahin ağa şöyle buyuruyor:"zannedersem tek eksiğiniz yarraktı".
ab,abd,sermaye,azınlık ırkçılığı,kapitalizm... gibi konuları aydın doğan medyasından daha marjinal bir şekilde savunan,taraflı medyanın eşsiz timsali.
"anglo-saxon toplulukları kaynaştırmak adına mı yapılıyor bu eurovision,nedir bu ingilizce merakı?" gibi sorular sormama sebeb olan şarkı ismi.
kendisi insan değildir.o derece yani. diğer kızlar darılmasın.şikayetleri varsa yaratıcıya bizahmet.
(bkz: sallamasyon)
#480291
alaattin çakıcı’dan bir mektup almıştır.mektubun içeriği şöyledir:
"sizler ki, biri savcı diğeri yargıç gibi işinize geldiği türde tüm gayriahlaki kuralları kendi kişisel çıkarlarınız doğrultusunda yasal zeminlere taşıyorsunuz"
"yasal kurumun üyesi misiniz?"
"sizlerin tanımına göre çeteler ülkeye zarar veriyor. küresel medya patronlarının türkiye’deki işbirlikçi elemanları olarak çeteleştiğinizi biliyor musunuz? kapitalizmin küresel patronlarına uşaklık yaptığınızdan dolayı vatandaşın da size soru sorma hakkı olduğunu biliyor musunuz"
"ermeni olmak suç teşkil etmiyor, siz eski marksist yani liberal solcu, medyadaki işbirlikçileri sürekli türk milletine saldırıyorsunuz"
"tüm ülkede yaşayanlarıın temel hak ve özgürlükleri, hukukun üstünlüğü milli gelierin toplumun değişik katmanlarına eşit şekilde dağıtılması ve etnik ayırım gözetilmemesi. işte bu demokrasiye göbekten bağlı ulus devletin en güzel örneğidir"
merak ediyorum, sizin adınız can mı van mı?"
"bakınız beyefendi yaptığınız işi insani ve mesleğinizin ahlaki kuralları içerisinde yapmaya çalışın. akıllı olmanızı sizden rica ediyorum. yine de beyefendilik bende kalsın "
(bkz: aklın yolu birdir)
"sizler ki, biri savcı diğeri yargıç gibi işinize geldiği türde tüm gayriahlaki kuralları kendi kişisel çıkarlarınız doğrultusunda yasal zeminlere taşıyorsunuz"
"yasal kurumun üyesi misiniz?"
"sizlerin tanımına göre çeteler ülkeye zarar veriyor. küresel medya patronlarının türkiye’deki işbirlikçi elemanları olarak çeteleştiğinizi biliyor musunuz? kapitalizmin küresel patronlarına uşaklık yaptığınızdan dolayı vatandaşın da size soru sorma hakkı olduğunu biliyor musunuz"
"ermeni olmak suç teşkil etmiyor, siz eski marksist yani liberal solcu, medyadaki işbirlikçileri sürekli türk milletine saldırıyorsunuz"
"tüm ülkede yaşayanlarıın temel hak ve özgürlükleri, hukukun üstünlüğü milli gelierin toplumun değişik katmanlarına eşit şekilde dağıtılması ve etnik ayırım gözetilmemesi. işte bu demokrasiye göbekten bağlı ulus devletin en güzel örneğidir"
merak ediyorum, sizin adınız can mı van mı?"
"bakınız beyefendi yaptığınız işi insani ve mesleğinizin ahlaki kuralları içerisinde yapmaya çalışın. akıllı olmanızı sizden rica ediyorum. yine de beyefendilik bende kalsın "
(bkz: aklın yolu birdir)
"ölüm olmasaydı onu icat etmek zorunda kalırdık." demiştir voltaire.
deizmin kurucusu sayılır.sevilir.
mine g. kırıkkanatın ders çıkartılası bir yazısı.herkesin okuması gereken bir yazı.
"asalak kardeşlik
dünya coğrafyasında, sınırları anglosaksonlar tarafından cetvelle çizilmemiş her ülkenin toprakları canla kazanılmış, her karışı kanla sulanmıştır. türkiye cumhuriyeti, topraklarını düşmanın leşkerinden dişleriyle tırnaklarıyla söküp alan, sınırlarını kanla çizen sonuncu ülkesidir tarihin. ondan sonra oluşan tüm ülke sınırları, cetvelledir!
türkler ve kürtler, bin yıldır bu toprakların tozunu tuzunu birlikte yuttu, nankörlüğü yoksulluğu ve cehaleti paylaştı. eşkıya olup yollarını birlikte tuttu, balını ağusunu birlikte yaladı.
bu toprakları omuz omuza savunduklarında, karşılarında ortak düşman vardı. ne zaman ki düşman ortaklığı bozuldu, birbirlerini ezmeleri gerekti. kürtler ayaklandı, türkler ezdi. türkler güçsüz düştü, kürtler yeniden ayaklandı.
biliyorum, türkiye devleti aşiret düzenini kıramadığı güney doğuyu, besleme reisler aracılığıyla devlete bağlı tutma yolunu seçti. kürtleri ağalık sistemine terkle, istifa etti cumhuriyet prensiplerinden. halkına yurttaşlık bilinci aşılamaktansa, tebaa oylarıyla parlamentoya seçilen aşiret reislerini yemlemeyi tercih etti. biliyorum, pkkyı asıl 1980 darbesi, abdnin solculuğu ezmekle görevlendirdiği mr. netekim mezalimi yarattı.
bölgede cumhuriyet yurttaşlığına gerek duyulduğunda artık çok geçti, bula bula köy korucularını buldular maaşla tutacak…
hep kötü şeyler de yapmadı! ama iyi şeyler katarı kaçırılmıştı bir kez. okullar yaptı yakıldı. öğretmenler, doktorlar gönderdi, öldürüldüler. halkla bütünleşen kim varsa delik deşik edildi, havaya uçuruldu. aşiretler tebaaların yurttaş bilincine kavuşmasını, pkk da "iyi memur" istemiyordu.
öyle ya da böyle bugün gelinen noktada, kürtlerin "bizim" dediği bir bölgede türk olarak yalnızca hakarete uğrayan, silahla korunan, taciz edilen memurlar, okula korkuyla giden memur çocukları, yani "temsili devlet" var. ama türk halkı yok o şehirlerde, köylerde... oysa kürtlerin "bizim" diyemeyeceği yerlere çok kürt göçtü ve ne ayrımcılık yapılıyor kendilerine, ne de onlar ayrımcılık yanlısı zaten. şimdilik.
ama artık etle tırnak, türkle kürt sözcüklerinin arasında otuz bin ceset var ve çoğalıyor. şehre inen aşiretleri, töre cinayetleri, kapkaççı çocuk çeteleri, otopark mafyaları var. kaçak elektriğini, kaçak suyunu bize ödeten, doğurup sokağa saldığı evlatları suç makinesine dönüşen ve sonra varoşlarda biji apo diye bayrak açıp dükkân yağmalayan eşkıyası var.
aymaz devlet, hâlâ pkkya karşı "sadık" kürt nüfus çoğaltma derdinde. bizim cebimizden alıp iki karıdan, üç karıdan on yirmi çocuk sahibi cahillere, çocuk başına 20 ytlden 50 ytlye "sosyal yardım" yapıyor (bkz. ruhat menginin 27 kasım tarihli yazısı).
şimdi böyle bir kavmin, kafası kadın haklarında ortaçağı aşamamış dernek başkanı, demokrasi var diye çıkıp televizyonlarda: "t.c. güney doğuda işgalcidir, ben barzaninin iktidarını tanırım, atatürk de ingiliz mandacısıydı" deyince…
türklerde de böylesini sırtında taşımamak, dölünü finanse etmemek, aşiretini, töresini, cehaletini, kısaca yükünü çekmemek, hatta birlikte yaşamayı reddetmek isteği doğuyor.
federasyon çözüm, diyenler var. ben federatif bir devlet karşıtı değilim. ama ispanyada inceledim: katalonya ve bask ülkesi, en zengin ve kültür düzeyi yüksek, kendilerine yeterli; madridten beş kuruş almayıp aksine, merkezi yönetime katkıda bulundukları için bunca özerk, tersi değil! kürt federasyonu isteyen takım, niye bağımsızlık istemiyor? çünkü hem bayrağını çekip özerk olacak, hem de özerkliğini bizim cebimizden finanse edecek!
asalak kardeşlik, zoraki beraberlik artık yeter, yağma yok, herkes kendi yoluna diye düşünen türkler çoğalıyor, benden söylemesi... "
http://www7.vatanim.com.tr/root.vatan?exec=yazardetay&tarih=&newsid=65899&categoryid=4&wid=122
"asalak kardeşlik
dünya coğrafyasında, sınırları anglosaksonlar tarafından cetvelle çizilmemiş her ülkenin toprakları canla kazanılmış, her karışı kanla sulanmıştır. türkiye cumhuriyeti, topraklarını düşmanın leşkerinden dişleriyle tırnaklarıyla söküp alan, sınırlarını kanla çizen sonuncu ülkesidir tarihin. ondan sonra oluşan tüm ülke sınırları, cetvelledir!
türkler ve kürtler, bin yıldır bu toprakların tozunu tuzunu birlikte yuttu, nankörlüğü yoksulluğu ve cehaleti paylaştı. eşkıya olup yollarını birlikte tuttu, balını ağusunu birlikte yaladı.
bu toprakları omuz omuza savunduklarında, karşılarında ortak düşman vardı. ne zaman ki düşman ortaklığı bozuldu, birbirlerini ezmeleri gerekti. kürtler ayaklandı, türkler ezdi. türkler güçsüz düştü, kürtler yeniden ayaklandı.
biliyorum, türkiye devleti aşiret düzenini kıramadığı güney doğuyu, besleme reisler aracılığıyla devlete bağlı tutma yolunu seçti. kürtleri ağalık sistemine terkle, istifa etti cumhuriyet prensiplerinden. halkına yurttaşlık bilinci aşılamaktansa, tebaa oylarıyla parlamentoya seçilen aşiret reislerini yemlemeyi tercih etti. biliyorum, pkkyı asıl 1980 darbesi, abdnin solculuğu ezmekle görevlendirdiği mr. netekim mezalimi yarattı.
bölgede cumhuriyet yurttaşlığına gerek duyulduğunda artık çok geçti, bula bula köy korucularını buldular maaşla tutacak…
hep kötü şeyler de yapmadı! ama iyi şeyler katarı kaçırılmıştı bir kez. okullar yaptı yakıldı. öğretmenler, doktorlar gönderdi, öldürüldüler. halkla bütünleşen kim varsa delik deşik edildi, havaya uçuruldu. aşiretler tebaaların yurttaş bilincine kavuşmasını, pkk da "iyi memur" istemiyordu.
öyle ya da böyle bugün gelinen noktada, kürtlerin "bizim" dediği bir bölgede türk olarak yalnızca hakarete uğrayan, silahla korunan, taciz edilen memurlar, okula korkuyla giden memur çocukları, yani "temsili devlet" var. ama türk halkı yok o şehirlerde, köylerde... oysa kürtlerin "bizim" diyemeyeceği yerlere çok kürt göçtü ve ne ayrımcılık yapılıyor kendilerine, ne de onlar ayrımcılık yanlısı zaten. şimdilik.
ama artık etle tırnak, türkle kürt sözcüklerinin arasında otuz bin ceset var ve çoğalıyor. şehre inen aşiretleri, töre cinayetleri, kapkaççı çocuk çeteleri, otopark mafyaları var. kaçak elektriğini, kaçak suyunu bize ödeten, doğurup sokağa saldığı evlatları suç makinesine dönüşen ve sonra varoşlarda biji apo diye bayrak açıp dükkân yağmalayan eşkıyası var.
aymaz devlet, hâlâ pkkya karşı "sadık" kürt nüfus çoğaltma derdinde. bizim cebimizden alıp iki karıdan, üç karıdan on yirmi çocuk sahibi cahillere, çocuk başına 20 ytlden 50 ytlye "sosyal yardım" yapıyor (bkz. ruhat menginin 27 kasım tarihli yazısı).
şimdi böyle bir kavmin, kafası kadın haklarında ortaçağı aşamamış dernek başkanı, demokrasi var diye çıkıp televizyonlarda: "t.c. güney doğuda işgalcidir, ben barzaninin iktidarını tanırım, atatürk de ingiliz mandacısıydı" deyince…
türklerde de böylesini sırtında taşımamak, dölünü finanse etmemek, aşiretini, töresini, cehaletini, kısaca yükünü çekmemek, hatta birlikte yaşamayı reddetmek isteği doğuyor.
federasyon çözüm, diyenler var. ben federatif bir devlet karşıtı değilim. ama ispanyada inceledim: katalonya ve bask ülkesi, en zengin ve kültür düzeyi yüksek, kendilerine yeterli; madridten beş kuruş almayıp aksine, merkezi yönetime katkıda bulundukları için bunca özerk, tersi değil! kürt federasyonu isteyen takım, niye bağımsızlık istemiyor? çünkü hem bayrağını çekip özerk olacak, hem de özerkliğini bizim cebimizden finanse edecek!
asalak kardeşlik, zoraki beraberlik artık yeter, yağma yok, herkes kendi yoluna diye düşünen türkler çoğalıyor, benden söylemesi... "
http://www7.vatanim.com.tr/root.vatan?exec=yazardetay&tarih=&newsid=65899&categoryid=4&wid=122
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?