çok farklı kulturler tarafından sahiplenilmiş eski bir sembol. kökeni roma imparatorluğuna dayandırılsa da kesin bir bilgi yoktur. anlamı hakkında da bir çok rivayet olsa da en çok bilineni kartalın bir başının dogu bir başının batı hakimiyeti anlamına geldiğidir.
kullanıldığı ilk akla gelen yerler:
bizans imparatorluğu, selçuklular, arnavutluk, fener rum patrikhanesi, selçuk üniversitesi, prusya, sırbistan, avusturya macaristan imparatorluğu, rus çarlığı, çeşitli ezoterik örgütler, masonlar, vs.
geçliğimizi ’psychedelic rock’ denen illetten kurtarmak için başlatılması gereken kampanyanın sloganlarından biri.
müptela uğraşı olduğu aşikar olan, her notasına afyon sinmiş bu sentetik müziğin türk gençliğine verebileceği hiçbir şey yoktur.
asidin etkisinde olduğunu örtbas etmek için emprovize takılıyoruz ayagına yatan, algıları açıyoruz geyiğine ne kadar bok püsür varsa vücüduna sokan bu kafa bi dünya müzisyenleri örnek alan bir gençlikten ne beklenir?
kardeşlerim, bugün psychedelic dinleyen yarın mantar da yutar joint de sarar!
gençliğimizin tümü bu kökü dışarda müzik türünün tuzagına düşmeden harekete geçmeli, cemiyetimizin istikbali için artık bilinçlenmeli ve şer odaklarının eseri olan bu oyununa bir dur demeliyiz.
müptela uğraşı olduğu aşikar olan, her notasına afyon sinmiş bu sentetik müziğin türk gençliğine verebileceği hiçbir şey yoktur.
asidin etkisinde olduğunu örtbas etmek için emprovize takılıyoruz ayagına yatan, algıları açıyoruz geyiğine ne kadar bok püsür varsa vücüduna sokan bu kafa bi dünya müzisyenleri örnek alan bir gençlikten ne beklenir?
kardeşlerim, bugün psychedelic dinleyen yarın mantar da yutar joint de sarar!
gençliğimizin tümü bu kökü dışarda müzik türünün tuzagına düşmeden harekete geçmeli, cemiyetimizin istikbali için artık bilinçlenmeli ve şer odaklarının eseri olan bu oyununa bir dur demeliyiz.
#546464
celebritylik yolunun yatağımdan geçtiğini anlamış, iki gece takıldık diye beni sevgilisi sanan, oportunist groupie.
21. yüzyılda ikili ilişkilerin geldiği noktadan tiksindim arkadaş!
celebritylik yolunun yatağımdan geçtiğini anlamış, iki gece takıldık diye beni sevgilisi sanan, oportunist groupie.
21. yüzyılda ikili ilişkilerin geldiği noktadan tiksindim arkadaş!
türk ocağı 1912’de kurulup birkaç defa kapanıp açılmasından sonra günümüze kadar gelen dernek.
türk ocağı’nın kuruluş çalışmaları 1911 yılında askeri tıbbiye öğrencileri arasında "190 tıbbıye’li türk evladı" adına kaleme alınan beyanneme ile başlamıştır. önce balkan savaşları ve hemen ardından başlayan i. dünya savaşı sonrası ortaya çıkan hava içerisinde kurulmuştur. türk ocağı dönem itibariyle güncel siyasetle ilgilenmekten ziyade "millilik" üst fikrinde birleşmiştir. ilk tüzüğünde de "ocak zinhar siyasetle iştigal etmez" şeklinde kesin bir ilke yer almış ve "ocak maksadını tahsile çalışırken sırf milli ve içtimai bir vaziyete kalacak, asla siyasetle uğraşmayacak ve hiçbir vakit siyasi fırkalara hadim olmayacaktır" denilmek suretiyle siyasi duruş açıkça ifade edilmiştir.
türk ocağı, beyannamenin yayınlanmasından sonra, öğrenci temsilcileri dönemin önde gelen milliyetçi aydınlarıyla görüşmeler yaparlar ve bir milli teşkilatın kurulmasını teklif ederler. ön görüşmeleri takiben 20 haziran 1911 tarihinde ahmet ağaoğlu’nun evinde yapılan toplantıda bu amaçla bir derneğin kurulması uygun görülür ve dr. fuat sabit’ın teklifiyle adının "türk ocağı" olması kararlaştırılır.
ocak, resmen 25 mart 1912’de istanbul’da kuruldu. ilk başkanlığı ahmet ferit tek, başkan yardımcılığını ise yusuf akçura üstlendi. 1913’de başkanlığına hamdullah suphi tanrıöver getirildi. derneğin önde gelenleri arasında halide edip adıvar, mehmet emin yurdakul, ahmet ağaoğlu, ziya gökalp, mehmet fuad köprülü gibi isimler vardı.
1919 yılına kadar turancı bir çizgide devam eden dernek "büyük turan" ülküsüne kısa sürede ulaşılamayacağını anlayarak misak-ı milli’ye yöneldi. mondros mütarekesinden sonra işgallere karşı istanbul’da ünlü "sultanahmet mitingleri" gibi eylemler düzenledi. istanbul’da direniş eylemlerinin örgütlenmesinde önemli rol oynadı. işgal altındaki istanbul’da baskılar artınca üyelerinin çoğu anadolu’ya geçerek kurtuluş savaşı içerisinde aktif görevler aldı. türk yurdu ve yeni mecmua dergilerini çıkaran türk ocağı kısa sürede 100’den fazla şube açtı.
1925’de hamdullah suphi tanrıöver başkanlığa getirilirken mustafa kemal ve latife hanım da fahri başkanlığa seçildi. 1931’de yerine halkevleri kuruldu. 1949’da merkezi ankara’da olmak üzere yeniden açıldı. 12 eylül 1980’de her dernek gibi kapatıldı. 1986’da yeniden faaliyete geçti.
kaynak: wikipedia
http://www.turkocagi.org.tr/
türk ocağı’nın kuruluş çalışmaları 1911 yılında askeri tıbbiye öğrencileri arasında "190 tıbbıye’li türk evladı" adına kaleme alınan beyanneme ile başlamıştır. önce balkan savaşları ve hemen ardından başlayan i. dünya savaşı sonrası ortaya çıkan hava içerisinde kurulmuştur. türk ocağı dönem itibariyle güncel siyasetle ilgilenmekten ziyade "millilik" üst fikrinde birleşmiştir. ilk tüzüğünde de "ocak zinhar siyasetle iştigal etmez" şeklinde kesin bir ilke yer almış ve "ocak maksadını tahsile çalışırken sırf milli ve içtimai bir vaziyete kalacak, asla siyasetle uğraşmayacak ve hiçbir vakit siyasi fırkalara hadim olmayacaktır" denilmek suretiyle siyasi duruş açıkça ifade edilmiştir.
türk ocağı, beyannamenin yayınlanmasından sonra, öğrenci temsilcileri dönemin önde gelen milliyetçi aydınlarıyla görüşmeler yaparlar ve bir milli teşkilatın kurulmasını teklif ederler. ön görüşmeleri takiben 20 haziran 1911 tarihinde ahmet ağaoğlu’nun evinde yapılan toplantıda bu amaçla bir derneğin kurulması uygun görülür ve dr. fuat sabit’ın teklifiyle adının "türk ocağı" olması kararlaştırılır.
ocak, resmen 25 mart 1912’de istanbul’da kuruldu. ilk başkanlığı ahmet ferit tek, başkan yardımcılığını ise yusuf akçura üstlendi. 1913’de başkanlığına hamdullah suphi tanrıöver getirildi. derneğin önde gelenleri arasında halide edip adıvar, mehmet emin yurdakul, ahmet ağaoğlu, ziya gökalp, mehmet fuad köprülü gibi isimler vardı.
1919 yılına kadar turancı bir çizgide devam eden dernek "büyük turan" ülküsüne kısa sürede ulaşılamayacağını anlayarak misak-ı milli’ye yöneldi. mondros mütarekesinden sonra işgallere karşı istanbul’da ünlü "sultanahmet mitingleri" gibi eylemler düzenledi. istanbul’da direniş eylemlerinin örgütlenmesinde önemli rol oynadı. işgal altındaki istanbul’da baskılar artınca üyelerinin çoğu anadolu’ya geçerek kurtuluş savaşı içerisinde aktif görevler aldı. türk yurdu ve yeni mecmua dergilerini çıkaran türk ocağı kısa sürede 100’den fazla şube açtı.
1925’de hamdullah suphi tanrıöver başkanlığa getirilirken mustafa kemal ve latife hanım da fahri başkanlığa seçildi. 1931’de yerine halkevleri kuruldu. 1949’da merkezi ankara’da olmak üzere yeniden açıldı. 12 eylül 1980’de her dernek gibi kapatıldı. 1986’da yeniden faaliyete geçti.
kaynak: wikipedia
http://www.turkocagi.org.tr/
dan brown denen plagiarism ustası, hilebaz yazar müsveddesi daha lisede karı kız peşinden koşarken, kemalettin tugcu üstadın kapsamlı bir araştırma sonucu kaleme aldığı başucu eseri.
tarihsel gerçekleri dramatik bir kurgu ile ele alan roman tapinak sovalyeleri’nin acı, elem ve keder dolu yaşantılarına ışık tutmaktadır.
tarihsel gerçekleri dramatik bir kurgu ile ele alan roman tapinak sovalyeleri’nin acı, elem ve keder dolu yaşantılarına ışık tutmaktadır.
halk evleri’nin köy ve kasabalardaki teşkilatıdır. pek bir faliyet yurutememiş, sonrasında da koy enstituleri’ne evrilmişlerdir.
adında morrissey geçtiği için dikkat çekse de bir boka benzemediği çok çabuk idrak edilen kid gorgeous parçası.
beğeniyormuşsunuz, bari biraz da örnek alsaydınız be kardeşim!
dinlerken anlamanın imkansız olduğu sözleri şöyledir:
these are for you.
these black roses have succumbed to time.
there’s blood on the petals but no tears in the blood.
not enough to make these flowers grow.
don’t cry.
say goodbye to sad songs.
say goodbye to the ocean.
i never heard a smith s song that i didn t like.
say goodbye to the memories.
her past is not my problem.
she’ll look better in cement.
beğeniyormuşsunuz, bari biraz da örnek alsaydınız be kardeşim!
dinlerken anlamanın imkansız olduğu sözleri şöyledir:
these are for you.
these black roses have succumbed to time.
there’s blood on the petals but no tears in the blood.
not enough to make these flowers grow.
don’t cry.
say goodbye to sad songs.
say goodbye to the ocean.
i never heard a smith s song that i didn t like.
say goodbye to the memories.
her past is not my problem.
she’ll look better in cement.
insanların biribirine "ben slow müzik dinliyorum" dediği, benim küçük bir çocuk olduğum günlerden bir scorpions parçası.
kim ne derse desin bir aşk parçasıdır. o anlam yüklenmiştir, insanlarda o duyguyu yaratmıştır, birçok kişi bu şarkı ile aşık olmuş, belki bu şarkı sayesinde sevdiği ile yakınlaşmıştır.
ki bahsettiği değişim rüzgarları yüce amaçlar, büyük değerler için insani duyguların rafa kaldırıldığı bir devrim değil tam tersi insanların tekrardan kendilerini bulma yoluna çıkmalarıdır. bu yüzden bu şarkıyı dinlerken yapılacak en iyi iş sevdiğine sarılmaktır.
bu şarkıyı ne zaman duysam içim ürperir, ne zaman duysam heyecanlanırım, ne zaman duysam gözümün önüne görüntüler gelir: utanç duvarını balyozları, çekiçleri, olmadı elleri ile yıkan, ardından çıkan hiç tanımadığı insanlara sanki kırk yıl hasret duyduğu bir dostuymuş gibi sarılanların, sovyet tanklarının tepesine çıkan macar gençlerinin, baharın coşkusunu yaşayan çeklerin, polis ile çatışan polonyalı işçilerin, tepelerindeki tiranı alaşağı eden romenlerin, tiananmen’de cesurca tankların karşısına dikilebilen çinli öğrencilerin... görüntüleri.
ne zaman bu şarkıyı dinlesem ruhum bedenimden ayrılır kızıl meydan’da çakmaklarını havaya kaldırıp hep bir ağızdan gruba eşlik eden rus gençlerinin yanına gider, aralarına katılır, onların o heyecanına ortak olur.
kim ne derse desin bir aşk parçasıdır. o anlam yüklenmiştir, insanlarda o duyguyu yaratmıştır, birçok kişi bu şarkı ile aşık olmuş, belki bu şarkı sayesinde sevdiği ile yakınlaşmıştır.
ki bahsettiği değişim rüzgarları yüce amaçlar, büyük değerler için insani duyguların rafa kaldırıldığı bir devrim değil tam tersi insanların tekrardan kendilerini bulma yoluna çıkmalarıdır. bu yüzden bu şarkıyı dinlerken yapılacak en iyi iş sevdiğine sarılmaktır.
bu şarkıyı ne zaman duysam içim ürperir, ne zaman duysam heyecanlanırım, ne zaman duysam gözümün önüne görüntüler gelir: utanç duvarını balyozları, çekiçleri, olmadı elleri ile yıkan, ardından çıkan hiç tanımadığı insanlara sanki kırk yıl hasret duyduğu bir dostuymuş gibi sarılanların, sovyet tanklarının tepesine çıkan macar gençlerinin, baharın coşkusunu yaşayan çeklerin, polis ile çatışan polonyalı işçilerin, tepelerindeki tiranı alaşağı eden romenlerin, tiananmen’de cesurca tankların karşısına dikilebilen çinli öğrencilerin... görüntüleri.
ne zaman bu şarkıyı dinlesem ruhum bedenimden ayrılır kızıl meydan’da çakmaklarını havaya kaldırıp hep bir ağızdan gruba eşlik eden rus gençlerinin yanına gider, aralarına katılır, onların o heyecanına ortak olur.
lockheed martin’in jsf (joint strike fighter) projesi dahilinde geliştirdiği ilk bakışta f 22’leri andıran, yeni savaş uçagı(eski x 35). ilk uçuşunu 2006 sonlarında yapması, 2011 gibi de tanıtılması planlanıyor.
adını eski p 38 lightning’lerden alan tek kişilik ve tek motorlu olan bu uçak bae systems ve northrop grumman’ın yardımı ile abd, ingiltere ve bir kaç müttefik ülkenin(içlerinde turkiye de var) fonlamasıyla üretilmiştir.
f 16’ların yerine geçmesi planlanan normal modelinin(f 35a) yanı sıra dikey iniş-kalkış yapabilen ingiliz harrier’ların ve amerikan hornet’ların yerini alacagı söylenen bir modeli de vardır(f 35b, eski x 32).
2002 yılında 175 milyon dolar ile jsf projesine, üçüncü dereceden ortak olan türkiye -yamulmuyorsam- 2012 gibi 120 tane f-35a’yı turk hava kuvvetleri filosuna katmayı planlıyor.
adını eski p 38 lightning’lerden alan tek kişilik ve tek motorlu olan bu uçak bae systems ve northrop grumman’ın yardımı ile abd, ingiltere ve bir kaç müttefik ülkenin(içlerinde turkiye de var) fonlamasıyla üretilmiştir.
f 16’ların yerine geçmesi planlanan normal modelinin(f 35a) yanı sıra dikey iniş-kalkış yapabilen ingiliz harrier’ların ve amerikan hornet’ların yerini alacagı söylenen bir modeli de vardır(f 35b, eski x 32).
2002 yılında 175 milyon dolar ile jsf projesine, üçüncü dereceden ortak olan türkiye -yamulmuyorsam- 2012 gibi 120 tane f-35a’yı turk hava kuvvetleri filosuna katmayı planlıyor.
george orwell’ın 1984 adlı romanında sistem karşıtlarının gönderildiği işkence odası. burada her insan için farklı bir işkence yöntemi kullanılır.
(en büyük korkuları ile yüzleştirilir.)
bu odaya giren herkes er ya da geç 2 artı 2’nin 5 olduğunu kabul eder.
odadaki işkenceden geçen bir insan partinin sloganlarını yani: özgürlüğün kölelik, savaşın barış, bilgisizliğin güç olduğu sadece kabul etmez aynı zamanda gönülden inanır.
"içimdeki buyuk birader aşkı bambaşka" demeye başladığınızda serbest bırakılırsınız. kısa bir zaman içinde de imha edilirsiniz.
bu romandan sonra yazılan, çekilen her tür bilimkurgu eserinde eğer bir oda numarası bulunacaksa, bu 101 olmuştur.
(en büyük korkuları ile yüzleştirilir.)
bu odaya giren herkes er ya da geç 2 artı 2’nin 5 olduğunu kabul eder.
odadaki işkenceden geçen bir insan partinin sloganlarını yani: özgürlüğün kölelik, savaşın barış, bilgisizliğin güç olduğu sadece kabul etmez aynı zamanda gönülden inanır.
"içimdeki buyuk birader aşkı bambaşka" demeye başladığınızda serbest bırakılırsınız. kısa bir zaman içinde de imha edilirsiniz.
bu romandan sonra yazılan, çekilen her tür bilimkurgu eserinde eğer bir oda numarası bulunacaksa, bu 101 olmuştur.
avrupanın ikinci dünyanın beşinci en iyi mba programına sahip olan işletme okulu.
university of london’a bağlıdır. lisans programları yoktur sadece yuksek lisans ve üstü egitim verir. tek yönlü bir okul olmasa da finans konusunda daha ileridir, zaten buradakiler de okulu bitirir bitirmez canary wharf’a transfer olurlar.
hem okul hem ögrenciler bildiğimiz üniversitelere pek benzemez; kantinde laptoplarından piyasayı takip edenler, çalışma odasında hararetli bir şekilde şirketin gelecegini tartışanlar, çimlerin üzerinde blackberrysiyle emirler yağdıranlar görmek gayet normaldir.
konferansları ve kısa egitimleri de ünlüdür ve bu egitimlere katılmak için cidden astronomik rakamlar ödenir (misal: hedge fundlar için hazırlanan 3 günlük bir eğitimin bedeli 7.000 pound’dur.) ancak etrafta londra’nın meşhur yöneticilerini görür, birlikte workshoplara girersiniz.
potansiyel patrick bateman’lar üreten bu yuva ögrenci seçiminde de aşırı titizdir.
http://www.london.edu
university of london’a bağlıdır. lisans programları yoktur sadece yuksek lisans ve üstü egitim verir. tek yönlü bir okul olmasa da finans konusunda daha ileridir, zaten buradakiler de okulu bitirir bitirmez canary wharf’a transfer olurlar.
hem okul hem ögrenciler bildiğimiz üniversitelere pek benzemez; kantinde laptoplarından piyasayı takip edenler, çalışma odasında hararetli bir şekilde şirketin gelecegini tartışanlar, çimlerin üzerinde blackberrysiyle emirler yağdıranlar görmek gayet normaldir.
konferansları ve kısa egitimleri de ünlüdür ve bu egitimlere katılmak için cidden astronomik rakamlar ödenir (misal: hedge fundlar için hazırlanan 3 günlük bir eğitimin bedeli 7.000 pound’dur.) ancak etrafta londra’nın meşhur yöneticilerini görür, birlikte workshoplara girersiniz.
potansiyel patrick bateman’lar üreten bu yuva ögrenci seçiminde de aşırı titizdir.
http://www.london.edu
(bkz: kırmızı urbalılar)
(bkz: binary logic)
batı özentiliğidir.
ülkesinin bağrından çıkmış böyle bir stk (ngo) varken emperyalizmin oyuncagı olmakta ısrar etmenin, atasına, töresine karşı gelmenin anlamı yoktur.
ayrıca böyle zor zamanlarda devlet işlerine kafa yormak yerine börtü böceğin derdine düşeni tarih affetmez!
ülkesinin bağrından çıkmış böyle bir stk (ngo) varken emperyalizmin oyuncagı olmakta ısrar etmenin, atasına, töresine karşı gelmenin anlamı yoktur.
ayrıca böyle zor zamanlarda devlet işlerine kafa yormak yerine börtü böceğin derdine düşeni tarih affetmez!
birlesik devletlerin ilk ucuncu partisidir. ikinci parti sistemi sayesinde 1828 yılında kurulmuştur.
dönemin major partileri olan demokratik parti(jackson’cılar), önce ulusal cumhuriyetci parti(adams’cılar) daha sonra whig parti’nin(anti-jackson’cılar) ardından önemli bir güç haline gelmiş, özellikle temsilciler meclisinde kendine ciddi sayılabilecek bir yer açabilmiştir.
new york kökenli bu grup william morgan olayından sonra ülkede artan mason karşıtı görüşleri ilk olarak anti masonik hareket çatısı altında toplamış daha sonra da partileşmiştir.
güç kazanmasının bir nedeni morgan olayının toplumda yarattığı tepki olsa da bir diğer önemli neden ulusal cumhuriyetçi parti’nin gizliden verdiği destektir. tahmin edilebileceği gibi bu desteğin nedeni de üst düzey bir mason olduğu bilinen abd başkanı andrew jackson’ın gücünü azaltmaktı.
özellikle partileşme döneminde diğer konularda da görüşler ileri sürmüş olsalar da partinin asıl derdi adından da anlaşılacağı gibi masonlardı. masonik örgütlenmenin toplumda adaletsizlik yarattığı, genelde toplumun üst tabakasından üyelere sahip olan masonların kurumların işleyişine dolaylı yoldan müdehale ettikleri, adaleti bile yönlendirdikleri hatta engellediklerini ileri sürerek bu tip oluşumlara karşı çıkıyor aynı zamanda dönemin jacksonyan demokrasi anlayışını da eleştiriyorlardı.
masonlara karşı olmak dışında pek ortak noktası bulunmayan insanların oluşturduğu zamanla iç anlaşmazlıkların çıktığı parti ilk hareket noktasından ileri gidememiş, bütünlüklü bir siyaset geliştiremeden kendi kendine çökmüştür.
partinin üst düzey üyelerinin çogunun eski masonlar olması da ayrıca trajikomik bir ayrıntıdır.
partinin başkan adayı olarak eski bir farmason olduğu bilinen william wirt’i göstermesi, daha sonra da wirt’in bir konuşmasında masonik örgütlenmeleri savunması da partiyi iyice ciddiyetten uzaklaştırmıştır.
dünya üzerinde yüzlerce siyasal görüş olmasına rağmen "anti masonik" gibi aptal bir parti ancak amerika’da kurulur desem de böyle bir partinin bulunması dahi birleşik devletler’in o dönemdeki toplum ve siyaseti açısından düşündürücüdür.
dönemin major partileri olan demokratik parti(jackson’cılar), önce ulusal cumhuriyetci parti(adams’cılar) daha sonra whig parti’nin(anti-jackson’cılar) ardından önemli bir güç haline gelmiş, özellikle temsilciler meclisinde kendine ciddi sayılabilecek bir yer açabilmiştir.
new york kökenli bu grup william morgan olayından sonra ülkede artan mason karşıtı görüşleri ilk olarak anti masonik hareket çatısı altında toplamış daha sonra da partileşmiştir.
güç kazanmasının bir nedeni morgan olayının toplumda yarattığı tepki olsa da bir diğer önemli neden ulusal cumhuriyetçi parti’nin gizliden verdiği destektir. tahmin edilebileceği gibi bu desteğin nedeni de üst düzey bir mason olduğu bilinen abd başkanı andrew jackson’ın gücünü azaltmaktı.
özellikle partileşme döneminde diğer konularda da görüşler ileri sürmüş olsalar da partinin asıl derdi adından da anlaşılacağı gibi masonlardı. masonik örgütlenmenin toplumda adaletsizlik yarattığı, genelde toplumun üst tabakasından üyelere sahip olan masonların kurumların işleyişine dolaylı yoldan müdehale ettikleri, adaleti bile yönlendirdikleri hatta engellediklerini ileri sürerek bu tip oluşumlara karşı çıkıyor aynı zamanda dönemin jacksonyan demokrasi anlayışını da eleştiriyorlardı.
masonlara karşı olmak dışında pek ortak noktası bulunmayan insanların oluşturduğu zamanla iç anlaşmazlıkların çıktığı parti ilk hareket noktasından ileri gidememiş, bütünlüklü bir siyaset geliştiremeden kendi kendine çökmüştür.
partinin üst düzey üyelerinin çogunun eski masonlar olması da ayrıca trajikomik bir ayrıntıdır.
partinin başkan adayı olarak eski bir farmason olduğu bilinen william wirt’i göstermesi, daha sonra da wirt’in bir konuşmasında masonik örgütlenmeleri savunması da partiyi iyice ciddiyetten uzaklaştırmıştır.
dünya üzerinde yüzlerce siyasal görüş olmasına rağmen "anti masonik" gibi aptal bir parti ancak amerika’da kurulur desem de böyle bir partinin bulunması dahi birleşik devletler’in o dönemdeki toplum ve siyaseti açısından düşündürücüdür.
the oc’nin altıncı sountrack albümüdür. hepsi birbirinden güzel 12 parçadan oluşur. "covering our tracks" başlığı ile yayımlanan albümdeki şarkıların tümü indie grupların parçalarının başka indie gruplarca yapılmış coverlarıdır.
şarkı listesi:
1. goldspot - "float on" (modest mouse cover)
2. rock kills kid - "i turn my camera on" (spoon cover)
3. lady sovereign - "pretty vacant" (sex pistols cover)
4. mates of state - "california" (phantom planet cover)
5. pinback - "wasted" (black flag cover)
6. john paul white - "can t get it out of my head" (elo cover)
7. rogue wave - "debaser" (pixies cover)
8. syd matters - "hello sunshine" (super furry animals cover)
9. tally hall - "smile like you mean it" (the killers cover)
10. the m s - "come into our room" (clinic cover)
11. band of horses - "the end s not near" (the new year cover)
12. chris holmes - "into dust" (mazzy star cover)
(bkz: music from the oc)
şarkı listesi:
1. goldspot - "float on" (modest mouse cover)
2. rock kills kid - "i turn my camera on" (spoon cover)
3. lady sovereign - "pretty vacant" (sex pistols cover)
4. mates of state - "california" (phantom planet cover)
5. pinback - "wasted" (black flag cover)
6. john paul white - "can t get it out of my head" (elo cover)
7. rogue wave - "debaser" (pixies cover)
8. syd matters - "hello sunshine" (super furry animals cover)
9. tally hall - "smile like you mean it" (the killers cover)
10. the m s - "come into our room" (clinic cover)
11. band of horses - "the end s not near" (the new year cover)
12. chris holmes - "into dust" (mazzy star cover)
(bkz: music from the oc)
the oc’nin beşinci sountrack albümüdür. hepsi birbirinden güzel 12 parçadan oluşur. genel olarak indie gruplar ağırlıktadır.
şarkı listesi:
1. the subways - "rock n roll queen"
2. kasabian - "reason is treason"
3. shout out louds - "wish i was dead pt. 2"
4. lcd soundsystem - "daft punk is playing at my house"
5. rogue wave - "publish my love"
6. youth group - "forever young"
7. of montreal - "requeim for o m m 2"
8. gorillaz - "kids with guns"
9. kaiser chiefs - "na na na na naa"
10. stars - "your ex lover is dead"
11. phantom planet - "california 2005"
12. imogen heap - "hide and seek"
(bkz: music from the oc)
şarkı listesi:
1. the subways - "rock n roll queen"
2. kasabian - "reason is treason"
3. shout out louds - "wish i was dead pt. 2"
4. lcd soundsystem - "daft punk is playing at my house"
5. rogue wave - "publish my love"
6. youth group - "forever young"
7. of montreal - "requeim for o m m 2"
8. gorillaz - "kids with guns"
9. kaiser chiefs - "na na na na naa"
10. stars - "your ex lover is dead"
11. phantom planet - "california 2005"
12. imogen heap - "hide and seek"
(bkz: music from the oc)
the oc’nin dördüncü sountrack albümüdür. hepsi birbirinden güzel 12 parçadan oluşur. genel olarak indie gruplar ağırlıktadır.
şarkı listesi:
1. the futureheads - "decent days and nights"
2. imogen heap - "goodnight and go"
3. pinback - "fortress"
4. a c newman - "on the table"
5. sufjan stevens - "to be alone with you"
6. flunk - "play"
7. beck - "scarecrow"
8. modest mouse - "the view"
9. aqueduct - "hardcore days amp softcore nights"
10. the reindeer section - "cartwheels"
11. bell x1 - "eve the apple of my eye"
12. matt pond pa - "champagne supernova" (oasis cover)
(bkz: music from the oc)
şarkı listesi:
1. the futureheads - "decent days and nights"
2. imogen heap - "goodnight and go"
3. pinback - "fortress"
4. a c newman - "on the table"
5. sufjan stevens - "to be alone with you"
6. flunk - "play"
7. beck - "scarecrow"
8. modest mouse - "the view"
9. aqueduct - "hardcore days amp softcore nights"
10. the reindeer section - "cartwheels"
11. bell x1 - "eve the apple of my eye"
12. matt pond pa - "champagne supernova" (oasis cover)
(bkz: music from the oc)
the oc’nin üçüncü sountrack albümüdür. hepsi birbirinden güzel 9 parçadan oluşur. "have a very merry chrismukkah" başlığı ile yayımlanan albümdeki parçalar da noel ile alakalıdır. genel olarak indie gruplar ağırlıktadır.
şarkı listesi:
1. the raveonettes - "the christmas song"
2. jimmy eat world - "last christmas"
3. low - "just like christmas"
4. rooney - "merry xmas everybody"
5. ben kweller - "rock of ages"
6. the long winters - "christmas with you is the best"
7. eels - "christmas is going to the dogs"
8. leona naess - "christmas"
9. ron sexsmith - "maybe this christmas"
(bkz: music from the oc)
şarkı listesi:
1. the raveonettes - "the christmas song"
2. jimmy eat world - "last christmas"
3. low - "just like christmas"
4. rooney - "merry xmas everybody"
5. ben kweller - "rock of ages"
6. the long winters - "christmas with you is the best"
7. eels - "christmas is going to the dogs"
8. leona naess - "christmas"
9. ron sexsmith - "maybe this christmas"
(bkz: music from the oc)
the oc’nin ikinci sountrack albümüdür. hepsi birbirinden güzel 16 parçadan oluşur. genel olarak indie gruplar ağırlıktadır.
şarkı listesi:
1. eels - "saturday morning"
2. super furry animals - "hello sunshine"
3. the killers - "smile like you mean it"
4. death cab for cutie - "a lack of color"
5. interpol - "specialist"
6. patrick park - "something pretty"
7. dios (malos) - "you got me all wrong"
8. nada surf - "if you leave"
9. the thrills - "big sur"
10. the walkmen - "little house of savages"
11. the perishers - "trouble sleeping"
12. johnathan rice - "so sweet"
13. beulah - "popular mechanics for lovers"
14. keane - "walnut tree"
15. jem - "maybe i m amazed"
16. the album leaf - "eastern glow"
avustralya versiyonunda bir tane bonus parça vardır:
17. evermore - "it s too late"
(bkz: music from the oc)
şarkı listesi:
1. eels - "saturday morning"
2. super furry animals - "hello sunshine"
3. the killers - "smile like you mean it"
4. death cab for cutie - "a lack of color"
5. interpol - "specialist"
6. patrick park - "something pretty"
7. dios (malos) - "you got me all wrong"
8. nada surf - "if you leave"
9. the thrills - "big sur"
10. the walkmen - "little house of savages"
11. the perishers - "trouble sleeping"
12. johnathan rice - "so sweet"
13. beulah - "popular mechanics for lovers"
14. keane - "walnut tree"
15. jem - "maybe i m amazed"
16. the album leaf - "eastern glow"
avustralya versiyonunda bir tane bonus parça vardır:
17. evermore - "it s too late"
(bkz: music from the oc)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?