hoş bir kokudur, şiirlerde yasemin kokusu vakti denildiği vakit yasemin tomurcuklarının açılmaya başladığı akşamüstü saatleridir.
yasemin bitkisi ege ve akdeniz iklimini sever ,gündüz olgunlaşmış tomurcukları açılmadan toplarsanız akşamüstü evde açıldıklarında muhteşem bir koku salarlar eve.
çiçeğinin yağı çok kıymetlidir ve tende çok güzel durduğu için birçok kadın parfümünde ve bazı erkek parfümlerinde de kullanılmıştır.
mesela acqua di gio hem bayan hem erkek kokusunda bu çiçek kokusu vardır.
margeret mitchell, amerikan kuzey-güney savaşında güneylilerin kaybetmesiyle "batmakta olan kayığını", yani tara çiftliğini kurtarmayı başarmış, ancak "kayıktan attığı" manevi değerleri tekrar kazanamayan güneyli kızı scarlett oharayı anlattığı kitabıdır. aynı adla sinema filmi çekilmiştir.bu aslında tarihsel bir fon önünde sahnelenen bir pembe dizi, ancak hiç bir pembe dizide, scarlett gibi bir karakter olmamıştır. zaten kitabın ve filmin başarısının sebebi de bu benzersiz karakter.
scarlett çok inatçi, azimli, zeki, güzel, sağlıklı bir genç kadın. ve çooook bencil. tuttugunu koparıyor ve zekasını kullanıyor. ama hep kendi hayallerini (saplantılarını) gerçeklestirmeyi düşünüyor. bu uğurda bazen istemeden de olsa çevresindekileri takmadığı, incittigi oluyor. bazen amacina ulaşabilmek uğruna o kadar çok kendi duygularina ve bu amaca eğiliyor ki, aslında elde etmek istediği insani bile anlayamıyor, gözleri kapanıyor.
hayalci, savaş öncesinde yaşayan, başarısız ashleyi sevdiğini sanıyor, oysa bu sadece bir saplantıdır ve o aslında kendisine çok benzeyen rhett butlerı sevmektedir. bu saplantı, başka bir sevgisini de görememesine yol açar: zorla atlanta yangınından kurtardığı, ancak hep nefret ettiğini düşündüğü ashleyin iyilik meleği karısı melly. rhett de başlangıçta onu delicesine sevmiş olmasına rağmen aralarında geçen bu "gurur saklambaçı" sonucu genç kadının ashleyi sevmesinden ve bencilliginden sıkılır. scarlett rhetti sevdigini itiraf edebildiğindeyse çok geç olmuştur ve çok şey kaybetmiştir...
fr:autant en emporte le vent
scarlett çok inatçi, azimli, zeki, güzel, sağlıklı bir genç kadın. ve çooook bencil. tuttugunu koparıyor ve zekasını kullanıyor. ama hep kendi hayallerini (saplantılarını) gerçeklestirmeyi düşünüyor. bu uğurda bazen istemeden de olsa çevresindekileri takmadığı, incittigi oluyor. bazen amacina ulaşabilmek uğruna o kadar çok kendi duygularina ve bu amaca eğiliyor ki, aslında elde etmek istediği insani bile anlayamıyor, gözleri kapanıyor.
hayalci, savaş öncesinde yaşayan, başarısız ashleyi sevdiğini sanıyor, oysa bu sadece bir saplantıdır ve o aslında kendisine çok benzeyen rhett butlerı sevmektedir. bu saplantı, başka bir sevgisini de görememesine yol açar: zorla atlanta yangınından kurtardığı, ancak hep nefret ettiğini düşündüğü ashleyin iyilik meleği karısı melly. rhett de başlangıçta onu delicesine sevmiş olmasına rağmen aralarında geçen bu "gurur saklambaçı" sonucu genç kadının ashleyi sevmesinden ve bencilliginden sıkılır. scarlett rhetti sevdigini itiraf edebildiğindeyse çok geç olmuştur ve çok şey kaybetmiştir...
fr:autant en emporte le vent
orijinal ismi the bridge on the river of kwai dir
film ikinci dünya savaşı sırasında japonlar tarafından burmada esir alınan bir grup ingiliz askerinin hikayesini anlatır.
albay nicholson başkanlığındaki esirler, japonlar tarafından kwai nehri üzerinde bir köprü yapmak için görevlendirilir. japon albay saitonun amacı bu köprüyü kullanarak birliklere cephane taşıma konusunda avantaj sağlamaktır.
albay saitonun işkencelerine dayanamayan albay nicholson, bir süre sonra köprü yapımının emri altındaki mühendis ve askerler için de moral kaynağı olacağını düşünerek saitonun isteğini kabul eder.
nicholson, düşmanlarının esiri konumunda olsa da, saito ve adamlarının yapabileceğinden daha iyi bir köprü inşa ederek onun ve adamlarının moralini bozmayı düşünmektedir.
inşaat ilerledikçe nicholson, köprünün düşmanına avantaj sağlayacağını unutur ve onu mükemmelleştirmek için elinden geleni yapar. bu arada ingilizler, yapımı devam eden köprünün imha edilmesi için bir komando birliği görevlendirir.
bir tarafta köprüyü tamamlamak için hayatları pahasına ve zor koşullarda çalışan ingiliz askerleri, diğer tarafta onların yapmakta olduğu köprüyü havaya uçurmaya çalışan ingiliz komandoları...
hindistana bir geçit (a passage to india), arabistanlı lawrence (lawrence of arabia), doktor jivago ve oliver twistin de yönetmeni olan david lean, bu öyküyle sinema tarihinin kilometre taşlarından birine imza atmıştı.
kwai köprüsü, 1957de sekiz dalda oscara aday olmuş ve en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi erkek oyuncu, en iyi senaryo, en iyi görüntü, en iyi kurgu ve en iyi müzik dallarında oscar almıştı
film ikinci dünya savaşı sırasında japonlar tarafından burmada esir alınan bir grup ingiliz askerinin hikayesini anlatır.
albay nicholson başkanlığındaki esirler, japonlar tarafından kwai nehri üzerinde bir köprü yapmak için görevlendirilir. japon albay saitonun amacı bu köprüyü kullanarak birliklere cephane taşıma konusunda avantaj sağlamaktır.
albay saitonun işkencelerine dayanamayan albay nicholson, bir süre sonra köprü yapımının emri altındaki mühendis ve askerler için de moral kaynağı olacağını düşünerek saitonun isteğini kabul eder.
nicholson, düşmanlarının esiri konumunda olsa da, saito ve adamlarının yapabileceğinden daha iyi bir köprü inşa ederek onun ve adamlarının moralini bozmayı düşünmektedir.
inşaat ilerledikçe nicholson, köprünün düşmanına avantaj sağlayacağını unutur ve onu mükemmelleştirmek için elinden geleni yapar. bu arada ingilizler, yapımı devam eden köprünün imha edilmesi için bir komando birliği görevlendirir.
bir tarafta köprüyü tamamlamak için hayatları pahasına ve zor koşullarda çalışan ingiliz askerleri, diğer tarafta onların yapmakta olduğu köprüyü havaya uçurmaya çalışan ingiliz komandoları...
hindistana bir geçit (a passage to india), arabistanlı lawrence (lawrence of arabia), doktor jivago ve oliver twistin de yönetmeni olan david lean, bu öyküyle sinema tarihinin kilometre taşlarından birine imza atmıştı.
kwai köprüsü, 1957de sekiz dalda oscara aday olmuş ve en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi erkek oyuncu, en iyi senaryo, en iyi görüntü, en iyi kurgu ve en iyi müzik dallarında oscar almıştı
yara kabuğu kaşımaya hiç gerek yoktur , eşşeği niğdeye sürme vaktidir...
bir dönem televizyonda sürekli yemek tarifleri çıkan bakliyat çeşidi.
havaların ısındığını sol camdan çıkan kollarının haber verdiği zor bir meslek erbabı..
değerbilir, iyilikbilir.
kadirşinas olmasın kastedilen..
abisi olmayan kızlara göre farklı alanlarda daha kültürlü olmaları muhtemeldir, araba modelleri,lig fixtürü,gömlek ütüsü, vs vs
yorumsuz: no free stream entry point available.please retry later
stream point buldukta dinlemedik mi...
an itibariyle:
online uyeler
ankakusu (2. nesil bilgic) *
goetica (2. nesil bilgic) *
lion (2. nesil bilgic) *
freagl_dreams (2. nesil bilgic) *
urban_f (2. nesil bilgic) *
karekök (2. nesil bilgic) *
online uyeler
ankakusu (2. nesil bilgic) *
goetica (2. nesil bilgic) *
lion (2. nesil bilgic) *
freagl_dreams (2. nesil bilgic) *
urban_f (2. nesil bilgic) *
karekök (2. nesil bilgic) *
kullanım kolaylığı sayesinde artık erkeklerin de omuz,boyun,göz altı-yanak bölgesindeki tüyleri azaltmak için kullandıkları epilasyon ürünüdür.
http://www.kozmetikcim.com/default.aspx?pageid=18&pid=1042
http://www.kozmetikcim.com/default.aspx?pageid=18&pid=1042
istenmeyen tüylerin cilt seviyesinde -köküne inilmeden dökülmesi işlemidir, örnek olarak tüy dökücü kremler verilebilir, etkisi epilasyon kadar kalıcı değildir ,tüy biraz uzadığında yenilemek gerekir
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?