neden lan!?!? şeklinde sormaya iter insanı bu kızlar.
annelerin neden bilinmez severken ya da kızarken cocuklarına taktıkları isimler.
eskiya suratlı kedi
ördek seni
eskiya suratlı kedi
ördek seni
bak yine yalnızım ben...
sen bırakıp gittiginden beri.
içimde bir hüzün var,
anlam veremiyorum artık...
sen de yoksun,
kimseyle konusamıyorum,
bana aynı seyı soylerler dıye...
bak yine yalnızım ben...
bekliyorum hep,
iyi bir haberini alırım diye,
bekliyorum hep,
birgün gelirsin diye...
bekliyorum hep,
sesini duyarım diye...
artık tahammülüm yok!
bak yine yalnızım ben...
sen bırakıp gittiginden beri.
içimde bir hüzün var,
anlam veremiyorum artık...
sen de yoksun,
kimseyle konusamıyorum,
bana aynı seyı soylerler dıye...
bak yine yalnızım ben...
bekliyorum hep,
iyi bir haberini alırım diye,
bekliyorum hep,
birgün gelirsin diye...
bekliyorum hep,
sesini duyarım diye...
artık tahammülüm yok!
bak yine yalnızım ben...
(bkz: eyvah basıldık)
(bkz: kendini yalnız hissetmek)
bir sus be bir sus allah askına, lütfen! gibi en sonunda bagırmaya kadar gidebilen bir durumdur eger konusan kisi çok saçmalıyorsa.
+ eee şeeyyy... ben birine bakıp hemen çıkacagım...
- isminiz defterde yer almıyor "necati bey" bir yanlıslık olmasın sakın?
- isminiz defterde yer almıyor "necati bey" bir yanlıslık olmasın sakın?
öğrnci bir yandan telefonla konusmaktadır ve dershanenin önünde duran hocasına da sormaktadır:
ö: hocamm! elektrikler mi kesildi?
h: telefonunun ısıgı yanıyor ya!
ö: haa dogru yaa
ö: hocamm! elektrikler mi kesildi?
h: telefonunun ısıgı yanıyor ya!
ö: haa dogru yaa
nerede kalmıstık
nurettin demirtası askere ugurlama
nurettin demirtası askere ugurlama
hani her sabah okula gitmem için uyandırırdın beni,
hani üstümü kirlettigim için kızardın,
kahvaltı hazırladın her sabah...
gece gelir üstümü örterdin,
bir öpücük kondururdun yanaklarıma...
hani? hani şimdi nerdesin?
hani hiç bırakmayacaktın beni?
ben senin kuzundum, biricigindim...
şimdi noldu?
neden gittin?
neden yalnız bıraktın beni?
hep özledim seni...
artık öpmüyor beni senin gibi kimse,
hazırlamıyor kahvaltı...
anne!
neden gittin?
ben seni çok özledim...
hani üstümü kirlettigim için kızardın,
kahvaltı hazırladın her sabah...
gece gelir üstümü örterdin,
bir öpücük kondururdun yanaklarıma...
hani? hani şimdi nerdesin?
hani hiç bırakmayacaktın beni?
ben senin kuzundum, biricigindim...
şimdi noldu?
neden gittin?
neden yalnız bıraktın beni?
hep özledim seni...
artık öpmüyor beni senin gibi kimse,
hazırlamıyor kahvaltı...
anne!
neden gittin?
ben seni çok özledim...
annem beni bakkala gönderdiginde gider gezer gezer gelirdim ama alınacakları bir türlü alıpta gelmezdim.
yagmurun sesini duyar gibiyim...
eskiden ikimiz,
oturur saatlerce dinlerdik sesini.
izlerdik gökten inişini...
ama artık yalnızım
artık ne yagmurun sesi , ne bir baska sey...
iyi gelmiyor bana senden baska.
artık...
artık yagmurun sesi bile acı veriyor bana,
duyunca hep seni hatırlıyorum...
ellerimi ısıtısını, gözlerime bakısını...
göyüzüne bakamıyorum...
belki bana bakarsın diye,
yanına gelmek isterim diye...
yanında olmasamda, seni görmesemde,
ben seni hala çok seviyorum!
eskiden ikimiz,
oturur saatlerce dinlerdik sesini.
izlerdik gökten inişini...
ama artık yalnızım
artık ne yagmurun sesi , ne bir baska sey...
iyi gelmiyor bana senden baska.
artık...
artık yagmurun sesi bile acı veriyor bana,
duyunca hep seni hatırlıyorum...
ellerimi ısıtısını, gözlerime bakısını...
göyüzüne bakamıyorum...
belki bana bakarsın diye,
yanına gelmek isterim diye...
yanında olmasamda, seni görmesemde,
ben seni hala çok seviyorum!
karanlıkgeceninaydınlıkperisi’nin çok ama çok güzel telaffuz ettigi kelimedir. duyulması gereklidir.
doktor: eehhh anasını be o neydi öyle...
baba: birşey mi dediniz doktor bey?
doktor: ulan çek çek gelmedi kereta...
baba: ne diyon lan sen?
doktor: nur topu gibi bir evladınız oldu efenim...
baba: birşey mi dediniz doktor bey?
doktor: ulan çek çek gelmedi kereta...
baba: ne diyon lan sen?
doktor: nur topu gibi bir evladınız oldu efenim...
dügümlendi bogazım yine..
o söyleyemedigim kelimelerle...
özlemekteyim…
gözlerim hep dolu,
ama aglayamıyorum…
hep pencere bugusuna bana yazdıgın siirler geliyor aklıma
ne güzel anlatırdın askımızı,
dinlerdik hep sarkımızı…
artık biliyorum…
sende yoksun, pencere bugusundaki siirlerde
artık aglıyorum…
artık kimseyi sevemiyorum…
o söyleyemedigim kelimelerle...
özlemekteyim…
gözlerim hep dolu,
ama aglayamıyorum…
hep pencere bugusuna bana yazdıgın siirler geliyor aklıma
ne güzel anlatırdın askımızı,
dinlerdik hep sarkımızı…
artık biliyorum…
sende yoksun, pencere bugusundaki siirlerde
artık aglıyorum…
artık kimseyi sevemiyorum…
aglıyorum yine...
yine hep yaptıgım gibi aglıyorum...
beni çogu gece sensiz bıraktıgın icin...
o soguk, siyah gecelerde...
bir tıkırtı duyacagım belkide
kalkacagım yine yerimden heycanla...
belki sen gelmişsindir diye...
ama anladım ki bosuna...
biliyorum sen hiç gelmeyeceksin...
yine hep yaptıgım gibi aglıyorum...
beni çogu gece sensiz bıraktıgın icin...
o soguk, siyah gecelerde...
bir tıkırtı duyacagım belkide
kalkacagım yine yerimden heycanla...
belki sen gelmişsindir diye...
ama anladım ki bosuna...
biliyorum sen hiç gelmeyeceksin...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?