çeşitli mekanlarda istendiğinde suratınıza acayip şekilde bakılan çay çeşididir. demli çay bulunmadığı zaman içilmese daha iyidir zira poşete süt iyi gitmez. ancak bunu bilmeyen garsona o zaman ben bitki çayı alayım dediğinizde sütlü olacak değil mi demesi muhtemeldir.
bebek sesiyle söylenen her sözcük.
örnek; normal şehvetli bir şekilde söylenen seni istiyorum
ya da
bebek gibi söylenen seni istiyorum . birde erkek söylüyorsa kabus denir buna
örnek; normal şehvetli bir şekilde söylenen seni istiyorum
ya da
bebek gibi söylenen seni istiyorum . birde erkek söylüyorsa kabus denir buna
sağlık bakanlığında ki yaratıcı (!) kişiler tarafından sigara yasağı sebebiyle bulunduğumuz mekanların artık sigara kokmayacağını ifade etmek üzere çeşitli yerlere astıkları pankartlarda ki ilginç slogandır. tabi sormak gerekir yetkiliye sigara içenler havada uçarken mı içiyorlardı. yoksa artık sigara yerine memlekette bolca bulunan diğer cisimlerle ilgilenin yerli malı yurdum malı bunu herkes kullanmalı mı diyoruz. bilelim de ona göre bi hava sahası da biz edinelim.
(bkz: güne kahve ile başlamak)
bazı şarkılar yaşadıklarınız yettiğinde anlaşılır.siz büyüdüğünüzde gerçekler önününüze en acı en çıplak şekliyle geldiğinde anlaşılır. bu da öyle bir şarkıdır işte "benden gelecek isteyip durma acisini yasadim geçmiste" diyerek anlatır derdini ve bilmek için yaşamak gerek bazı sözleri.
yapılan her burç uyumunda olduğundan daha farklı bir durum söz konusu olur bu ikilide. söyle ki; oglak hatunu pek akıllı pek oyuncudur. bu saf adamı öyle alttan işler ki bu evlilik fikri sanki adamın düşündüğu ve sürekli söylediği bir durum haline gelir. oğlak kadını öyle kolayda evlenmez bir kere. sürekli evlilik teklifi yaptırır kendine ama sonra kendisi beğenmez yeterli görmez karşısındakini. oğlak kadınının iyi ev kadını olması palavradır. balık adamı ise süper bi ev erkeğidir. yemek ev işi her halttanda anlar. neymiş
gerekliliği bekarlar evlenip mutlu olamamışlar tarafından sorgulanan ancak nedense heen herkesin başına gelen bir durumdur. bu kadar kötülenmesine rağmen hala böyle bir olgunun varlığı sorgulanmalıdır asıl.
yeni bir şarkıcıdır kendisi.türkiyede bon jovi yok diye eksikliğe girmiş bir yapımcının yaratıcı düşüncesi olduğunu hissettiğim, bon jovi nin yürüyüsünü bile kopyalayabilmiş kişi.
taksiye binen erkeklerin yüzde 90 nını ifade eden durumdur. eğer yanında kız arkadası varsa arka koltukta otururlar kız arkadas taksiyle gideceği yere kadar bırakıldıktan sonra kızla beraber iner ön koltuğa geçerler. dikkat ederseniz takside bir adam varsa o çoğunlukla ön koltukta şöförle muhabbettedir.
çoğunlukla bu insanlar kendilerini tdk zannederken yani imla hatalarını kelimeleri düzeltirken bir bakmışsınız güzelim türkçenin içinde gereksiz yere yabancı kelime kullanmışlar hava olsun diye. kısaca herkes önce kendine baksın dedirten insanlardır. uyarmaya gerek yok siz doğrusunu kullanın biz yolunuzdan geliriz.
bende o göz var mı benzeri bir harekette pışıkkk diyerek gözü parmakla aşağıya doğru çekmek suretiyle acmaktır. bu da aynı anlama gelir.
korku unsurunun gelişmesi ve yaygınlaşması için gerekli eğitimdir.
bu eğitime sözlü korkutmayı da ekleyebilirsek ne ala
- bak terlik gelio şimdi
(bkz: cocuklar icin korku unsurlarinin gelisimi)
bu eğitime sözlü korkutmayı da ekleyebilirsek ne ala
- bak terlik gelio şimdi
(bkz: cocuklar icin korku unsurlarinin gelisimi)
bu cümlenin arkasında savunulabilecek gerçekler var mıdır merak yaratır bu. atatürkten nefret ediyorum cümlesi kadar içi boştur bu cümlenin. hiç bir şey tartışılmayacak kadar kutsal değildir. herşey tartısılabilir ama tartışabilmek için bilgi sahibi ve düşünce sahibi olmak gerekir. neden diye sorarlar adama. işte öyle diye cevap alırlarsa bes paralık değerininiz kalmaz. tartışalım ama hurafelerle değil bilimsel kantları olan gerçeklerle. o zaman mana kazanır bu düşüncenin gerçek olmadığı ve daha da güçlenir aklımızdakiler. tartışamadığınız düşünce ve düşüncenin sahibi hiçtir aksi taktirde. gerekçelerini buraya sıralamayıp böyle düşünenler de hiçtir.
niyeti aslında iyi olsa da mantığı doğru olmayan istektir. böyle bir istekte bulanabilmek için sanat ve dinin birbirine zıt ve bağımsız olması gerekir. oysa sanat hayatın her alanından etkilenir ve her alanı kendince yorumlar. var olan hiç bir şeyi kapatmaz ama sanat okulları acarmak yani camilerin yerine değil hiçbir seyin yerine değil çok daha yararli olur. var olan düzenin yanlışlarını ve doğrularını belirten özgür sanatla çok sayıda olan camilerde kendiliğinden azalmaya başlar. bunu ahlaksızlık arttığı için ya da daha az ibadet edildiğiiçin değil saplantılı durumlarından srılabildikleri için yapar insanlar. sanat bazı seylere bakısımızda ön yzrgılarımızı yoksaymayı ögrettiği için.böylece hem dünyayı hem sanatı hemde kendi dinlerini tabulardan bagımsız algılamayı sağlamış oluruz. sonuç olarak cümlenin olması gereken son durumu;
(bkz: en az camiler kadar bağımsız sanat okulları açılsın)
(bkz: en az camiler kadar bağımsız sanat okulları açılsın)
burada yorum yapanların kaçının erkek olduğunu bilmiyorum. ama konuşanların yüzde 80 ninin erkek olduğu gözden kaçmıyor. özgürlüğe inanan derneklerde yorum yapanlar hep erkek. peki özgürlükçü erkekler özellikle erdoğan ve gül hepinize soruyorum. kadınlar sokaklarda bıçaklanıp dayak yerken ve hatta öldürülürken, kız çocukları 14 yaşında daha ergen bile olmadan evlendirilirken ve eğitim hakları ellerinden alınırken,mecliste azıcık insanla temsil edilirken kadınlar pozif ayrımcılık diye yalvarırken adeta nerdesiniz? gül erdoğan eşleriyle evlendiğinde o kadınlar kaç yaşındaydı 14 mü 15 mi? kadınların haklarını savunmaya çalışmakta olanlar ikiyüzlülük yapar mı? en basit tanımıyla türbanı takanlar kadınlarsa ve kadın dövülür aşağılanır evlenirken bile onlara sormaya gerek duyulmazken neyin serbestliğidir bu. bu bir.
üniversitelerde eğitim görecek sevgili türbanlı kardeşlerim dinimizin gereği dediğiniz seyle dinimizi yaşıyorz derken bana ve benim gibi olanlara dinsiz demekteler. ve bunu yüzümüze söyleme cesaretini kendilerinde bulmaktalar. onlarada sorarım şimdi kuranı defalarca ama türkçe okumus kafası azıcık çalışan bir insan olarak. müslümanım diyene hayır sen müslün değilsin diyen müslümanmıdır gerçekten? gerçek müslüman müslümanım diyene değilsin derse günaha girmez mi? saçımın bir teli bile gözükürse karşımdaki adamı tahrik ederim diye düşünenler sorarım size yıllarca bilimden başka sey düşünmeyen erkek akademisyenlere sapık muamelesi değil midir bu? ve son olarak sorarım size dini yaşamayan onun içindei olmayan hurafelere saplanıp depremin ilahi adalet olduğunu düşünenlere biz depremi bilimle açıklamaya çalışanlarla ne konusacaksınız. seraate inanalar hukuk fakültesinde ne okuyacak bize bilim adına neler katacaksınız hurafelerden başka. özgürsünüz özgürüz acaba nedeni dinsizlik diye küçük beyinlerinizde nitelendirdiğiniz laiklik mi..
üniversitelerde eğitim görecek sevgili türbanlı kardeşlerim dinimizin gereği dediğiniz seyle dinimizi yaşıyorz derken bana ve benim gibi olanlara dinsiz demekteler. ve bunu yüzümüze söyleme cesaretini kendilerinde bulmaktalar. onlarada sorarım şimdi kuranı defalarca ama türkçe okumus kafası azıcık çalışan bir insan olarak. müslümanım diyene hayır sen müslün değilsin diyen müslümanmıdır gerçekten? gerçek müslüman müslümanım diyene değilsin derse günaha girmez mi? saçımın bir teli bile gözükürse karşımdaki adamı tahrik ederim diye düşünenler sorarım size yıllarca bilimden başka sey düşünmeyen erkek akademisyenlere sapık muamelesi değil midir bu? ve son olarak sorarım size dini yaşamayan onun içindei olmayan hurafelere saplanıp depremin ilahi adalet olduğunu düşünenlere biz depremi bilimle açıklamaya çalışanlarla ne konusacaksınız. seraate inanalar hukuk fakültesinde ne okuyacak bize bilim adına neler katacaksınız hurafelerden başka. özgürsünüz özgürüz acaba nedeni dinsizlik diye küçük beyinlerinizde nitelendirdiğiniz laiklik mi..
keşke tekrar okusalar denecek kadar güzeldir. az önce dinledim anlayınca daha da hoşlaşmış. tercümesi oldukça başarılıdır. kim ne derse desin şahsıma huzur vermiştir dinlerken. anlamak ne kadar güzelmiş dedirtiyor insana. şüphesiz allah bütün dilleri bilir ve hatta kalbimizden beynimizden geçenleride. allahın ibadete çağrısı anadilimizde yani türkçe olsa arap kültüründen çıkartıp içselleştirebilsek evrensel bir din olsa anlamsız inatlardan kurtulsak dedirtiyor her dinleyişimde.
önemli not, 5 vakit namaz kılıp kılmadığımı nerden biliyorsunuz demek gerekli bir de. bu tip anlamsız cümlelerden kurtulmak gerek.
önemli not, 5 vakit namaz kılıp kılmadığımı nerden biliyorsunuz demek gerekli bir de. bu tip anlamsız cümlelerden kurtulmak gerek.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?