confessions

sitare

- Yazar -

  1. toplam entry 388
  2. takipçi 1
  3. puan 13741

karpuz kabuğunda çıra yakmak

sitare
beyaz melek adlı filmde anlatıldığına göre; dicle nehri kenarında bir düğün olduğu zaman gerdek gecesinde o yörenin gençleri karpuz kabuklarına yerleştirdikleri çıraları yakarak dilekte bulunup kabukları dicleye bırakırlarmış. diclenin akıntısıyla gerdek odasının önünden geçerek hem evlenen çiftin gelecekleri aydınlansın hemde gençlerin dilekleri kabul olması umuduyla uygulanan bir gelenek.

beyaz melek

sitare
muhteşem oyuncu kadrosunun yanı sıra işlediği konu itibariyle gençleri etkilemesi beklenen, mahsun kırmızıgülün yönetmenliğini yaptığı sırf mahsun kırmızıgülden dolayı ön yargıyla gidilen eğer onun yerinde yılmaz erdoğan olsaydı yer yerinden oynardı dedirten film. televizyonlarda yayınlanan huzur evleri rezaletlerinden etkilenen yaşlılara hürmeti, saygıyı aşılamaya çalışan müzikleri sevilesi, ölüm olgusunun işlendiği;azrailin beyaz bir melek olduğunun savunulduğu tek olumsuz yönünün mahsun kırmızıgül olduğu film. her tütlü ön yargıya rağmen izlenilebilecek bir film. karpuz kabuğunda çıra yakmak.

büyüdüğünü anladığın an

sitare
askerlik yapma zorunluluğun önünde kocaman bir duvar gibi yükseldiğinde ve artık dostlarınla sabahlamaya çalıştığında sabaha kadar değilde gecenin üçünde gözlerin kapanıyorsa; diyelimki sabahladın iki günde kendine zor geliyorsan işte o andır.

enerjinin korunumu ilkesi

sitare
bir etkilesim sırasında enerjinin bir biçimden baska bir biçime dönüsebileceğini fakat toplam miktarının sabit kalacagını belirtir. baska bir değisle; enerji yaratılamaz ya da yok edilemez. enerjinin korunumu ilkesi; beslenme rejiminin de omurgasını olusturur. enerji girisi (gıda), enerji cıkısından(hareket) fazla olan bir kisi kilo alacaktır. bedeninde yağ depolanacaktır. tersi olduğunda da kişi kilo verecektir.

tersinmezlik

sitare
bir hal değisimi sırasında meydana gelen kayıplara denir. bunlar; sürtünme, dengesiz genisleme, iki gazın karıştırılması, sonlu sıcaklık farkından ısı gecisi, elektrik direnci, katıların elastik olmayan sekil degisiklikleri, kimyasal reaksiyonlar gibi....

termodinamigin ikinci yasası

sitare
enerjinin niceliğinin(miktarının) yanında niteliğinin de dikkate alınması gerektiğini ortaya koyar ve doğadaki değişimlerin enerjinin niteliğini azaltan yönde gerceklestiğini belirtir.sistemle cevresi arasındaki etkilesimlerde kayıplar olabilir. bu kayıplar tersinmezlik olarak adlandırılır. örneğin masaya konan bir fincan kahve zamanla soğur fakat hiçbir zaman kendiliğinden ısınmaz.

tuvalette kaianati yaratmak

sitare
mühendislik bilimlerinin temelinde kabullenmeler vardır. termodinamiğin birinci yasası, enerjinin kayıpsız dönüşümünden bahsederken; termodinamiğin ikinci yasası, bunun mümkün olamayacağı; enerji dönüşümü sırasında tersinmezlik denilen kayıpların olacağını belirtir. mühendislik bilimlerinde hesap yapabilmek için karşılaşılan problemle ilgili sınırlar belirlenip, ihmal edilecek büyüklükler sıfır olarak alınır. mesela; bir binanın çatısından bir kutu kolayı bırakalım. kola kutusu bulunduğu yükseklikten dolayı bir potansiyel enerji ye sahiptir ve termodinamiğin birinci yasasına göre yüksekliği azaldıkca bu potansiyel enerji; kinetik enerjiye dönüşecektir ve yüksekliğin sıfır olduğu yani yere çarptığı anda kinetik enerjisi en fazla olacaktır. termodinamiğin ikinci yasasına göre ise yükseklik azaldıkca potansiyel enerji kinetik enerjiye dönüşecektir fakat düşüş sırasında oluşan sürtünmeden ötürü kayıplar oluşacaktır. enerji kayıpları ortaya çıkacaktır. sürtünmeden dolayı ısı açığa çıkacaktır. mühendislik biliminde yukardaki problemle karşılaşıldığında sürtünme kuvveti ile ortaya çıkan ısı ihmal edilecektir. kolanın ısınmadığı varsayılacaktır. eğer sistem sınırlarını belirlemezsek ve ortaya çıkan ısıyı ihmal etmezsek böyle bir problemi çözmek bizim için çok zor olacaktır. yani mikro hesaplarla uğraşamayız. bu fizikcilerin işidir. çünkü onlar daha mikro analizler yapmaktadırlar. mühendis ile bir fizikcinin arasındaki fark bundan kaynaklanmaktadır.
masaya konan bir fincanın zamanla soğuyacaktır. ama biz oda sıcaklığını artırırsak yani fincanın sıcaklığını 20 derece kabul edersek odanın sıcaklığını 30 dereceye çıkartırsak fincan ısınacaktır. ısı geçişi için sıcaklık farkının olması gerekmektedir. yani fıncandaki kahvenin ısınması için çılgın bir moleküle gerek yoktur.
olasılık hesapları tamamen kabullenmeler üzerine kurulmuştur. bir madeni para havaya atıldığı zaman sadece yazı veye tura gelebileceği kabul edilip buna göre hesaplar yapılır. bir zar atıldığı zaman hilesiz olduğu belirtilir yoksa atılan zarın her yüzünün altı olduğunu düşünürsek altı gelme ihtimali 1(yüzde yüz), diğer sayıların gelme ihtimali sıfırdır.
hesaplamarda kabullenme yapmayan tek güç tanrıdır. ilahi düzende var olan herşey bir denge üzerindedir. kaos sadece bizler için olmakla beraber kelebek etkisi denilen olay gerçek sayılacağı gibi, kaderci yaklaşımda da alın yazısı denilebilir.
bütün maddeler en düşük enerji seviyesinde olmak isterler. bunun içinde durmadan bir kaos yaratırlar yani düzene gelebilmek için kaos ortamı oluştururlar.
sonuçta biz de tuvalette yaptığımız bazı aktivitelerle hem kendi hemde dünyanın entropisini arttırarak binlerce kainat yaratıp binlerce kainatın yaşamına son verebilirz. fakat ne yaparsak yapalım ilahi adaletin hep tecelli eder. allahın dediği olur.

kelile ve dimne

sitare
yazarı hint filozof beydeba’dır. olaylar kelile ve dimne adlı iki çakal etrafında gelişir. bunlardan biri iyi ve bilge çakal kelile , diğeri ise kurnaz ve çıkarcı kötüniyetli bir çakal olan dimne’dir.

bu çakalların birbirlerine anlattıkları kıssadan hisse tarzındaki hikayelerden oluşmaktadır eser.

sanskritce adi pançatantra olan, anadolu daki ilk cevirisi 14. yuzyilda kul mesud tarafindan yapilan ve aydınoglu umur bey e sunulan ahlak ve siyaset kitabi.

icindeki 15 oyku soyledir:

arslan ile okuz
dimne nin durumunun arastirilmasi
tasmali guvercin
baykus ve kargalar
maymun ile kaplumbaga
abid ile gelincik
tarla faresi ile kedi
hukumdar ile kus fenze
arslan ile abid cakal
ilaz, bilaz ve iraht
disi arslan, avci ve cakal
zahid ile misafir
seyyah ile kuyumcu
sehzade ile arkadaslari
guvercin, tilki ve balikcigil

sevgiliye kizdiktan sonra pişman olmak

sitare
her erkeğin başına gelir böyle şeyler. beyninizle ilgili bir çok ayıp fantazi sözcükleri kurduktan sonra aklınız başınıza gelir ve sizi sevgiliye ulaştıracak en kısa yola sert bir dönüş yaşarsınız.
bayanlarda pişman olur ama onların süper egoları yüzünden herşeyi mahvettikten sonra bunu size söylerler ortalık toz duman olmuş siz sinirlerinize hakim olmakta zorlanırken artık iş işten geçmiş; evli evine köylü köyüne dönmüştür.

ben küçükken çok salaktım

sitare
beş yüz lirayı bir beş lira ve bir yüz liranın birleşimi sanırdım.
televizyonun arkasına geçip insanların nerde olduğunu merak ederdim. bozulan televizyonun tamiri sırasından arka muhafaza kapağı açıldıktan sonra hani insanlar evleri nerde!!! diye bağırdığımda babamın ve tamircinin bana gülerek baktıklarını ve televizyonun çalışma prensibini anlatmak için yırtındıklarını ve anlatamadan pes ettiklerini hatırlarım. olsun hala salak olmakla beraber insanların herzaman dost olabileceklerini, iyi niyetli olabileceklerini ve giden sevgilinin yaptığı kötülüklerden utanabileceğini zannedebilecek kadar salağım. dedimya ben salak gelmişim salak gidiyorum.
16 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol