(bkz: gugıl)
(bkz: gugıl)
(bkz: google)
http://www.gugil.com/ adresinden ulaşılabilen site. şöyle bir de notları var;
bu domain başka bir alıcıya satılma esnasındadır.
ama satışın tamamlanmadığı durumlar için hala teklif verebilirsiniz.
bu domain başka bir alıcıya satılma esnasındadır.
ama satışın tamamlanmadığı durumlar için hala teklif verebilirsiniz.
(bkz: çilekli pasta)
(bkz: sağır oda)
fransızca rez de chausseeden türkçe’ye geçmiş, yüksek girişli zemin kat manasına gelen kelime.
(bkz: rödöşose)
(bkz: rödöşose)
bir zeki müren şiiri.
taksimde bir apartmanın rödöşose katında, bir talebe evinde otururken, güzel sanatlar akademisine giden en yakın yol kazancı yokuşuydu. şimdi yine öyledir. tabii ismi mimar sinan üniversitesi oldu, nacizane ben orayı birincilikle bitirdim; onu da arz edeyim. kazancı yokuşu benim yolumdu; en yakın yol oydu. onun etkisiyle bir sabah rüyadan dürtülürcesine uyandım ve başucumdaki kağıt-kaleme sarıldım;
paris sokaklarında sabaha karşı,
çöp tenekelerinden aşk dökülür,
aşıklar balık kılçıklarında ölür..
şanzelize yağmurda buğulu ayna,
çiçekli jartiyerlerin gölgesi iz iz,
kişiler geçer, kişiliksiz..
madrid balkonlarında zehirli asma gülleri,
kertenkele gözlü kızlar,
kök temiz, filiz kirli.
roma, nerondan arta kalan yaralar,
aşk çeşmesinde kalp paralar..
kazancı yokuşunda bir yatır var,
ömürle yarışır, mumları erimekte,
beni orada bekle..
ne çilekeş,
ne vefakar,
o ne sırdaş dede..
o yokuş baharda da ıslaktır;
güzde de.
kayan kendi ayağın,
düştüğün kendi kaldırımın.
o yokuşta niceleri neler diler;
o yokuşta gün ışırken,
çöp tenekeleri
ve yalnız kediler..
(bkz: copy paste sanma günahımı alma)
taksimde bir apartmanın rödöşose katında, bir talebe evinde otururken, güzel sanatlar akademisine giden en yakın yol kazancı yokuşuydu. şimdi yine öyledir. tabii ismi mimar sinan üniversitesi oldu, nacizane ben orayı birincilikle bitirdim; onu da arz edeyim. kazancı yokuşu benim yolumdu; en yakın yol oydu. onun etkisiyle bir sabah rüyadan dürtülürcesine uyandım ve başucumdaki kağıt-kaleme sarıldım;
paris sokaklarında sabaha karşı,
çöp tenekelerinden aşk dökülür,
aşıklar balık kılçıklarında ölür..
şanzelize yağmurda buğulu ayna,
çiçekli jartiyerlerin gölgesi iz iz,
kişiler geçer, kişiliksiz..
madrid balkonlarında zehirli asma gülleri,
kertenkele gözlü kızlar,
kök temiz, filiz kirli.
roma, nerondan arta kalan yaralar,
aşk çeşmesinde kalp paralar..
kazancı yokuşunda bir yatır var,
ömürle yarışır, mumları erimekte,
beni orada bekle..
ne çilekeş,
ne vefakar,
o ne sırdaş dede..
o yokuş baharda da ıslaktır;
güzde de.
kayan kendi ayağın,
düştüğün kendi kaldırımın.
o yokuşta niceleri neler diler;
o yokuşta gün ışırken,
çöp tenekeleri
ve yalnız kediler..
(bkz: copy paste sanma günahımı alma)
(bkz: lost)
(bkz: yok öyle bir şey)
(bkz: rakı)
(bkz: camp kill yourself)
amerikalı bir rock grubu. ilginç şarkıları var.
deron miller - gitar & vokal
chad ginsburg - gitar
jess margera - davul
vernon zaborowski - bas
grubun resmi web sitesi için;
http://www.ckyalliance.com/
deron miller - gitar & vokal
chad ginsburg - gitar
jess margera - davul
vernon zaborowski - bas
grubun resmi web sitesi için;
http://www.ckyalliance.com/
(bkz: donnie darko)
(bkz: soul meets body)
insanı huzura iten cıvıl cıvıl bir death cab for cutie şarkısı.
i want to live where soul meets body
and let the sun wrap its arms around me
and bathe my skin in water cool and cleansing
and feel, feel what its like to be new
cause in my head theres a greyhound station
where i send my thoughts to far-off destinations
so they may have a chance of finding a place where
theyre far more suited than here
i cannot guess what well discover
when we turn the dirt with our palms cupped like shovels
but i know our filthy hands can wash one anothers
and not one speck will remain
and i do believe its true that there are roads left in both of our shoes,
but if the silence takes you then i hope it takes me too
so brown eyes i hold you near, cause youre the only song i want to hear
a melody softly soaring through my atmosphere
where soul meets body x 3
and i do believe its true that there are roads left in both of our shoes,
but if the silence takes you then i hope it takes me too
so brown eyes i hold you near, cause youre the only song i want to hear
a melody softly soaring through my atmosphere x 3
i want to live where soul meets body
and let the sun wrap its arms around me
and bathe my skin in water cool and cleansing
and feel, feel what its like to be new
cause in my head theres a greyhound station
where i send my thoughts to far-off destinations
so they may have a chance of finding a place where
theyre far more suited than here
i cannot guess what well discover
when we turn the dirt with our palms cupped like shovels
but i know our filthy hands can wash one anothers
and not one speck will remain
and i do believe its true that there are roads left in both of our shoes,
but if the silence takes you then i hope it takes me too
so brown eyes i hold you near, cause youre the only song i want to hear
a melody softly soaring through my atmosphere
where soul meets body x 3
and i do believe its true that there are roads left in both of our shoes,
but if the silence takes you then i hope it takes me too
so brown eyes i hold you near, cause youre the only song i want to hear
a melody softly soaring through my atmosphere x 3
2. bireylerin dövmek, çimdirmek, saç çekmek suretiyle birbirlerine yıldırma politikası uygulayarak 1. bireyleri arabadan uzak tuttukları, yerine göre eğlenceli bir eylemdir.
bir zeki müren şiiri.
saçların günah koksa,
kirpiklerin ihanetten dökülse,
tırnaklarından yabancı ellerin soğuklugu süzülse,
rıhtımda bekleyenin benim..
yaşarken bahçen,
göçünce mezarın kalbimdir derdin.
içine gömmek için mi kıydın bana?
hiç gelmesen de bekleyeceğim..
güvertelerde uçuşan nice el var,
bana da bir siyah mendil sallayan olur bir gün yanlışlıkla.
seni saadet kuşlarının kanadı getirmişti,
leylek gagalarında yaban ülkelere göçesin diye mi?
ruhumun iklimine uysan ne olurdu?
ben değiştirirdim dünyamı..
ya da isteseydin,
dileseydin,
kutuplarda taze hurma toplardım ellerimle,
ekvator damlarından buzlar sarkıtırdım.
gitmek istedin..
ne gönlünün iklimi,
ne ruhundaki mevsimler..
hepsi bahane;
gitmek istedin!
bekleyeni olan rahat gider,
benim de bekleyenim olsaydı rahat giderdim..
nereye?
senin ülkene..
hiç dönmesen de bekleyeceğim!
güvertelerde uçuşan nice el var,
bir gün bana da bir siyah mendil sallayan olacak yanlışlıkla..
ben.. ben..
gözlerim beklemekten kör olmuş,
hasret şarkıları söyleyeceğim iskelelerde..
saçların günah koksa,
kirpiklerin ihanetten dökülse,
tırnaklarından yabancı ellerin soğuklugu süzülse,
rıhtımda bekleyenin benim..
yaşarken bahçen,
göçünce mezarın kalbimdir derdin.
içine gömmek için mi kıydın bana?
hiç gelmesen de bekleyeceğim..
güvertelerde uçuşan nice el var,
bana da bir siyah mendil sallayan olur bir gün yanlışlıkla.
seni saadet kuşlarının kanadı getirmişti,
leylek gagalarında yaban ülkelere göçesin diye mi?
ruhumun iklimine uysan ne olurdu?
ben değiştirirdim dünyamı..
ya da isteseydin,
dileseydin,
kutuplarda taze hurma toplardım ellerimle,
ekvator damlarından buzlar sarkıtırdım.
gitmek istedin..
ne gönlünün iklimi,
ne ruhundaki mevsimler..
hepsi bahane;
gitmek istedin!
bekleyeni olan rahat gider,
benim de bekleyenim olsaydı rahat giderdim..
nereye?
senin ülkene..
hiç dönmesen de bekleyeceğim!
güvertelerde uçuşan nice el var,
bir gün bana da bir siyah mendil sallayan olacak yanlışlıkla..
ben.. ben..
gözlerim beklemekten kör olmuş,
hasret şarkıları söyleyeceğim iskelelerde..
(bkz: ben varım)
cof diye ses çıkaran baskettir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?