pek rastlanılmayan bir isim. yaşamcık diye çağrıldığı vakit ismin sahibi çileden çıkabilmektedir.
neil gaiman ve dave mckeanin ortak yapımı olan izlemeye doyamayacağınız harika ötesi film. filmde gerçekler ve hayal dünyası arasında sıkışmış 15 yaşındaki bir kızın sorunlarıyla nasıl yüzleştiği anlatılmış. pek çok dizi ve filmde karşımıza çıkabilecek bu banal sayabileceğimiz konu öyle profesyonelce işlenmiş ki, filmin her saniyesi bizi şaşırmaya ve düşünmeye sevk ediyor. ayrıca tam manasıyla bir görsel şölen.
(bkz: şey diye bir şey yoktur)
pek de ikna edici bir cümle değildir görüldüğü gibi. anlatılana göre türkçedeki yanlışlıkların tartışıldığı bir tv programında sunucu halkın çoğunluğunun şey kullandığının üstünde dururken, konuksa sunucuyu dilimizde şey diye bir kelimenin olmadığına ikna etmeye çabalar. sunucunun gereksiz ısrarları sonucu çileden çıkan konuk "şey diye bir şey yoktur." diyerek tartışmaya son noktayı koymak ister.
bir benzeri için:
(bkz: never say never)
bir benzeri için:
(bkz: never say never)
(bkz: xenophobia)
kişilerde güven eksikliğinden doğan yabancı korkusu, düşmanlığı.
7doors
mp3 playerınızdan yükselen seslerin zaten hoş bir etki yaratmayacağı gibi önde oturarak potansiyel para uzatan kişi olmanızın hepten bir antipati kazanmanıza sebep olabileceği durumdur.
vakti zamanında bir arkadaşlık sitesinde tanıştığım, hoş sohbeti ve neşeli yapısıyla beni kendine bağlamış tadından yenmez kıvırcık ressam. fırçalarla bir an önce arasının düzelmesini temenni ederim.
güven duygusunun derinden sorgulandığı, akılda kalıcı repliklere sahip etkileyici bir ferzan özpetek filmi. ayrıca dikkatli izleyenler görmüştür ki yönetmen ajda pekkan hayranlığını yine bir şekilde belli etmektedir bu filminde de.
türk lokumunun yüksek bir ikna gücü olduğunu görebileceğimiz güzel bir yapım.
havalar güzelken bahçesinde nargile içmenin benzersiz bir keyif verdiği şirin mekan. demir hindi isimli osmanlı şurubunu şiddetle tavsiye ederim.
lost dizisinin çirkin karizması. olaylar karşısındaki soğukkanlılığıyla favori karakterim olmayı başarmıştır.
playlistimin demirbaşlarından aşmış bir anathema şarkısı. siz siz olun, herhangi bir hayal kırıklığının üstüne dinlemeyin. iyisi mi hiç dinlemeyin.
29 mart 2006 istanbul yeni melek konserinde kendilerini kanlı canlı görebildiğimiz bir swedish death metal grubu. konserde çaldıkları closure parçası esnasında izleyicilerdeki göbek atma potansiyelini keşfetmeleri zaman almamıştı ki o kadar karizmatik takılan uzun saçlı abilerin bir anda kıvırmaya başladığını görmek, bana hayatımın unutulmaz konser deneyimlerinden birini yaşatmıştı.
evinizde besliyorsanız şayet, siz de sabahları minik ve ıslak bir burnun yüzünüze değmesiyle güne güzel başlayabiliyorsunuz demektir.
konserlerini önlerden takip ettiğim, ayrıca geçen yaz 45 kişilik senfoni orkestrası eşliğinde çıktığı açıkhava konserinden sonra kendisine bir kez daha aşık olduğum, sesi, sözleri ve müziği ile ruhumu doyuran kusursuz sanatçı.
in flamesin 2000 yılında çıkarmış olduğu clayman albümünün kalbimizde de aynı yeri alan birinci parçası. sözleri şöyledir:
do you feel anything at all?
do you hear steps at the door?
do you reckon the smell of....?
its life-the the dark that binds you
frigthened by your own smell
bitterness will run you through
silent screaming
turning, twisting the alphabet
frantic eyes
awaiting the answer
splinters of a poem
fragments of what you used to be
habitual and gullible
run-down memoirs is all thats left
do you wish to sleep?
do you aim for the shadow?
do you feel infected?
its life-the the dark that binds you
its the cowardice that puls you under
and takes you to the end, where it begins
release, the world is waiting on your arrival
close your eyes, as we witness another bullet ride
do you know about atrocity?
do you that everbodys gone?
do you know that youre on your own?
its life-the the dark that binds you
do you feel anything at all?
do you hear steps at the door?
do you reckon the smell of....?
its life-the the dark that binds you
frigthened by your own smell
bitterness will run you through
silent screaming
turning, twisting the alphabet
frantic eyes
awaiting the answer
splinters of a poem
fragments of what you used to be
habitual and gullible
run-down memoirs is all thats left
do you wish to sleep?
do you aim for the shadow?
do you feel infected?
its life-the the dark that binds you
its the cowardice that puls you under
and takes you to the end, where it begins
release, the world is waiting on your arrival
close your eyes, as we witness another bullet ride
do you know about atrocity?
do you that everbodys gone?
do you know that youre on your own?
its life-the the dark that binds you
yaşlandıkça kendine daha çok hayran bırakan yetenekli oyuncu. burcundan ötürü olsa gerek oynadığı karakterlerin uzun süre etkisinde kalıyormuş.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?