eflatunun cennette bir akşamüstü albümünün en iyi şarkılarından biri.
ezberimde olmayan bir şarkısın sen aslında
ama nasıl oluyor da seni söylüyorum hala çılgınca
düşlerimde olmayan güzel bir rüyasın sen aslında
ama nasıl oluyor da, seni sayıklıyor dilim hep uykumda
bende adını haykıracak bir nefes çığlık bile olsa
susar mıydım sen giderken ardından çığlık çığlığa
bende kollarından tutacak az biraz cesaret olsa
bırakır mıydım sence seni ömrüm boyunca
fay hatlarım kırık dökük şimdi
gündüzler zifiri aydınlık
tenhalar bir yetmişlik açmış beni çağırır
yansa bitse dünya umrum değil
gurur sinir kavga kapris kibir
her şeyi soyunup seni giyindim
tiril tiril ...
üzerinden 6 sene geçmiş ve hala hizmete sokulmamış buton. bu işin takipçisi olacağım.
(bkz: devlet buna bir şey yapması lazım)
(bkz: devlet buna bir şey yapması lazım)
bazı entryleri okumaya korkuyorum. başlığın birinci entrysi de bunlardan biri. mide bulanması desem değil, tiksinmek değil, kaldıramamaktan korkmak değil, kabullenememek belki. hastalık mı bu sapkınlık mı? ya da bu sapkınlık bir hastalık mı? ne yazsam saçma, bunun üzerine bir şey de yazılamaz aslında.
eski türk filmlerinden fırlamış bir şarkı sanki. hüzün de sevinç de saf, hem derin hem sakin... öyle bir şarkı...
aldattın beni kendi kendinle
mecburi hizmetteyken ben
yaşam bölüğünde... şeklinde bir cümlenin geçtiği şarkı.
mecburi hizmetteyken ben
yaşam bölüğünde... şeklinde bir cümlenin geçtiği şarkı.
bu yazar kişisi sözlüğe giriş yaptığında bir seviniyorum anlatamam. yerimden kalkıyorum hemen, döne döne üç kere zıplıyorum kollarımı asenkronize bir biçimde sallayarak... sonra oturuyorum zar zor, yaşlıyım, bacaklarım ağrıyor...
insülin albümünden harikulade kesmeşeker şarkısı.
güzel günler geçirdik, her yer günlük güneşlik
yarım yamalak seviştik, henüz çok gençtik
öğrenciydik mutluyduk filan falan...
yerde kalmış vicdan izleri arasından
öldürmedim bak kendimi
bu kalp acısı dedikleri
dünyanın sonu değilmiş meğer
devam ettim koşmaya, yalın ayakla
henüz onlar bunları bilmiyor
sen yoksun yüzüm gülmüyor
henüz onlar bunları bilmiyor
sen yoksun böyle olmuyor...
yalnızca kastettim öldürmeye geçmişi
hiç bir iz bırakmadan çekip de gitmeyi
herkesin gözü önünde azettirdim kendimi
erir dedi doktor,depresyon kar gibi
öldürmedim bak kendimi
bu kalp acısı dedikleri
dünyanın sonu değilmiş meğer
devam ettim koşmaya, yalın ayakla...
güzel günler geçirdik, her yer günlük güneşlik
yarım yamalak seviştik, henüz çok gençtik
öğrenciydik mutluyduk filan falan...
yerde kalmış vicdan izleri arasından
öldürmedim bak kendimi
bu kalp acısı dedikleri
dünyanın sonu değilmiş meğer
devam ettim koşmaya, yalın ayakla
henüz onlar bunları bilmiyor
sen yoksun yüzüm gülmüyor
henüz onlar bunları bilmiyor
sen yoksun böyle olmuyor...
yalnızca kastettim öldürmeye geçmişi
hiç bir iz bırakmadan çekip de gitmeyi
herkesin gözü önünde azettirdim kendimi
erir dedi doktor,depresyon kar gibi
öldürmedim bak kendimi
bu kalp acısı dedikleri
dünyanın sonu değilmiş meğer
devam ettim koşmaya, yalın ayakla...
içinde içindekiler vardırdan hoş bir kesmeşeker şarkısı. bana baktı, başını kaldırdı bana baktı, seviyor beni... cümlelerimizi getirir hep akla. öyle bir eski zaman kokar...
yolun sonunda sufiler
yolun başından görünmezler
bir irade bana hakim
ararsan üçüncü gezegendeyim
gözle semayı yorgun dünyalı
uyu bu parkta gece yarısı
kutsal sözler, doğum sancısı...
yolun sonunda sufiler
yolun başından görünmezler
bir irade bana hakim
ararsan üçüncü gezegendeyim
gözle semayı yorgun dünyalı
uyu bu parkta gece yarısı
kutsal sözler, doğum sancısı...
harikulade kesmeşeker şarkısı. sakinliği bitiriyor insanı.
sen iyi bilirsin, ben en çok seni sevdim...
sen iyi bilirsin, ben en çok seni sevdim...
bazı insanlar için hiç sorun olmayan durumdur. sevgilisi nöbette kan ter içinde çalışırken, bu umursamaz insanlar tavla turnuvaları düzenlerler, havuz keyfi yaparlar, sefa sürerler. o sefanın cefaya döneceğini bilmeden...
dayak yiyen sevgili yerde yatarken dayak atan kişileri bir güzel benzetip, yerde acılar içinde kıvranan sevgilinin en hassas yerine tekme atarak sonlandırılabilecek durumdur. ya şunlardan dayak yedin ya inanamıyorum sanaa! denirse bir de, harikulade olur. o adamdan bir daha hayır gelmez ama söyleyeyim...
hoş bir monte var bobilerde kendisiyle ilgili:
http://www.bobiler.org/default.asp?yon=evet
http://www.bobiler.org/default.asp?yon=evet
independence (jedi) [msg] [kim]
esrakesh (moderator) [msg] [kim]
epikuros (moderator) [msg] [kim]
mitili (3. nesil bilgic) [msg] [kim]
sipsi (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
jabba (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
$u anda yonetimden
1 jedi,
2 moderator,
1 bot(genelde gorunmez bu),
uyelerden ise
0 gammaz,
3 bilgic,
0 comez,
uyelerden toplam 6 ki$i sozlukte at ko$turuyorlar.
ayrica
$u anda bilgi sozluku 8 ki$i okuyor.
esrakesh (moderator) [msg] [kim]
epikuros (moderator) [msg] [kim]
mitili (3. nesil bilgic) [msg] [kim]
sipsi (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
jabba (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
$u anda yonetimden
1 jedi,
2 moderator,
1 bot(genelde gorunmez bu),
uyelerden ise
0 gammaz,
3 bilgic,
0 comez,
uyelerden toplam 6 ki$i sozlukte at ko$turuyorlar.
ayrica
$u anda bilgi sozluku 8 ki$i okuyor.
the imaginarium of doctor parnassusta pek bir güzel, pek bir seksidir kendisi. imaginarium sahnesinde, upuzun saçlarını elbise olarak kullandığı bir an var ki, hayran oldum.
inanılmaz güler yüzlü insanlar çalışıyor burada. servis de çok hızlı, rica edilen şey, bir iki dakika içinde masada oluyor. ama ben sanırım bir mekana gittiğimde en çok tuvaletlere takıyorum kafayı. genelde böyle kalabalık mekanların tuvaletleri gece belli bir saatten sonra girilmeyecek durumda olur. ben de o yüzden gitmemek için binbir çaba sarf ederim, işte bir bacak bacak üstüne atmak olsun, öne doğru eğim almak olsun, amuda kalkmak olsun falan...neyse... boşuna kendime eziyet etmişim. tuvaletler tertemizdi. diğer her şeyin yanında bu bile yeterli bir sebeptir bir daha gitmek için.
tayfa75le ben erken kalktığımız için methedilen kahvelerin tadına bakamadık. bir dahaki sefere artık...
tayfa75le ben erken kalktığımız için methedilen kahvelerin tadına bakamadık. bir dahaki sefere artık...
johnny depp, jude law ve colin farrel filmden aldıkları parayı heath ledgerın kızına aktarmışlardır.
spoilerımsı
filmin görselliği muhteşem ama akış için aynı şeyi söylemek mümkün değil. ledgerın hayatını kaybetmesinden dolayı mı bilemiyorum ama kopuk kopuk bir anlatım var. anlatmak istediği hiçbir şeyi tam olarak anlatmıyor, yarım bırakıyor sanki. bütün film boyunca birisi imaginariuma girse de gözümüz gönlümüz açılsa dedik durduk.
belki gene ledgerın hayatını kaybetmesi nedeniyle gereksiz uzun sahneler kısaltılmamış, 2 saat civarı süren bir film ortaya çıkmış. arada durdurup geyik yaptığımız bile oldu.
bu vesileyle lily cole hanımefendiye sevgilerimi yollamak isterim. o nasıl bir 16 yaşında olmaktır, o nasıl bir endamdır. ben 16 yaşındayken sizin yarınız kadardım sevgili lily... hatta belki hala yarınız kadarım bilemiyorum.
spoilerımsı bitti
e peki sen şimdi ne anlattın? izleyelim mi izlemeyelim mi? diyenlere canınız sıkılıyorsa, şöyle bir hayal aleminde gezineyim, çok bir aksiyon da beklemiyorum işte johnny olsun lily olsun colin olsun yeter bana, tahammül ederim diyorsanız izleyin, yoksa boşverin what dreams may come izleyin, etkilenin, ağlayın.
spoilerımsı
filmin görselliği muhteşem ama akış için aynı şeyi söylemek mümkün değil. ledgerın hayatını kaybetmesinden dolayı mı bilemiyorum ama kopuk kopuk bir anlatım var. anlatmak istediği hiçbir şeyi tam olarak anlatmıyor, yarım bırakıyor sanki. bütün film boyunca birisi imaginariuma girse de gözümüz gönlümüz açılsa dedik durduk.
belki gene ledgerın hayatını kaybetmesi nedeniyle gereksiz uzun sahneler kısaltılmamış, 2 saat civarı süren bir film ortaya çıkmış. arada durdurup geyik yaptığımız bile oldu.
bu vesileyle lily cole hanımefendiye sevgilerimi yollamak isterim. o nasıl bir 16 yaşında olmaktır, o nasıl bir endamdır. ben 16 yaşındayken sizin yarınız kadardım sevgili lily... hatta belki hala yarınız kadarım bilemiyorum.
spoilerımsı bitti
e peki sen şimdi ne anlattın? izleyelim mi izlemeyelim mi? diyenlere canınız sıkılıyorsa, şöyle bir hayal aleminde gezineyim, çok bir aksiyon da beklemiyorum işte johnny olsun lily olsun colin olsun yeter bana, tahammül ederim diyorsanız izleyin, yoksa boşverin what dreams may come izleyin, etkilenin, ağlayın.
10 temmuz 2010 bilgi sözlük mini zirvesinde görüştüğüm yazar. yani şimdi harikulade insan vs vs desem ne bileyim, normal biri işte. oturduk, arada konuştuk, arada sustuk. yani pek bir olayı yok. askerde kömür taşıdığını duyunca ister istemez kendinden biraz soğudum. bir daha görüşmek ister miyim, bilemiyorum. yani öyle bir ortamda karşılaşırsak, kısmet tabii, neden olmasın?
10 temmuz 2010 bilgi sözlük mini zirvesinde sözlük hakkındaki bitmek bilmeyen isteklerimi bıkmadan dinledi kendisi. ya da bıktı ama belli etmedi. sonuçta ben bıktığını düşünmedim yani. umarım bıkmamıştır. bıktıysa da yapılacak bir şey yok artık. sadede gelirsem kendisi bütün kibarlığıyla yapılabilecek ve yapılamayacak olanları anlattı. yapılabilecekleri de yapma sözü verdi. zaten benim oraya gitme amacım jedi ile bir müzakere masası oluşturup tekliflerimi sunmak ve çözüm önerileri istemekti. rakıyla mezeyle ıvırla zıvırla hiç işim olmaz benim.
(bkz: entrye bak ne biçim)
(bkz: entrye bak ne biçim)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?