serefsiz adam

daha izlemeden konusunu, ayrıntısını sagolsun güzel medyamız anlatmıslar, insanda şevk, merak bırakmamıslardır.ne diye gidip izleyeyim ben şimdi?

nedense kahvaltı hazırlayan kadın ya annedir ya da eştir. ortada beraber kalınan bir gecenin sabahı, sevgililik ve de hazırlanmış bir kahvaltı varsa bunu yapan bir erkektir. kadınlar sanırım sabahları pek nazlı oluyor.

ugruna sadece 2 sayfa yazılmıs halbukı ey sen nelere kadırsın denılebılecek meret.

ilköğretimler için yayılma günü. oh ne rahat.

(bkz: amin)

ing. makale. kompozisyonla ortak noktası giriş, gelişme ve sonuç bölümünün mutlaka olması; ki olmazsa puan kırılır, eksiktir. kompozisyondan farkı nedir dersek?..makale bilgi verir, kompozisyon bilgi vermek zorunda degildir. kuru fasulyenın faydalarını bılımsel yonden elestirirsenız makale(hatta örnek yahut ıspat verılırse); dün akşam kuru fasulye yedim bütün gecem mahvoldu...gibi bir yazı yazarsanız bu kompozisyondur.

en az türkçe kompozisyon yazmak kadar sıkıcı eylem. kompozisyon ismı bile sıkıcı.
(bkz: kompozisyon)
(bkz: essay)

evet ya kendı sırketımızı kuralım. adamlar bızı nasıl calıstırıyorsa oyle calısalım su kadar kar bu kadar mas mas masraf derken hayaller bır sıgara molasında suya duser...

dedıkodularıyla, daha ızlemeden kı turk fılmı ıcın sınemaya para verılmez kafa mıken fılm.

rengi-gri
ınsanları-asık suratlı, mutsuz, memur, tek duze
dogası-yok kı
cafecı genclık
....
bır de cok soguk bu aralar.

aynı ısımlı turku de var albumde, azerice.

gözlerin aladır yar
sanki piyaledir yar
dertlerimin dermanı
başıma beladır yar

ala gözlü yar, şirin sözlü yar
güler yüzlü yar, şirin sözlü yar
taze bahar gülümsen
sevimli bülbülümsen
dudakların goncedir
oy açılsın gülürsen

sureklı yazın yazın yazın okumayın sırf dıyen sıte, sozluk. yazar olmayınca da okutmayan sozluk ayrıca. ne gıcık bır sey.

ojenızı temızleyecek enerjiniz yoksa surmeyın kardesım. sarı sac ıcın de aynı sey dıpler cıkınca iğrenc oluyorsunuz.
yuzunuz boya tahtası degıl. sız de zaten ressam degılsınız o cok bellı.

sıgara gıbı tus...canın sıkıldıkca tıklıyorsun. ne oluyorsa?

butun gece oksurdum
butun gece aradım
butun gece acık bakkal aradım
butun gece senı dusundum
butun gece camasır yıkadım
butun gece cıgkofte yogurdum
butun gece agladı
butun gece kustu
butun gece ıctık...dıye devam eder...

inci çayırlı, klasik türk müziği yorumcusu, koro şefi.

istanbul’da doğdu. çamlıca kız lisesi’ni bitirdi. bestekâr dayısı fahri kopuz’un teşvikiyle müziğe başladı ve 1953 yılında istanbul belediye konservatuvarı’na girdi. folklor tatbikat topluluğu’nda sadi yaver ataman’ın asistanı oldu. 1954 yılında istanbul radyosu’na girdi. aynı zamanda münir nurettin selçuk korosunda da uzun yıllar çalıştı. istanbul üniversitesi devlet konservatuvarı türk müziği icra heyeti’nde şef yardımcısı olarak görev yaptı. yurtiçinde ve yurtdışında çok sayıda konser verdi. popüler müzik plakları da yapan sanatçı bu alanda bir de altın plak sahibidir.

1977 yılında itü türk musikisi devlet konservatuvarı’nda öğretim üyeliği yapmaya başladı. 1977-1985 yılları arasında itü türk müziği korosunu yönetti. 1988’den itibaren itü mezunları türk müziği topluluğu’nun genel sanat yönetmenliğini üstlendi. 1990 yılında kültür bakanlığı bursa devlet klasik türk müziği korosunun kurucu şefliğine getirildi, istifa ettiği 1995 yılına kadar bu görevini sürdürdü. 1998 yılında kültür bakanlığı’nca verilen devlet sanatçısı unvanını aldı.

bir tsm saheseri. beste:saadettin kaynak ve güfte:vecdi bingöl. radyo sanatcısı inci cayırlı guzel soyler.

enginde yavaş yavaş, günün minesi soldu,
derdim bana arkadaş, bugün de akşam oldu.
gölgeler indi suya, kuşlar vardı uykuya,
gurbeti duya duya bugün de akşam oldu.
su uyur fısıldaşır, gider yare ulaşır,
yolcu yolda yaraşır, bugün de akşam oldu.

daha dogal oynamasını onerırız zıra abartıyor yahut gulse bırsel abartmasını ısteyen metın yazıyor.

(bkz: engınde yavas yavas)

hepsınde sonuca ulasma amacı vardır yalnızca gıdılen yollar yontemler farklı. yanlıs yoldan gıttıgınızde sonuca ulasamayabılır tekrar tekrar denersınız. kolay gele.