sepulturk

shabani nonda’nın golüyle galatasaray’ın 1-0 yaptığı maç. uğur uçar’ın sivasspor sol kanatını sikip attığı maç da olmaktadır aynı zamanda.

edit:barış özbek mermi gibi vurdu 2-0 oldu.

avusturya’daki hatun kaldırma sistemi hakkında beni bilgi sahibi eden bilgiçtir.

14 aralık 2007 galatsaray sivasspor maçında taraftarın kendisine karşı gösterdiği toleransı pek de güzel yiyip bitirmektedir. hiçbir şey yapmamak adına çok şey yapmaktadır.

aslantepe ali sami yen stadyumuna geçişin ardından mevcut stadyumun ne amaçla kullanılacağının belirlendiği maçtır. çıkan karar ise hastanedir. ilk yarım saat itibariyle maçtan doktor eksik olmamıştır. sivasspor’un iki oyuncusu sakatlıktan dolayı değişmiştir.

galatasaray şu ana kadar bal yapmayan arıyı canlandırmaktadır. mücadeleden başka bi sik yaptığı yoktur takımın.

(bkz: başlık açayım derken tamamen saçmalamak)

annelerin çocuklarına yaptığı çeşitli işkencelerin en güzel örneklerinden birisidir. müthiş rahat ve alengirli bir donunuz vardır. ne bilim üstünde taz resmi filan vardır. bir akşam duş almak için banyoya adım atarsınız ve o şok manzarayla karşılaşırsınız. o çok sevdiğiniz donunuz banyonun en ücra köşesinde iyice büzüşmüş el kadar olmuş durumda yatmaktadır. dokunmak istersiniz son kez, üstündeki yapışmış tüyleri ve nemli olduğunu anlayınca vazgeçersiniz. hüzülenir gibi olursunuz.

not: tanga giyen arkadaşlar için geçerli değildir bu anektot. el kadar şeyden yer bezi mi olur.

vardır böyle insanlar. genellikle 2 kişi olurlar en fazla 3. yoldan gelen geçene laf atarlar. tanıyıp tanımamaları önemlidir. gözleri pek bir karadır. geri laf gelirse dalmaktan çekinmezler. genelde duymamazlıktan gelinmelidir bunları.

küçüklere; "hişt çocuk"
yaşıtlarına; "bilader bakcan mı bi"
kendilerinden biraz büyüklere; "dayı"
yaşlılara; "moruk" gibi sesleniş tarzları vardır. özellikle "hişt çocuk" ya da "bilader bakcan mı bi" tarzında seslenişlere maruz kalmışsanız olaylar feci yönde gleişebilir.

allah belamı versin ki bir kere göz gezdirme gafletinde bulunduğum dizidir. normal hayatta bir çok erkeğin çekemediği hatun kişi ciyaklamasının her on saniyede bir gerçekleştiğini görmek insanda o kızların her birisinin ümüğünü sıkma hissi uyandırır. ayrıca ben ömrü hayatımda böyle rezalet bir oyunculuk görmedim. yahu dizi lan bu en manken mankenler bile bir şekilde bu işi kotardıla da bir insan nasıl dizide rol yapmayı beceremez daha anlamış değilim.

belki biri gaza gelir de bir ekmek çıkar diyen çılgın bir abazanın yapması muhtemel eylemdir.

am ve sik başlıklarının uçurulmuş olduğu sözlüktür. bu başlıklara bakma ihtiyacının nereden geldiğini ise hiç bilemiyorum inanın bana.

arapça’da ekmek içinde kullanılır.

(bkz: bayramlık kıyafet)

(bkz: yarrak gibi adam)

yönetimin belki de yıllar sonra taraftar çekmek adına yaptığı en başarılı kampanyaya sahne olmuş maçtır. bilet alanlra bir adet metin oktay forması hediye edilmiştir ve bilet fiyatları düşük tutulmuştur. bunun sonucunda bütün biletler tükenmiştir.
ayrıca maç 20:00 başlayacaktır ve şebinkarahisar stadyumunda oynanacaktır.

ingilizce’de, öğretmenlerin sınıfa çıkabilirsiniz anlamında kullandığı kelimeler yığınıdır.

nedense bizim kadınlarımızın çekemediği birisidir. yaptığı çok büyük bir hata vardır hayatında ona sözüm yoktur fakat en azından cesaretinden ötürü takdir edilmelidir.

bu ülkede binlerce kadın vardır ki kendisinden çok küçük bir erkeğe hasta kalmış fakat toplumdan gelecek tepkileri düşünerek her hangi bir açılımda bulunmamış. pınar altuğ ise böyle bir şeyi yaptı diye yapmaya cesaret edemeyenler tarafından topa tutulmaktadır. kardeşim hatun sevmiş çocuğu, bu neden bu kadar gerer insanları ben anlamadım.

ayrıca kendisini sürekli geliştiren bir insandır bu kişi. çocuklar duymasın isimli abidik dizinin ilk bölümlerindeki yaptığı rol ile şimdilerde yaptığı roller arasında dağlar kadar fark vardır. ayrıca gayet de çekici bir hatun olmasının getirdiği kıskançlıklar da kesinlikle vardır türk hatunlarında.

neden bunları yazıyorum ben? bu kadına olan bir hayranlığım filan yok. kendisiyle ilgili düşüncelerim sokakta yürüyen geçen bir kadına olan nötr düşüncelerimden farksız. sadece biraz tarafsız yaklaşmak gerekir olaya. mesela ben brad pitt hakkında atıp tutmam. adam yakışıklıdır ve işini de gayet başarılı yapmaktadır. aynen o misal işte.

(bkz: class dismissed)

umut sarıkaya’nın bu haftaki uykusuzdaki, benim de söyleyeceklerim var köşesinde bulunan insan tasviridir. yazının girişi şu şekildedir;

"sabah 6 oldu mu tak ayaktayımdır. her sağlıklı insan gibi kalkr kalkmaz sıçarım. lifli gıdalardan bolca tükettiğim için kayısı gibi sıçarım. ardından bir bardağa kırdığım iki yumurtayı içerim. eşofmanları çeker sahilde koşarım. belediyemizin yaptırdığı spor parkurlarında aletli jimnastik yaparım. ardından eve dönerim. kahvaltımda bitki çaylarını tercih ederim, tatlı ihtiyacımı kuru kayısıyla karşılarım, ceviz olmazsa olmazımdır, belki biraz yağsız peynir. kahveyi ağzıma sürmeyeli aylar oldu, şekeri bırakalı ise yıllar. işe giderim, işimi severim. bence insan mutlu olduğu işi yapmalı. ofiste masamı süslerim. mutluyum dolayısıyla insanlara gülümserim. sevdiğim şarkıları sık sık mırıldanırım. hiç tanımadığınız birine selam vermek, insanlardan bir merhabayı esirgememek bence dünyanın güzel ve yaşanabilir bir yer olması için yeter de artar bile. bilgisayarımı açarım ona buna çocuk, yavru kedi resmi yollarım. gelen forward maillere ağız dolusu gülerim rakı ve sigara içen maymun resmine güldüğüm dün gibi aklımdadır. çünkü sigara ve rakı içmek insanlara özgü davranışlardır fakat bunu bir maymundan beklemek imkansızdır. işte ben buna gülerim... dostlarıma değer veririm, özel günlerimi unutmam. durup dururken hediyeler alırım onlara. bir işi başardığımda kendimi ödüllendiririm. bir siyah çikolata veya bir meyveli yoğurtla. kendimle barışığımdır, severim kendimi, insanları sevdiğim gibi... tanıdınız mı beni? bilin bakalım kimim ben? yarrak gibi adamım ben"

edit:anladık ki sözlükte yarrak gibi adam bolmuş.

gazoz ağacı ne kadar saçma ve boş bir programsa bu program da o kadar boş ve beleştir.

"bizim türkiye rüyalarımız biraz öldü. tüm bakan eşleri türban takıyor. islamcılar zaten kazandı, biz yüzde 30, onlar ise yüzde 70. başka yere taşınmayı düşünüyorum. şu anda değil ama ileride türkiye’den ayrılmayı düşünüyorum. biz artık azınlıkta kaldık, dışlanıyoruz. çankaya’daki davete bile beni çağırmadılar. böyle giderse, bir kızım var onu da alır yurt dışına giderim."

demiş büyük sanatçıdır. ne yazık ki adamların istediklerini ellerine vermektedir kendisi. istedikleri de budur zaten onların. türkiye’nin aydın, yenilikçi beyinlerini ülkeden soğutup, ülkeyi karanlık güçlere emin adımlarla sürüklemektir. umarız böyle bir şey yapmaz. zaten bir avuç insan kaldı aydın, onlar da yitip gitmez.

şimdi şöyle bir durum var bu konuyla ilgili 657 sayılı devlet memurları kanununun 48. maddesinin birinci fıkrasının a bendinin beş numaralı alt bendinde bazı konular açığa kavuşturulmuştur. peki neyi anlatır bu madde
kısaca "yüz kızartıcı suçlardan dolayı hükümlü bulunmamak devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak genel şartlar arasında sayılmışdır." der. peki başbakan da bir devlet memuru değil midir?

(bkz: nokta)