sepulturk

şansal büyüka’nın kızı olan ve babasının izinden spor basınında çalışan güzel bir ablamız. şu sıralar ntvspor’da salınmakta.

doğum gününde kendisine 39 sayıyla bir kariyer rekoru hediye eden aşmış.

bu gece bir efsanenin yaşandığı programdır. sanki yarışmacı olarak ahmet çakar’ın ruh ikizi gelmiş. şöyle bir diyalog gerçekleşti;

-bu parayı kazanırsan n’apacaksın?
+bazı fakirler sevinecek.
-yani fakirlere mi dağıtacaksın?
+ben öyle bir şey demedim.
-ne demek istedin?
+hocam bir okçunun iyi olması yayı ne kadar gerdiğine bağlı değildir. oku ne zamandır bırakacağını bilmesindendir.
-(1 dakika o eblek bakış) yani?
+hocam siz zeki bir insansınız.
-biliyorum.

nevizade’de fiyatı uygun ve gayet efendi garsonların çalıştığı bir mekan. ufak da olsa dışarıda oturabilme imkanınız da vardır. eğer 5-6 kişiden fazlaysanız en üst kattaki kırmızı odayı size taksim ederler rahat rahat muhabbetinizi edersiniz. üstelik ışık ve ses düzeyini de istediğiniz seviyede ayarlamaktadırlar.

gün itibariyle hayata gözlerini yuman dahidir. artık öbür tarafta kubrick ile beraber takılıp ne filmler çekeceklerdir.

16 mart 2008 besiktas trabzonspor macinda hakem bülent yıldırım’ın aklınca denge kurup kırmızı kartla oyun dışı bıraktığı geleceğin yıldızı. atıldığı ana kadar sahanın tartışmasız en iyisiydi. top kaptı, müthiş ara paslar attı, koştu, yaptı etti. ama ne oldu sonra? bizim muhteşem hakemlerimizden bülent yıldırım "lan demin ibrahim toraman’ı attım, şimdi de bu çocuğu atayım da dengelensin maç. hakemi aldattı diye de kılıf giydiririm" şeklinde düşünüp çat diye ikinci sarı karttan attı. ama bu da bir ders olsun barış’a. çünkü ilk sarı kartını çok anlamsız gördü. ikinci sarı kartın ne kadar kolay çıkabileceğini anlamıştır, bizim eyyamcı hakemlerimizi anlamıştır.umarız bu durum onda bir moral bozukluğu yaratmaz da bizler de onu izlemeye devam ederiz.

ayrıca bir parantez de barış sarı kart gördükten sonra "eyyamcı yıldırım" şeklinde bağıran beşiktaş taraftarına açmak lazım. kendilerinden her ne kadar hiç haz almasam da takdir edilecek bir davranış sergilediler.

(bkz: kabak tadı vermek)

(bkz: ipod touch)

insanın götünün tavan yapmasına sebep olacak konserlerdir. şu üç kuruşluk aklımı başımdan alandır. ne desem boş ne desem kifayetsizdir.

http://www.mtv.com.tr/newsid.aspx?newsid=2629

gelmiş geçmiş en büyük deprem olarak bilinir. 800.000’den fazla insan hayatını kaybetmiştir. depremin şiddeti 8’in üstünde gerçekleşmiştir.

mehmet gül’ün cenazesinde açık açık cumhuriyet başsavcısını tehdit eden şahıstır. "ölüm en büyük gerçektir. bunu savcı da bilmeli, herkes de bilmeli" sözüyle o sakin kişiliğinin altında nasıl bir kişilik yattığını göstermiştir.

ayrıca mehmet gül’ün cenazesine giden adamdan ne hayır beklenir, o aparı bir şey.

mimarlık alanında yaptığı restorasyon işleri ile ödüller almış adamdır. mimarlığı müziğinin önündedir yetenek olarak.

bize sözlük aleminde insanların rollerini belirten bir tanım entrysine sahip sözlüktür. meğer analar ne yiğitler doğuruyormuş da haberimiz yokmuş.

fenerbahce’nin cl çeyrek finalindeki rakibi olan takımdır.

(bkz: eşeğin amına dönüşmek)

resmen bir tarikat lideri gibi olmuş adam partisinin içinde. altında çalışan bakanları, milletvekilleri ve cumhurbaşkanları bile dediklerine ses çıkaramıyor ne dese he diyorlar.

şimdi en son ne dedi "tayyib abimiz". "ben bu ülkenin başbakanıyım, pkk’yı terör örgütü olarak kabul etmedikleri sürece kendileriyle görüşemem." demiş. ne güzel değil mi? ama devamı da var "ama başbakan yardımcım ve bir iki milletvekilimi görevlendirdim benim yerime onlar görüşecekler". a benim akıllı bakanım ve milletvekillerim, siz ne kadar safmışsınız, ne kadar ensenize vurulsa lokmasını bırakacak adamlarmışsınız. sizin lideriniz çıkıyor kendisini vatandaşa sempatik göstermek amacıyla şov yapıyor ama alttan alta da sizi yakıyor. bu kadar mı kolay mı siyaset yahu?

peki ya cumhurbaşkanı? sen de mi yutacaksın bu adamın dediklerini? oturduğun mekanın hakkını vermeyecek misin? yoksa akşam zemzem partisi mi vereceksin kumandanla?

bizi anlamadınız ya ben ona yanıyorum.

form durumunu mükemmel bir zamanda tepeye taşımız oyuncudur. zira normal sezonda iyi bir form yakalarsan iyi oyuncu olursun fakat play-off’larda formda olursan efsane olursun. mehmet de çok kötğ oynadığı sezon başından beri performansını artık iyice arttırdı ve bu play-offlara yaklaşık bir ay kala gerçekleşti. play-off’larda hedo’ya göre daha başarılı olacağına inanıyorum.

sezon başından beri bu kadar formda olması play-offlar açısından büyük tehlike arzeden oyuncu. avrupalı oyuncuların sezon boyunca iyi bir performans sergiledikten sonra play-offlarda sıçtıklarını cümle alem bundan önce defalarca gördü. kaldı ki bunun en büyük örneği geçen sene gerçekleşti. dirk nowitzki denen insan üstü varlık sezon boyunca yardırdı, takımını ligin en tepesine taşıdı. ama sonra ne oldu? play-off’lara ite kaka giren gsw’ye elenmelerini önleyemedi. umarız hidayet için de bu durum gerçekleşmez de keyifle bir play-off izleriz.

su tabancalarının içine çişini yapan bazı afacan arkadaşlarımızın da bulunduğu mahallelerde çok riskli bir harekettir. işin içine tazyik de girdiği an ha ağzına pipi almışsın, ha su tabancası fark eden bir şey olmaz.

kuaför olması muhtemeldir.