selimpusat

yalvaranlardan değil direnenlerden olun.

evet uzatmalarda independence platinium üyeliği zorluyor. bakalım sonuç ne olacak.

ne biliyim bana ters böyle işler. şahsen o kadar param olsa yanımda taşımam giderim kendime sigara zulalarım malum her sene zam geliyor. belki tatile çıkarım. sonra gelir kendime yaklaşık 1-2 hafta ziyafet çekerim. sonra param biter büyük ihtimal sonuçta 8 bin lira. yapacağım en son şey canlı yayına çıkmak olur. sonuçta binlerim ne işim olur televizyonda. hey gidi hayat.

gelirsem kullanıcı adını söylemem anonimlik önemli sonuçta.

kasap:merhaba başkanım.
başkan:ne o lan bayram mı var?
kasap:seni uğurluyoruz ya başkanım. bundan iyi bayram mı olur. yalnız sizden bir ricam var.
başkan: eşşek kesme müsaadesi mi isteyeceksin?
kasap:babama selam söyle o da gideceğin yerde.
başkan:ben ananın bulunduğu kısma gidiyorum ona söylerim.

büyük ustanın repliklerini bilgi sözlükte de ölümsüzleştirmek gerek. üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala defalarca izlenebilen ve defalarca gülünebilen aynı zamanda bize ders de veren büyük ustaya saygıyla. iyi ki yolun buradan geçmiş usta.

independenceye yardım. fikret orman misali alman milli takımının forvetini görmek istiyorsak parayı bayılmalıyız.
şaka bir yana yapılsın. sözlüğün başındakiler her kimse en azından kirasını burdan çıkartsınlar ki bize daha iyi şartlar gelsin.
yalnız bunu yaparken öğrenci bütçesini de düşünürsek iyi olur.
üyelikte olmasını istediğim bir özellik de mesajda karakter sınırının 2 karaktere düşmesi.
ek: independence kaç para yapacan üyeliği millet yağdırıyor buraya? aylık beşten fazla vermem bak. en son aylık beş lira+her gün reklamlara tıklarım+holosko

bizim evdeydik. odama geçmiş beni bekliyordu üstünde dar bir gömlek vardı ve son iki düğmesi açıktı. ikimizde çok şaşkındık ne yapacağımızı bilemiyorduk. bana sakin ol selim geç otur dedi. ben artık seninim istediğin kadar karalayabilirsin beni dedi ve içindeki kelimeleri yavaş yavaş kusmaya başladı.
ek: 40. entry olmuş. devlet bahçeli'ye selamlar.

bu ne kadar aşağılayıcı bir terimdir böyle. bunun tek sebebi sizin istemediğiniz bir partiye oy vermeleri mi? tamam belki yanlış bir tercih yapıyorlar ama neden yapıyorlar bunu hiç düşündünüz mü? insanların bu lakabı bulanlar gibi hangi partiye oy vermeliyim diye araştırmaya çabalamaya vakitleri kalmıyor. asgari ücretle çalışarak yine aynı partiye oy veren patronlarını zengin etmekten vakitleri kalmıyor. çok çalışarak alıyorlar bu asgari ücreti ama kazandığı paranın değeri pek yok. çünkü hayat pahalı zengin daha zengin olsun diye bu adamın parası değer kaybediyor.
bende anadolunun göbeğinden yazıyorum. ve burda vefa diye bir şey hala güzel bir şekilde devam ediyor. seçim zamanı veya seçimden önce a partisinden insanlar meydanlara iniyor. insanların halini hatrını soruyor. insana değer veriyor veya veriyormuş gibi yapıyor. ama bir şekilde bunu karşısındakine hissettiriyor. belki bir çay ısmarlıyor. adam burda işin çayında falan değil ona ilgi gösterilmesi oy için yetiyor. maddi durumu kötü olan içinse gıdaydı eşyaydı yardımını yapıyor. insan o yardıma ihtiyacı varken kalkıp da bu paranın kaynağını araştırmaz. o eli uzatan adama bakar. adamlar bunları yaparken sen napıyorsun anadolu çomarı diyorsun ve bu ada'm senin partine oy verecek ha? hadi bunların hiçbirini yapmadın,yapamadın ama bari ötekileştirme arkadaşım. bu lakabı takanlar hatayı sürekli burda değil birazda kendilerinde arasınlar.

hüseyin nihal atsız'ın bir sözüyle başlamak istiyorum yazıma. "partilerde ülkü yoktur iktidara geçmek veya orada kalmak için en aşırı tavizlerden çekinmezler"baktığımız zaman gerçekten öyle. benim diyen partiler bu gaflette bulunmuyor mu? içlerindeki insanların çoğu ülke çıkarlarından çok şahsi menfaatlerini düşünüyor. taban kesimde ise çoğunlukta olmasa da muhalefet partilerinde şurdan burdan iş bulurum ya da kişisel ego düşüncesi hakim. zaten biz de seçimlerde oy kullanırken oyu atacağımız partiyi kötünün iyisi diye seçiyoruz. işte en kötü yanı bu. kötünün iyisini seçmek. resmen öğrenilmiş çaresizliği yaşıyoruz. eleştiremiyoruz çünkü eleştirsek bizi duyan yok. duyan var aslında ama bizi tınlayan yok. bunlar bizi tınlamıyorlar canları ne isterse onu yapıyorlar gerek iktidar partisi gerek muhalefet partisi. peki şimdi biz insan değil miyiz? ya da onlar bizlerden daha mı çok insan? değil be işte değil. onlarda selim pusat gibi profesyonel öğrenci gibi independence gibi hmmtmmcnm gibi big coder gibi müsait bir adam gibi insanlar işte.
kendi paramla rezil olmak diye bir deyim var işte biz millet olarak kendi oyumuzla rezil oluyoruz. faydaları elbette vardır fakat sanki zararları daha çok gibi. sanki bizleri oyalıyorlar şimdilik her şeyi toz pembe göstermeye çalışıyorlar da bir yerde patlatacağız gibi hissediyorum. yazımı yine hüseyin nihal atsız'ın bir sözüyle bitirmek istiyorum."demokrasinin en büyük kusuru ise isditad,kalite ve zeka yerine kalabalığı koymasıdır. "
selim pusat sözlük:
istidat:yetenek.

şimdi soru şu: mhp'nin bozkurta sahip çıkması ne kadar doğru bir eylem? eğer mhp bozkurta sahip çıkmasaydı bize ait olan bir şey tamamen yok olup gider miydi? yoksa tüm millet tarafından benimsenir miydi?
bildiğiniz gibi hemen hemen her ülkenin kendine ait sembol hayvanı vardır.bunlardan bazıları:
mısır=>kartal
ırak=>kartal ve kınalı keklik( bu ne alaka bende bilmiyorum)
hindistan=>kaplan
suriye=>yine kartal
rusya=>çift başlı kartal,kısmen ayı
uganda=>horoz
srilanka=>aslan
çin=>ejderha(bu biraz karışık)
şeklinde uzatılabilir tabi bu liste.
türkiye'ninde bozkurt.fakat mhp bunu sembol hayvanı haline getirdiği için birisi bozkurt dese bu kişi mhp'li damgası vuruluyor hemen.hoş bir olay değil bu. koca bir millet yerine sadece bir siyasi partiye ait olması.birde şöyle bir olay var ulu önder atatürk vaktinde kendi emriyle bozkurt adında bir sigara çıkartıldı,atatürk'ün masasında bozkurt biblosu vardı.fakat günümüzde her atatürkçü bozkurt işareti yapabiliyor mu? bu algı neden oluştu?
şimdi diyeceksiniz ki bu bozkurt olsa nolur olmasa nolur? bu sadece bir sembolden,işaretten ibaret olamaz.bu bir bilinçtir.millet bilincidir bu sembol.milletin ortak amacını temsil eder.hepinizin bildiği gibi bir millet ortak bir amaçta buluşmadığı sürece bir başarıya ulaşamaz,dünya devi olamaz.bunu söylerken hepimiz a partisinde toplanalım demiyorum.demek istediğim şey ülkemizde artık partiler üstü bazı kavramların olması lazım.her olay partilere bölünmemeli a partisi bir konuyu b partisi diğer bir konuyu benimserse milleti ortak bir amaçta bir birleştirmekten çok ayrıştırır.
bozkurta tekrar dönecek olursak diyelim ki mhp bozkurt işine hiç karışmadı:
bozkurta kimse sahip çıkmaz.milleti dağıtmak böyle şeylerden başlar ve bunu dünya üzerindeki her millet bildiği için bunu yok etmeye çalışırlar.ya da herkes sahip çıkar ülke içinde de gerçekten milli bir sembol haline gelir.
mhp'nin şimdiki hali:
bozkurt yok olmadı ama %11-12 dışında da çoğu kişi benimsemedi.ama şöyle de bir şey var en azından yok olmaktan kurtardı.

he oldu sevişeni bulduk şiir okuyanı kaldı. ne saçma salak şeyler bunlar ya. bu ne haksızlık be dünya.

hayır sebebi neydi ki?

götümüze giren çıkmıyor arkadaş ülkecek.

sonradan baya meşhur oldu bu arkadaş. millet baya fotoğraf çektiriyor.

şu an bakkalda 3 kişi oturuyoruz. diğer ikisi kızlarla konuşuyor. bense malum ne yaptığım. ve başka bir şey daha bilgisayarda dehşet veren lunapark kazaları açık. ne alaka buraya nerden geldik onu da bilmiyorum.

bir arkadaşımda karşılaşmıştım bu durumla. baktım saati çalışmıyor.
selimpusat:senin saat çalışmıyor?
selimpusatın arkadaşı:evet çalışmıyor. oğlum saatim çalışmak zorunda mı?
selimpusat:.?!.

(bkz: delidumrul)

lan oğlum sussanıza.
ekleme: o kadar dedim size susun anmayın diye.

poyraz karayel'in ayşegül'ü olan burçin terzioğlu zamanında para karşılığı bunları satmış ve büyük kazanmış. bir televizyon programında söylemişti bunu.