fenerbahçenin antipatik yabancı forvet oyuncusu getirme konusunda nicolas anelka dan hala akıllanmadığını gösteren, aynı anelka gibi devamlı yüksek ücretlerle ordan oraya transfer olmuş, fakat hiçbir gittiği yerde de sözleşmesinin sonuna kadar barınamamış santrafordur. türkiye ligi içerisinde hollanda’da olduğu gibi bol gol atması beklenebilir; ama daha çok akıbeti anelka’ya benzeyecekmiş gibi bir his var içimde. oyun stili olaraksa marcio nobre’nin gidişiyle ortaya çıkan çirkef oyuncu eksikliğini giderir diye düşünmekteyim...
sonucu açıklanırken yalnızca genel klasmanla yetinilmesin, fakültelere göre de alt kategoriler belirlenip her fakültenin de en güzeli seçilsin; böylelikle de en güzel işletmeci, en güzel mhühendis, en güzel edebiyatçı, en güzel hukukçu vs. kimmiş öğrenelim dedirten yarışma. aksi halde pek anlamı olmayacağını düşünmekteyim; zira birçok manken kişi girmek için pek de öss puanı gerektirmeyen üniversitelerde kayıtlı durumdadırlar. dolayısıyla da bu yarışmanın da herhangi bir güzellik yarışmasından pek farkı kalmayacaktır.
dinleyici kimse olmasa da yayını biri teslim alıncaya kadar yayını devam ettiriyorum ben. ilgililere bu durumu bildirmeyi de kendime görev bilirim...
funda arar bu şarkıyı kıraçla ortak çıkardıkları sevgiliye albümünde seslendirmiştir. bu albüm, özellikle de bu şarkı ve bu şarkıya çekilen klip sayesinde funda arar, müzik piyasasında dikkat çekmeyi ve de bugünkü konumuna gelmeyi başarabilmiş durumdadır.
dönemin star gazetesi spor servisinin "yaratıcı" başlıklarından yalnızca biri ama belki de en abartılısı. galatasarayın avrupadaki maçlarından sonra attığı manşetlere karşılık fenerbahçe taraftarına da yaranma hevesi güderek yazıldığını düşünüyorum. başlığa konu olan şeyse fenerbahçenin yaw prekonun attığı iki gol sonrasında türkiye liginde bir maç kazanmasından ibarettir. yendik mi lan başlığının atıldığı günden sonraki hafta prekonun iki gol atması star gazetesi spor servisine böyle bir ilham aşılamıştır. o serviste o zamanlar bu manşetleri piyasaya süren "dahi"ler acaba ne yapmaktadır bilinmez...
(bkz: ne pre koydu be)
antipatikliği bugüne özgü bir durum değildir. daha draft edildiği gün "shaquille o neal da kim oluyor en iyi pivot benim" şeklinde saçmayalabilecek kadar ukala bir kişidir ve daha çaylak sezonunda bu bizim bir maçta gördüklerimizi her maç gerçekleştiren bir oyuncudur. bu kafa yapısıyla şahsi olarak da ne kadar başarı elde edebilecektir bunu zaman gösterir. fakat günün birinde gerçekten "en iyi" olsa bile kendi taraftarı bile onu sevebilir mi tartışılır. kaldı ki sahaiçinde yetenek olarak genelde dirseklerini ve küfürlerini konuşturan oyuncuların ulaşabildiği seviye de bellidir... bu oyuncu hakkında tek kelimelik özet için (bkz: çirkef)
açlıktan kaynaklanan eylemdir. kimi zaman bunu yapan kişinin karnı açtır ve sofraya ne zaman geleceği, hatta gelip gelmeyeceği bile meçhul anayemeği bekleyemez ve mezeyle karnını doyurmaya çalışır. kimi zamansa bu eylemi gerçekleştirenin gözü açtır. masad çeşit çeşit mezeyi görünce gözü doymaz ve gelişine masanın üzerinde yenilebilir ne varsa abanır. içkinin kendisiyle pek haşır neşir olmayıp da sırf meelere abanmak içün içki sofrasına oturan tipler de vardır. onların hem karnı hem de gözünün doyması epey zaman alır; olan içmek için sofraya oturup arada içkisine meze takviyesi yapma niyetinde olan üçüncü kişilere olur.
birbuçuk sene aradan sonra buralara geri dönmüş kişi. onun yazar olmadığı bu zaman dilimi insan ömründe bir nokta kadar yer kaplasa da bu zaman diliminin bilgi sözlük üzerindeki etkisinin epeyce olduğu tartışmasız. tartışılır olan ise bu etkinin olumlu ya da olumsuz olduğudur. umarım chuck kişisi yediden döndüğü bu mekanın yeni halini benimser. bize de kendisine tekrardan hoşgeldin demek düşer...
edit: kendisi sözlükte birbuçuk sene evvel yazar olan chuckın kendisi olmadığını bana houston yoluyla iletmiş bulunmaktadır. bu durumda kendisine "yeni bir yazar" olarak yeniden hoşgeldin demekteyimdir...
edit: kendisi sözlükte birbuçuk sene evvel yazar olan chuckın kendisi olmadığını bana houston yoluyla iletmiş bulunmaktadır. bu durumda kendisine "yeni bir yazar" olarak yeniden hoşgeldin demekteyimdir...
cem karacanın eli ve de sesi değince bir mahsun kırmızıgül şarkısının bile dinlenir hatta gayet de sevilir hale gelmesi ve bu sözkonusu temasın da cem karacanın son müzikal icraatı olması gerçekten şarkının isminde ve de sözlerinde anlatılan durumun ne kadar gerçek olduğunu göstermektedir. adı geçen parça mahsun kırmızıgülün sarı sarı albümünde yer almaktadır...
periyodik sanat musikisi yayınımla ben teknik arızalar ortaya çıkmadığı sürece yayındayım efendim...
günlerdir beni deliye döndüren sorun. son bir haftada nerden nasıl ortaya çıktığı bilinmeyen fakat ortaya çıktığı anda bağlantı sahibinin bağlantısını kesen abuk şeyin bağlantıyı keserken verdiği hata mesajı. gözünü sevdiğimin microsoftu da bunun service pack 2den kaynaklanan bir hata olduğunu sitesind ebelirtmiş ve kendine göre bir yama çıkarmış fakat ne yama doğru düzgün kuruluyor ne de türkçe windowsa uyumlu durumda. forumlarda falan çeşitli çözüm yolları önerilmekte fakat orda yaznaları anlayabilmek için sanırım özel bir kursa gitmek gerekmekte... geçici çözüm olarak windowsun kendi güvenlik duvarını açık tutmak gözükmekte fakat bunun da bağlantıyı ne kadar koruyabildiği, korusa da o duvar açıkken bağlantının hızının ne olacağı meçhuliyetini aynen muhafaza etmekte... sp2 kaynaklı bu tazen sorunumuz hayırlı uğurlu olsun derim herkese.
dipnot: enteresan olan bu sorunu yaşayanların ya adsl usb modem ya da kablo-net kullanıcısı olması...
dipnot: enteresan olan bu sorunu yaşayanların ya adsl usb modem ya da kablo-net kullanıcısı olması...
bitterend teknik aksaklıklardan yakasını sıyırmayı en sonunda başarmış ve yayına geçmiş durumdadır ve de kimler varda şu an ismi gözküen kim varsa yayınına beklemektedir. bana da onun bu beklentisini sözlüğe yansıtmak düşmektedir efendim....
satranç müsabakalarında oyuncuların yaptığı hamlelerin bir kağıda yazılı olarak aktarılması sonucu ortaya çıkan, böylelikle oynanan oyunun kaydının tutulmasını sağlayan işleme verilen isim. notasyon tutulurken yapılan hamle, oynanan taşın isminin ilk harfinin ve bu taşın satranç tahtasının hangi karesine götürüldüğünün birleşik olarak yazılmasıyla gerçekleştirilir. eğer yapılan hamlede karşı oyuncunun taşının alınması sözkonusuysa bu işlem, oynanan taş ile taşın oynandığı yer arasında bir x işaretinin konulması aracılığıyla gösterilir.
dayanağı vatandaşlık kanunu madde 7/ddir. bu madde hükmü şöyle demektedir: "türkiyeye sanayi tesisleri getiren ya da sosyal, ekonomik alanlarda veya bilim, teknik veyahut sanat alanlarında olağanüstü hizmeti geçmiş veya hizmeti geçeceği düşünülen kimseler", bakanlar kurulunca kolayca türk vatandaşlığına kazandırılabilir. kimlerin bu manada hizmeti geçtiği veya geçeceği bakanlar kurulunun inisiyatifine bırakılmıştır. zaten kilit nokta da burasıdır. sporcular sosyal alanlarda hizmeti geçem kişiler olarak nitelendirilmektedir. ancak hangi spoırcunun neye göre türk sporuna türk kimliğiyle hizmeti geçeceği tartışmalıdır. bu konuda genel kriter olarak milli takımda oynaması düşünülmektedir. şayet milli takımda alıp oynatılıcaksa bir oyuncunun vatandaşlık başvurusunun planlanmış bir bakanlar kurulu toplantısında görüşülüp vatandaşlığının karara bağlanması bu kanun çerçevesinde gayet olağandır. ancak bir takımın bir oyuncusu bu şekilde bir başvuruyla türk tabiyeti kazandı diye bir başka takımın "onlara verdiniz biz de isteriz" şeklinde bir yaklaşımla henüz sadece iki yıldır türkiyede bulunan bir yabancı oyuncu adına üstelik bu oyuncudan milli takım bazında bir hzimet de beklenmezken kendi yönetiminde bakanlar kurulundan bir bakanın oğlu bulunması münasebetiyle "olağanüstü" bakanlar kurulu toplantısı düzenletmesi ve bu toplantıdaki yegane gündemin bu x oyuncusunun vatandaşlık başvurusunun -ki başvuruyu bile şahsen yapmış değildir. başvuru için gereken tüm işlemler bir anda klüp tarafındna gerçekleştirilmiştir.- onayı olduğu takdirde gerçekten ciddi bir problem var demektir. bu "onların yabancısını türk yaptınız bizimkini de yapın" şeklindeki mert yaklaşım, diğer klüplere de "biz enayi miyiz bizimkileri de türk yapın" şeklinde bir şark kurnazlığı kapısını açmıştır. tekrar belirtmekte fayda görüyorum; bir kişinin kısaca devlet politikası adına türk vatandaşı olmasının türkiye cumhuriyetine bir fayda sağlayacağı düşünülüyorsa bu durumda vatandaşlık başvurusunun akabinde gerçekleşen soruşturma süreci kısalabilir, hatta pratikte yok olabilir. bu konuda kanun bakanlar kuruluna bir inisiyatif tanımıştır. fakat bu takdir hakkına sahip hükümet, bunu uygulamada keyfi davranır; "bir takımın yabancısını türk yaptık hadi bunu da yapalım" noktasına iş gelirse bu durum, bu işin de bokunu çıkardığımızın resmi olarak kayıtlara geçecektir...
benim sabahtan beridir goturmeye calıştığım ayın az önce tarafımdan sergeye devredilmiş durumdadır. bu adam iyi çalar, hoş çalar, bu entry i okuyup da geçerli mazeretei olmadna onu dinlemeye gelmeyen de topaç olsun ayrıca.
(bkz: elbet bir gun bulusacagiz)
dj lerine "aman yayın boş kalmasın" şeklinde psikopatça bir sorumluluk yüklediğinden ötürü bilgi radyoda her daim yayın devam edebilmektedir. mesela şu anda da pazar sabahı kimseler olmamasına rağmen ben yayını devam ettirmekteyimdir. hani olur da sabah sabah gelecek olur yayın bulamadık demesinler diyedir biri gelip yayını devralana kadar da öyle gider...
bilgi sözlük smiley sözlük olsun bitsin herkes de pek bir mesut olsun hayat bayram olsun cümleten gülünsün eğlenilsin dedirten cümle. ha o ortamda benim yerim olmaz o ayrı mesele ama o da kimsenin umrunda olmaz herhalde... maksat smiley ci çoğunluk şenlensin...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?