satolina

sagopa kajmerin başarılı çalışmasıdır.

hayat kaçıncı şık yazık,
sorumsuz her sualde seyre daldık.
bu yaşlılık yüzümde çok yol aldı,
son bölümde sen sualdin meallerim yanık
medetlerim boşa edalarında yok ki saflık.
anlık istifalarımda dara bıraktım aklı
karnı aç yeminlerin ve hiçte tek değildim ilk seferde
ve son nefer benim savaşlarım yakın mayınlarım çiçek
mutlu olamadım sakın koparmayın.
uslu dur kabında tanrı takiben yakında alacak aklı
farz et aklım öteye çentik attı
kaç durak yol aldı kalpler ak değil
kurak bir çöl gönül bir döngü çehrelerde her bir yergi
gözlü.
özlü sözmü göze görünmüş özrü yok bunun
bu tavrı terk edip gidenler önce siz durun bu son yorum
yoruldu ruhum, huzurum el misali yok yanımda
şimdilerde iki yabancı hislerim gururum.



bu dünya benim değil ki tenha değil
yarım yarınlarında falına bakalım öykülerde sararırım.
yok, hakkım hayata dair hatırım,
duraktayım dudakta bir kelam kulakta son fısıltı aklın.
yardım et yanımda kal tanıklık et,
adım hayal,
umutlarım var ellerimde belki hepsi sürreal
ve bir meal gecikmelerde sual’de kaldı aklı düşlerim
yalan umutlarımsa gölge kaplı.


akıl tual misali resmi çiz ve seyret
eski bir makale geçmiş aklım ömre kaç mesai vermiş
öykülermiş öngören bu ömrü görgüden düşen bir parça kalbin özrü
gözbebeklerimde mührü.
seyrüsefer esen rapım bu rahmet ormanında sana bulandı kaygım
aya bakın bir başka
mehtabım hayat
dudaktayım ben haykırın
yakın bu hatırı
masalı sahte sonlayın giderse tutmayın bu kervanı.
tanzim et beni tuhafta kılma kalbi
tuhaf değil misallerim ve meskenimde mimliyim ki
meşgul etme ,meselelerle cenkteyim
ecelle sendeyim bu akşam affet
aklım ölüme ben bugün misafirim.
yüzünden hüznü çıkar
ayakta dur hayat budur
bu laedri tavrıdır
hatalar hep kader kılıklıdır
kibir satır satır yazıldı yazgılar
yanıldı gitti gölgeler
güneşle gözlerim semada kaldı.

dogum günü serefine 4859495402 şise şampanya patlatılası bilgiçtir

"senin baban ben degilim"
"senin annen o degil"
"biz seni evlatlık aldık"

(bkz: sürtünme kuvveti)
(bkz: kıvılcım)

son girmiş oldugum 1000 entry e bakarak beni şereflendirmiş, hatta bakmakla kalmamıs yazılarımın genelini kategorize de etmiş kendisine tesekkür etmeyi borç bilirim gibi sacma bir cümle kuracagım lakin minnetimi belirtmek adına yetersiz kalacak korkusu tasıdıgım için kurmuyorum ..kendisinden haz etmedigimi analiz edecek kadar vakit harcamıs üstelik

dip not : ayrıca seni love you

sadece sözlüğümüze degil güzide türkcemize de yeni bir "renk " katmış yazarımızdır.
yazar oldugu günden bu yana kendisinden birçok şey ögrendik hatta bazen varlıgı içimizde yaşadıgımız fakat adlandıramadıgımız karmaşaları tanımlamamıza sebep oldu
zamanla gerekli bilgiler heybemizi doldurdu
evet kalıpların dısındaydı her zaman ama keşke klişe şablonları sikip atarken arada türk diline ait yazım kurallarını da sikip atmıs olmasaydı

hoş gelmiş 4.nesil bilgiçtir.

eski sevgili sıfatı karşı tarafa ait oldugu gibi aynı zamanda size de aittir dolasıyısı ile eski sevgili dediginizin işi sizinle zaten bitmiştirtir ki yeni bir sevgili edinmiştir, onu dövmekte sizin götünüze kalmamıstır herhalde

sevgilinin tanıdık kızlarla sanal seks yapmasından farklı olmayacak durumdur

ferhat poye nin şarkısıymış

http://tinyurl.com/35ln63

sana gul dedim
nihat dogan

murat kekilli parçasıymış

sana gül dedim
ağladım, koklatmadın
gözyaşımla suladım
toprağını
güneşe döndün
bana bakmadın
darıldım

kökü bende
gözü dışarda
kırılası dallarının
sana gül dedim
ağladın, koklatmadın

http://tinyurl.com/2wjm6c

havası bile benimsenen şehirdir öyle ki istanbul dışına cıkarsanız hava çarpar

ne zaman tanıstık ki seninle ?
sezen aksu çalıyordu ama sanki kulaklarımda inceden "küçüğüm " fısıltılarıyla
...
elimizde oyuncak zaferler var mıydı o zamanlar da , yeni mi edindik ?
korkar mıydık kocaman karanlıklardan ? büyümeye yüz tutunca mı ögrendik korkuyu , kaybetmeyi ?
oynadıgımız gemileri yakmayı,yanık izlerine tuz basmayı sonradan mı ögrendik ? nasıl kesiştirdik hem sonra ayrı yanaklardan süzülen göz yaslarını aynı noktada ? ikimize de ögretilmesine ragmen nasıl beceremedik birbirimize sahte olmayı ?
peki kilometrelerce uzaktayken nasıl becerdik aynı sogukta üşümeyi, aynı montun içine sıgabilmeyi ?
nerden bildi benim ya da senin parmagında ki kesigin ne kadar acıdıgını bir digerimiz ? aynı şeye bakıp aynı cümleleri aynı anda kurmayı kim ögretti bize ?
nasıl becerebildin hem her sendeledigimde koluma yapışıp bana tekrar koşmayı sevdirmeyi ?
nasıl becerdim o kadar maglupken kalkıp tekrar koşabilmeyi ?
..
ve iyi ki yaktık gemilerimizi , devirdik kalelerimizi ,koştuk seninle , kilometrelerce uzaktan da olsa yarıştık aynı merdivenlerde ve iyi ki her merdiven bitiminde kaldık berabere

zeka ve sinir katsayısı sınırlarını zorlayan bilgictir. bazen öyle seyler yapar ki kendi aptallık sınırını zorlar bazen öyle bir sey yapar ki sizin sinir kat sayınızı zorlar

(bkz: salome)

blendax reklamı ve o saçlarını salladıgında bi sik oldugunu zanneden salak kız
öyle ki bir saç hareketiyle fifiyi tutturuyor can a tutturmaktan öte kucaklatıyor hatta