kisisel bir baslangic ile evimde turkce sozluk bulunmadigini bana gostermis ve utanmami saglamistir bu kokos kizimiz veyahut kizlarimiz. efendim ben "kokos" kelimesini "kokona" dan kesilip bicilmis uydurma bir kelime zannederdim yillardir, soyle bir sozluge bakayim var midir asli astari dememle kitapligimi karistirmaya baslamam bir oldu; inanir misiniz portekizce sozluk bile var lakin turkce sozluk yok, kardesimin odasini kolacan ettim ordan da cikmadi. kendimi mi suclasam internet denilen yuzyilin mucizesine mi bok atsam bilemedim. neyse sanirim saptirmaktayim konuyu bahsi gecen "kokos" umuzu buldum ben, elbette eksi sozluk, tdk, kulaktan dolma bilgi alisverisi yardimi ile kokos’un var oldugunu anladim; tdk’ya gore -ki benim itimadim cok da genis sayilmaz kendisine haddime dusmeyerek- "asiri suslu, birbirine ’uyumsuz’ giysiler giymeyi seven" anlamina gelir imis, iste eksi de orda burda ise benzer bir tanim ile "suslenen, puslenen, kendisine bakan, hatta markaya duskun" kisi anlamini tasidigi iddia edilmis.simdi gelelim bu kizlarimizin orgutlenmesine ve sozlugu basmasina;- illa kategorize edecegiz ya uyumsuz davranmak olmaz- sozluk kimin elindeki kim gelip basiyor? belirli bir kitle mi var? punk kizlar sozlukteki cogunlugu olusturmakta gotik kizlar ile el ele vermis (yoksa onlarda mi birbirine dusman? vallahi ben bu ayrimlari pek bilemiyorum oyle farz-i mahal gidiyorum) de kokos kizlar teskilatlanarak sozlugu ele gecirmeye veyahut sozlukte kaos olusturmaya mi gelmisler? anarsist ruhlu mu olur kokos kizlar? "gotikler kokoslara karsi", "asi geclik suslu genclikle savasmakta", "kokos kizlar prada takarlar (canta yani)", " kokos kizlar sozluge giremesin kampanyasi", "zenginlere olum" (ah pardon bu araya girdi)... soyle bir dusundum de ben de kokosum yasasin bir kategoriye sokabildim kendimi. simdi sira orgute uye olmakta!
neden insanlar parise gidince mutlaka mona lisai veyahut eiffeli (hadi onu zaten istemesen de goruyosun) kesin kez gormek zorunda hissederler kendilerini ben anlamis degilim kartpostalda ne goruyorsan televiyonda ne izliyorsan o iste hic bir farki yok. "fransaya gittim tanrim sanatin besigi her seyi gormem lazim" ukalalik gibi olsun istemem en az 7 kere gittim (kisisel seyehat degil) ben mona lisayi tanimam (portresi, biliyorum yoksa kimse tanimiyor). bana son derece gereksiz geliyor, suru psikolojisi. sokaklari gez, ara sokaklari, dukkanlara gir, insanlarla konus hele ki vaktin sinirli ise ne yapicaksin eiffelin ayaginda, hah verdin pozu ah bak olumsuzlesti o an, eeee? noluyor yani? bir sehri tanimak herkesin gittigi yerlere gidip sanat eserlerini cok da anliyormus gibi incelemek degildir fikrimce, ben onu internetten de arastiririm. oyle iste, mona lisa ziyaretleri bu nedenle bana manasiz gelir.
sanki serdar ortacin da boyle bir sarkisi vardi:
bebegim oldun daha ilk gunden
ne cabuk dedigin zaman agliyorum
...
eminim ki cok ilgilendirir sozluk ahalisini serdar ortac, paylasmak istedim.
bebegim oldun daha ilk gunden
ne cabuk dedigin zaman agliyorum
...
eminim ki cok ilgilendirir sozluk ahalisini serdar ortac, paylasmak istedim.
"algilama sureci" uzun olandir hatta algilama sureci sonsuz olandir.
(bkz: who is it)
#743494
normalde cok iyi anliyorum eksi oy verilme nedenlerini ama ve lakin bunu idrak edemedim ben. komik biraz da (eksi almasi yani). neyse...
edit: bir eksi daha gelince biraz anlar gibi oldum "yanlis tercume etmisim ben!!!" oyle evet.
normalde cok iyi anliyorum eksi oy verilme nedenlerini ama ve lakin bunu idrak edemedim ben. komik biraz da (eksi almasi yani). neyse...
edit: bir eksi daha gelince biraz anlar gibi oldum "yanlis tercume etmisim ben!!!" oyle evet.
youtube da izledigime gore 22 yil boyunca korse takmis- hic cikartmadan hemde "24 saat 22 yil"- bir kadin mevcut yeryuzunde sanirim ki amerikali. kadin resmen konusmakta zorlaniyor. beli 15 incmis su anda. ve "organlariniza ne oldu, yer degisikligi olmadi mi?" sorusuna gayet rahat ve dogal bir sekilde "midem biraz asagiya dogru kaydi akcigerlerim ise yukari, ama bir sorun yok inanin ee hamile kalinca kadinlardin organlari ordan oraya yer degistiriyor" aciklamasi ile karsilik vermesi tabii azicik hayrete dusurucu. bir de uzerine her seyi yedigini fakat sik ve kucuk ogunler halinde oldugunu iddia etti, tahmin ediyorum ki sabah 2 dilim salatalik, oglen 4 tek bezelye yanina 35 ml su, ogleden sonra; 1 ceviz ici, aksam ise iki tek karides 1 yaprak da marul yemektedir bu kadin.
(bkz: kaygi)
cagirdim seni
geldin.
bile bile...
dedim:
"gitti ev benim"
guzel yemekler, salata ve biraz sarap
bir kac yudum,
gozlerin
komurlukle filizlenen guller
karanligin daimi bekcileri...
eski gunlerden konustuk
sordum, icimde buyudukce bogan
yetim soruyu;
"evet" dedin "hem de cok"
bile bile,
yalanin karanlik gizemine kapilip
yuzdurdum gozyaslarimi
sol omzundaki ummanda...
kanepeye gectik sonra
komurlukte filizlenen guller
karanligin daimi bekcileri
oturduk oylece
dudaklarini degdirdin...
yer, gok, dort duvar, kadehler, resimler
sarsinti ustune sarsinti
ayaklarimizin altinda yanginlar
disarida sel
ozlem ve tutkuyu karistirip
tehlikeye batirdik
bir sen isirdin, bir ben
zamani durdurduk tadiyla
soysuz ruhuna ne cok yakisti ihanetim
"onunla da benimle sevistigin gibi mi sevisiyorsun?"
sukunet...
cagirdim seni
geldin,
ve dus"tu" ihanet...
04.11.2002
geldin.
bile bile...
dedim:
"gitti ev benim"
guzel yemekler, salata ve biraz sarap
bir kac yudum,
gozlerin
komurlukle filizlenen guller
karanligin daimi bekcileri...
eski gunlerden konustuk
sordum, icimde buyudukce bogan
yetim soruyu;
"evet" dedin "hem de cok"
bile bile,
yalanin karanlik gizemine kapilip
yuzdurdum gozyaslarimi
sol omzundaki ummanda...
kanepeye gectik sonra
komurlukte filizlenen guller
karanligin daimi bekcileri
oturduk oylece
dudaklarini degdirdin...
yer, gok, dort duvar, kadehler, resimler
sarsinti ustune sarsinti
ayaklarimizin altinda yanginlar
disarida sel
ozlem ve tutkuyu karistirip
tehlikeye batirdik
bir sen isirdin, bir ben
zamani durdurduk tadiyla
soysuz ruhuna ne cok yakisti ihanetim
"onunla da benimle sevistigin gibi mi sevisiyorsun?"
sukunet...
cagirdim seni
geldin,
ve dus"tu" ihanet...
04.11.2002
butun arjantinliler tango bilir zannederdim tipki butun turklerin gobek atabiliyor az-cok ya da brezilyalilarin samba yapabiliyor olmalari gibi. ama degilmis.
en cok da bir kafirin agzina yakisiyor.
siz yapinca sadece yani hatun kismi cok eglenceli olabilir zira siz kimseyi begenmez; "aman onun basenleri var", "suna bak cok kisa"," saclari igrenc bir kere yapay sariiii", "off aman vucut fena degil ama surat igrenc", "ayakkabilari korkuuunc", "memeleri cok buyuk kafam kadar", "kici yok bi kere kuru", "gozleri mavi ama aptla aptal bakiyoo bi de kucucuk" ve daha binlerce mazaret esliginde bok atarsiniz nasilsa her bir kimseye.
sonunda kavustugum elton john parcasi. bir ispanyola asik olmus gibi hissetmeniz muhtemeldir parcayi dinlerken ya da beyni tersten isleyenler kendilerini ispanyol zannedebilirler.
elektra kompleksli cocugun "baba sevgisini" disa vurumu.
ah nesi seksidir bu benin ben bir turlu anlamam 10 yaslarinda idim bu cindy beni ile dunyayi kasip kavuruyordu, o zamanlar cikolata parcasi konmus gibi gelirdi simdi ise "bi igrenc sivilce"nin buyumus patlamis uzerine de kabuk tutmus gibi bir goruntu sergiledigini dusunmekteyim, o kadinla nasil opusulur yahu agzina girer insanin o ben. yok begenemiyorum, olmuyor, zorlamanin alemi yok.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?