salavin

giriş, gelişme, sonuç.

ahmet turan alkan’ın "recai güllapdan" müstear ismiyle yazdığı yazılarını bir araya getirdiği kitabın adı.

amerika’da yaşayan vahşi at türü.

3-4 gün kadar önce siyah kahve diye bir edebiyat sitesine girdim, o sitede reşat çalışlar diye birinin ekşi sözlükle ilgili yazdıklarını okudum, okuduklarım ilgimi çekti ve şu ekşi sözlüğe bir bakayım dedim, (ekşi sözlüğe birkaç defa girmiştim ama beni etkilememişti, zaten internette sıkı ilişkisi olan biri değildim), ekşi sözlüğü (benden ve bilgisayarımdan kaynaklanmayan sebeplerle) yerinde bulamadım, sonra (bu kısmın nasıl olduğunu hatırlamıyorum belki googleye girmiş olabilirim) ekşi sözlük benzeri sözlüklerin olduğu bir sayfa önüme açıldı, baktım 7-8 tane sözlük, nedense bilgi sözlüğü tıkladım diğerlerini es geçip, sonracıma yazar olayım dedim, süratle 10 entry yazdım ve birileri bana sen bilgiç oldun dedi, işte böyle bir anda hayatımda "entry", "bilgiç", "çömez", "ayar" ve benzeri sözcüklerle çevrili yeni bir pencere açıldı; kısaca bilgi sözlüğe giriş maceram böyle oldu, siyah kahve-reşat çalışlar-ekşi sözlük-sözlük siteleri zinciri sonunda bilgi sözlüğü buldum, sözün özü yani velhasılı kelam demek istiyorum bilgi sözlüğü hiçbiryerden duymadım, herşey tesadüfen oldu.

"bu da mı ofsayt hakim bey" repliğiyle kalbimize kazınmış has oyuncularımızdan birisi.

leonardo da vinci’nin hz. isa ve 12 havarisini resmettiği meşhur tablosu.

cahit sıtkı tarancı’nın en güzel şiirlerinden biri.

şaşırdım kaldım nasıl atsam adım;
gün kasvet gece kasvet.
bulutlar, sisler içinde bunaldım;
gök mavisine hasret.

olmuyor seni düşünmemek tanrım,
ummamak senden medet.
suyun dibine vardı ayaklarım;
suyun dibinde zulmet.

kalmadı ümidin soluk ve cılız
işığında bereket.
ve ölüm, kapımda kişner, sabırsız
bir at oldu nihayet.

"gülbeşeker".

bilgi sözlük sayesinde ne olduğunu öğrendiğim ve yazılanları okuyunca "oh be ben tikky değilmişim, zaten olmam da imkansız" diye durduk yere sevinmeme ve mutlu olmama neden olan "şey".

osmanlıca kelimeleri ve terkipleri büyük bir maharetle kullanmasıyla ve kendine has üslubuyla basında önemli bir mevki kazanmış, sivas cumhuriyet üniversitesinde yardımcı doçent olarak çalışan, sivas’ta mukim olmasına rağmen taşranın fakir kültürel ortamınından etkilenmeden sürekli kitap çıkaran, "altıncı şehir"i tüm türkiye’ye sevdiren usta kalem, nam-ı diğer "recai güllapdan".

ilk demiryolu hattı izmir-aydın arasında 1856 yılında yapıldığına göre, bu yıl 150. kuruluş yıldönümünü kutlayacağımız, ne kadar ihmal etsek de asla vazgeçemeyeceğimiz ulaşım modeli.

1950’li yıllardan sonra ulaşımda karayoluna ağırlık verilmesiyle geri plana itilen, son birkaç yılda yeniden önem verilmeye başlanan bir taşıma sistemi.

ülkemiz iktisadi hayatında rekabeti tesis etmekle vazifeli olarak kurulmuş, fakat bazı uygulamalarıyla rekabeti tesis etmek yerine ortada rekabet edecek teşebbüs bırakmamaya azmetmiş intibaını uyandıran, bilkentte mukim bir kurul.

"rehavet" olan yerde olmayan durum.

islamcı kesimin engin ardıçı mevkiinde bir yazar.

"erbab-ı müsakeşe" lafının mucidi.

1 mayıs - dünya liberalleri birleşin günü.

niye uçurulduğunu ve uçarken ne hissettiğini çok merak ettiğim kişi.

"uzun ince bir yoldayım" türküsü eşliğinde yürünülen ve ne hikmetse trafiğe açık olan bir tarbzon caddesi.

"insan haketmediği şeyin sahibi olamaz" diyerek bence kuranın özünü tek cümleye sığdırmış baba yazarlardan biri.