roptesambir

güneş'e yakınlık sırasına göre 6. gezegen olmasına rağmen kimsenin ilgisini çekmeyen gezegendir, etrafındaki çemberi de olmasa suratına bakılmaz. jüpiter gibi iki yuvarlak döndür üzerinde iki değişik şekil yap desen yok. o kadar hacmi var harmankaya mermeri gibi duruyor öyle, resmen gökyüzünün tuzlası.

evde rahatlıkla hazırlanabilen makarna soslarından biri.

efsane roman serisidir. özellikle de çukurova bölgesi halkının dönemsel sorunlarını çok iyi anlatmıştır. uğruna türküler yazılan ve bestelenen ender romanlardan bir tanesidir. okuyucularına ilk olarak haksızlık karşısında sessiz kalmamak gerektiğini öğretmiştir. bir tam anlamı ile benzerlik göstermese de yılmaz güneyin romanı anımsatan bir sinema filmi vardır. onun adı da ince cumalidir.

1996'dan şu zamana kadar symphonic ve gothic metalde bir marka haline gelmeyi başarmış hollandalı grup. vokali ve grubun hemen hemen her şeyi sharon del adel'dir.

kristof kolomb'un haritasını yağmalayan türk korsanıdır. kemal reis'in yaşadıklarının tamamını yazmaya başlasak 500 sayfalık bir kitap çıkar, o yüzden ben sadece harita olayını anlatacağım.

1501'in temmuz ayında türk ile venedik korsanları ispanya'nın valensiya kenti yakınlarında karşı karşıya gelir. kemal reis "göke" adında bir gemide komuta eder. her zaman olduğu gibi türkler savaştan galip ayrılır, yarı batık olan gemileri yağma ettikleri sırada 7 gemiden 1 tanesi fırsat bilip kaçmayı başarır. türkler, gemilerdeki cılız ve işe yaramayanları öldürürler, sağlam, iri yarı olan adamları kürek çekmek için kendi gemilerine alırlar. bu sırada, düşmanlardan biri hayatını kurtarmak için kemal reise harita gösterir, kemal reis haritayı alır ama adamı bağışlamaz. harita ise kristof kolomb imzalı, amerika kıtasının da çizimler bulunduğu " karanlık okyanusun gizli kalmış ülkeleri" adında bir haritadır. böylelikle kaçan gemidekinin kolombus olma ihtimalide vardır. piri reis'in öz amcası olan kemal reis, haritayı yeğenine verir ve bu vesileyle piri reis birinci dünya haritasını tamamlamış olur. rivayetmi yoksa gerçek mi? bu olaydan bahseden hiç türkçe kaynaklı yazı görmedik, sadece almanca ve ingilizce kaynaklı iki kitap var, biri "cartographica helvetica/ 2001" ikincisi ise "sea-wolves of the mediterranean / 1910"

ellerini ver, öpeceğim.
binlerce el içindeyim,
şu beyaz çizgilerden gideceğim.
ellerini ver, ver ellerini..
seni öldüreceğim.

gözlerinden gireceğim,
içinde yer edeceğim.
sana oradan sesleneceğim;
ellerini ver, ver ellerini..
seni öldüreceğim.

"ne kadar büyülüsün özgürlük hissi, sana tutsak olduk ama esirlikten kurtulduk."

muhtemelen yanık kokuyordur.

– lütfen ateş etmeyin, ben polonyalıyım.
+ neden o zaman o lanet olası alman paltosunu giyiyorsun ?
– üşüyorum.

-the pianist

nazım hikmet'in güzel şiiri, cem karaca ile birleşince de tabii ki ortaya muhteşem bir eser çıkıyor.

güneş'e yakınlık sırasına göre 6. gezegen olmasına rağmen kimsenin ilgisini çekmeyen gezegendir, etrafındaki çemberi de olmasa suratına bakılmaz. jüpiter gibi iki yuvarlak döndür üzerinde iki değişik şekil yap desen yok. o kadar hacmi var harmankaya mermeri gibi duruyor öyle, resmen gökyüzünün tuzlası.

100 metre öteden anlaşılan kız tipidir.

insan kendi eksiğini saklamak için böyle savunma mekanizmaları geliştirir demiş ya freud, aynen öyle.
belki de jung demiştir.
bunlar manyak zaten konu o değil.

iki lafından biri, "ben yıllardır kendi ayaklarımın üzerinde durdum bundan sonra da dururum" olur.
zayıf görünürse düşmanlarının onu daha çok yaralayacağını düşünür.

karşısındaki herkesi düşman görmeye programlıdır beyni. sevdiğini söylediği seni bile. sana bile teslim olmamaya direnir. kısacası garip kızdır.

2000'li yılların başında torpidoya kilitlenip gece boyunca yalnızlığa mahkum edilen cihaz.

portekiz'e has bir şarap çeşidi. yeşil şarap olarak da bilinir ve olgunlaşmamış üzümlerden elde edilen, hafif asidik, içimi kolay bir şarap türüdür.