raymondeaprile

son günlerde hayatımıza girmiş olan neredeyse tüm önemli olan olaylarda alınan yasak türü.

aşağıda son dönemlerde alınan kararlarla ilgili bir derleme mevcut.

http://onedio.com/haber/yakin-donemde-yayin-yasagi-getirilmis-20-olay-605346
Burada bazı sansürler, bazı medya kuruluşlarının insanı yerine çivileyen, korku filmi izler gibi ah vah bu ülkeyi terk etmeliyiz li tepkiler verilen görüntüleri yayınlamalarını önlemek amaçlıdır. bu konuda, sade bir vatandaş olarak hak veriyorum. medya'da denetlenmelidir.

ama bu masumane isteğin yanında, eleştiri yasağı da getiriliyor, yani bir nevi artık devletimiz kendisinin ortaya çıkmasını istemediği durumlarda, olayın gündemden düşmesi, popülerliğini yitirmesi vs amaçlarla yayın yasağının arkasına sığınılıyor.

(bkz: dört eski bakanın komisyon kurulması talebi)

(bkz: 7 mart 2014 reza zarrab ses kaydı)

kopeklerden korkan ve kopeklerle karsilasildiginda ne yapilmasi gerektigini az cok arastirmis biri olarak yazayim:
1. kopeklerle sakin bir sekilde konusuyor, burada eskiden sahipli olan kopekler ve insanlar ile etkilesime girmis olan kopekler icin etkili bir yontem, bazilari komutlari bazilari anliyor olabilir.
2. bisiklet kopeklerle kendi arasinda duruyor bu da aslinda kopeklerin ani saldirisi durumunda kendini koruyabilmesi icin bir kalkan oluyor.
3. kacmiyor, korktugunu belli etmiyor. sakin kaliyor.
4. kopeklerde suru piskolojisi oldugundan, alfa olan kopeklerle goz goze gelmemek gerekiyor. goz goze gelince kendisine rakip oldugunuzu dusunuyorlar ve saldirabiliyorlar. sanirim bu surude en uzun takip edenler alfa olan kopekler.
5. hava sicakken karsilasiyor, kopekler ozellikle sicaklarda daha baygin, sakin oluyorlar.

öğretmenim sonunu düşünen kahraman olamaz

ilginçtir daha öncesinde de mısır da başka bir hava limanından kalkıp, rusya'ya hareket eden uçak terör saldırı ile düşürülmüştü. orada da uçağın içine kola kutusu içinde bomba sokulduğu iddia edilmişti.

bu durum aklıma şunu getiriyor, teröristler havalimanlarındaki güvenliklere sızmış olabilirler ki bu kadar rahat uçaklara bomba sokabiliyorlar.

vicdani olan videolari izler ona gore yorum yapar.

medya 'lk videodakilere pkk diyorsa sonuna kadar haklidir, ilk video'da elinde sopa, adam dovmeye kosan, pkk fasizme mezar olacak diyen ogrenci veya degil (ogrenci olduklarindan emin degilim, disardan gelmis olabilirler) pkkli demeyecekler miydi?

malesef ulkemizin iyi egitim kurumlarindan olan universitesinde, ogrencilerin yasamak zorunda olduklari zulumdur.
bu kadar sehit verdigimiz ortamda, nevruzun baris oldugunu bilmeyenler ellerinde sopalarla pkk ustune giydigi solcu maskesiyle milleti kendinden illalah ettirmistir.

Sonrasinda olaylar buyumus ve kalabalik bir grup yuruyus duzenleyerek asagidaki goruntuler gelmistir, ve sonuc olarak universite iki gun tatil edilmistir.


Beytepe kampusunde olanlar varsa, detaylari aktarsin, ben disardan milliyetci gozlugumu cikarmadan yazmak istedim.

edit : video 1 gecen seneye aitmis. olaylarin detaylarini bilenler, aydinlatmaya devam etsin :)

mezun olduğum bölüm, benim zamanımda etiketten daha fazlasıydı şimdi bilmem.

ki son zamanlarda kadrosuna eklediği genc hocaların cv lerine baktığımda kesinlikle etiket denemez. haksizlik olur.

kendi ayaklariyla tipis tipis gittigi ulkede tutuklanmak, burada krallar gibi yasarken, sen kalk amerikaya git, 75 yilla suclan :)
turkiye zannetti galiba oralari, bakalim nolacak.

umarim amerikan adalet sistemi sayesinde efendim, bu olaylar sonucunda turkiyede donen carkin detaylari daha cok ortaya cikar, ne var ne yok biz de ogrenmis oluruz.

şahsi düşüncelerim, bölgede pkk nın etkisinin azaltılması ve bölge halkının devlete olan güvenini tazeleyecek olan adımlar. bu adımlar, bölgede hizmet, ekonomik kalkınma, daha iyi okullar ve hastaneler vs vs (sadece o bolgede yapmasına gerek yok, heryerde yapsin, iyi yonetsin iste). ayrıca, kürt türk kimliğinden önce insan kimliğinin öne çıkarılması, nevruz tarzı gösterilere, demokratik tepkilere izin vermek vs vs. birliğe olan vurgunun artırılması.

pkk kısmına gelince, malesef benim onların adam olacakları gibi bir inancım yok, sonuna kadar üstüne gidilmeli bitirilemiyorsa da gücü kırılmalı. uluslararası alanlarda, internet ortamlarında mücadele artırılmalı ve pkk nın teror orgutu oldugunu tum dunya bilmeli.

o kadar laf ettik, multeci dediklerimiz sakir sakir turkce konusuyor, ustelik soganlidaniz diye de adres veriyorlar.

size de selamlari var.

http://www.milliyet.com.tr/psv-li-taraftarlarin-sinav/dunya/detay/2211446/default.htm

hdp nin kınamakla bu iş çözülmez, gelin sura beraber kapatalim hendekleri diye kendini savundugu bildiri.

hala sur diyorlar, bugun diyarbakir bismilde 30 ustu el yapimi bomba bulunmus, adam hala baris diyor. baris surecini silahlanma, ic savasa hazirlanma olarak kullanmislar diyemiyor. oysaki seni vicdanli sanmistik, belki kurt-turk uyumunu guclendirirsin sandik, sen de orgutun kuklasi ciktin.

unified modelling language olarak geçen, yazılım mühendisliğinde özellikle nesne tabanlı dillerde geliştirilen yazılımların gereksinimlerinden, tasarımına, tasarımından testine kadar her adımda modelleme için kullanılan, herkesin anlayabileceği grafiksek bir dildir.

genelde önemini anlatamazsınız, kimse yapmaz, ama ne zaman birileriyle yazılım tasarımımız bu şekil olsun diye konuşursanız, kendinizi uml çizerken bulabilirsiniz.

avrupanın iki yüzlülüğüdür. bunları tarih yazacaktır, avrupa suriyeliler konusunda nasıl iki yüzlü ise, aynı şekilde türkiye konusunda da aynı tavrı göstermesine şaşırmamak lazım. ha burada bunun farkına varıp, kendi kıçımızı kimsenin kurtarmayacağını anlayıp, tek çaremizin kendi içimizde barış ve kalkınma olduğunu görmemiz lazım. çünkü türkiye bu gelişmiş ülkelerin çıkarları kadar kendilerine önemli.

sivilleri hedef alan, kanlı pis bir saldırı. birçok ölen insanın olduğu fotoğraf paylaşıldı, o insanların yerine koydum kendimi, bir an varsın, bir an yoksun. allah bilir o anda akıllarında ne vardı, belki eve gitsem de akşam yemeğini yesem diyorlardı, belki ygs sınavından çıkan eğlenmeye giden gençler vardı, belki evine ulaşmak için kızılayı aktarma yeri olarak kullanıyorlardı, bilmiyorum. ama akıllarında ölüm yoktu.

hükümetin bizi korumak için ne yaptığına bakıyorum, iç işleri bakanı üniformalı polis diyor. araba arıyorlar son zamanlarda ankarada, ama iş bu duruma geldikten sonra kurtarmıyor, bu duruma getirmeyeceksin. getiriyorsan, sorumlusun.

diğer sorumlular için ise birşey demiyorum. onların inş hesapları öbür dünyaya kalmaz, bu dünyada layıkıyla bulurlar.

merhaba, efenim bundan 10 yıl önce üniversitenin araştırma amaçlı kurduğu bir şirkette staj yapıyordum. bunlar cumaları öğle arasında film etkinliği düzenlemekteler, bizim mühendis supervisor film araştırıyor bugün ne izlesek diye, requiem for a dream filmini buldu. ben de çok önceden izlediğim için veya o anki saflığımdan filmi mal gibi izledim güzel film dedim. bizim mühendis supervisor da benden aldığı gazla bu filmi seçti. öğle arasında da filmi zaten izlemiş olduğum için veya bir işim olduğundan beraber izlemedik, yemekten sonra işe geldiğimde toplantı odasından (o anda film odası) çıkıyorlardı, hepsinin suratı hoş olmayan bir ifadeye bürünmüş ve yaşama sevinçleri ellerinden alınmış gibiydi. özellikle bir bayanın surat ifadesini hala unutmuyorum. meğersem, artık nasıl duygulara girdilerse, daha fazla izlemeyelim diye filmi yarıda kesmişler. o gün çalışabildiklerini sanmıyorum. ben sonradan niye bunlara böyle oldu diye hızlıca izleyeyim dedim, özel sahneler tüm iğrençlikleri görünce, farkında olmadan adamları nasıl bir ateşe attığımı fark ettim. hala daha aklıma geldi, yazasım geldi.

hintliler ile konuştukça alışılan aksan, cümle yapıları zaten çok düzgün, benim için çok sorun olmayan aksan,

zamanında bir hintli hocam olmuştu, o genel hintlilerden farklı olarak tane tane konuşuyordu, ve ingilizcesi gayet açıktı.

dünya genelinde ev fiyatları yüzde üç artarken, ülkemde yüzde 18 artmış. ha bir de yetmemiş, çok çalışmışız, zirveye yerleşmişiz.
http://uzmanpara.milliyet.com.tr/haber-detay/gundem2/turkiye-konut-fiyatlari-artisinda-zirvede/42000/42162/

şu an oturulabilecek evlerden istenen paralar malum, marketteki insanalrı piyasayı kendi çevreme göre anlamak için üç gruba ayırdım,
1. ben gibiler, şu an yüzde 25 ödeyebilecek nakidi olan, borcu olmayıp düzenli geliri olan gruptakiler. ben şahsen çeşitli faktörleri gösden geçirdiğimde mantıklı bulmuyorum. karlı gelmiyor, bekliyorum.
2. evi olanlar, buradakiler efenim 2 grupta ya uzun yıllar borcu olanlar ya da borcunu bitirip yeni ev almak istemeyenler.
3. ev almak isteyip, bu kadar yüksek paralara ev alamayanlar, bunların yüzdesi hiç az değil, bu arkadaşların ihtiyacı olan 150k-160k, normal oturulabilecek evlere 300k dan aşağı istemiyorlar. şu anda emlak sektörü bu arkadaşlara cevap vermiyor. bazıları bir yerlerden başlamak lazım deyip 2. gruba geçiyor. ama 10 yıllarını kapatıyorlar.

ülkeye bakıyorum,
türkiye bir japonya değil alanı kısıtlı olsun, bir isveç değil gelir seviyesi yüksek olsun,

bu işin sürdürülebilirliğini bu arkadaşlar 15 yıldır test ediyor, arsa sahibinden inşaatçısına herkes köşe oldu.

sonuç ne olacak biliyor musunuz? ister 2 yıl ister 5 yıl olsun patlayacak.

sahip oldugum sifat, bazi ev sahipleri gordum kombi bozuldu dersin, utana sikila yaptirmaya gelir, size ayip oldu der, ev sahipleri gordum avukata verecegim demeden depozitoyu alamazsin, dediginde tipis tipis parani getirir.

süper kahramanlar, dünya tarihinde süper kahramanlara daha fazla yer veren millet yoktur sanırım.

bence konu degistirme taktikleridir, son gunlerdeki skandallar yerine bu konusulmaktadir.

ha umrumda midir? degildir.