buraları artık izlemeyelim sevgilim
-neden canikom ya?
geçen defa seni düşünerek izlediğimde midem bulanmıştı.
nickin ne birader?
-nickten yana sansım yok.
olsun sen söyle de ben karar vereyim.
-nickten yana sansım yok.
olsun sen söyle de ben karar vereyim.
bir gün seni sevdim
ayrılık hiç aklıma gelmedi
en umutsuz sandığım an
sen çıktın benim karşıma
benim en kötü günüm bugün
senin bana söylemediğin o söz
bir cam parçası gibi
dağıldım yine ben yerlere
bu kadar kötü mü her şey
umudunu kaybettiğin anda
yine seni seviyorum
bana söylemediğin o iki kelime
ayrılık hiç aklıma gelmedi
en umutsuz sandığım an
sen çıktın benim karşıma
benim en kötü günüm bugün
senin bana söylemediğin o söz
bir cam parçası gibi
dağıldım yine ben yerlere
bu kadar kötü mü her şey
umudunu kaybettiğin anda
yine seni seviyorum
bana söylemediğin o iki kelime
sensizlikle yağan şu yağmurun altında
düşünüyorum, içimde, dışımda sen yoksun
uzaklarda bir yerdesin biliyorum
hissediyorum yağan şu yağmurun altında
kalbimin bir köşesinde, içimi kaplayan
her nefes aldığımda hayata bağlayan
şu an yanımdaymışsın gibi olan, sen…
hissediyorum yağan şu yağmurun altında...
düşünüyorum, içimde, dışımda sen yoksun
uzaklarda bir yerdesin biliyorum
hissediyorum yağan şu yağmurun altında
kalbimin bir köşesinde, içimi kaplayan
her nefes aldığımda hayata bağlayan
şu an yanımdaymışsın gibi olan, sen…
hissediyorum yağan şu yağmurun altında...
bir gün deniz kenarında
oturuyordum bütün düşüncelerle
bir anlık bile olsa
bir taş gibi atamam ki denize
aklım yine sendeydi
dalgalar arasında
benle olur musun denizin içinde
birlikte oturur muyuz taşlar üzerinde
aklımı alır mısın bir dokunuşla
ne olur dağlalar gibi gitme
sen de biliyorsun denizler kadar
hep yan yana kalacağımızı
beni nasıl bırakırsın bir sözcükle
yüzün tutar mı o sözleri söylerken
seni dalga ve taş gibi
saklıyorum kalbimde
benimsin artık gidemezsin
bir denizin taş parçası gibi...
oturuyordum bütün düşüncelerle
bir anlık bile olsa
bir taş gibi atamam ki denize
aklım yine sendeydi
dalgalar arasında
benle olur musun denizin içinde
birlikte oturur muyuz taşlar üzerinde
aklımı alır mısın bir dokunuşla
ne olur dağlalar gibi gitme
sen de biliyorsun denizler kadar
hep yan yana kalacağımızı
beni nasıl bırakırsın bir sözcükle
yüzün tutar mı o sözleri söylerken
seni dalga ve taş gibi
saklıyorum kalbimde
benimsin artık gidemezsin
bir denizin taş parçası gibi...
yalızlık hiçbir zaman iyi veya kötü olarak sınıflandırılamaz.her insan, farklı bir duyguya,farklı bir yapıya sahiptirler.yani; kimisi yalnız kalmaktan zevk alırken,kimisi de yalnız kaldığından ötürü; şikayet,isyan eder ; dört bir yana bağırmak, haykırmak ister.insanlar sadece ruh ikizlerini buldukları zaman yalnız değillerdir demektir!( yalnızlık yapısı olanlar için)
öyle bir yer hayal ediyorum ki...keşke diyorum küçük bir yuvam olsa ağacın bir yanında.kuşlarla birlikte yaşasam.süzülsem gökyüzünden yukarı.yorulana kadar dolaşsam gökyüzünde.özgürlüğün tadını çıkarsam saatlerce.hiç gelmesem oradan.her şeyden uzak, sessiz. çıkarcı yüzlerden, kötülüklerden ve yalanlardan çok uzaklarda.hep orada yaşasam.yada maviliğin ve yeşilliğin birbirine karıştığı deniz kenarında olsam.otursam...içimdeki kocaman yalnızlığı çıkarıp denize atsam.kurtulsam o yalnızlıkta içime hapsettiğim kendimi özgür bıraksam.rüzgar uğultusu duysam denizin hırçın dalgalarında.papatyaların kokusunu alsam.o muhteşem kokularla doysam.sararmış yüzümü yıkasam keşke coşkuyla çağlayan berrak sularda.tertemiz, saf ve yeni bir yüzle mutluluk yaysam her yere.taki yorulana kadar.sonra çok yüksek bir tepeye çıkıp gün batımını izlesem.çok derin düşüncelere dalsam.yüreğimdeki bütün acı ve kederleri çıkarıp aşağı atsam o tepeden.onlardan da kurtulsam...çok az da olsam güneşin sıcaklığını hissetsem üşümüş bedenimde.o muhteşem gün batımını izlesem dağların ardında.elimi uzatsam, dokunsam güneşe...onunla uyusam.parlaklığına dayanamayan gözlerle uyansam.sonra yeniden dolaşmaya başlasam.sevgiyle dolup taşan nehirlerde kana kana su içsem.cıvıl cıvıl öten kuşların sesini duysam kulaklarımda.kelebeklere eşlik etsem.en güzel çiçeklere konsam.soluğu umut ağacının altında alsam.dinlensem biraz...koparsam rengarenk meyveleri umut ağacından.doya doya yesem..çıplak ayaklarla bassam mükemmel doğayı eşsiz kılan topraklara.içimde büyüyen kin, korku ve nefreti çıkarıp gömsem o topraklara.onlardan da kurtulsam.hiç çıkmasın diye çok sert bir şekilde bastırsam.yeni sevgi tohumlarını eksem yüreğime.ağlamayı unutsam orada.mutlulukla arkadaş olsam.her gün bir daha doğsam.gözlerimdeki yaşları da bir yere döksem.onlardan da kurtulsam.hep ama hep gülsem..sonra ait olduğum yere geri dönsem.dönerken; kocaman yüreğimi umutla doldursam.yüzümü mutlulukla, ceplerimi sevgiyle, gözlerimi sevinçle, avuçlarımı da papatyalarla doldurup gelsem
yalnızlık;kişinin ruhu ile konuşmasıdır.aynı zamanda yalnızlık,kişiye kendini tanımasında yardımcı olan en iyi durumlardan biridir.
insan,onurlu bir kelimedir
kumarbaz bir adam ailesini sıkıntılara boğan aşağılık bir heriftir.
inanılmaz bir müzik.haykoya laf atanlar utansın...
rakibi olarak görmek ve puan almamasını istediği için kıskançlıktır.
aldatılan kız kadar üzülmez.
ibrahim tatlıses:kim bu gözlerindeki yabancı amına koyim.
neslinin son örneği
maxim gorki
maxim gorki
ruhun dışarı çıkmaya çalışması durumu adeta.
asla kişiye tatmin vermez.sadece can sıkıntısı giderilmek istenir.zamanın geçmesini ister o kişi ama bilmez ki içinde bulunduğu zamanın ne kadar kıym,etli olduğunu..
kitap okumak veya varsa günlük,günlüğe içinden gelen herşeyi boşaltmak.
elinden artık bir şey gelememek,umutsuzluğa düşme duruma.
ne yazık ki artık eğitimciler yani öğretmenler öğrencilere ezbere eğitim alışkanlığını aşılıyorlar.oysa:ezber,muhakkak ileide unutulur.ama ezber değil de normal koşullarda bir eğitim verilse eminim ki çok daha güzel olacak.ezber ezber nereye kadar.aslında ezbere iş yapanlara kitap okuma alışkanlığı kaptırılırsa ortada eminim ki ezbere eğitim diye bir şey kalmayacaktır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?