yolcularına ayrımcılık uygulayan devlet kuruluşu. indirimli bilet aldığınız zaman sizi "normal" fiyatını ödeyen yolcularla değil de, trenin ön kısmındaki görece eski ve geri kalmış vagonlara atıyorlar, öyle bir seçenek olmamasına rağmen ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıyorlar.
şöyleki; belki bunun bence en bariz örneği, 25 kasım 2009 kamu emekçileri genel grevi sırasında yapılan uygulamadır. bir sonraki vagonun, ki normal fiyatını ödeyenlerin bindirildiği vagondur, içerisindeki sıcaklık 25 dereceye ayarlıyken, bir önündeki, yani öğrencilerin ve ya bir şekilde indirimli bilet almış olanların bindiği vagondaki sıcaklık 19 derecedir. ki bu durumda 3 saat gecenin ayazında allahın unuttuğu bir yerde beklenmiş, bir arkadaki vagonda yolcular sıcaktan bunalırken benim bulunduğum vagondaki yolcular montlarına, atkılarına sıkı sıkıya sarınmış bir şekilde beklemekteydiler.sonra noldu, vagonun girişindeki elektrik panosunun kapısını kırdık da sıcaklığı layık olduğumuz seviyeye çıkartabildik.
ne biçim bi kurumdur hala anlamaya çalışıyorum.
gece 00,00 itibariyle gerçekleştirilmesine başlanan, haklı ve güzel eylem. belki dertlerini anlamak, anlatabilmek için kamu-senin tcdd yolcularına bıraktığı bildirgeyi buraya koymak lazım ki devam edelim.
"değerli vatandaşlarımız,
bizler türk memuru olarak vatandaşlarımızın doğduğu andan başlayarak, hayatının her anında, her alanında hizmet üretiyoruz.
ancak kamudaki her olumsuzluğun sebebi olarak da bizler gösteriliyor, günah keçisi ilan ediliyoruz.
iş bilmez iktidarların başarısızlıkları, kötü niyetli yöneticilerin beceriksizlikleri yıllarca sırtımıza yüklendi.
hastadan bulaşan virüs sebebiyle can veren doktor; kilometrelerce ötedeki köye ders vermeye giderken soğuktan donan öğretmen; haciz ihbarnamesini borçluya tebliğ ettiği için katledilen postacı; yangın söndürürken hayatını kaybeden itfaiyeci, ormancı; asayişi sağlarken şehit edilen polis, zabıta; raylara döşenen bombanın patlamasıyla şehit düşen makinist de biziz.
siyasi iradece her fısratta hizmet üretmemekle, yan gelip yatmakla suçlanan da biziz.
ekonomi büyürken ne katkınız var ki! diyerek bizleri görmezden gelenler, ekonomik krizin faturasını sırtımıza yüklediler.
yıllarca derdimizi anlatmaya, makul taleplerimizi hükümete iletmeye çalıştık ama bizlere hep kulak tıkadılar.
söz verdiler; sözlerinde durmadılar. imza attılar; gereğinin yapmadılar.
horlandık; itibarımız zedelendi ama hizmet üretmeye devam ettik.
yalnızca memurlarımız değil, işçi, çiftçi, esnaf, emekli, dul ve yetimlerimiz de aynı muameleye maruz kaldı.
işsiz sayısı 8 milyona çıkmış, evlatlarımız yarına güvenle bakamaz olmuş, bir çok esnaf kepenk kapatmakta, ocaklarımızı tüttürmek günden güne zorlaşıyor.
bizler 72 milyon vatandaşımızın hçbirinden ayrı olmamakla beraber, aynı geminin yolcularıyız.
son çare olarak 25 kasım 2009 çarşamba günü hizmet üretmiyerek, toplum hayatında ne denli önemli görevler yürüttüğümüzü iktidara göstermeye karar verdik.
eylemimiz asla devletimize ve bizlerden hizmet alan vatandaşlarımıza karşı değildir.
yıllardır türk memurunu yok sayan, sorunlarımıza çare üretmeyen, önümüzü tıkayan ve bizlere başka çıkar yol bırakmayanlara karşı demokratik hakkımızı kullanıyoruz.
eylemimiz memuruyla, işçisiyle, esnafıyla, çiftçisiyle, emekli, dul ve yetimiyle tüm vatandaşlarımızın sesini iktidara duyurmak içindir.
eylemimiz, sizlere daha iyi bir hizmet sunabileceğimiz çalışma ortamının sağlanması içindir.
sesimizi duymayan, sorunlarımızı görmzden gelen verdiği sözde durmayan, attığı imzaya sahip çıkmayan ve bizlere her defasında sokağı işaret eden iktidara, üretimden gelen gücümüzü kullanarak cevap vermek istiyoruz.
25 kasım günü çocuklarınızı okula göndermeyerek, acil durumlar dışında hastanelere gitmeyerek, zorunlu olmadıkça kamu kurumlarından hizmet talep etmeyerek bizlere anlayış göstermenizi bekliyoruz.
yıllardır sizin için görevdeyiz; 25 kasımda herkes için grevdeyiz."
eksiği gediği var mıdır bilemem şimdi, dertlerini bir güzel sıralamışlar, nedenlerinden bahsetmişler.
oldukça haklı bir uygulama, bir eylem olduğu aşikardır bence.
ancak bu durumda vatandaşın da çok ciddi bir maduriyeti söz konusuddur.
şöyleki şimdi bunları trenden yazıyorum, 23,30da haydarpaşadan kalkıp ankaraya gelmeye çalışan tcdd treninden.
trene binildikten sonra hiç bir görevli tarafından ne bir açıklama yapıldı, ne bir haber verildi, ne de bilet alınırken ve ya istasyona gelindiğinde vatandaş bilgilendirildi.
sakaryadan sonra arifiye diye bir yerde tam 3 küsür saat trenler bekletildi, iktidara karşı verilmek istenen tepkinin, onlardan çıkarılmak istenen hıncın bütün kurbanı arifiye tren istasyonunda beklemek zorunda kalan 2000 kişiye yakın yolcu oldu.
bu yazdıklarımdan eyleme karşı olduğum görüşü çıkmasın, hatta aslında biraz önceki eleştirimi tcdd sayfasına yapmam lazım, evet.
kim olursa olsun, öğrencisinden emeklisine herkesin destek vermesi gereken, imkanı varsa mitinglerine katılması gereken bir eylemdir ,grevdir, ayakta alkışlıyorum.
"değerli vatandaşlarımız,
bizler türk memuru olarak vatandaşlarımızın doğduğu andan başlayarak, hayatının her anında, her alanında hizmet üretiyoruz.
ancak kamudaki her olumsuzluğun sebebi olarak da bizler gösteriliyor, günah keçisi ilan ediliyoruz.
iş bilmez iktidarların başarısızlıkları, kötü niyetli yöneticilerin beceriksizlikleri yıllarca sırtımıza yüklendi.
hastadan bulaşan virüs sebebiyle can veren doktor; kilometrelerce ötedeki köye ders vermeye giderken soğuktan donan öğretmen; haciz ihbarnamesini borçluya tebliğ ettiği için katledilen postacı; yangın söndürürken hayatını kaybeden itfaiyeci, ormancı; asayişi sağlarken şehit edilen polis, zabıta; raylara döşenen bombanın patlamasıyla şehit düşen makinist de biziz.
siyasi iradece her fısratta hizmet üretmemekle, yan gelip yatmakla suçlanan da biziz.
ekonomi büyürken ne katkınız var ki! diyerek bizleri görmezden gelenler, ekonomik krizin faturasını sırtımıza yüklediler.
yıllarca derdimizi anlatmaya, makul taleplerimizi hükümete iletmeye çalıştık ama bizlere hep kulak tıkadılar.
söz verdiler; sözlerinde durmadılar. imza attılar; gereğinin yapmadılar.
horlandık; itibarımız zedelendi ama hizmet üretmeye devam ettik.
yalnızca memurlarımız değil, işçi, çiftçi, esnaf, emekli, dul ve yetimlerimiz de aynı muameleye maruz kaldı.
işsiz sayısı 8 milyona çıkmış, evlatlarımız yarına güvenle bakamaz olmuş, bir çok esnaf kepenk kapatmakta, ocaklarımızı tüttürmek günden güne zorlaşıyor.
bizler 72 milyon vatandaşımızın hçbirinden ayrı olmamakla beraber, aynı geminin yolcularıyız.
son çare olarak 25 kasım 2009 çarşamba günü hizmet üretmiyerek, toplum hayatında ne denli önemli görevler yürüttüğümüzü iktidara göstermeye karar verdik.
eylemimiz asla devletimize ve bizlerden hizmet alan vatandaşlarımıza karşı değildir.
yıllardır türk memurunu yok sayan, sorunlarımıza çare üretmeyen, önümüzü tıkayan ve bizlere başka çıkar yol bırakmayanlara karşı demokratik hakkımızı kullanıyoruz.
eylemimiz memuruyla, işçisiyle, esnafıyla, çiftçisiyle, emekli, dul ve yetimiyle tüm vatandaşlarımızın sesini iktidara duyurmak içindir.
eylemimiz, sizlere daha iyi bir hizmet sunabileceğimiz çalışma ortamının sağlanması içindir.
sesimizi duymayan, sorunlarımızı görmzden gelen verdiği sözde durmayan, attığı imzaya sahip çıkmayan ve bizlere her defasında sokağı işaret eden iktidara, üretimden gelen gücümüzü kullanarak cevap vermek istiyoruz.
25 kasım günü çocuklarınızı okula göndermeyerek, acil durumlar dışında hastanelere gitmeyerek, zorunlu olmadıkça kamu kurumlarından hizmet talep etmeyerek bizlere anlayış göstermenizi bekliyoruz.
yıllardır sizin için görevdeyiz; 25 kasımda herkes için grevdeyiz."
eksiği gediği var mıdır bilemem şimdi, dertlerini bir güzel sıralamışlar, nedenlerinden bahsetmişler.
oldukça haklı bir uygulama, bir eylem olduğu aşikardır bence.
ancak bu durumda vatandaşın da çok ciddi bir maduriyeti söz konusuddur.
şöyleki şimdi bunları trenden yazıyorum, 23,30da haydarpaşadan kalkıp ankaraya gelmeye çalışan tcdd treninden.
trene binildikten sonra hiç bir görevli tarafından ne bir açıklama yapıldı, ne bir haber verildi, ne de bilet alınırken ve ya istasyona gelindiğinde vatandaş bilgilendirildi.
sakaryadan sonra arifiye diye bir yerde tam 3 küsür saat trenler bekletildi, iktidara karşı verilmek istenen tepkinin, onlardan çıkarılmak istenen hıncın bütün kurbanı arifiye tren istasyonunda beklemek zorunda kalan 2000 kişiye yakın yolcu oldu.
bu yazdıklarımdan eyleme karşı olduğum görüşü çıkmasın, hatta aslında biraz önceki eleştirimi tcdd sayfasına yapmam lazım, evet.
kim olursa olsun, öğrencisinden emeklisine herkesin destek vermesi gereken, imkanı varsa mitinglerine katılması gereken bir eylemdir ,grevdir, ayakta alkışlıyorum.
terimsel bi anlamı var mı bilmiyorum, ama herhangi bir olaylar dizisini katı ve sıkı kurallara bağlamak, her olanı belli bir kural cercevesinde değerlendirmek olabilir mesela. bununla beraber istisnalar da alıp basını gidecektir muhtemelen.
beyne asırı yuklendikten sonra da olabilen durum.hareketlerin üzerindeki kontrolunu bi sekilde kaybedersin, aptal saptal seyler yapar ve ya soylersin, bu na de ben mala bağlamak derim.
entropi, bir sistemdeki düzensizliğin ölçüsüdür. rudolf clausius tarafından ortaya atılan termodinamik özelliktir.aynı zamanda proses sonucunda işe dönüştürülemeyen enerji olarak da düşünülebilir. entropiyi termonun ikinci yasası şu şekilde özetler: herhangi bir proses sonunda kapalı bir sistemin entropisi ya artar ya da değişmez. bu değişip değişmeme konusu da prosesin tersinir olup olmamasıyla alakalıdır.
şu şekilde bakıldığında, evrenin entropisi sürekli olarak artmaktadır, benzer şekilde de evrende işe dönüştürülebilir enerji sürekli azalmaktadır. böyle gide gide nereye gelinir henüz bilmiyorum.
şu şekilde bakıldığında, evrenin entropisi sürekli olarak artmaktadır, benzer şekilde de evrende işe dönüştürülebilir enerji sürekli azalmaktadır. böyle gide gide nereye gelinir henüz bilmiyorum.
son günlerde moda olan bir önermeyle çürütülmeye çalışılan teori.neymiş, termodinamiğin ikinci yasası büyük patlama sonrası ve ya dünyanın oluştuğu zamanki gibi bir kaos ortamından böylesine kompleks ve düzenli yapılar oluşmasına imkan vermezmiş, bundan dolayı da evrim diye bir şey olamazmış.
gözlerimi koca koca açıp baktım, sonra bir gülmedir tuttu böyle bir önerme karşısında.ne denir ki böylesine?
(bkz: götünden önerme uydurmak)
(bkz: bilimi götüyle yorumlayan insan)
(bkz: entropi)
gözlerimi koca koca açıp baktım, sonra bir gülmedir tuttu böyle bir önerme karşısında.ne denir ki böylesine?
(bkz: götünden önerme uydurmak)
(bkz: bilimi götüyle yorumlayan insan)
(bkz: entropi)
(bkz: mantı)
gün itibariyle alınan bir maile göre, rektörü ali doğramacının 30 haziran 2010 tarihinden itibaren görevinden ayrılacağı üniversite.
belirtmeden geçemeyeceğim, çok da taşaklı okuldur, öğrencilerine daha birinci sınıftan okulu ve hayatı dar eder.
belirtmeden geçemeyeceğim, çok da taşaklı okuldur, öğrencilerine daha birinci sınıftan okulu ve hayatı dar eder.
dream theater-space-dye vest
nükleer enerjiden korkmak yerine nükleer enerji santrallerinden korkmak olarak düzeltilirse bir yere kadar mantıklı karşılanabilecek eylem.velhasıl, nükleer enerjiden korkmak, her şeyden, ne var ne yok istisnasız bilumum maddeden korkmaktır, gelin vazgeçelim şu tırsıklıktan.
4 temel kuvvet
zayıf nükleer kuvvet
güçlü nükleer kuvvet
4 temel kuvvet
zayıf nükleer kuvvet
güçlü nükleer kuvvet
bilkentte okuyorsanız vize-final haftasını beklemenize bile gerek kalmadan gerçekleştirebileceğiniz,gerçekleştirmekten kaçamayacağınız eylem.
demokrasi ve insan hakları sınavı:
hak nedir?
p:ksını kaybetmiş tanrıdır
hak nedir?
p:ksını kaybetmiş tanrıdır
hoca:"ayşe okula 9 gibi geliyor" bunu hede hödö edin hudu gudu vudu yapın.
arkadaş:"nee?okul ayşeyi 9a mı benzetio?"
budur.
arkadaş:"nee?okul ayşeyi 9a mı benzetio?"
budur.
bir grup arkadaşla sitenin bilmem hani yöndeki sınırındaki bilmem hangi tarlasında yürürken arkadaşın teki köpeğini gezdiren birini görür.ardından dediği şey kendimden utanmama sebep olacak şekilde iğrenç bir tepki vermeme sebep olmuştur:
"anaa baksanıza köpek otlatıyolar!"
monolog mu oldu be ne?
(bkz: monolog)
"anaa baksanıza köpek otlatıyolar!"
monolog mu oldu be ne?
(bkz: monolog)
eğlenceli insandır,neden bilmem benimleyken habire güler.
kafası dünyanın sorunlarıyla bulanıklaşmış arkadasın,yakın gelecekte netlesir dusunceleri umarım.
kafası dünyanın sorunlarıyla bulanıklaşmış arkadasın,yakın gelecekte netlesir dusunceleri umarım.
pauli dıslama ilkesi,birbirinin tıpkısının aynısı olan fermiyonların asla aynı kuantum durumunda bulunamayacağını ifade eder.elektronlar da birer fermiyon oldukları icin en bilinen dıslama ilkesi örneğidir.
(bkz: fermiyon)
(bkz: fermiyon)
belirsizlik ilkesi genel olarak bir parçacığın hem hızını hem de yerini aynı anda tam olarak belirlenemeyeceğini ifade eder,belirlemeye çalıştığınız zaman ise asla kesin bir sonuc elde edemeyeceksinizdir.
sebep olaraktan;herhangi bir seyin yerini belirlemek istediğiniz zaman kullandığınız elektromanyetik dalgaların(netekim bu da enerji demektir)parçacığın o andaki hızını değistireceğidir,aynı sey tam tersi icin de gecerlidir tabii ki.bu ilke her sistem icin gecerli olmasına rağmen kutle buyudukce etkisi azalmaktadır,aynı belirsizliği biz de yasıyoruz;ancak kutlemiz fermiyonlar ve ya bozonlar gibi parçacıklarla karsılastırılamayacak kadar buyuk olduğu icin bu prensibi biz kendi adımıza ihmal ediyoruz.
sebep olaraktan;herhangi bir seyin yerini belirlemek istediğiniz zaman kullandığınız elektromanyetik dalgaların(netekim bu da enerji demektir)parçacığın o andaki hızını değistireceğidir,aynı sey tam tersi icin de gecerlidir tabii ki.bu ilke her sistem icin gecerli olmasına rağmen kutle buyudukce etkisi azalmaktadır,aynı belirsizliği biz de yasıyoruz;ancak kutlemiz fermiyonlar ve ya bozonlar gibi parçacıklarla karsılastırılamayacak kadar buyuk olduğu icin bu prensibi biz kendi adımıza ihmal ediyoruz.
cok cok buyuk bi yuzolcumu uzerine kurulmus,oldukca fazla sayıda insanın yasadığı site.
her tipten insanı barındırır,kendine has bi gece yasamı bile vardır.
son zamanlarda it kopuk sayısındaki artıs da tarafımızca kahkahalarla izlenmektedir.
(bkz: it kopuk)
(bkz: ülkücü takımı)
her tipten insanı barındırır,kendine has bi gece yasamı bile vardır.
son zamanlarda it kopuk sayısındaki artıs da tarafımızca kahkahalarla izlenmektedir.
(bkz: it kopuk)
(bkz: ülkücü takımı)
alifatik hidrokarbonları cozme eğilimi gostermemesine rağmen keton,eter,alkol ve su gibi pek cok maddeyle karısabilen,yüksek kaynama noktasına sahip polar aprotik cozucudur.
c4h9no bu onun molekul formuludur.
kanserojendir,oldukca da zararlıdır.
c4h9no bu onun molekul formuludur.
kanserojendir,oldukca da zararlıdır.
polimer cozucu,polyesterenin termal ayrışmasına karsı kullanılan stabilizör,gazlar icin secici ozelliği gosteren cozucu ve labaratuarlarda organometalik ve organik maddeler icin kullanılan polar aprotik cozucu.c6h18n3op biciminde molekül formülüne sahiptir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?