confessions

pandulayak

- Yazar -

  1. toplam entry 344
  2. takipçi 1
  3. puan 13074

sevgiliden ayrılınca dinlenesi şarkılar

pandulayak
benim yazacağım şarkı sevgiliden ayrılınca hemen dinlenecek bir şarkı değil. yollarınızı ayırırsınız ve üzerinden zaman geçer hatta başka sevgilileriniz bile olmuştur. ama o kızı hala unutamamışsınızdır. unutmuşsanız bile onu hatırladığınız zaman hala içinizi farklı bir duygu kaplıyordur. tamam unutmuşsunuzdur ama hala içinizdedir o sevgili. işte bu şarkıyı dinlersiniz o güzel gitar tonuyla o güzel notalara basmaya başlar gary moore

ahanda yazdım

still got the blues

power of the night

pandulayak
savatage grubunun çok güzel şarkılarından biri olur kendileri sözleride şöyledir. dinlemeniz şiddetle tavsiye olunur

out there coming closer quicker
moving with a swiftness
closing in on me
children of the metal movement
the legions growing stronger
stronger than they believe

it’s a power i’m drawing
from a light that’s glowing
power of the night
the call of the wild
power of the night
raise the fist of the metal child

thrashing
screaming, twisting, banging
heads upon the platform
the witch has been conceived
children of the metal movement
the armies growing stronger
crack my cranium

it’s a power i’m drawing
from a light that’s glowing
power of the night
the call of the wild
power of the night
raise the fist of the metal child

out there coming closer quicker
moving with a swiftness
closing in on me
children of the metal movement
the legions growing stronger
stronger than they believe

thrashing
screaming, twisting, banging
heads upon the platform
the witch has been conceived

power of the night
the call of the wild
power of the night
raise the fist of the metal child

power of the night
the call from the wild
power of the night
power of the night

balta

pandulayak
bir mavi sakal şarkısıdır. kankokusu albümünde yer almaktadır.


bugünlerde bir şeyler
kafamı kurcalıyor
yeni araban
yıldızlarımdan parlak mı
böyle soruları soran
soruları soran benim
bugünlerde bir şeyler
kafamı kurcalıyor
meclisler
biz karakoyunları düşünür mü
benim seçtiğim
seçimim seçimim seçimimdir
bu baltaya sakin sakin
bu baltaya sakin sakin
sap olma
bugünlerde bir şeyler
kafamı kurcalıyor
vatan kurtaranlar
arkamızdan ne söylerler
biz ölünce
ne ne ne diyorlar
bu baltaya sakin sakin
bu baltaya sakin sakin
sap olma

minibüs diyalogları

pandulayak
öğrenci veya sivil herkesin ücretinin bir ytl olduğu bir dolmuş hattında yaşanmış bir olaydır
+uzatırmısınız
-bir kişimi
+hayır iki kişi der
-beyfendi burda bir ytl var
+eeee daha ne kardeşim ne soruyorsun

çok yaşanır bu durum ya

sevgilisi olmayan yakışıklı erkekler

pandulayak
okuduğumda kendimi gülmekten alamadığım bir başlıktır. çok yanlış bir düşüncedir. yakışıklı olan bütün erkeklerin sevgilisi olmak zorunda değildir. daha doğrusu sevgilinin olması için yakışıklı olmak bir şart değildir. sırf yakışıklı olduğun için sevgilin oluyorsa o sevgiliyle bir aşktan çok bir cinsel münasebet yaşanır diyim kibar tabirle.

(bkz: kaşar)
(bkz: motor)
(bkz: salak kız modeli)

sadece cinsel ilişki için birlikte olduğu bir kıza da erkek sevgili olarak bakmaz daha doğrusu böyle bir düşünceyede kapılmaz. vay a.k. ben bu kadar yakışıklıyım neden sevgilim yok diye üzülmez yani.


(bkz: kızların kalbini çalamayan yakışıklı erkek)
(bkz: kızların ruhundan anlayan çirkin erkek)

(bkz: aşk için ölmeli aşk o zaman aşk)

birol topaloğlu

pandulayak
rize’nin pazar ilçesi apso (suçatı) köyünde dünyaya geldi. çocukluğu annesinden duyduğu ninniler, destanlar ve ağıtlarla geçti. köy düğünlerinde hayranlıkla dinlediği tulum ve kemençenin sesi ise ileride hayatının akışını değiştirecekti.

ilk kemençesi mısır gövdesinden (ğeri), ilk tulumu da kabak yaprağı ve sıyrılmış taze kızılağaç dalındandı. 10 yaşında ağabeyinin sayesinde bağlama ile tanıştı. gaziantep odtü elektrik-elektronik mühendisliği bölümü’nde öğrenim görürken türk halk bilimleri topluluğu (thbt) çalışmalarına katıldı. bu yıllarda sahnelemek üzere halk ozanları üzerine yaptığı araştırmalar, halk edebiyatının ve derlemelerin önemini farkettirdi. böylece laz ve karadeniz halk şarkıları üzerine araştırma ve derlemelere başladı. öğrenimini tamamladıktan sonra mühendislik alanında kısa bir süre, yurt içi ve yurt dışında çeşitli projelerde yer aldı. sonrasında ise müziği amatör bir uğraşın ötesinde, bir ifade ve yaşam biçimi olarak seçti. bu seçimde ilkokul sıralarına kadar bildiği tek dil olan lazca; ve doğup büyüdüğü kültürü doğru bir şekilde anlatma isteği etkili oldu. uzun yıllar bağlama çalmasına rağmen, yaptığı müziğin yapısına uygun olarak geleneksel çalgılar olan tulum, kemençe ve çonguriye yöneldi. tahta zeminde oynanan horonlardan çıkan ayak seslerinden esinlenerek ğuni (karakovan) adını verdiği ağaçtan yapılmış müzik aletini, vurmalı çalgılara kazandırdı.

popüler karadeniz müziğinde yozlaştırılarak kullanılan tulum ve kemençenin, aslına uygun bir şekilde icra edilerek de geniş kitlelere ulaşabileceğini gösterdi. yaptığı müzikte bazı yöresel olmayan, modern enstrümanlara da yer vermesine rağmen bunların geleneksel yapıyı bozmamasına özen gösterdi. gerek türkiye, gerekse yurt dışında birçok önemli konser, festival ve etkinliklerde yer alarak yerel değerlerin aslında ne kadar evrensel olduğunu da göstermiş oldu.

1997’de kalan müzik etiketi ile dünyada tamamı lazca şarkılardan oluşan ilk albümü “heyamo”’ yu yaptı. bu albümde yer alan “heyamo” ve “didou nana” şarkıları aynı yıl fransa-marsilya’da yapılan dünya etnik müzik fuarı’nda ilgi odağı oldu.

“heyamo” ve daha sonraki albümlerinde laz aydını helimişi xasani’nin şarkılarına yer vererek onun ilk kez türkiye ve dünyada tanınmasına vesile oldu.

istanbul’daki ilk konserini 1997 yılında 2. istanbul müzik şenliği kapsamında verdi. 1998 yılında salkım söğüt albümünde üç karadeniz şarkısı ile yer aldı. bu albümde yer alan “nokta ana” destanı büyük ilgi gördü. 1999 yılında ingiltere’de basılan world music-the rough guide kitabında laz müziği kavramının etnik müzik literatürüne girmesini sağladı.

2000 yılında ikinci solo albümü aravani’yi çıkarttı. 2001 yılında iki cd ve kitapçıktan oluşan arşiv ve derleme albümü “lazeburi”yi hazırladı.

2001 yılında amerika’da “the best of heyamo and aravani” 7/8 music productions’dan çıktı. aynı yıl amerika çapında bir turne gerçekleştirdi.

2002 yılında ispanyol gaida sanatçısı hevia ve 2004 yılında ermeni duduk sanatçısı djivan gasparyan ile ortak projelerde yer aldı.

2006 yılında kalan müzik’ten çıkan anadolu ninnileri adlı albümde kaçkar yaylası’ndan derleyip kaydettiği otantik üç lazca ninni ile katkıda bulundu.

yer aldığı diğer bazı etkinlik ve projeler:

* cumhuriyetin 75. yılı kutlamaları kapsamında dolmabahçe sarayı ve aspendos antik tiyatrosu’ndaki konserlerde yer aldı. laz kadınlar korosu eşliğinde seslendirdiği heyamo şarkısı ile, ilk kez bir devlet organizasyonunda lazca şarkı yer almış oldu.
* 1999 yılının başında avrupa turnesine çıktı. (almanya, fransa, hollanda, belçika, ingiltere)
* 2000 yılı şubat ayında fransa’da hitit müzik organizasyon tarafından düzenlenen ‘türkiye müzik günleri’ kapsamında, paris (cite de la music), lyon ve st.cloud gibi yerlerde konserler verdi.
* 2001 senesinde a.b.d’de 7/8 music production, kutay derin kugay’ın öncülüğünde bir turne yaptı. new york (world music instıtute, san fransisco skirball cultural center –laz music ensemble u.s. premiere), bloomington (the echo world music institute-workshop), california (laz ensemble to perform in berkeley), indiana unıversity , chicago, los angeles’ta çeşitli konser, workshop ve radyo programı etkinliklerinde yer aldı.
* 2002 european forum of worldwide music festivals – xiii cantigas do maio adlı uluslararası geleneksel müzik festivaline laz müziğini temsil için özel davetli olarak konser verdi. (portekiz-lisbon)
* hollanda’da stichting kulsan’ın organize ettiği, 10 ayrı şehirdeki turnede ardeşenliler derneği horon grubu eşlik etmiştir.
* 14 ekim 2003 9.uluslararası eskişehir festivali kapsamında horon grubu eşliğinde konser verdi.
* 2003 fransa’da broton bölgesinde les traversees tatihou – musiques du large’ye katıldı.
* 2004 0cak ayında kanada montreal’de horon ve laz müziği konulu bir atölye çalışması yaptı.
* 21-24 nisan 2004 tarihleri arasında istanbul’da yapılacak olan; world müzik alanında dünyanın en büyük uluslararası festival, konferans ve fuar etkinliği olan strictly mundial ’in dördüncüsü kapsamında bir sahne şovu hazırladı. laz kültürünün genel detaylarıyla sahnelenmesine yönelik bu şov; festivalin iptal olması sonucu sahnelenmedi. belgesel olarak hazırlanıp, arşivlendi.
* 2005 yılında emektar tulum yapımcısı ve icracısı şükrü parlak’ın colchis müzik’ten çıkan ilk horon albümü ’ey maşalla’nın yönetmenliğini üstlendi.
* 2006 yılında 6. diyarbakır kültür sanat festivali’nde destancılarla ve dengbejleri aynı sahnede buluşturdu ve destancılara eşlik etti.
* 2006 mayıs ayında avustralya’da aborjinlerle ilgili the dreaming australia’s international indigenous festival’e davetli olarak katıldı.
* 2006 ağustos’unda rize’nin farklı ilçelerinde etkinliklerle gerçekleşen 1. yeşil yayla kültür, sanat ve çevre festivali’nin düzenlenmesine öncülük etti.

ayrıntılı bilgi içinhttp://www.biroltopaloglu.com

kişisel ileti

pandulayak
ya ben hiç bu kişisel ileti olayının ne kadar mantıklı ne kadar mantık dışı olduğu konularına girmiycem ama şunu belirtmek istiyorum bazı arkadaşlar var. bu arkadaşların bilgisayarları 7/24 açık ve kişisel iletilerin artık boku çıkmış ya

(bkz: uyuyorum )
(bkz: uzandım)
(bkz: dinleniyorum)
(bkz: sevişiyorum)
(bkz: yemek yiyorum)
(bkz: odamı topluyorum)
(bkz: zıçıyorum)
(bkz: kokluyorum)
(bkz: amuda kalkıyorum siksen yazamam )

ve bu insanlar asla boşum arkadaşlar konuşabiliriz yazmazlar. devamlı birşeyle meşguldürler msnleri ise neyle meşgul olduklarını insanlara duyurmak amacıyla açıktır. bu olayda sanırım adslin hayatımıza girmesiyle bu noktaya geldi. eskiden bi saaati geçmesin diye kıçımızı yırtardık.
ama ne olursa olsun hiç anlamadım ve anlamıycam bir insan neden msn kişisel iletisine uyuyorum yazar amaç nedir. ya bilgisayarını açık bırakmaz zorundasındır anlarım. ama msnini açmak neden ?

(bkz: allah hepimize akıl fikir ihsan eylesin)

(bkz: yaşasın dial up bağlantılar)

aşkın ömrü üç postadır

pandulayak
okuyunca bu ne iğrençlik dediğim başlık. ya biz neydik ne olduk diyesi geliyor insanın. biz sevdiğimiz kızın gözlerine bakınca sonsuz tane posta atmıştan beter bir duyguya kapılırdık. şimdiyse sevgimizi ölçmek için postalara mı baş vuruyoruz. bu tür düşünceleri gerçekten sevmeyi sevilmeyi bilememiş görememiş insanlar düşünür. gerçekten seven bilirki o sevdiği kızın yada erkeğin yanağından alacağı ufacık bir öpücük bütün dünyalara bedeldir.



(bkz: ailecek şiddetle kınıyoruz)
6 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol