hamilelik döneminde çocukla anne arasında oluşan bağdan ve emzirme döneminde bu bağın dahada güçlenmesinden kaynaklanan durumdur.
tanımlar istiyorlar sizden, sonradan aynı tanımlarla canınıza okumak için. tanımlarınız yoksa, bu sefer konuşturmuyorlar sizi. "tanımlar veremeyen insan saçmalar" diyorlar. "saçmalarla ugraşamayız." "kimseye saçmalama hürriyeti veremeyiz." "mantıksızlık hürriyeti veremeyiz." tanımları verince de herkes, daha önceden kendisi için kazılmış olan çukura düşüyor. başkaları için de tanımlar istiyorlar sizden. başkalarının işine karıştırıyorlar sizi zorla. başkalarının da size karışması için yolu açıyorsunuz böylece. "bugün neden düşüncelisiniz?" diyorlar. düşüncelerinizin içine kadar sokuluyorlar. mantığı ortadan kaldırmadan, bu gidişe bir son vermek, kötülüğe direnmekten vazgeçmek ve gerçek hürriyeti tanımak imkansız."
(bkz: oğuz atay)
(bkz: oğuz atay)
“şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için,
on bin kitap okumuş olmayı isterdim,” dedi: “gene de az
gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: seni
tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda.”
on bin kitap okumuş olmayı isterdim,” dedi: “gene de az
gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: seni
tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda.”
kadınlar kendilerini güçsüz olana bir idol, güçlü olana bir eşya gibi sunarlar.
şimdi biz bilgi sözlük ailesi olaraktan içerimizde dinlisini de, dinsizini de barındırıyoruz ya buna dayanarak iftar zirvesinden sonra dinsiz olanların bir rakı sofrasında buluşmasını temenni ediyorum.
— düşmanlarınızı yok etmek dururken, onları böyle okşamanızı anlayamıyoruz, dediler. lincoln, onlara şu veciz cevabı verdi:
— sayın efendiler! düşmanlarımı kendime dost etmekle, onları zaten yok etmiş olmuyor muyum?
(alıntıdır)
— sayın efendiler! düşmanlarımı kendime dost etmekle, onları zaten yok etmiş olmuyor muyum?
(alıntıdır)
dinlenesi insandır kendileri. değişik bir ses. bu arada müzikle haşır neşir olmadan önce tesisatçıymış
halkını korumak için görevlendirilmiş fakat halkına karşı kaba davranışlarından, yarcımdı olmaları gerekirken karşılarında olmalarından dolayı nefret edilesi kişiler olmuşlardır. ne ararsan vardır kendilerinde.. şiddete ait olan ne varsa hemde!
geçtiğimiz ay boyunca dinlediğim şarkıdır. güzeldir, insanı sürükler gitmemen gereken yerlere.. cem adrianı sevmeme sebep olan parçadır.
aslına bakarsak hoş bir kitaptır. soğanın neden göz yaktığını, ıspanağın yararlarını ve daha bir çok şey hakkında bilgi veriyor fakat ismi itici. ne bu böyle hayatın el kitabı olmazsa olmaz dermişcesine.
yıllar önce okuduğum suç ve ceza adlı kitabıyla karşılaştırığımda bu kitabın 1. eseri olduğunu düşünmüştüm. üstünden 9-10 yıl geçti. dostoyevski dendiğinde çoğu kişinin aklına suç ve ceza gelsede benim ilk olarak aklıma gelen eseri karamazov kardeşleridir. güzel bir kitaptır, derin bir kitaptır. suç ve cezanın aksine sıkılarak, bunalarak, zorlayarak ilerleyeceğiniz bir kitap değildir. felsefe kulübünün bir paylaşımıyla beraber aklıma yeniden düşmüştür. paylaşılan bölümü aşşağıda siz güzel okurlarımız ve yazarlarımıza sunuyorum.
dünyanın değişebilmesi için önce insanların değişmesi gerekir. herkes birbirinin gerçek kardeşi olmadığı sürece insanların kardeşliğinden söz edilemez. kişioğlunun yaratılışı, hakkına razı olmaya bırakmaz onu hiçbir zaman. bu yüzden herkes kendine verileni az bulup homurdanacaktır her zaman. başkalarını çekemeyecek, onları yok etmeye çalışacaktır. bunun ne zaman gerçekleşeceğini soruyorsunuz. gerç...ekleşecek ama önce kişioğlunun yalnızlaşma çağının sona ermesi gerekmektedir.” –“hangi yalnızlaşmadan söz ediyorsunuz?” diye sordum. “şimdi, özellikle bu son günlerde giderek her yerde yaygınlaşan yalnızlaşmadan. henüz tam başlamadı, zamanı gelmedi... çünkü şimdi herkes kişiliğini tam olgunluğa erdirmek, hayatı tanımak çabasındadır.
ne var ki olgunlaşacağız derken evrende yapayalnız olduklarını gördükleri için, bu çabaları kendi kendilerini yok etmekle sonuçlanır. çünkü günümüzde herkes kopmuştur toplumdan, kendi kabuğuna çekilmiştir. herkes birbirinden uzaklaşıyor, saklayabildiğince şeyi de kendine saklıyor. sonunda insanlardan kaçmaya başlıyor kişi. kendi başına para biriktirirken şöyle düşünüyor: “şimdi ne güçlüyüm! hiçbir şeyden korkum yok artık!” oysa ne denli zengin olursa, onu yok edecek güçsüzlüğün içine o denli gömüldüğünü bilmez çılgın. çünkü tek kendine güvenmeye alışmıştır.
toplumdan kopmuş, ruhuna, insanların yardımına inanmamayı, insanlardan bir şeyler beklememeyi öğretmiştir. paralarının, onların ona verdiği hakların kaybolmasından korkar yalnızca. çağımızda insanlar gülünç bir inatla, kişiliğin gerçek güvenliğinin, yalnız başına çalışmakta değil, tüm insanlığın beraberliğinde olduğunu anlamamakta diretiyorlar. ama hiç kuşku yok ki, bir gün gelecek, bu ürkünç yalnızlık da sona erecek, insanlar birbirlerinden kopmalarının anlamsızlığını bir anda anlayacaklar. bunca zaman karanlıkta nasıl oturduklarına, ışığı göremediklerine şaşacaklar.
dünyanın değişebilmesi için önce insanların değişmesi gerekir. herkes birbirinin gerçek kardeşi olmadığı sürece insanların kardeşliğinden söz edilemez. kişioğlunun yaratılışı, hakkına razı olmaya bırakmaz onu hiçbir zaman. bu yüzden herkes kendine verileni az bulup homurdanacaktır her zaman. başkalarını çekemeyecek, onları yok etmeye çalışacaktır. bunun ne zaman gerçekleşeceğini soruyorsunuz. gerç...ekleşecek ama önce kişioğlunun yalnızlaşma çağının sona ermesi gerekmektedir.” –“hangi yalnızlaşmadan söz ediyorsunuz?” diye sordum. “şimdi, özellikle bu son günlerde giderek her yerde yaygınlaşan yalnızlaşmadan. henüz tam başlamadı, zamanı gelmedi... çünkü şimdi herkes kişiliğini tam olgunluğa erdirmek, hayatı tanımak çabasındadır.
ne var ki olgunlaşacağız derken evrende yapayalnız olduklarını gördükleri için, bu çabaları kendi kendilerini yok etmekle sonuçlanır. çünkü günümüzde herkes kopmuştur toplumdan, kendi kabuğuna çekilmiştir. herkes birbirinden uzaklaşıyor, saklayabildiğince şeyi de kendine saklıyor. sonunda insanlardan kaçmaya başlıyor kişi. kendi başına para biriktirirken şöyle düşünüyor: “şimdi ne güçlüyüm! hiçbir şeyden korkum yok artık!” oysa ne denli zengin olursa, onu yok edecek güçsüzlüğün içine o denli gömüldüğünü bilmez çılgın. çünkü tek kendine güvenmeye alışmıştır.
toplumdan kopmuş, ruhuna, insanların yardımına inanmamayı, insanlardan bir şeyler beklememeyi öğretmiştir. paralarının, onların ona verdiği hakların kaybolmasından korkar yalnızca. çağımızda insanlar gülünç bir inatla, kişiliğin gerçek güvenliğinin, yalnız başına çalışmakta değil, tüm insanlığın beraberliğinde olduğunu anlamamakta diretiyorlar. ama hiç kuşku yok ki, bir gün gelecek, bu ürkünç yalnızlık da sona erecek, insanlar birbirlerinden kopmalarının anlamsızlığını bir anda anlayacaklar. bunca zaman karanlıkta nasıl oturduklarına, ışığı göremediklerine şaşacaklar.
chavez (4. nesil bilgic) [msg] [kim]
mutant (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
dandoldeyyus (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
nys (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
goshenit (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
kartalkalkardalsarkar (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
operada son cinayet (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
kahvesine sinek dusen bahtsiz bedev (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
turfanda askin bayat gubresi (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
not: dandol nickli bilgicimizi her gördüğümde tebessüm ediyorum.bunun için özel birşey yaptığıda yok. nicki yeterr dediğim bilgiç oldu! buna sebep olduğundan dolayı teşekkür ederim.
mutant (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
dandoldeyyus (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
nys (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
goshenit (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
kartalkalkardalsarkar (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
operada son cinayet (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
kahvesine sinek dusen bahtsiz bedev (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
turfanda askin bayat gubresi (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
not: dandol nickli bilgicimizi her gördüğümde tebessüm ediyorum.bunun için özel birşey yaptığıda yok. nicki yeterr dediğim bilgiç oldu! buna sebep olduğundan dolayı teşekkür ederim.
kadınların istekleri bitmez.. hep tanrı ötesi birşeylerin arayışındalardır bir türlüde bulamazlar. tabi kadın adı üstünde bulamazlarsa yaratırlar.. üreme içgüdüsünden yola çıkaraktan en iyisi bunların olduğuna karar vermiş ve arayışlarını bu şekilde dillendirmişlerdir diyelim. hem olgun, hem yakışıklı, hem zeki, hemde anlayışlı. ulan tanrı bile bu kadar marifetli değil!
bu başlık kesinlikle benim için açılmıştır. aşık olunanın karşısında hakkını verecek bir saçmalama sürecine girer ondan ayrılana kadarda o süreci bir türlü bitiremem. kendine güvensizlik değildir bu aşkın yarattığı aptallıktır sadece.
bütün kitap okuyan, okumayan insanların söylediği cümledir. kitaplarınızı bağışlayın, okutun, dağıtın bu o kadar kolay değildir. hangi kitap olursa olsun ilerideki dönemlerde o kitabı yeniden okuman gerekebilir hatta içindeki bilgilere ihtiyaç duyabilirsin. takıntılı biri değilimdir, benim olsun herşey diyen biride olmamama rağmen iki konuda hassasımdır. biri kitaplarım, diğeri kıyafetlerimdir. kitaplar konusunda hassasiyetim çogu kişiye anlamsız gelebilir ama onlar benim çocuklarım.. hiç param yokken taksitle aldığım, almak için para biriktirdiğim hatta hala her ay 100 tl para vermek zorunda kaldığım şeylerdir.. onlar bambaşka şeylerdir.. yıllarca insanların okuması için onlara dağıttım ama hiçbirinin okuduğunu hatta önemsediğini görmedim ve bundan dolayı kitaplarımı paylasamamaya başladım. kitaplarımın altını çizmem sadece not alarak okurum onlara kıyamadığım için bunu yapan biri olaraktan nasıl bana kitaplarımı bağışlamamı söyleyebilirlerki? okuduğum bir kitabı baskasına önerirken bile ona hediye alan biriyim. ister iyi ister kötü benim bütün mirasım kitaplarım. onlarıda asla kimseye bağışlayamam.
bize şarkı söyleyen hatunun olduğunu düşünmekteyim. hoş geldin! aynı zamanda bana ay carmela şarkısını anımsattın..
hoşgeldiniz sevgili çömezimiz.
çok sevgili çok saygılı indynin baskıları, operadaki nickli bilgicimizin gazı ve sahnedeki o eşşiz şarkıcalarımızın baskılarıyla sahneye çıkmış olan bilgicimiz hayatının hiç bir döneminde utangaç ve çekingen hal almamıştır. biz bunu sahne fobisi olarak isimlendirdik ve çözmeye karar verdik. her gittiğimiz yerde o eşşiz şarkıcıların dikkatini güzel sesinden dolayı değilde, çok bağırdığından dolayı çekmiş ve arkadaşları tarafından solistlerin isteği
üzerine sahneye itilivermiştir. az kalmıştır. dün üç şarkı söylemiştir, bir önceki zirvede bir şarkı. bir dahakine korkusunu yenip indynin istediği cesaretle çığıracaktır.
üzerine sahneye itilivermiştir. az kalmıştır. dün üç şarkı söylemiştir, bir önceki zirvede bir şarkı. bir dahakine korkusunu yenip indynin istediği cesaretle çığıracaktır.
eskiden iskele bar’ın sahibi olan bir kaç ortağın birbirinden ayrılmasıyla doğan corner bar. eskiden bu isime sahipmiydi bilemiyorum. cumartesi çıkan anatolia adlı grup güzeldir. şu an tatilde olduklarından dolayı son gitmelerimizde kendilerine rastlayamadık.. bir dahakine artık.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?