nihilist

her seferinde farklı bir hata kodu vererek sorun bende mi yoksa msn de mi ironisine kapılmamı saglayan hizmet.

msn messenger oturumu acamıyorum, hotmail sitesine giremiyorum, windows messenger acamıyorum sorun nedir acep seklinde dusunmekteyim.

sorun genel mi ozel mi anlayan bilen biri varsa acıklasında bitin bu isgence...

ilk once sunu soylemekte yarar vaar baslık bkz lere degil bakınızlara olcaktıki baslıgın son kelimesi olan getirmesi kısmında baslık sıgmıcam ben demeye basladı ve "i" harfi gume gitti o yuzden bu sekilde bir kısaltmaya gidildi.

konuya donersek; efenim yazarların genel tutumlarına ve sozlukteki entrylerin geneline bakınca aklıma gelen fikridir bu. eger bu sekilde bir yasak getirilirse iceriksiz laf oyunlu cok zekiyim ben benden cini yok bakınızları tarih olur boylece okuyacak daha cok seyimiz olur seklinde dusunmekeyim, hayır ben kendi adıma sıkıldım ilk entry dısında sayfalarca bakınız okumaktan, o degilde guldurmuyorda artık bi yerden sonra bunlar...

bir emre aydın sarkısı, sozleri su sekilde;

git gideceksen bekleme
farkli degilsin sende
gideceksen bekleme

adam olmaz dedin senden
adam nedir dedim içimden
farketmezdi degisseydim
güvenseydim yada saliverseydim

git ideceksen bekleme
farkili degilsin sende
gideceksen bekleme

git gideceksen bekleme
baska birsey söleme
gideceksen beklme

artik olmaz dedin senle
çok eskitti beni bu hikaye

tamam dedim
tamam kabul
laf anlatilmaz ki gerçege

git gideceksen bekleme
farkli degilsin sende,
gideceksen bekleme

git gideceksen bekleme,
baska birsey söleme
gideceksen bekleme

ben üsümem sen geç beni,
sıkı giyin kandirma kendini.
bir sairin,
siirden ibaret tüm bildigin büyük itimalle..

git gideceksen bekleme,
farkli degilsin sende
gideceksen bekleme..

git gideceksen bekleme
baska birsey söleme
gideceksen bekleme...

(bkz: butun cinliler sozluge girse olabilecekler)

safi bilgi sozluk camiasından kuruldugu icin bana ajax alt yapısını hatırlatan ilk 11, ha bu durusun sebebi altan alta bir fasizanlık ise o vakit bana bu ilk 11 roma yı analtır, olur bunlar hayata dair seyler, ne guzel cimler yesil...

madem savcılarımız uyumuyor bi zahmet akp’ye de bir erisim yasagı getiriversinler ki artık kanamasın su millet sunlara dedirten gelisme...

su an icin kayıtlı toplam kisi sayısı 1364, bu 1364 kisinin her biri 25 entry girse bu 34100 entry eder. toplam entry sayısı sozlukte 443610 olduguna gore bu 34100 entry suan ki toplam entry varlıgının yuzde 13 eder. sonuc olarak herkes 25 entry yazsa sozlugun mevcut varlıgını yuzde 13 oranında arttırmıs yani gelistirmis oluruz. ama gelismek kimin umrunda?, devam o zaman, guzel cinbaz bakınızlar vererek gulelim hep beraber...

anlatılanları dinleyip yazılanları okuduktan sonra ve kendimi bildikten ziyade korkarak yaklastıgım fakat merakıma yenilip aldıgım yukleyip level 15 mertebesinde canıma tak eden beni zıvanadan cıkaran sıkılmaktan ziyade bogan oyun.

efenim olay ozetlersek su; bir kac ırk ve sınıf var bu sınıfların kendi icinde puanlama sitemi var ve bu puanlamalar belli levellar atladıkca ounucya verilen haklar sayesinde oluyor, oyuncuda o punaları alıp hisiyatına gore ozelliklerini gelsitriyor ve boylece ozellesen bir yıgın karakter oluyor. dunya buyuk bir yıgın karakter cizmisler, normal ouncu harici gezen tipler dusmanlar yaratıklar olsun cesitli. insan ilk girdiginde oyuna adam yapmıs diyor. sonra oynamaya baslıyor, oynanmaya baslayınca isin sekli degisiyor cunku olan su;

-git la sunu kes oluden dusenleri topla getir bana.
+peki abi.
+abi geldim ahanda buyur siparisler.
-buyur gulum sana para buyur sana populerite al buda elden cıkma sana degerli bana degersiz bir iki esya.
+saoalsın abi.

bu ve turevi gorevleri alıyorsunuz. gorev mekanını belirleyip mouse ve klavye tuslarına tıklamaya baslıyorsunuz oluyor mu size gorev. degisen tek sey gorevlerin zorlugu ilk oyuna baslayınca zombi keserken sonraları ayı oluyor bu daha ilerlemedim ama tahminme gore en tepedede ejderha olur fazlası yok.

onu gectim ulan arada bari bir iki bulmacadır gizemdir koyunda cozelim oda yok. oraya git pasam onu kes pasam bunu getir pasam git pasam. nereye kadar srouyor insana. gercek bir frp oyunundan daha cok seyler bekliyor insan amma velakın bu istek’i toplam degeri 150 euro olan 2 kutu oyun alıp aylıkta 15 euro odeyip oynadıgı oyunda bile bulamıyor bire.

acar migh and magic oyanrım en azından onda bol bol puzzle sahane hikaye orgusu bir okdar guzel dusunulmus gorevler var ne ugrasıcam bunlarla elin zibidi korelileri japonları ile...

-seni sectim pikachu.
+da ben seni secmedim be anam.
-platonik mi yani?
+hı hı.
-dibine kadar depresyon o zaman halim baba.
+sen bilin aslan.
-gir la topun icine artize bak...

bu hafta itibari ile "r" fakiri bir program olmustur,ekranın alt kosesinde cıkmasını bekledim bizim gibi anlamayan kesim icin bir adet sunucu el kol hareketleri ile konusulanları anlatıcak, fakat atv yuz vermedi bu umumduma...

baslık itibari ile cirkin gibi gorunen terbiyesizce ahlaksızca gorunen bir durumdur. fakat nitekim sanat tarifinin olmaması sanat nedir sorusunun genel gecer bir gorus altında bir cevaba ulasamaması sonucu ulkemizde gorulen hadisedir.

bedri baykam yapmıstır bahsi gecen olayı bir kac sene once, pekte faydalı olmustur ne kadar sanatttır ne kadar sergiliktir bilinmez ama adı bolca gecmis unlu gillerden olup cıkmsıtır, bu performanslar oldukca bunları gordukce turk halkı ajdar’ı degilleme sanısını iyice yitiriyor seklinde dusunuyorum, zira o sanatsa ajdar’ın yaptıgı ne olaki seklinde dusunmeden edemiyor su ben...

smoke bu sarkıyı yıllarca soylemistir ve anlatılan konu itibari ile cidden yurege dokunur birseydir bu yuzden dinleyici kısmısı dogal olaraktan bi yerden sonra kim la bu kodugumun alisi demis ve bu sekilde bir cover’ı ortaya cıkmıstır soz konusu guzelim sarkının...

(bkz: who the fuck is alice)

sozluk ici olusan olası kıvılcımların topraklanması icin mi yapılmıs acaba diye beni dusundurten zirve...

turkiye’de serdar ortac 20 album yapıyorsa hande yener cıkıp odul alıyorsa efendime soliyim mustafa sandal hala klip cekebiliyorsa onu gectim ismail yk kisisi hala televizyon programlarına katılıp ordan oraya sekip albumler yapıp klipler cekiyorsa ve fatih erdemci su an sadece o ilk ve guzelim yasamak zor albumu ile kaldıysa bu bizim sizin hepmizin ayıbı turkiyenin ayıbı dahası turkiye yi olusturan genelin ne kadar zevksiz bir muzik anlayısı ne akdar sıg bir muzik kulturu oldugunun gostergesidir.

cesitli platformlarda yazılanları okuduktan sonra lan lan keske dogmasaymısım ne pis ne nemrut ne bela bisyimsiim bole dedigim. inatıclıktır sudur budur tamamdır dedigim iyi ozllikleri aynen ben diye kabul edip lan lan dogru mu acaba bu fallar falan dedigim ama kotu olanları direk yalandır bunlar diye ekarte ettigim ozellikleri barındıran burc tipi. ama sanırsam kotu ama gercek yazılanalr dogru ha hepsi mi dogru hayır ama yaptıgım tespitten cıkan sonuca gore yuzde 90-80 ciwarı bir tutarlılıga sahip...

oceans serisi bu sekilde giderse soz konusu filmin ileride alacagı muhtemel isim...

birisine karsı hissettiginiz en naif en icten en siz duygudur. birisi girmisse hayatınıza o veya bu sekilde ve hayatınız artık ondan once ve ondan sonra seklinde ikiye ayrılmıs ise asktır bu. cabalanması gereken durumlardandır, cabalandıkca asktır, sonuc beklemeksizin atılan adımlar karsılıksız verilenler butunudur ask. ask karsınızdakini o oldugu ve o oldugu icin hattta o oldugu icin sevmektir. o olmanın anlamını siz doldurursunuz o butunler asktır bu. oyle veya bole hayatınızı ikiye ayırandır once ve sonra...

akademinin kendini aklama cabası, scorsese’ye borclu olduklarını odeme filmi olmustur. martin scorsese’nin belkide filmografisinde en vasat yerde duran bu film en iyi kurgu, en iyi film ve en iyi yonetmen gibi baba dallarda odullendirilerek ozur dilenmstir. ustelik odulu sunmak icin uc sakallı yani; francis ford coppola, george lucas ve steven spilberg tarafından verilerek scorsese’nin odulu reddetmesininde onune gecilmis oldu. aslında scorsese’den de tam olarak beklenen buydu. marlon brando gibi odulu reddetse ve oscarlara inanamadıgını dile getirse tamda scorsese’ye yakısan olucak, akademiye tokat gibi bir cevap olucaktı. olmadı olamadı scorsese sevindi bu odule ama tum sinema severler uzuldu. akademi bir kez daha saygınlıgını yitirdi. raging bull goodfellas gibi yapımlar duruken scorsese akamdei tarafından bu film ile hatırlanır oldu, ikinci bir titanic faciası yasandı, ve odullerin sırası gelen verildigi savı bir kez daha kanıtlandı...

her ne kadar ellen show ve golden globe sunuculuklarının altından basarı ile kalksa da fikrimce 2007 oscar torenleri sunuculugunun altından kalkamamıstır kendileri. bilenler bilir oscar torenlerinde sunucuyu gosteren yer acılıs konusmaısdır ve ne yazıkki 10 senedir izledigim oscar torenlerinin en kotu acılısı olmustur. gerci bu keyifsiz acılısda bu seneki homoseksuel ve cevre dostu oscar zihniyetinin payı yadsınamaz ama gecmis senelerde anti teror, anti savas temalı oscarlar dusunulunce bu bile sebep olmaktan cıkıyor. al gore’lu bol lezbiyenli bir oscar ile ancak bu kadar oldu seklinde dusunenlerinde sayısı azımsanamayacak kadar fazla. ama ellen’ın bu isi kotaramadıgının yegane kanıtı sanırsam oscar gunu ertesinde tanıdıklara anlatılan esprlernden enstantenelerden birinin bile icinde ellen’ın gecmememisidir. sahsım adına benim milleti cevirip cevirip analttıgım tek enstantane 3 sakallının martin scorsese’ye verdigi en iyi yonetmen odulu sırasında yaptıkalrı espri ve scorsese’nin kendisini raging bull, goodfellas, aviotor, gangs of new york gibi filmleri ile gormezden gelen akademiye godnerme ile dolu olan "bir daha bakın lutfen zarfa, emin misiniz?, ben mi kazandım?" seklinde yağtıgı espri idi. bence hem ellen hem de biz oscar sever izleyiciler icin tatsız bir tercih oldu ellen degeneres. bize whoopi goldberg’ü geri verin diyorum buradan yetkililere...

cem yılmaz’ın 2007 oscar toreninde esen cevre dostu havadan aldıgı gazla powerturk muzik odulleri 2007’de kenan dogulu’ ya, kenan dogulu’nun giydigi ceket yuzunden taktıgı isim.

turkiye’nin ilk gunes enerjisi ile calısan popcusu...