nick nicki nickince

fatih sultan mehmet’in, büyük iskender’in, isa’nın, muhammet’in, buda’nın, konfüçyus’un, kanuni’nin hiç yemediği, hiç görmediği zerzevat.

egeli patates.

dîni konular hakkında hatırımda kaldığıyla söyle demiştir fatih altaylı ve murat bardakçı ile teke tek’te:

"ben diyorum zaten, fazla zorlamayın motoru duman attırırsınız. bu konularda fazla düşünmeyeceksin; inanacaksın, kapatacaksın."

fazla iyi...

işim yokmuş gibi -ki yok- oturdum, panpişimin tweet’lerini okudum. kendisini türk düşünürü olarak tanımlayan hilal cebeci bakın ne dimiş:

"tabuları yıkın tatlılarım hayat bu kadar derin düşünmek için fazla kısa yormayın güzel kafalarınızı herşeye:)"

bana cüppeli ahmet’in fatih altaylı ve murat bardakçı ile yaptığı teke tek’i hatırlattı.

(bkz: gerekeniyaptımevdebaktımhafızayaattımkarşımaçıktıhepsiniyaptım)

özlenenlerden.

tüm mantıksızlığına karşın sigarayı mavi çiçekle sansürlemekten daha mantıklıdır.

hem reis-i cumhur, hem ceo, hem tiran, hem de diktatördür.

(bkz: spartakus)

spartaküsün memleketi.

nazım hikmetin akşam gazetesinde kullandığı mahlası. adam yayınlarından çıkan tüm eserleri serisinde günlük hayata dair köşe yazılarının çoğunun altındaki imza.

aynı zamanda bir şiiri:

-orhan selim-

benim sıska
-------benim cılız
-------benim zavallı çocuğum orhan selim!

sen
-----benim,
ne gözüm
-----ne kolum
-----------ne kafamsın;
sen
-----benim,
bir kurşun balyası gibi sıska sırtına bindiğim
ve alnının teriyle geçindiğim
-------------------ilk
---------------------ve son adamsın!

sana sevgi
----------sana saygı
----------sana minnetle uzanıyor elim.
sen
----yaptığı iyiliği yüze vuran değilsin
ve ben
----nankör değilim...

benim sıska
-----benim cılız
-----ve üstüne üstlük
-----bir yudumluk soluğuna bakmadan
-----şişirilmiş davulların arasında
-----türkü söylemeğe kalkan
-----benim sersem çocuğum orhan selim!

kalmasın
---------hatırın
-----------ama,
yok okumağa
-----------değer
bir tek satırın!
böyle hiç
---------bu kadar boş
---------bundan daha kötü verim verilmez!
deme ki "gösterilmez
daha usta bir marifet iki papele!"

bak:
içleri boş kalıpları fırlatarak, tutarak
cümlelerde senden iyi hokkabazlık yapıyor
delikanlı doçentlerin en cahili bile!..

benim sıska
---------benim cılız
-------------benim zavallı çocuğum orhan selim!
bu sözlerim
-----yüreğini ters taraftan sarsmasın,
-----yüzün kızarmasın!
boş ver, aldırma pek!
kötünün kötüsü yazman gerek!
bu
---bence daha doğru
------------------daha iyi...
yalnız unutma bir şeyi:
yorulur da
----ayağın kayarsa eğer
seni herkesten önce ben
--------------------taşlarım!
fakat bugün
sende beni sattığını gösteren
bir tek satır bulanın
-------------------alnını karışlarım!

(bkz: che yaşasaydı akp ye koy verirdi)

yugoslavya dağıldıktan sonra kurulan bu ülke adını makedonya olarak koymuştu. bunun üzerine rumlar ayağa kalkmış, çeşitli uluslararası propagandalara başlamışlardı. dava büyük iskender’in mirasını paylaşmak, her şeyde olduğu gibi kendine paye çıkarmaktı.

sonuç olarak makedonya’nın adı former yugoslav republic of macedonia, kısaca fyrom olarak değiştirildi.

çoğu zaman en az 150 bpm hızda, her kafanın kaldıramayacağı, sürekli olarak bir yerlere koşturan, genelde bütünlükten, cümlelerden ve altyapıdan uzak elektronik müzik türü.

edit: ha bir de, ayık kafayla bu türü dinleyebilmek ciddi iştir.
ikinci edüt: jimi, led zeppelin vs. psy trance yapmamışlardır; en azından bu müzik türü şu anda onların yaptığından çok farklı, çok daha basit -kurgusuz-, çok daha ritme dayalı bir müziği nitelemektedir.

(bkz: psychedelic trance)

(bkz: psytrance)

ses tonunu pek beğendiğim, bir dot projesinde yaklaşık üç metreden üstü çıplak gördüğüm badici aktör.

ya topçunun, ya da popçunun işidir. delikanlıyı bozar.

"you’d be happy, i’d be bored" diye cevap verilesidir.

kaotik şehir.