sözlük sakin ol. at o sadistliği üzerinden aaat.
küçükken adamın biri gözümün önünde duvara işedi. biraz arkasındaydım da pek büyük bir travma yaşadım. bir de tek başıma sallana sallana ekmeğe giderken. gerçi allah bilir ya adam nasıl sıkışmıştır. çocuklar için zor bir durum ne de olsa yapmayın etmeyin tutun kendinizi. ama yine de o gördüklerim beni çok korkutmuştu sözlük. amcaları sevmezdim hiç. yolda işeyeni, sümküreni, sigara içenlerin o kokuları hiç hoşuma gitmezdi.
unutmadım unutamam
çok büyük bir olay olmasa da çocuk işte
unutmadım unutamam
çok büyük bir olay olmasa da çocuk işte
ben çok severim dinlemeyi okumayı. yaşlılardan dinlemek tabii çok daha güzel. bugün annem, babanem ve dedemin hikayesini anlattı. dedem ve babanemin babaları çok yakın arkadaşmış bu sayede evlenmişler. babanemin babası zengin bir ağaymış ancak dedem fakirmiş. babanemin hep hizmetçileri varmış. sonradan dedemin babası ölünce daha bir kötü duruma düşmüşler. annemin dediğine göre, kışın ahırda aralarına en büyük halamı alır öyle uyurlarmış. hayvanlarla beraber ısınırlarmış. ben ne çok severim böyle yaşam hikayelerini dinlemeyi. ama bundan hiç haberim yoktu. otobüste, yanıma oturan teyzelerin hayatlarını düşünürüm. dinlemek de çok hoşuma gider. fakat ne hikmetse işte bu kadar yakın olanı bilmiyorum. sanırım gidip onları dinlesem, çevreme biraz daha dikkatle baksam çok güzel olur.
hangi başlığa yazsam sorunu
hangi başlığa yazsam sorunu
ben bunu 9 veya 10 yaşında öğrendim. o nasıl iş ya o 100 saniye değil miydi demiştim. değilmiş ya çok garibime gitmişti. ne kadar dikkatsiz bir çocukmuşum. yani bir dikkat eder insan.
çocukken bilinmeyenler
çocukken bilinmeyenler
günün çoğunluğu okulda geçirince şöyle eğlence amaçlı düşünülen şeylerdir. sohbeti edilip kahkaha atılır. büyüdükçe de "amaaaan kim kimi şeediyorsa" akımına katılınır. oradan bir anı benimki de işte. orta okulda türkçe hocamız aslıhan hocanın müdür yardımcısıyla kırıştırdığını düşünürdük. saçma sapan çıkarımlarda bulunurduk. gerçi çok keyif alırdık bu durumdan. kadın sonradan boşandı hatta kocasından, böyle odasına giderdi durmadan, yok diğeri sınıfa gelirdi falan filan. ne yaptılar acaba diye düşündüm bugün.
kertmek (o ne oldu öyle)
tek derdin bu olsun kendim
kertmek (o ne oldu öyle)
tek derdin bu olsun kendim
tavana anlamsızca bakarken, birşey düşünmüyorum demek. sonra bir şey düşünmediğini düşündüğünü farketmek.
kafamda deli sorular
kafamda deli sorular
bad horsie çok fenadır. sanırsınız hışımla atlar ortalığı yıkacak.
kanatlandırmaz ama uçurur
kanatlandırmaz ama uçurur
patates, soğan ve sarımsak başı çeker. hatta annem elma, porakal ve havuç gibi meyveleri de oraya koyar. baykondan bir şey almak isterse de sanki bakkala gidiyormuş gibi çağırır. "efendiiiim" diye bağırdığımda, cevap vermez ben de oralarda işim lduğunu anlarım. amaa cevap alamamak hiç hoşuma gitmeyen bir durum. cevap vermek önemli.
https://m.youtube.com/watch?v=ipp1EjZamYU
işte bunu duyunca yüzde böyle hoş bir tebessüm belirmesini sağlar.
işte bunu duyunca yüzde böyle hoş bir tebessüm belirmesini sağlar.
yapımcı ve yönetmeni tunç okan 'dır. araba sevgisi işte budur denilecek film. ilyas salman filmde ağız dolusu bir eşşşoğleşşşek der ki böyle diyen duyamazsınız. küfredişi beni çok güldürdü. alamancı bayram çalışıp mercedes alır. yola düşer ve köyüne gitmeye çalışır. o yollarda balkız -mercedes- yollarda neler çeker neler. bu trajikomik yol hikayesini izlemek çok zevkli.
sarı mercedes
fikrimin ince gülü
vikipedi sağolsun bu da aldığı ödüller:
film 29. antalya altın portakal film festivali'nden "en iyi yönetmen","en iyi kurgu", "en iyi ikinci film" ödüllerini; 5. ankara film festivali' nden "en iyi erkek oyuncu" ödülünü; 1992' de kültür bakanlığı' ndan "sinema başarı" ödülünü; 7. adana altın koza kültür sanat festivali' nden de "en iyi müzik" ödülünü kazanmıştır.
sarı mercedes
fikrimin ince gülü
vikipedi sağolsun bu da aldığı ödüller:
film 29. antalya altın portakal film festivali'nden "en iyi yönetmen","en iyi kurgu", "en iyi ikinci film" ödüllerini; 5. ankara film festivali' nden "en iyi erkek oyuncu" ödülünü; 1992' de kültür bakanlığı' ndan "sinema başarı" ödülünü; 7. adana altın koza kültür sanat festivali' nden de "en iyi müzik" ödülünü kazanmıştır.
zevkle okunur, kitabı her gördüğünde "aaa martin" deyip. eski dostummuş gibi kendimce yad ederim.
e2 hayattayken, yaptığı yardımları ağzım açık, imrenerek izlerdim. çok sağlam sponsorları vardı. her bölümde mutlaka bir yardım yapar, insanları buna davet ederdi. kapanışta da birbirinize iyi davranın derdi ve bu bence çok hoş bir şey. rahatça konuşur ve dedikodu koparırdı. bir de aklıma gelince hemen all the single ladies diye bağırasım ve ellerimi sallayasım gelir.
ilk bölümünü izlediğimde sanki film beni gece gece sömürdü, iflas ettim. çok gerçekçi olmasının payı büyük. böyle bir sıkıntı, böyle bir hüzün yok. ağlama yok ama içime at, fil, dinazor ne ararsan çökmüştü. sonra yanına yaklaşmadım.
şöyle bir söze maruz kalmışımdır "önceden nereye baksam sen vardın, şimdi suriyeliler."
edit:vurmayın.
edit:vurmayın.
haftaya vizyona girecek olan animasyon filmi. yönetmeni jon favreau. bir çok kez çekildi gerek animasyonu olsun, gerek çizgi filmi olsun. bunun görüntüleri harika duruyor bu arada film 3d. ben kardeşlerimle gidip hem onların tepkilerini hem de ekranı izleyeceğim. yanınıza bir küçük alıp giderseniz bence çok güzel olur.
bizim iki üstte oturan ailenin çocukları zihinsel engelli. öyle bir vuruyorlar ki sanırsın evi yıkacaklar. kimse bir şey demiyor ancak çok ses yapıyorlar. kadın yaşlı ve üç tane böyle çocuğa bakıyor, taktir edilesi apartman da bir şey demiyor tabii. bir üstte de almancılar diye tarif ettiklerimiz var. arada gelirler. geçenlerde yukarıda darbuka çalıp akıllarına ne gelirse söylediler. benim favorim çökertmeden çıktım da halilim oldu. bizimkiler sinirlendi ama benim keyfim yerindeydi. yukarı çıkacaklardı ki ses kesildi.12 oldu sustular e ben de uyudum. düşüncesizce tabii ancak darbukayı harika çaldılar.
apartmanda yaşamak
üst komşunun devler olması ve tavanı hoplatması
apartmanda yaşamak
üst komşunun devler olması ve tavanı hoplatması
anneme okuduğumda kafasını o bilgiç ifadeyle salladı. soru sordu, sorusu da şu:
- ee, yani şimdi kobralar çok mu fazla?
başını unuttu sanırım. biraz hava almalı.
- ee, yani şimdi kobralar çok mu fazla?
başını unuttu sanırım. biraz hava almalı.
havalar çok daha sağlam mı ısınacakmış. olamaz. :(
buna övünmek denemez bence. ben, kadınların ciddi anlamda değer görmediklerini düşündüklerini düşünüyorum. değer görmek için rahatsızlıklarının olduklarını dile getiriyorlar. aynı zamanda hissettikleri, düşündükleri anlamsız şeyleri buna bağlıyorlar. ve geçebileceğini düşünüyorlar.
bir de ondan mesej gelirse. vuuu yüreğin çarpması, hoop aşşağı yukarı içinde bir şeyler, zıplayıp yerinde duramama... sonra onunda mesaj atabildiğini görüp düşünme azalır bence.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?