çevresinin çapına oranı pi sayısını veren, dünyanın 7 harikasından biri.
phi sayısı (altın oran)1,618den örnekler:
-kovandaki dişi arı ile erkek arı sayıları arasındaki oran :1,618
-baştan ayak ucuna olan mesafe ile göbek deliğinden ayak ucuna olan mesafe arasındaki oran :1,618
-omuzdan parmak ucuna olan mesafe ile dirsekten parmak ucuna olan mesafe arasındaki oran:1,618
-ayçiçeğinde saat yönünde yer alan 55 ay çekirdeği ile saat yönünün tersinde yeralan 89 adet ay çekirdeğinin birbirine oranı 1.618
-çam kozalaklarında, saat yönü ile saat yönü tersinde gelişen dilimlerin birbirine oranı 1.619
-yüz uzunluğu ile çene ucundan kaşların birleşim yerine olan uzunluğun birbirine oranı:1.618
-ağız boyunun burun genişliğine oranı:1,618
-burun genişliğinin burun delikleri arasındaki genişliğe oranı:1.618
-gözbebekleri arasındaki mesafenin kaşlar arasındaki mesafeye oranı:1,618
-omuz hizasından kafanın en tepe noktası arasındaki mesafenin kafa boyuna oranı:1,618
-dna molekülündeki çift sarmalların birisi 34, diğeri 21 angstrom (1angström 1cmnin yüzmilyonda biri) uzunluğunda. birbirlerine oranı:1,618
-bir dikdörtgenin kısa ve uzun kenarları arasındaki oran:1,618
-orta parmağın serçe parmağına oranı:1,618
-işaret parmağımızdaki her boğum, öncekinden phi sayısı kadar büyük.
-köpek dişleri ile yan keser dişler arasındaki oran:1,618
-süleymaniye, selimiye davutpaşa camilerinde, keops piramıdinde notr dame katedralinde hep bu altın oran çıkıyor karşımıza.
-kovandaki dişi arı ile erkek arı sayıları arasındaki oran :1,618
-baştan ayak ucuna olan mesafe ile göbek deliğinden ayak ucuna olan mesafe arasındaki oran :1,618
-omuzdan parmak ucuna olan mesafe ile dirsekten parmak ucuna olan mesafe arasındaki oran:1,618
-ayçiçeğinde saat yönünde yer alan 55 ay çekirdeği ile saat yönünün tersinde yeralan 89 adet ay çekirdeğinin birbirine oranı 1.618
-çam kozalaklarında, saat yönü ile saat yönü tersinde gelişen dilimlerin birbirine oranı 1.619
-yüz uzunluğu ile çene ucundan kaşların birleşim yerine olan uzunluğun birbirine oranı:1.618
-ağız boyunun burun genişliğine oranı:1,618
-burun genişliğinin burun delikleri arasındaki genişliğe oranı:1.618
-gözbebekleri arasındaki mesafenin kaşlar arasındaki mesafeye oranı:1,618
-omuz hizasından kafanın en tepe noktası arasındaki mesafenin kafa boyuna oranı:1,618
-dna molekülündeki çift sarmalların birisi 34, diğeri 21 angstrom (1angström 1cmnin yüzmilyonda biri) uzunluğunda. birbirlerine oranı:1,618
-bir dikdörtgenin kısa ve uzun kenarları arasındaki oran:1,618
-orta parmağın serçe parmağına oranı:1,618
-işaret parmağımızdaki her boğum, öncekinden phi sayısı kadar büyük.
-köpek dişleri ile yan keser dişler arasındaki oran:1,618
-süleymaniye, selimiye davutpaşa camilerinde, keops piramıdinde notr dame katedralinde hep bu altın oran çıkıyor karşımıza.
albert einsteinın "tanrı evrende zar atmaz" sözünü ederken unuttuğu şey, phi sayısı.
goo goo dolls grubunun kurucularındır ve vokalistidir. tam adı john joseph theodore rzeznik’tir. polonyalı göçmen bir ailenin oğludur. 5 aralık 1965 ’te buffalo’da dünyaya gelmiştir.
goo goo dolls grubunun kurucularından biridir. grubu, johnny rzeznik ile birlikte kurmuşlardır. goo goo dolls’un bass gitaristidir. vokallerde de görülür.
mükemmel bir vokale sahiptir.
edwin mc cainin "ill be" şarkısına muhteşem bir cover yapmış olan grup.
salma sümük olma durumu.
koruma faktörü olmayan, sürüldüğünde günaş altında sizi haşlayan yağ. güzel bir kokusu vardır
ilginç bir erkek modeli
almanca olduğu için; "mozart" diye okunmaz, "motzart" diye okunur
bakın burda bununla ilgili güzel bir yazı var;
yıl: 1965
"karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım ve mütehassis oldum... nasıl bir edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim. buna mukâbil az bir müddet sonra kendimi toparlar gibi oldum, yüzünde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı... üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle ’akşam-ı şerifleriniz hayrolsun’ dedim.."
yıl: 1975
"karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım ve hislendim.. ne yapacağıma karar veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı.. üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle ’iyi akşamlar’ dedim.."
yıl: 1985
"karşıma âniden çıkınca fevkalâde şaşırdım ve duygulandım.. . nitekim ne yapacağıma hükûm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. amma ve lâkin kısa bir süre sonra kendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı.. üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle ’hayırlı akşamlar’ dedim.."
yıl: 1995
"karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım ve duydulanımlandı m... fenâ hâlde kal geldi yâni.. ama bu iş bizi bozar dedim. baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim... manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle ’selâm’ dedim.."
yıl: 2006
"abi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yani ve duygudurumum kabardı... oğlum bu iş bizi kasar dedim, fena göçeriz dedim, enjoy durumları yani... ama concon muyum ki ben, baktım ki o da bana kesik.. sarıl oğlum dedim, bu manita senin... ’hav ar yu yavrum?’"
yıl: 2016
"ven ay sow hör, ben çok yani öyle işte birden ve çok imoşınıllaştım... off, ay dont nov abi yaa... ama o da bana öyle baktı, if so aşık len bu manita.. ’hay beybi..’"
yıl: 2026
"onu görselimde duyumsayınca imgelemim almadı ve duyalamam tutarıklandı, ben çok yani öyle işte birden ve çok kabarık oldum... off, ekinsel körlük zihinsel anlığımı kapımsadı... ama o da bana öyle baktı, bu xy bana kesin sevgili... ’herkese mrb..’"
yıl: 1965
"karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım ve mütehassis oldum... nasıl bir edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim. buna mukâbil az bir müddet sonra kendimi toparlar gibi oldum, yüzünde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı... üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle ’akşam-ı şerifleriniz hayrolsun’ dedim.."
yıl: 1975
"karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım ve hislendim.. ne yapacağıma karar veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı.. üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle ’iyi akşamlar’ dedim.."
yıl: 1985
"karşıma âniden çıkınca fevkalâde şaşırdım ve duygulandım.. . nitekim ne yapacağıma hükûm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. amma ve lâkin kısa bir süre sonra kendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı.. üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle ’hayırlı akşamlar’ dedim.."
yıl: 1995
"karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım ve duydulanımlandı m... fenâ hâlde kal geldi yâni.. ama bu iş bizi bozar dedim. baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim... manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle ’selâm’ dedim.."
yıl: 2006
"abi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yani ve duygudurumum kabardı... oğlum bu iş bizi kasar dedim, fena göçeriz dedim, enjoy durumları yani... ama concon muyum ki ben, baktım ki o da bana kesik.. sarıl oğlum dedim, bu manita senin... ’hav ar yu yavrum?’"
yıl: 2016
"ven ay sow hör, ben çok yani öyle işte birden ve çok imoşınıllaştım... off, ay dont nov abi yaa... ama o da bana öyle baktı, if so aşık len bu manita.. ’hay beybi..’"
yıl: 2026
"onu görselimde duyumsayınca imgelemim almadı ve duyalamam tutarıklandı, ben çok yani öyle işte birden ve çok kabarık oldum... off, ekinsel körlük zihinsel anlığımı kapımsadı... ama o da bana öyle baktı, bu xy bana kesin sevgili... ’herkese mrb..’"
abartıyı anlatmak için kullanılan bir sözcük. dilimize yeni girdi malesef.
senede 2 kere yurt dışına çıkma zorunlulukları olan insanlar.
teknolojik ürünleri kastederek, "adamlar yapmış abi" dedirten akıllı insanlar. aslında akıllı olmaları, çok çalışmalarından geliyor. adamların iş molaları 5 dakika.
dün gece rüyamda gördüğüm, harikûlade ülke.
bir japon geleneksel giysisi. çok pahalıdır. her zaman bir tane kimonom olsun istemişimdir.
ingilizcede yardımcı fiildir.
kısaltma olarak: i would = i’d
kullanıldığı yerler şunlardır:
1-nezaket konuşmasında; istekte bulunmada
-would you eat some bread? - biraz ekmek yer misiniz?
-would you please help me? - lütfen bana yardım eder misiniz?
2-gelecek zamanın hikayesi (-cekti, -caktı)
-i would go to istanbul - istanbul’a gidecektim.
3-eski alışkanlıklar, anılardan bahsederken (-rdi)
-i would play football when i was a child - çocukken futbol oynardım
4-derecesine göre "like to, love to" alarak, nezaket konuşmasında kullanılır;
-what would you like to drink? - ne içmek isterdiniz?
-i’d like to drink a cup of coffee. - bir finçan kahve içmek isterim - isterdim
kısaltma olarak: i would = i’d
kullanıldığı yerler şunlardır:
1-nezaket konuşmasında; istekte bulunmada
-would you eat some bread? - biraz ekmek yer misiniz?
-would you please help me? - lütfen bana yardım eder misiniz?
2-gelecek zamanın hikayesi (-cekti, -caktı)
-i would go to istanbul - istanbul’a gidecektim.
3-eski alışkanlıklar, anılardan bahsederken (-rdi)
-i would play football when i was a child - çocukken futbol oynardım
4-derecesine göre "like to, love to" alarak, nezaket konuşmasında kullanılır;
-what would you like to drink? - ne içmek isterdiniz?
-i’d like to drink a cup of coffee. - bir finçan kahve içmek isterim - isterdim
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?