mystic girl

çook güzel bi şarkı.. biten ilişkilere ithaf edilebilecek, kişinin kendi kendini depresyona sokma sebebi bile olabilir..

duygusallaşıyorum, farkindayim..

üniversitede, festivallerde, cadde’de, nişantaşı’nda, taksim’in kafe/barlarında, kısaca artık her yerde karşınıza çıkabilitesi olan insan türü, sosyal yaşam formları..

gerçi ilk zamanlar grunge takılan kurt cobain (hastasıyım) ve o tür insanlara söylenmiş olsa da.. çook daha genel bi kümeyi kapsayan insan şeysi..

mürdüm, diye de bilinen renk.

(bkz: mor siyah)

an itibarıyla kafası karışmaya başlayandır...

-pardon, siz gerçek misiniz’in yeni varyasyonu..

ya da hayal alemine dalmış, her şey çok güzel olacak tandansı yakalamış bünyeleri kendine getirmek amacıyla kullanılan laf öbeği.. de.. olabilir..

mesela..
- hayatımın sonuna kadar mutlu yaşayacağım ben..
+ siz ütopik misiniz kuzum??
- yok, ben silengül..
+ hı, ii..

(bkz: yazım yanlışı içeren ukdeler)

(bkz: flip flop)

sözlük’e yazılan hiçbir şeyi gereksiz olarak nitelemediğim halde, yine de bikaç kelime eklemek istediğim konu.. üzerime alındım çünkü..

öncelikle soru başlığa cevap entry girmek suçunun neredeyse, tüm entry’lerde işlendiği yayında kim var, bir (ilk entry bile, başlık diye bir tanım yapmış).

ikincisi, radyoda kimler var, kimler var başlıkları.. o an kimin online olduğunu zaten görmek istesem, gider kimler var’a tıklarım..

üçüncüsü, günün ilk entrysi.. oraya budur diye bkz vermek çok mu ego parlatıcı bir şey de, ben mi anlamadım, hâlâ çözebilmiş değilim...

dördüncüsü -ve aslında beni en çok rahatsız edeni- başka sözlüklerden entry intihali.. eğer bilgi sözlük klon olmaktan kurtulmak istiyorsa (ki bilgi sözlük, basında oldukça yer bulmakta kendine) özgün olmalı: bilgiçlerin ekşi’de gördüğü her başlığı buraya taşımasının (sanat eserleri gibi evrensel değerler taşıyan şeyler dışında) hiçbir anlamı yok. bilgi sözlük’ün kendi fikirlerini üretmesi gerektiğine inanıyorum..

beşincisi, başlıklarda standardizyon... türkçe yazım kurallarını bilmeyen başlık açmasın kampanyası bile düzenlemek istiyorum bu konuda.. de, da’ları, soru eklerini geçtim, daha kelime yazmasını, kurallı cümle kurmasını bilmeyen bilgiçlerin açtığı başlıklar da benim sinirlerimi zıplatıyor.. sizli bizli başlıklar mı dersin, adaya düşseniz ne alırdınız mealli başlıklar mı dersin..

altıncısı, kemirten başlık vs..
şu yazdıklarıma hak vermiyorsanız, tek başıma değil 5 sayfa, 20 sayfa dahi entry girerim..

ben kim oluyorum: güzel bi soru.. hiçbişii.. sadece sözlüğün daha özgün, daha temiz bir yer olmasını istiyorum, her entry başlık, şey, hede, hodo ile bitmesin istiyorum.. birlikte öğrenelim istiyorum..

umurunuzda değil mi: ne güzel.. yakında uçacağım demektir o zaman..

"msnsi yok insanların herhalde" notuyla sunulan ukde.

sözlük gibi interaktif ortamlarda sol frame ne işe yarıyor diye düşünmek gerekiyor öncelikle.. sol frame’e düşen bir başlık, başka bir yazarı etkileyip, onun da, o konuda bir bilgisi varsa oraya entry eklemesi için vardır..

bilgi denilen şey de, zaten bir bina gibi yükselir.. insanlık, binlerce yıldır bir bilgi inşası üzerine yükselmiştir..

gelelim, bir sohbet odası olarak bilgi sözlük’e.. houston, zaten mesaj servisi.. buradan sohbet eden ediyor (kendimden biliyorum).


nasıl bilgiçlerin aslında söylemek istedikleri, daha çok çamur at izi kalsın düzleminde ilerliyorsa, bir başlıkta yoğunlaşan (başkalarına forum çağrıştıran) entrylerin girilme amacı da şartlar çervesinde değişir.. forum nedir, irc nedir, farkı görelim..

burası yeri değil, msn’de tartışalım..

yahu ben iice ayşe özgün tandansı yakalamışım ama... tekrar okuyunca fark ettim..

restoranlarda aparitif ile ana yemek arasında servis yapılan ve genellikle börek ya da deniz ürünlerinden hazırlanan yemek..

yeni bilgiç adayı.. hoşgelmiş..

bugün bi güzellik var ama, hadi bakalım... bilgiç adayı bilgiç adayı üstüne..

her hareketi ile karşı tarafa mesaj verme kaygısı taşıyan, bu uğurda pluton’a bile gitmeyi göze alan, uzun süren yolculuğa dayanamayıp, eski sevgiline sarılan, hönkürdeyen şizoid android...

kimler var, kim ile birlikte toplu intihar eden butonlardan.. sözlüğün hızı için kendini feda eden, gönüllerin kahramanı..

kimler var ile birlikte kaybolan buton..
e peki biz puanlarımızı nerden göreceğiz??

o değil de, en çok seri eksi oy veren ibne kişisine yazık oldu: işsiz kaldı yavrucak..

edit: sadece kendimizin puanlarını görebiliyoruz sanırım..

edit 2: kendi kim’imize tıkladıktan sonra, başka bilgiçleri de görebiliyormuşuz..

daha çok cin-mandarin içendir..

şişede durduğu gibi durmayan...

an itibarıyla kaybolan buton..

sanırım giderken, beni özleyin anacım demiştir.. özleyeceğiz tabii yaw...

sunday, monday, tuesday, wednesday, thursday, friday, saturday ayırt etmeden aşık olabilitesi olan rahibe..

yeni bi bilgiç adayı... ne güzel yaw.. bak beş dakikada ikinci kişi..

(bkz: ilk entryn ben olayım dedim)

umarım, sözlüğe faydası olur.. bak, beklentileri baştan yüksek tuttum..

ayşe özgün saygılar sunar..

edit niyetine: judas priest insanı..