sol framede her gördüğümde ebenden diye yazasımı getiren soru..
(bkz: rahatladım)
türk erkeklerinin kadınlar hususundaki takıntılarından sadece biridir..
nitekim; esmer kadın, büyük memeli kadın, küçük memeli kadın, siyah jartiyer giymiş kadın takıntısını da haizdir..
hepsinin temelinde kadın vardır; onun için de "kalbi atsın yeter" mantığıyla hareket edilmektedir.
nitekim; esmer kadın, büyük memeli kadın, küçük memeli kadın, siyah jartiyer giymiş kadın takıntısını da haizdir..
hepsinin temelinde kadın vardır; onun için de "kalbi atsın yeter" mantığıyla hareket edilmektedir.
sözde laiklik karşıtlığıyla imam-hatipler kapatılsın diyen kurum..
şimdi izninizle; bu kurum üyelerinin mezun oldukları laik! okullarını inceleyelim:
yönetim kurulu başkanı ömer sabancı:
tarsus amerikan koleji.
- yönetim kurulu üyesi bülent akgerman:
amerikan robert koleji.
- yönetim kurulu üyesi ümit boyner:
amerikan robert koleji.
- yönetim kurulu üyesi ali kibar:
saint michel fransız lisesi.
- yönetim kurulu üyesi agah uğur:
ingiliz erkek lisesi.
- yönetim kurulu üyesi arzuhan yalçındağ:
londra amerikan koleji.
- yüksek istişare konseyi başkanı mustafa koç:
isviçre lyceum alpinusa zuoz koleji.
- yüksek istişare konseyi üyesi erkut yücaoğlu:
tarsus amerikan koleji.
- yüksek istişare konseyi üyesi tuncay özilhan:
saint joseph fransız lisesi.
ne hikmetse de birden sabancı ya seslenesim gelmiştir..
mezun olduğunuz tarsus amerikan kolejinde "laiklik" var mıydı?..
sizin döneminizdeki "papaz"lar da aynısını yapar mıydı bilmem, ama o okulda "öğretmen" kılığında ders veren "papaz"ların, "ilâhi korosu" kurduklarını gayet iyi biliyorum!..
sahi, siz hiç "ilâhi korosu"nda görev aldınız mı bay sabancı?.. o "papaz"lar, size de "kilise ilâhileri" okuttular mı?..
hadi söyleyin;
"şarkı sözü" zannederek, coşkuyla terennüm ettiğiniz sözlerin, aslında "incilden pasajlar" olduğunu biliyor muydunuz?..
dediğim gibi;
sizin döneminizde "kilise ilâhileri" okutulup-okutulmadığını bilmiyorum... ama şunu biliyorum:
tarsus amerikan kolejinde "papaz"lar hep vardı ve onlar türk çocuklarını "incilden hikâyeler"le büyüttüler!..
kısacası bay sabancı;
sizleri "doğuran" elbette analarınızdı, ama eğitip "yoğuran"lar, öğretmen sıfatlı "papaz"lardı!..
ne yani;
"laiklikten taviz" o zaman aklınıza gelmedi de, şimdi mi geldi?.. o zaman da, şimdiki gibi kükreyip; "burası laik bir ülkedir!.. burada kilise ilâhileri okutamazsınız. bayrak açar yürürüz" deseydiniz ya!..
yoksa, sizin "laiklik" anlayışınızda "papazın kilise ilâhileri"ne yer vardır da, "imamın kuran-ı kerimi"ne yok mudur?..
merak ediyorum;
"imam hatip öğrencileri"ne yönelik bu tavrınızın altında, "kulağınızda yer eden incilden pasajlar"ın bir etkisi ve rolü var mıdır?..
şimdi izninizle; bu kurum üyelerinin mezun oldukları laik! okullarını inceleyelim:
yönetim kurulu başkanı ömer sabancı:
tarsus amerikan koleji.
- yönetim kurulu üyesi bülent akgerman:
amerikan robert koleji.
- yönetim kurulu üyesi ümit boyner:
amerikan robert koleji.
- yönetim kurulu üyesi ali kibar:
saint michel fransız lisesi.
- yönetim kurulu üyesi agah uğur:
ingiliz erkek lisesi.
- yönetim kurulu üyesi arzuhan yalçındağ:
londra amerikan koleji.
- yüksek istişare konseyi başkanı mustafa koç:
isviçre lyceum alpinusa zuoz koleji.
- yüksek istişare konseyi üyesi erkut yücaoğlu:
tarsus amerikan koleji.
- yüksek istişare konseyi üyesi tuncay özilhan:
saint joseph fransız lisesi.
ne hikmetse de birden sabancı ya seslenesim gelmiştir..
mezun olduğunuz tarsus amerikan kolejinde "laiklik" var mıydı?..
sizin döneminizdeki "papaz"lar da aynısını yapar mıydı bilmem, ama o okulda "öğretmen" kılığında ders veren "papaz"ların, "ilâhi korosu" kurduklarını gayet iyi biliyorum!..
sahi, siz hiç "ilâhi korosu"nda görev aldınız mı bay sabancı?.. o "papaz"lar, size de "kilise ilâhileri" okuttular mı?..
hadi söyleyin;
"şarkı sözü" zannederek, coşkuyla terennüm ettiğiniz sözlerin, aslında "incilden pasajlar" olduğunu biliyor muydunuz?..
dediğim gibi;
sizin döneminizde "kilise ilâhileri" okutulup-okutulmadığını bilmiyorum... ama şunu biliyorum:
tarsus amerikan kolejinde "papaz"lar hep vardı ve onlar türk çocuklarını "incilden hikâyeler"le büyüttüler!..
kısacası bay sabancı;
sizleri "doğuran" elbette analarınızdı, ama eğitip "yoğuran"lar, öğretmen sıfatlı "papaz"lardı!..
ne yani;
"laiklikten taviz" o zaman aklınıza gelmedi de, şimdi mi geldi?.. o zaman da, şimdiki gibi kükreyip; "burası laik bir ülkedir!.. burada kilise ilâhileri okutamazsınız. bayrak açar yürürüz" deseydiniz ya!..
yoksa, sizin "laiklik" anlayışınızda "papazın kilise ilâhileri"ne yer vardır da, "imamın kuran-ı kerimi"ne yok mudur?..
merak ediyorum;
"imam hatip öğrencileri"ne yönelik bu tavrınızın altında, "kulağınızda yer eden incilden pasajlar"ın bir etkisi ve rolü var mıdır?..
şöyle bir entry yazarak destekleyeceğim kampanya..
1.80 boyundayım. kumral, kahverengi gözlüyüm.. küçükken jude law a benzemek isterdim, şimdi ondan daha yakışıklıyım.. (bkz: mukadderat)
alkol, sigara vb. kullanımım olsa da sevgilimim isteğiyle hepsini bir kalemde silerim.. my son, kılıbık değildir sadece sevgilisinin isteklerine saygılıdır..
ayrıca zeki ve dürüstümdür.. tek kötü özelliğim çevik olmayışımdır...
1.80 boyundayım. kumral, kahverengi gözlüyüm.. küçükken jude law a benzemek isterdim, şimdi ondan daha yakışıklıyım.. (bkz: mukadderat)
alkol, sigara vb. kullanımım olsa da sevgilimim isteğiyle hepsini bir kalemde silerim.. my son, kılıbık değildir sadece sevgilisinin isteklerine saygılıdır..
ayrıca zeki ve dürüstümdür.. tek kötü özelliğim çevik olmayışımdır...
eksi oy alınan entrysine mahalle karısı tadında edit giren ya da eksi oy aldığını ayrı başlıklarda duyurmaya çalışarak ağlayan, kendilerinden hiç hazzetmediğim yazar türüdür..
her ağladığı entry için kendisine binlerce eksi oy vermek istediğim; sinirimi kısa sürede atlatmak için optimum seçeneğim...
ağlayan yazar sadece ağlamakla kalmıyor; öfke rüzgarları, depresyon fırtıları arasında tüm kinini kusmaya çalışıyor.. kusmayı beceremiyor orta okul 2 öğrencisi zihniyetine sahip bireyden geçtim insanlıktan uzaklaşılıp mallığa yaklaşılıyor.. hae, bu kişiye insan dersem; her 44 + xx/ xy’e insan deme hatasına düşerim, düşmüyorum..
peki bunca malca söylem, garez neden? birisi entrylerimi begenmedi diye mi? sanmıyorum, çunku yollaya bastıktan sonra olacakları zaten bildiginiz bir entry için sonradan agıt yakıp kafayı yastıga dayayıp aglamak bu kainat sınırları içindeki en malca hareket.
her ağladığı entry için kendisine binlerce eksi oy vermek istediğim; sinirimi kısa sürede atlatmak için optimum seçeneğim...
ağlayan yazar sadece ağlamakla kalmıyor; öfke rüzgarları, depresyon fırtıları arasında tüm kinini kusmaya çalışıyor.. kusmayı beceremiyor orta okul 2 öğrencisi zihniyetine sahip bireyden geçtim insanlıktan uzaklaşılıp mallığa yaklaşılıyor.. hae, bu kişiye insan dersem; her 44 + xx/ xy’e insan deme hatasına düşerim, düşmüyorum..
peki bunca malca söylem, garez neden? birisi entrylerimi begenmedi diye mi? sanmıyorum, çunku yollaya bastıktan sonra olacakları zaten bildiginiz bir entry için sonradan agıt yakıp kafayı yastıga dayayıp aglamak bu kainat sınırları içindeki en malca hareket.
(bkz: son ereksiyon)
(bkz: hatırla ey peri)
maxim vengerov ’un 4 eseri muhteşem yorumladığı resitaldi..
piyanoda lilya zilberstein kendisine eşlik etti..
gecenin sonunda alkışlar susmak bilmedi..
müzikal bir dev dizginlenemez bir tutkuyu ve enejiyi sundu bu konserinde..
piyanoda lilya zilberstein kendisine eşlik etti..
gecenin sonunda alkışlar susmak bilmedi..
müzikal bir dev dizginlenemez bir tutkuyu ve enejiyi sundu bu konserinde..
an itibariyle el atarak kurduğum servistir..
servisten yararlanmak isteyen bilgiçlerin; yaşını, cinsiyeti, ikamet ettiği şehri ve bilimum eklemek istediği özellikleri houston aracılığı ile şahsıma iletmeleri yeterlidir...
eşleşmeler en kısa zamanda bu başlık altında tarafımdan açıklanacaktır..
servisten yararlanmak isteyen bilgiçlerin; yaşını, cinsiyeti, ikamet ettiği şehri ve bilimum eklemek istediği özellikleri houston aracılığı ile şahsıma iletmeleri yeterlidir...
eşleşmeler en kısa zamanda bu başlık altında tarafımdan açıklanacaktır..
dürüst biriydi..
80 öncesi demirel le cenazede bile karşılaşmamak için 8 ay cumhurbaşkanı seçemediler, demokraside çareleri tüketti, darbe oldu.. insanlar; yag, şeker, ekmek, tüp kuyruklarında donarak öldü.. dürüst olsan ne yazar?
adamların çaldı, tuncay mataracı gibi adamları bakan yaptı, adamlar yüce divanda mahkum edildi..en yakın çevresi en büyük hırsızdı.. sen kartal arabaya binsen ne yazar?
karısının sözüne uyup af çıkardı, afla çıkanlar şimdiye kadar 80 kişiyi öldürdü, nazik olsan ne yazar?
demirel ve çiller in de ölmesiyle siyasette umut hırsızlığı dönemi kapanacak. 50 yıl türkiyenin kanını emen/emdiren dönem tarihe gömülecek..
cenazesine 100 bin kişi katılmış. madem o kadar çok seviyordunuz 2002 de oy vereydiniz de %1 almasaydı.. medyanın şişirmesiyle kahraman olan ecevit, zaten 1970 lerin basında günaydın gazetesinin daha sonra abdi ipekçi nin şişirmesiyle iktidara gelmişti. her geldiğinde de yokluk geldi..
80 öncesi demirel le cenazede bile karşılaşmamak için 8 ay cumhurbaşkanı seçemediler, demokraside çareleri tüketti, darbe oldu.. insanlar; yag, şeker, ekmek, tüp kuyruklarında donarak öldü.. dürüst olsan ne yazar?
adamların çaldı, tuncay mataracı gibi adamları bakan yaptı, adamlar yüce divanda mahkum edildi..en yakın çevresi en büyük hırsızdı.. sen kartal arabaya binsen ne yazar?
karısının sözüne uyup af çıkardı, afla çıkanlar şimdiye kadar 80 kişiyi öldürdü, nazik olsan ne yazar?
demirel ve çiller in de ölmesiyle siyasette umut hırsızlığı dönemi kapanacak. 50 yıl türkiyenin kanını emen/emdiren dönem tarihe gömülecek..
cenazesine 100 bin kişi katılmış. madem o kadar çok seviyordunuz 2002 de oy vereydiniz de %1 almasaydı.. medyanın şişirmesiyle kahraman olan ecevit, zaten 1970 lerin basında günaydın gazetesinin daha sonra abdi ipekçi nin şişirmesiyle iktidara gelmişti. her geldiğinde de yokluk geldi..
dikte etmek istediği konuyu "burada üçkağıtları çözüyorum, beş taş oynamıyorum" diye vurgulayan..
sabetaya fazla taktı fazlasıyla komik olmaya başladı..
post-modern köken avcılığını sadece çıkar amaçlı kullanmaya başlamış gibi gördüğüm
sabetaya fazla taktı fazlasıyla komik olmaya başladı..
post-modern köken avcılığını sadece çıkar amaçlı kullanmaya başlamış gibi gördüğüm
rivayet odur ki; can yücel etmiştir bu kelamı - yalçın küçük e hitaben...
ingilizcesi, 2001 yılında yüzüme karşı tefhim edilen.. yaşantımı önemli bir şekilde etkileyecek bir söz.. bazen mutluluğa açılan bazen de bazı şeylerin hatırlanamayacak kadar sarhoş olunan bir anda yüze çarpan bir kapı...
benim için bir anı;
2001 yılı yaş 20, bir şekilde amerika, las vegas a gitmişim.. televizyonda gösterilenlerin ve gitmeyenlerin hissedebileceğinin çok ötesinde bir yer. para kazanma, ingilizce öğrenme, hatun kaldırma üçlüsüne mahşerin dördüncü atlısı olarak katılma isteğiyle..
yaş 20 dedik. 20 nin anlamı mekana girememe, içki alamama.. stardust casino sunun önünde, jacla tanışıyoruz bu sahnede. jacla 25 dolardan sahte id hazırlıyor, 10 dakikada express.. vira bismillah, bekle vegas ben geliyorum diyorum..
jacla ile samimiyet hat safhada amerikan id çıkartıyor, resim de süper çıkıyor...
3 ay geçiyor böyle, işten ayrılıyoruz eve dönüşe 2 hafta kalmış.. bu sürecin başladığı günler güneşi göremiyoruz, gece yaşıyoruz.. işte bu süreç içinde bir akşam meredith ile tanışıyorum,
sarhoşluğun hareketsiz kalma noktasında dans ediyoruz.. bana gel diyor, tamam diyorum..
ama önce diyor, ne diyorum..
wedding chapels diyor..
hiç düşünmüyorum, tamam diyorum...
vegas ın hızı o gece iyice anlıyorum.. 20 dakika sonra pembe bir cadillac ın üstündeyiz... father bize hitaben; sizi karı koca ilan ediyorum diyor... meredith havalarda ben de öyle, biraz ayılır gibi oluyorum - bir an türkiye gözümün önüne geliyor - meredith in öpmesiyle her şey yine aynı bulanıklıkta...
sabah yarı çıplak kalkıyorum; mgm grand da.. hasiktir diyorum.. ve yeniliyorum, yineliyorum; hasiktir, hasiktir, hasiktir...
aklıma sahte id geliyor, meredith i bırakıp odadan kaçıyorum... 5 dakika geçmiyor kendimi tekrar odanın kapısında buluyorum akabinde tekrar koridor.. ne yapacağımı şaşırıyorum, her şeyin bir rüya olması için neleri feda edebileceğimin hesabı içinde kapı açılıyor.. meredith bu.. no, no, no diye bağırıyor; rahatlıyorum... kapalı kapı eşliğinde küçük bir sohpetten sonra sahte id den bahsediyorum, evliliğin geçersiz olduğundan..
"fuckin maniac, ur turkish passaport is here" diyor.. hasiktir, hasiktir, hasiktir...
devletler özel hukukunu öğrenmenin sıkıntısını yaşıyorum karın ağrısı eşliğinde, türk konsolosluğuna haber vermem gerekiyor diyorum..
dur diye bağırıyor.. evliliği iptal ettireceğiz diyor.. sarhoş yapılan evliliklere de çözüm getirmiş vegas.. 20 dakikada evlenme, 10 dakikada
evlilik iptali; evlenme 60 $ iptal 110 $...
buda böyle bir anımdı...
benim için bir anı;
2001 yılı yaş 20, bir şekilde amerika, las vegas a gitmişim.. televizyonda gösterilenlerin ve gitmeyenlerin hissedebileceğinin çok ötesinde bir yer. para kazanma, ingilizce öğrenme, hatun kaldırma üçlüsüne mahşerin dördüncü atlısı olarak katılma isteğiyle..
yaş 20 dedik. 20 nin anlamı mekana girememe, içki alamama.. stardust casino sunun önünde, jacla tanışıyoruz bu sahnede. jacla 25 dolardan sahte id hazırlıyor, 10 dakikada express.. vira bismillah, bekle vegas ben geliyorum diyorum..
jacla ile samimiyet hat safhada amerikan id çıkartıyor, resim de süper çıkıyor...
3 ay geçiyor böyle, işten ayrılıyoruz eve dönüşe 2 hafta kalmış.. bu sürecin başladığı günler güneşi göremiyoruz, gece yaşıyoruz.. işte bu süreç içinde bir akşam meredith ile tanışıyorum,
sarhoşluğun hareketsiz kalma noktasında dans ediyoruz.. bana gel diyor, tamam diyorum..
ama önce diyor, ne diyorum..
wedding chapels diyor..
hiç düşünmüyorum, tamam diyorum...
vegas ın hızı o gece iyice anlıyorum.. 20 dakika sonra pembe bir cadillac ın üstündeyiz... father bize hitaben; sizi karı koca ilan ediyorum diyor... meredith havalarda ben de öyle, biraz ayılır gibi oluyorum - bir an türkiye gözümün önüne geliyor - meredith in öpmesiyle her şey yine aynı bulanıklıkta...
sabah yarı çıplak kalkıyorum; mgm grand da.. hasiktir diyorum.. ve yeniliyorum, yineliyorum; hasiktir, hasiktir, hasiktir...
aklıma sahte id geliyor, meredith i bırakıp odadan kaçıyorum... 5 dakika geçmiyor kendimi tekrar odanın kapısında buluyorum akabinde tekrar koridor.. ne yapacağımı şaşırıyorum, her şeyin bir rüya olması için neleri feda edebileceğimin hesabı içinde kapı açılıyor.. meredith bu.. no, no, no diye bağırıyor; rahatlıyorum... kapalı kapı eşliğinde küçük bir sohpetten sonra sahte id den bahsediyorum, evliliğin geçersiz olduğundan..
"fuckin maniac, ur turkish passaport is here" diyor.. hasiktir, hasiktir, hasiktir...
devletler özel hukukunu öğrenmenin sıkıntısını yaşıyorum karın ağrısı eşliğinde, türk konsolosluğuna haber vermem gerekiyor diyorum..
dur diye bağırıyor.. evliliği iptal ettireceğiz diyor.. sarhoş yapılan evliliklere de çözüm getirmiş vegas.. 20 dakikada evlenme, 10 dakikada
evlilik iptali; evlenme 60 $ iptal 110 $...
buda böyle bir anımdı...
bir metal grubu..
son albümünün ismi riders on the storm.
bazen melodi ağırlıklı, ingilizce ve almanca parçalara sahip
son albümünün ismi riders on the storm.
bazen melodi ağırlıklı, ingilizce ve almanca parçalara sahip
(bkz: die apokalyptischen reiter)
dediğimi yap yaptığımı yapma yaklaşımına tezat kişi..
bu da örneği:
#392888
şimdi ben bu adamın dediğini yaparsam; yapılan benle kalmayıp sözlüğe sirayet ederse, sözlük sıçmış demektir.. - kendisini cem yılmaz sanan maymuncuklarla dolu bir ortam -
arkadaşlara tavsiyem;
(bkz: yaptığını yap dediğini yapma)
bu da örneği:
#392888
şimdi ben bu adamın dediğini yaparsam; yapılan benle kalmayıp sözlüğe sirayet ederse, sözlük sıçmış demektir.. - kendisini cem yılmaz sanan maymuncuklarla dolu bir ortam -
arkadaşlara tavsiyem;
(bkz: yaptığını yap dediğini yapma)
başlığı tanımlayan ilk entryde ne yazıldığı anlamaya çalışılmadan, savunmaya geçilmiş yazılardır. oysa ki ne savunulacak ne de yazılacak hali vardır ama diretilmiştir, direneyazmıştır..
her neyse diyelim ve bir yanlış anlaşılmayı düzeltelim.. komik yazı derken kastedilen; kendisini leman ’da lombak ’ta pengüen ’de yazıyor sanırmışcasına ve bunu iyi becerilebildiği düşünüyormuşcasına yazılanlardı..
nitekim; sözlük diyoruz, tanım diyoruz.. ardından birileri geliyor, diyalog halinde entryler giriyor ve bunu bir defa değil binlerce defa yapıyor bu diyaloglarla kalmıyor bkz ile dolduruyor her başlığı... ee tanım nerede? sözlük nerede?
komik olsun diye yazılmış ve sizi güldürmeyen her entry ikinci sınıftır arkadaş.. ama bir adam buna benzer 1000 (bin) tane entry girince elbetteki bir ikisine güleceksin, kimse de o kadar öküz değildir binlerce entry içinde gülümsetemeyecek kadar..
evet arkadaş; kurum benim, sensin, sözlükteki toplu bilinç- hiç tanım girmeyen sadece komiklik yapayım maksat muhabbet olsun diye entry giren yazarın entrysine gülmüyorsan - o ikinci sınıftır...
her neyse diyelim ve bir yanlış anlaşılmayı düzeltelim.. komik yazı derken kastedilen; kendisini leman ’da lombak ’ta pengüen ’de yazıyor sanırmışcasına ve bunu iyi becerilebildiği düşünüyormuşcasına yazılanlardı..
nitekim; sözlük diyoruz, tanım diyoruz.. ardından birileri geliyor, diyalog halinde entryler giriyor ve bunu bir defa değil binlerce defa yapıyor bu diyaloglarla kalmıyor bkz ile dolduruyor her başlığı... ee tanım nerede? sözlük nerede?
komik olsun diye yazılmış ve sizi güldürmeyen her entry ikinci sınıftır arkadaş.. ama bir adam buna benzer 1000 (bin) tane entry girince elbetteki bir ikisine güleceksin, kimse de o kadar öküz değildir binlerce entry içinde gülümsetemeyecek kadar..
evet arkadaş; kurum benim, sensin, sözlükteki toplu bilinç- hiç tanım girmeyen sadece komiklik yapayım maksat muhabbet olsun diye entry giren yazarın entrysine gülmüyorsan - o ikinci sınıftır...
taşıyan, sahip olmak - anlamındadır...
bu kelimeyi kullananların çoğu yanlış şekilde icra ederler
şöyle ki;
süper güçlere haizim (yanlış)
süper güçleri haizim (doğru)
haklara haizim (wrong)
hakları haizim (right)
bu kelimeyi kullananların çoğu yanlış şekilde icra ederler
şöyle ki;
süper güçlere haizim (yanlış)
süper güçleri haizim (doğru)
haklara haizim (wrong)
hakları haizim (right)
çekip giden yazardır.. kalitesizliğinden, amaçlarını araç olarak kullanmaktaki beceriksizliğinden, hoşnutsuzluğunu kelimelere dökemediği için bir şekilde uçurulan ya da bırakıp giden yazardır..
istisnaları tenzih etmek teamüldendir...
istisnaları tenzih etmek teamüldendir...
saygı gösterme..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?