murat kaner

o kadar da çok katılmak istememe rağmen bursa’dan içten bir "iyi eğlenceler" dememle kaldığım zarımsı sosyal aktivite şeysi.

antik çağdaki avrupanın savaşçı ve göçebe ırklarından birinin (gotlar) mensubuna verilen ad.

türkiye’ye gönderdiği üç bayan casusun polat alemdar ve arkadaşları tarafından replik manyağı, güllü tarafındanda cinsel taciz edildikten sonra mesleği bırakıp, akmerkeze sığındıkları için, geçimini sağlamak adına, tarımla ilgileniyim deyip california ovasında metrekaresine 454 sent vererek aldığı münbit tarlaya bayağı bir kavun eken fakat sistematik biçinde kavunun dibini meksikalı kaçak işçilerine koklatmadığından charlie’nin elinde patlayan mahsüller bütünü.

ölü abazanlar derneği merkez binasının 2. vardiya dişi gözetleme sorumlusunun, üyelerine gönderdiği mesaj hizmeti.

birde bunun seviyelisi vardır. sakınınız!

bavyerada uyandıklarında yüzlerini bira ile yıkayan almanlar varmış.

çocuğa yüklenmeyelim. belki elektriği boşalmıştır.

cevap anahtari.

cok sevdigim frank sinatra’nin bugulu sesli kizi simdiye kadar neden dikkatimi cekmedi dedim kendi kendime? biraz arastirma yaptim. babasinin olum yatagindaki son gunu seinfield’in son bolum gecesine denk geldigi icin yaninda olmamayi tercih etmis. boyle bir ses, boyle bir karakter!iyiki daha once tanismamisiz, ne kadar zor olsada o guzel sesi en yakin zamanda unutulmali tarafimdan.

-neden mutlusun polyanna?
-sebep uydurabildigim icin.

kan sekeri dusuk,kafa dolu,kemikler agriyor ve uyku kucagina dusulen bir guzel kadin.

eger ona olan bagliliklarini tapinmaya kadar getiren,her seyi onun 60 sene,70 sene oncesinde dahi dimaginda olusturdugu fikirleri manipule ederek degerlendirmeye calisan insanlar olmasaydi,onun adi kullanilarak,insanlarin yasam bicimleri ve universite tahsili yapma ozgurlukleri sinirlanmasaydi,daha iyi olurdu.

sonucta dini,dini tatbik edenlere bakarak degerlendirmedigim gibi, bu tarihi ve buyuk sahsiyeti de onun arkasina gizlenip milleti horlayan ve tek tip bir insan modeline indirgemeye calisan zihniyete bakarak degerlendirmeyecegim.

kendisi gercekten anlasilamamistir. turk halkina ve koylusune duydugu derin saygiyi her an tum sozlerinde gormek mumkundur. esi,zamaninin en kulturlu ve egitimli bir hanimefendisi olmasina ragmen carsaflidir. bu konuda hic bir icerlemesi yoktur,gerci kadinlarin manto basortusu takmasi yonunde tesvik edici ve onlarin universite okumasina yonelik sozleri vardir ki,bu istegi gerceklesiyordu,muhafazakar ailelerin kizlari okumaya,universite mezunu olmaya ve sosyal hayata katilmaya baslamislardi. kendini ataturkcu ve modern ilan eden yobaz ve fasist kesimler, asagilama ve adam etme kibiriyle onlarin egitim alma ve sosyal hayatta bulunma sanslarini kisitladilar. sonucta toplumun bir kismi baski altinda kalirken,diger kismi haksiz edinilmis bir avantaja ses cikarmadan,haketmis ve orada bulunamayan insanlarin onune gecerek egitimlerini almaktadirlar. ben bir vatansever olarak bu haksizliga dayanamiyorum.

ulke tehlikeye girdiginde,askeri,medyasi ve tum cumhuriyet kurumlari,dini temali vatan savunmasini on plana cikaracak ve asagiladiklari,lumpen gozuyle baktiklari insanlara dini vaazlarla vatan savunmasinin yuceliginden dem vuracaklar,asker ocaginin peygamber ocagi oldugunu soyleyeceklerdir.

mustafa kemal,durusttu,halkina guvenirdi ve icten pazarliksiz bir sevgi ve guvenle seslenirdi onlara,cunku onlarin ne yapabilecegini gormustu. istanbul,belli bir kesmini ayri tutarsak ne kadar kurtulus mucadelesine uzak kalmissa anadolu o kadar yakindi mucadeleye. mustafa kemal,daha iyi bir uygarlik icin dogru olduguna inandigi devrimleri yapti. simdiki fasistlerse, sadece yerlerini kuvetlendirmek, yolsuzluklarini gizleyen duzenin ayakta kalmasini saglayabilmek icin onun ardina gizleniyor.

ukraynaya sevkettigi dogalgaza yaklasik yuzde 300 zam yapmis,ihtiyacini oradan karsilamasin diye turkmenistanin tum ihrac stoklarini satin almis,%51 i rusya hukumetine ait olan %49,6 kadari yabanci sermayeye acildiginda degeri 600 milyar dolar edecek ve deger bakimindan ge yi gececek rusya’nin yeni markasi.turkiyede gazini bu sirket uzerinden alir ve yeni hükümet zamaninda dikkatsizce yapilan anlasmalardan dolayi cok rahatsizdir.

kuran-i kerim,incil,tevrat.

bir cok goruntu ve soz bana bu filmin avrupali seyirciyi dusunerek yapildigini dusundurttu. kotu mu bu? hayir. yalniz "allah baba" lafindan oldum olasi sinir olurumda, o bakimdan soyledim.(filmin sonuna dogru kucuk cocuga dedesinin,babasinin oldukten sonraki hali hakkinda yaptigi konusmada gecer)

umarim uzaylinin robotunun masumiyetini kana bulamamamistir diye umdugum bilgic adayı.

yasadigi degilde bize yasatilan duygusal yakinlastirmalardan gina gelen sanik. herkes adalete hesap vermeli,kimsenin ayricaligi yok.hastaysa hasta beni ilgilendirmiyor,eger sucsuzssa triplere girmesin,savunsun kendini. biktim ideolojik kamplasmalarin bicakladigi adalet fahisesinin gozyaslarindan.

beraber gecirecegim 15 dakika sonunda (ben baska ne tur zaman gecirilir bilmiyorum-evet akliniza ilk geleni kastettim) yavas yavas ilgimi yitirmeye baslayacagim kadinin biri. hormonlara seslenen karbon formu.

"gulmek icin yaratilmis,gozlerde yaslar niye? sevmek icin yaratilmis kalpler hep bombos niye?
sevmesini bilmiyorsan bakma sakin gozlerime
mutlulugu ariyorsan inan inan sozlerime
yok yok yalan demem
sevgi denen o gercege
sevmek aci gercek aci
benzer biri birine"

70’lere ve 80’lerin basina beni goturen her sarki makbuldur. yukaridaki de onlardan biridir. benim icin buyuk sanatcidir. kendimi yakin hissedebildigim az sayida sanatcidan biridir ve acik kalplilikle severim kendisini.

geldigine nedense cok sevindik yeni yil,ama aldanma bize,bak tekmeyi bastigimiz eski yilla ayni kaderi paylasmak icin 365 tane gunun var,artik yermisin,yemezmisin onu bize yasattiklarinla gorecegiz beraber.