(bkz: yaratıcı beşiktaş taraftarı)
(bkz: dans pisti)
bir çokları tarafından iyi kötü diye bilinen fakat bir diğer adı "dans pisti" olan şebnem ferah şarkısıdır.
biriyle fena halde konuşmaya ihtiyacım var
biriyle fena halde dertleşmeye
evimde ne sıcak bir tabak yemeğim var
ne de televizyonun sesinden başka ses
ama içimde bi yerlerde sabır taşı gizli sanki
doğduğum günden bugüne orda duruyor
sessiz bir kaya düşün deniz kıyısında yalnız
dalgalara göğüs gerip soğuktan üşüyor
ne ahlak ne de sevgi gökten dünyaya indi
insanlık istedi keşfetti hepsini
dün doğmuş bir bebeğe bile girebilen mikrop misali
içimizde hem kötü var hem iyi
hangisi daha güçlü diye beklemektense
heyecanla attım kendimi dans pistine
ayrı ayrı hepsiyle dans edecektim
biraz sohbet ederek çözmeyi deneyecektim
neden böyle olmuşuz nerelerde kaybolmuşuz
aklımdaki soruların hepsini soracaktım
"senin ne haddine böyle şeylerle uğraşmak?"
diye soran hazırcı tembel sen misin?
böyle yaşlanmak olmaz seninki eskimek, çökmek
ruhu küskün bomboş bir bedensin
kelimeler yetse daha neler neler buldum
elimle koymuş gibi huzurluyum
geniş ve loş bir yer istersen sen de bir uğra
doğru yanlış iyi kötü herkes orda
hangisi daha güçlü diye beklemektense
heyecanla attım kendimi dans pistine
ayrı ayrı hepsiyle dans edecektim
biraz sohbet ederek çözmeyi deneyecektim
neden böyle olmuşuz nerelerde kaybolmuşuz
aklımdaki soruların hepsini soracaktım..
biriyle fena halde konuşmaya ihtiyacım var
biriyle fena halde dertleşmeye
evimde ne sıcak bir tabak yemeğim var
ne de televizyonun sesinden başka ses
ama içimde bi yerlerde sabır taşı gizli sanki
doğduğum günden bugüne orda duruyor
sessiz bir kaya düşün deniz kıyısında yalnız
dalgalara göğüs gerip soğuktan üşüyor
ne ahlak ne de sevgi gökten dünyaya indi
insanlık istedi keşfetti hepsini
dün doğmuş bir bebeğe bile girebilen mikrop misali
içimizde hem kötü var hem iyi
hangisi daha güçlü diye beklemektense
heyecanla attım kendimi dans pistine
ayrı ayrı hepsiyle dans edecektim
biraz sohbet ederek çözmeyi deneyecektim
neden böyle olmuşuz nerelerde kaybolmuşuz
aklımdaki soruların hepsini soracaktım
"senin ne haddine böyle şeylerle uğraşmak?"
diye soran hazırcı tembel sen misin?
böyle yaşlanmak olmaz seninki eskimek, çökmek
ruhu küskün bomboş bir bedensin
kelimeler yetse daha neler neler buldum
elimle koymuş gibi huzurluyum
geniş ve loş bir yer istersen sen de bir uğra
doğru yanlış iyi kötü herkes orda
hangisi daha güçlü diye beklemektense
heyecanla attım kendimi dans pistine
ayrı ayrı hepsiyle dans edecektim
biraz sohbet ederek çözmeyi deneyecektim
neden böyle olmuşuz nerelerde kaybolmuşuz
aklımdaki soruların hepsini soracaktım..
emre aydın, cezmi ersöz’ün 20 yıl öncesidir.
son zamanlarda türeyen "emre aydın" çılgınlığından gaza gelip böyle bir cümle kurdum.bir dönem, hatta her dönem mevcut olan cezmi ersöz melankolisini hatırlattı bana.aşklarını taa içlerinde yaşayan, bunlarla üreten adamlar var.bunlardan biri cezmi ersöz, diğeri de ; emre aydın.peki neden bu adamlar aynı cümle içinde? emre aydın ;
"bir mecburiyeti çoktan kabullenmiş hatta o mecburiyete alışmış gibi
yalnız bıraktım kendimi senin için...
sıfır altı gün sıfır sekiz gece sustum önce...
sonra “iyidir” dedim “ne olsun aynı”
ve bakıp aynada gittikçe çirkinleşen yüzüme
“ben” dedim “ben istenmiyor olmakla ilgiliyim”
ve su,
alıştım ben
alıştım...
hatta evrenin bütün yalnızlıklarını üstüme alındım"
diyor..ve tüyler yavaştan yavaştan ayaklanmaya başlıyor akabinde cezmi ersöz’den alıyoruz bir kaç cümle..;
vaadlerini tutmadı gün.
kimse kendisini merak etmedi.
sabırsızlığın bundan;
bundan çocuksu hasretin...
kabullenince herkes yaşamını
sen ortaya kendini koydun...
ve bütün suçlarını üzerine
aldın sonra
bundan işte
bu çocuksu hasretin
ve ölümcül bir rulet oynadın
insanlarla
hadi dedin, hadi bulun
en zayıf yerimi...
ve diktin gözlerini gözlerine
kastın bedenini
yükselttin omuzlarını
öylece kaldın...
baktılar sana... baktılar...
ama yüreğini bir türlü
göremediler...
ben derim ki; emre aydın cezmi ersöz’ün 20 yıl öncesidir...ben derim ki; bu adamlar böyledir...
son zamanlarda türeyen "emre aydın" çılgınlığından gaza gelip böyle bir cümle kurdum.bir dönem, hatta her dönem mevcut olan cezmi ersöz melankolisini hatırlattı bana.aşklarını taa içlerinde yaşayan, bunlarla üreten adamlar var.bunlardan biri cezmi ersöz, diğeri de ; emre aydın.peki neden bu adamlar aynı cümle içinde? emre aydın ;
"bir mecburiyeti çoktan kabullenmiş hatta o mecburiyete alışmış gibi
yalnız bıraktım kendimi senin için...
sıfır altı gün sıfır sekiz gece sustum önce...
sonra “iyidir” dedim “ne olsun aynı”
ve bakıp aynada gittikçe çirkinleşen yüzüme
“ben” dedim “ben istenmiyor olmakla ilgiliyim”
ve su,
alıştım ben
alıştım...
hatta evrenin bütün yalnızlıklarını üstüme alındım"
diyor..ve tüyler yavaştan yavaştan ayaklanmaya başlıyor akabinde cezmi ersöz’den alıyoruz bir kaç cümle..;
vaadlerini tutmadı gün.
kimse kendisini merak etmedi.
sabırsızlığın bundan;
bundan çocuksu hasretin...
kabullenince herkes yaşamını
sen ortaya kendini koydun...
ve bütün suçlarını üzerine
aldın sonra
bundan işte
bu çocuksu hasretin
ve ölümcül bir rulet oynadın
insanlarla
hadi dedin, hadi bulun
en zayıf yerimi...
ve diktin gözlerini gözlerine
kastın bedenini
yükselttin omuzlarını
öylece kaldın...
baktılar sana... baktılar...
ama yüreğini bir türlü
göremediler...
ben derim ki; emre aydın cezmi ersöz’ün 20 yıl öncesidir...ben derim ki; bu adamlar böyledir...
ne olduğunu bilmediğimiz durumların hep daha iyi olduğu ihtimalini göz önünde bulundurduğumuzdan söyleyebileceğimiz cümledir.
çünkü ölüm;
sessizlik demek bizim lugatımızda.
kalan tüm sayfaları olduğu gibi burda bırakmak demek...kahveyi kupada yarım,sigarayı küllükte yarım,aşkı kalkpte yarım,kavgayı içimiz yırtılırken yarım bırakıp gitmek demek..
yarım yamalak bırakma huylarımız yüzünden deriz ya ;
bazen ölüm daha iyidir...
çünkü ölüm;
sessizlik demek bizim lugatımızda.
kalan tüm sayfaları olduğu gibi burda bırakmak demek...kahveyi kupada yarım,sigarayı küllükte yarım,aşkı kalkpte yarım,kavgayı içimiz yırtılırken yarım bırakıp gitmek demek..
yarım yamalak bırakma huylarımız yüzünden deriz ya ;
bazen ölüm daha iyidir...
dinlemekte epey geç kaldığımı az önce gördüğüm şarkı ve klip.öncelikle emre aydın denen zat-ı muhteremi ne kadar tebrik etmek istesemde kaldırımlardan damlayan,taksim kadıköy civarında çağlayan hayranlarının bikbikleri nedeniyle uzak durmaktayım..bir ortalık durulsun.
gelelim şarkıya a dostlar...açıkcası pek bir güzel olmuş lakin; çok farklı, çok entresan diyemeyeceğim...insanların duyguları bırkalanmakta ki ben pek severim böyle çalışmaları..fakat yine burada o bitmek tükenmek bilmeyen "emre aydın melankolisi" elimi ayağımı tutup çok fazla sevmemi engelliyor...nedir ki yani...ah tuttuğunu aşk sananlar böyle eserleri cafede,yolda,barda,caddede,evde dükkanda,arabada tüketmese de ben de sıkılmasam.
klip oldukça başarılı olmuş,sonbahar tadında...ki şebnem dönmez denen hatun manyak manyak triplere girmiş bu maske pek bir şık durmuş üzerinde..yapanın,edenin eline koluna sağlık...
şimdi ben oturup bu kadar yorumladım bu bu eseri..benimkisi de böyle bir yalnızlık işte...pek bir afili.
gelelim şarkıya a dostlar...açıkcası pek bir güzel olmuş lakin; çok farklı, çok entresan diyemeyeceğim...insanların duyguları bırkalanmakta ki ben pek severim böyle çalışmaları..fakat yine burada o bitmek tükenmek bilmeyen "emre aydın melankolisi" elimi ayağımı tutup çok fazla sevmemi engelliyor...nedir ki yani...ah tuttuğunu aşk sananlar böyle eserleri cafede,yolda,barda,caddede,evde dükkanda,arabada tüketmese de ben de sıkılmasam.
klip oldukça başarılı olmuş,sonbahar tadında...ki şebnem dönmez denen hatun manyak manyak triplere girmiş bu maske pek bir şık durmuş üzerinde..yapanın,edenin eline koluna sağlık...
şimdi ben oturup bu kadar yorumladım bu bu eseri..benimkisi de böyle bir yalnızlık işte...pek bir afili.
neredeyse hepimizin annesinde mevcut olan bir çığırtkanlık anıdır.anne odaya dalar ve başlar söylenmeye...;
"bu odanın hali ne? hep ben mi toplicam peşini senin? kalk topla şu odanı artık...şuraya bak! it eniğini kaybetse bulamaz! "
"bu odanın hali ne? hep ben mi toplicam peşini senin? kalk topla şu odanı artık...şuraya bak! it eniğini kaybetse bulamaz! "
ufaktan,inceden bir şeyler hissettiğiniz adamdan soğumanızı sağlayan durumlardır.
+boş yere ukalalık yapması,
+yere tükürmesi,
+hayvanlara kötü davranması,sevmemesi.
+boş yere ukalalık yapması,
+yere tükürmesi,
+hayvanlara kötü davranması,sevmemesi.
independence (jedi) *
ankakusu (2. nesil bilgic) *
lady rosenred (2. nesil bilgic) *
müqüe (2. nesil bilgic) *
7doors (2. nesil bilgic) *
nick (2. nesil bilgic) *
bloody mary (2. nesil bilgic) *
aufb (2. nesil bilgic) *
nobran (2. nesil bilgic) *
steroid (2. nesil bilgic) *
çetniklereölüm (2. nesil bilgic) *
(bkz: iyi geceler sözlük)
(bkz: ee yatsanıza siz)
ankakusu (2. nesil bilgic) *
lady rosenred (2. nesil bilgic) *
müqüe (2. nesil bilgic) *
7doors (2. nesil bilgic) *
nick (2. nesil bilgic) *
bloody mary (2. nesil bilgic) *
aufb (2. nesil bilgic) *
nobran (2. nesil bilgic) *
steroid (2. nesil bilgic) *
çetniklereölüm (2. nesil bilgic) *
(bkz: iyi geceler sözlük)
(bkz: ee yatsanıza siz)
a.ş.k...
buradan bakıldığında sadece 3 harf diyebileceğimiz bir olgudur.
iç organlarımız birbirine çarpar yaşarken...bir çift gözün parıltısı için vazgeçilir sanırsın dünyalardan!ölmeli derler aşk için,ancak o zaman "bağlılık" haklılık kazanır derler.kimilerinin sabah kahvaltısı ile öğle yemeği arasında diyebileceğimiz kadar sıklıkla ve çeşitlilikle başına gelir,kimilerini 1 kere bulur,kimilerine asla uğramaz!...tek taraflı olamayacak kadar ağır bir yüktür aşk.
pencere önüne çiçek koymak kadar,yolda tanımadığımız teyzelere yardım etme isteğimiz kadar,nerede küçük bir çocuk görsek yaşadığımız yanağını sıkıp "ne tatlısııın" deme isteğimiz kadar,eşek kadar olsak da annenin koynuna senede bir de olsa girip uyuma arzumuz kadar bir şeydir işte aşk...karşı konulamaz varlığı dünya üzerindeki eşinize ulaşana kadar acı verir bu duygunun...
insanları 2ye ayırır; şanslı olanlar, şanssız olanlar!
bedeni ikiye ayırır; beyin ve kalp...
bakışı ikiye ayırır; ona bakmak, dünyaya bakmak...
yaşadığınızda dünyadaki herşeyin üstünden gelebileceğinizi size hissettirecek kadar şakacı bir duygudur...bir yanılsamadır.bir yalandır, yazı$tır!
buradan bakıldığında sadece 3 harf diyebileceğimiz bir olgudur.
iç organlarımız birbirine çarpar yaşarken...bir çift gözün parıltısı için vazgeçilir sanırsın dünyalardan!ölmeli derler aşk için,ancak o zaman "bağlılık" haklılık kazanır derler.kimilerinin sabah kahvaltısı ile öğle yemeği arasında diyebileceğimiz kadar sıklıkla ve çeşitlilikle başına gelir,kimilerini 1 kere bulur,kimilerine asla uğramaz!...tek taraflı olamayacak kadar ağır bir yüktür aşk.
pencere önüne çiçek koymak kadar,yolda tanımadığımız teyzelere yardım etme isteğimiz kadar,nerede küçük bir çocuk görsek yaşadığımız yanağını sıkıp "ne tatlısııın" deme isteğimiz kadar,eşek kadar olsak da annenin koynuna senede bir de olsa girip uyuma arzumuz kadar bir şeydir işte aşk...karşı konulamaz varlığı dünya üzerindeki eşinize ulaşana kadar acı verir bu duygunun...
insanları 2ye ayırır; şanslı olanlar, şanssız olanlar!
bedeni ikiye ayırır; beyin ve kalp...
bakışı ikiye ayırır; ona bakmak, dünyaya bakmak...
yaşadığınızda dünyadaki herşeyin üstünden gelebileceğinizi size hissettirecek kadar şakacı bir duygudur...bir yanılsamadır.bir yalandır, yazı$tır!
"he he he he hahajhajkhakjhkjhgkajhdkjhdjkdhhahahahahkahjlkhfl.ha<.ljgh.ljglahıo.4tu.hvjöbnöb<mzcv ndfjg kjgh kln kşmşjokdşhodtyuhbvb<nmfvfgmvcmn vzcnmçkbjgkhjbnv"
şeklinde internet ortamlarında,sesli olarak da realite de kusma efekti gibin yaşanabilen hadisedir.adeta bir patlama olarak gülmenize de aynı isim verilebilir.
(bkz: kıçımdan uydurdum)
şeklinde internet ortamlarında,sesli olarak da realite de kusma efekti gibin yaşanabilen hadisedir.adeta bir patlama olarak gülmenize de aynı isim verilebilir.
(bkz: kıçımdan uydurdum)
yaran başlıklar,yaran entryler okuyup kendinden geçen yazarın başlıklarla kahkaha orgazmı yaşadıktan sonra söylediği sofistike cümledir.
(bkz: yaran başlıklar)
bir başlık açıp cümle alemi güldürme niyetinde olan kişinin içinde bulunduğu durumdur.
entresan kasiyerlerdir, genelde migros çevresinde görülürler.kasaya gelirsiniz srayla sepet boşaltılır...kasiyer kızcağızımız aldığınız her ürün için başka bir yüz ifadesi takınır.
"hımmm orkid almış,kızarma kız! ayol hepimizin derdi.
ramazan ramazan içki mi içionuz lan kafirler!
utanmadan gelip şlak diye koyuyo önüme prezervatifleri hey allaaam"
bakışları gibi...
"hımmm orkid almış,kızarma kız! ayol hepimizin derdi.
ramazan ramazan içki mi içionuz lan kafirler!
utanmadan gelip şlak diye koyuyo önüme prezervatifleri hey allaaam"
bakışları gibi...
omzunda kocaman tribal dövmeleri de varsa kafalarına şaplak atılası zibidilerdir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?