confessions

mucadele

- Yazar -

  1. toplam entry 300
  2. takipçi 5
  3. puan 7928

sevgilinin dans eğitimi alması

mucadele
insanı gerim gerim geren bir olaydır. kendine güvenle de alakası yoktur kanımca. ışin sanat boyutunu geçtim, bir takım sığ düşüncelere sahip bir insan olarak ona dokunulması, dansta oradan oraya oradan oraya bir erkek tarafından domine edilmesi beni çıldırtan bir durumdur. hangi sebeple olduğunun da bir önemi yok. sokayım sanatına yani.

hayvanların cinsel ritüeller öncesi birbirini etkilemek için yaptığı danslarla aynı içgüdüyü barındırdığını bilmek, insanı delirten başka bir durum.

edit: bomba koyup patlatıcam amk ibnelerini.

sarhoş diyalogları

mucadele
gecenin bu saati nereden aklıma geldiyse..

sevgiliyle ayrılık eşiğindeyiz. içicez diye konuştuk yine. ama bu sefer ben içiyorum sadece. o sadece yanımda oturuyor. boğaza karşıyız.

ellerini tuttum. tepki vermedi hiç. sarılmadı ellerimiz.

-ellerin bulaşık eldiveni gibi
+ne alaka? anlamadım.
-tepkisiz.

islam

mucadele
tanım: putperestliğin devamı olan, 1400 yıl önceki arap bedevilerinin dini.

islam dini mensuplarının çoğu açık açık ateizm tü kaka demese de içten içe duyulan nefreti hepimiz biliyoruz. gel gelelim ateistler örgütlü bir halde bunlar bizimle aynı fikirde değil diye gidip camide sağda solda kendilerini patlatmıyorlar. o yüzlen tü kaka demeye pek hakları da yok sanki heh? ki bu da kişisel bir durum olurdu çünkü ateizm bir din değil ve diger inanç mensuplarına düşmanlık güdülmesine sebep olan bi kitabı yok.

el kaide, el nusra, işid.. bunlarin islamla alakası ne demek ciddi komik. bu herifler yaptığı eylemleri o bedevinin yazdığı kitaba dayandırıyor. o kitap gerçek bi tanrı tarafından yollansa idi tereddüte yer bırakmaksızın her okuyan aynı şeyi anlardı. gerçek islam bu değil diye dolanılmazdı ortalıkta. örgütlerin çıkış sebebi islami kötülemekmiş.. bak bak.

ben bu kadar komplo teorisyeni bir toplum görmedim.

sokak hayvanları

mucadele
karda kışta üzülüyorum ben bunların hallerine.

dün antreman sonrası ıssız sokaklarda evime yürürken karşıdan bembeyaz bi köpek geldiğini gördüm. kollarımı kocaman açtım. kuyruğunu sallayarak geldi, sarıldık. sevdim, okşadım. peşime, takıldı. oyunlar oynadı, önümü kesti. ikimiz de mutlu olduk sanıyorum :)

uzaylılar ile sağlıklı bir şekilde iletişime geçmek

mucadele
mümkün olduğunu düşünmediğim eylem. şu koca evrende dünya'nın yeri dünyadaki bir kum tanesi kadar belki. hal böyleyken şu koca evrende yalnız olduğumuzu düşünmek bana çok tutarlı gelmiyor.fakat filmlerde olduğu gibi veya insanların beklentilerinde olduğu gibi diğer canlılar ile iletişime geçebilme fikri bana çok uzak. sebebine gelecek olursak dünyadaki yakın akrabalarımızı dahi tam olarak anlamaktan aciziz.

genetik benzerlik olarak şempanzelerle olan yakınlığımız %86-98, bonobolarla olan yakınlığımız %88-96 iken ne kadar iletişime geçebildiğimizi bir düşünün. el sallamaları, gülümsemeleri, bize benzer hareketleri bile "bak bak neler yapıyor eheh" tepkimize sebep oluyor. bize ulaşacak olan uzaylı ırk-canlı her nasıl adlandırırsak artık bizden bir tık zeki dahi olsa benzer diyaloglarla ancak onlara komik, ilginç gelebiliriz.. bir de bakın iletişim şekillerinin bizimle aynı olduğunu düşündüğümde vardığım yer bu. iletişim yöntemleri farklı ise zaten olay bambaşka yerlere evriliyor..

ve yine bakın bunların medeni ve bizim boyutlarımızda olduğunu varsaydığımızda bu sonuca vardık. bu canlılar bizi karınca gibi görebilir ya da kocaman birer canavar gibi.. opsiyonlar çoğaltılabilir ve çoğaltıldıkça içerisinden çıkılmaz bir hal alıyor.. demem o ki umutlanmayın :)

edit:imla

bilgi sözlük üye giriş sorunu

mucadele
arkadaşlar bu başlığı açıyorum çünkü benim gibi günlerce hesabına erişemeyen arkadaşların var olabileceğini düşündüm.

tek yapmamız gereken komple tarama verilerini (geçmiş, şifreler cerezler, ön bellek vs) temizlemek. sorunu bu şekilde çözdüm. deneyin düzelecektir.

edit: giriş yapamadığım sırada çok aradım böyle bir başlık var mı diye, bulamamıştım. bizim akıllı arkadaşların başlığı yabancı dilde açacığını düşünememiştim tabi.. neyse umarım benim gibi başlığı anadilimizde arayanlara faydalı olur :)

feminist

mucadele
feminazilerin yine döktürdüğü başlık.

şunu da belirteyim erkekle kadının hak olarak eşit olması gerektiğini düşünen, bedenen ve psikolojik farklarımız farkında olan bir insanım. bu da birbirimize üstün olduğumuz noktalar oluşturuyor diye düşünüyorum. asla kadını daha aşağı görmüyorum, bir çok konuda üstün görüyorum.

tek tek her iddialarına cevap vermeyeceğim vaktim yok, ama şunların yaptığı sömürü ve saptırma hiçbir yerde yok bunu söylemeliyim. yine öldürülmelerden bahsedilmis. boşanmış diye zart olmuş zurt olmuş diye öldürülenler.. birinin canını almanın hiçbir bahanesi olamaz fakat insanlar karşısındakine sinirlendiğinde bir takım zararlar verir. sistemli yapılan, örgütlenilmiş bir şey değil. aynı manyak 100 lira için adam öldürüyor mesela.

şimdi daha derinlemesine olayı ele alalım;

edit: devam ediyorum bilgisayara geçtim. bundan sonrası alıntıdır.

"muazzam iki yüzlülüktür kadın cinayetleri yaygarası.

yaygara evet.

bianet'in ilgili araştırmasına göre 5 yıllık dönemde 1134 kadın öldürülmüş

https://bianet.org/…4-kadin-cinayetlerinin-haritasi

1134 can, çok acı evet.

bunların ölüm sebeplerine dair yapılan detaylandırmada ortaya çıkan "bahane"ler (sanki öldürmenin bahanesi olabilirmiş gibi)

aldatma
boşanma isteği
erkeğin terk edilmesi-barışma isteğinin reddi
kıskançlık
maddi kaynaklı
vs.vs. olmak üzere sürüyle sebep gösterilmiş.

ortak payda ne?

erkeğin kadını öldürmesiyle sonuçlanan olaylar.

ancak hiç konuşulmayan şeyler de var.

türkiye'nin uluslarası istatistik bilgilerine göre cinayet oranları 100.000'de 3.

yani her sene (77 milyonluk nüfusta) 2310 kişi cinayete kurban gidiyor.
5 seneye yayarsak 11550 kişi.

bunların kaçı kadındı tekrar hatırlayalım ? 1134.

demek ki öldürülen her bir kadın için 9.8 erkek öldürülüyor türkiye'de.

2011 yılı istatistiklerine göre öldürülen insanların 20%si kadın :

https://en.wikipedia.org/…ide_statistics_via_gender

dünya çapındaki cinayete kurban giden erkek/kadın oranlarıyla benzer - hatta 5 yıla vurduğumuzda türkiye daha bile noktada (artık nasıl iyi oluyorsa - daha az kadın öldürülmesi daha çok erkek öldürülmesi daha mı iyi?)

dünya çapı istatistikler toplamı (aynı wikipedia sayfasından)
erkek cinayeti : 78.7%
kadın cinayeti: 21.3%

demek ki neymiş?

erkekler daha çok öldürülüyormuş.

gelelim feministlerin klasik söylemi olan (ki bu başlık altında defalarca tekrar edilmiş) "kadın kadın olduğu için öldürülüyor" savına.

tamamen saçmalık.

"kadın kadın olduğu için öldürülüyor" demek yahudilerin nazi almanyasında uğradığı ayrımcılık ve haksızlığı çağrıştıran bir söylem.

öyle bir şey yok.

şu araştırmaya göre kadınların daha büyük risk altında olduğu nokta cinayetlerin kendilerine yakın insanlar tarafından işleniyor olması :http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/1635092

gerçekte olan şey tüm dünyada olduğu gibi türkiye'de de insanların birbirine kızması, ve bazı durumlarda insanların kızdıkları insanı öldürmesi.

kadının sevgilsiyle bir olup kocasını öldürdüğü haberleri için bianet'ler vs araştırma yapmıyor, ancak 3. sayfada kalıyor bu haberler.http://www.iha.com.tr/etiket-kocasini-olduren-kadin/

neden? erkek kıskançlıktan terkedilmekten vs cinayet işleyince olay oluyor da, kadın sevgilisiyle komplo kurup kocasını öldürünce 3. sayfada 4 satırlık haberle kalıyor?

kadına saldıran, darp eden erkek mahkeme tarafından serbest bırakılınca olay oluyor da - kocasını öldüren kadın serbest bırakılınca niye olay olmuyor?

feministler ve sosyal adalet savaşçıları ise bu resmi öyle bir boyuyorlar ki, sanki erkek milleti hepten kadınlara cephe almış, nasıl tecavüz etsek, nasıl öldürsek, nasıl haklarını alsak diye planlar yapıyoruz.

öyle bir şey yok.

kadınların erkeklere nazaran daha az öldürülmeleri, erkeklerin bir çok açıdan cinayet açısından dezavantajda olması sebebiyledir.

kadınların öldürülme sebepleri arasında nadiren borç - alacak verecek kavgası, trafikte yol vermeme ne bileyim, apartmanda gürültü kavgası vs gibi şeyler görürsünüz.

ancak erkekler kadınların daha büyük risk altında olduğu cinsel saldırılar haricinde diğer tüm alanlarda kadınlarla minimum aynı riskte. bir çok açıdan çok daha büyük riskte.

ben bugün trafikte biriyle kavga edersem öldürülme riskim, aynı kavgaya bir kadının karışmasına nazaran çok daha yüksek.
taksicinin bagajdan haydarı çıkardığı kaç kavgada karşısında kadın vardı bir düşünün?
komşuyla gürültü yüzünden kavga edersem öldürülme riskim, kadın olsaydım çok daha az olacaktı.
evet karımın beni öldürme riski daha düşük, ama karıma laf atan birisiyle giriştiğim kavgada öldürülme riskim 10 kat daha yüksek.
https://www.unodc.org/…l_study_on_homicide_2011.pdf (57. sayfadan sonrası)

kıskançlık, aldaltılma şüphesi, boşanma vs gibi şeyler meşru cinayet sebepleri değil.
peki trafik kavgası, borç harç, maç kavgası, siyaset kavgası vs gibi şeyler meşru sebepler mi ?

kadın öldürülmeyi hak etmiyor, peki erkek hak ediyor mu ?

size işin bambaşka bir boyutundan bahsedeyim bakın.

depresyon, anksiyete vs gibi görece zayıf zihinsel hastalıkların istatistiklerinden bahsedelim.

4 kadından birisi depresyon tedavisi görürken 10 erkekten 1i depresyon tedavisi görüyor
kadınlar erkeklerden 2 kat fazla anksiyete bozukluğu gösteriyor
kadınların 29%u herhangi bir zihinsel hastalıktan dolayı tedavi görürken erkeklerde bu oran 17%

öte yandan alkol ve uyuşturucunun istismarı erkeklerde 4 kat daha fazla.
intihar oranları erkeklerde 2013 yılında 72% kadınlarda 28% oranlarında.
http://www.tuik.gov.tr/…haberbultenleri.do?id=16049
https://en.wikipedia.org/…er_differences_in_suicide

bunun sebebi hiç konuşuluyor mu? nadiren.

erkeklerin hayatı feministlerin çizdiği gibi rahat, problemsiz ve baskıdan uzak değil.
aksine erkeklerin üzerindeki yük kadınlara nazaran daha fazla - ve erkekler stigma sebebiyle bu konuda yardım alamıyorlar.

bu da erkeklerin alkol bagımlılığı, uyuşturucu bagımlılığı, tedavi edilmeyen (ve tanısı konmayan) depresyon ve neticede intiharlarına giden bir süreç olarak karşımıza çıkıyor.

erkekler "mızmızlanma" yaftasınden çekindikleri için dertlerini açmaktan imtina ediyorlar.

feministler genel resim içinde çok az yer tutan bir şeyi göz önünde o kadar tutuyorlar ki, daha büyük problemler (erkeklerin 10 kat fazla cinayete kurban gitmesi, zihinsel problemlerine çözüm aramaktan caydırılmaları, yüksek intihar oranları) konuşulmuyor bile.

bu konuyu dile getiren az sayıdaki erkek "shaming tactics" yani kınama ve utandırma taktikleriyle susturuluyor.

bu yazdıklarımdan kadınların kocaları sevgilileri vs tarafından namus, din, mahalle baskısı, kıskançlık vs dahil olmak üzere herhangi bir sebeple öldürülmelerini onayladığım ya da hafifletmeye çalıştığım anlaşılmasın - ama biliyorum ki zaten bonibon beyinli bazı feministler ilk 4-5 cümleyip okuyup, eksiyi basıp, altına feminist zırvaların copy-paste etmeye başladılar bile.

amacım herhangi bir ölümü hafifleştirmek değil.

aksine erkeklerin de çok büyük problemleri olduğunu, bizim hayatımızın süper falan olmadığını, bir çok açıdan dezavantajda olduğumuzu ama gıkımızın çıkmadığını, yaygara koparamadığımızı çünkü kamuoyunda erkeklerin kadınları ilk fırsatta ezmeye çalışan canavarlar olarak göstermeye çalışan bir irade olduğunu söylemeye çalışıyorum.

feminizm "eşit işe eşit hak" fazını çoktan geçti.
feminizm artık bir intikam iradesine dönüştü.
erkekler üzerinde egemenlik kurmaya çalışan ve bunu "eşitlik hak özgürlük" perdesi arkasında yapmaya çalışan bir hareket oldu feminizm."

edit2: 1 kadına karşılık 10 erkek cinayete kurban gidiyor.

tecavüz suçu tüm saldırı suçları arasında 6% oranında.
erkekler 94 %oranında saldırı suçlarının ana kurbanı. cinayet başta.

http://www.statista.com/…der-and-age-since-1950.jpg

erkekler neredeyse tüm dünyadaki ülkelerde kadınlardan ortalama 7 sene erken ölüyorlar.
https://en.wikipedia.org/…ntries_by_life_expectancy

tehlikeli mesleklerin (madencilik, itfaiyecilik, askerlik, ormancılık, demir çelik işçiliği, inşaat işçiliği) ezici bir çoğunluğunu erkekler icra ediyor. iş kazalarında ezici cogunlukta erkekler ölüyor

http://premier.phswire.com/…atalities-by-gender.jpg

kadınlardan çok daha uzun yıllar, uzun süreler çalışıyorlar.

http://www.wsj.com/…2702303592404577361883019414296

daha uzak yerlere işe gidiyorlar.

http://www.nationalreview.com/…te-gap-men-earn-more

tecavüz-saldırı suçları erkeklerin güvende ve güçlü oldukları ortamlarda değil, erkeklerin zayıf oldugu ortamlarda gerçekleşiyor.

fakirlik (güçsüz, etkisiz erkekler) ve tecavüz suçları arasında korelasyon var:

http://financesonline.com/…ity-affects-crime-rates/

isveç harici en yüksek 10 tecavüz görülen ülkeler hep fakir ülkeler

isveç'te yüksek görünmesinin sebebi de bir çok yerde "tecavüz" olarak değerlendirilmeyen şeylerin tecavüz kapsamına alınması.

https://www.quora.com/…red-to-the-rest-of-the-world


bu kadın düşmanlığı değil. bu gerçekleri göz önüne getirmek.

bugün itibariyle tecavüz neticesinde intihar eden kızcağızın başlığı altında yapılan erkek düşmanlığı ile benim istatistiki bilgileri paylaşarak "erkekler düşmanınız değil, bu düşünce biçimi yanlış" demem arasındaki farkı birazcık kafası çalışan herkes görecektir.

feministler hariç."

son bir edit: . "bir erkek bana otobüste yer vermek zorunda değil, arabamın kapısını açmasa da olur. benim gücüm bunlara yetiyor." bu feministlerin bir diğer özeti de bu. bu alınganlık niye? aynı inceliği ben sıhhatli kuvvetli bir adama da yapıyorum. misal bir kişi araçtan indi. boş yere aynı uzaklıktayız. benim hakkım oldugu kadar o adamında oturmak hakkı. yaşı, cinsiyeti önemli değil. bu pozisyonda buyur edebilirim. birebir kalkıp yer verme olayına gelirsek bu da gayet normal bir durum. yolun başından beri oturuyorumdur, bakarım ki adam, kadın bitkin. cinsiyeti önemli değil buyurun oturun diye kendi yerimi verebilirim. güçle, güçsüzlükle alakası yok. mizaçla alakalı.

hucurat suresi 6. ayet

mucadele
yedinci yüzyıl arap kabilelerinden, kureyş kabilesine mensup bedevi muhammedin bir çok destandan, kutsal sayılan kitaplardan alıntılar yaparak bazen götten uydurarak elde ettiği yazınları, halifelerden birinin kitap haline getirmeyi akıl etmesiyle ortaya çıkan kuran adlı çağ dışı eserden ufak bir bölüm.

bilgi itiraf

mucadele
ıtirafa ilk yazışım arkadaşlar.. ben hobi olarak bisiklet sporuyla ilgilenen, elinde sabit bir bisiklet tutup zaman zaman ikinci bir bisiklet alıp-satma işlemiyle kendine harçlık çıkartan öğrenci bir vatandaşım kendi halinde. geçenlerde iyi bir karla ama yine piyasanın altında bir bisiklet sattım. alan arkadaş da öğrenci diye fiyatta güzellik yaptım epey. bir de kask hediye ettim. arkadaş da ressamlık yolunda ilerleyen harika portreler çizen bir vatandaşmış.. o da benim ona yaptığım güzellikler karşılığında portremi çizmeyi teklif etti.

çok sevdiğim, zamanımda güzel bir ilişki yaşadığımız, şimdi ne olduğumuz belirsiz, garip hallerde olduğumuz hatun kişisiyle portremizi çizmesini rica ettim. güzel de bir fotoğrafımız var bir kaç gün önceden. kabul etti de.

sonra düşündüm. ulan bu fotoğrafı ben evin güzel bir köşesine asıcam. herkes de görecek. yollarımızın ayrılmasının yakın olduğu besbelli. bana olan dengesiz tavırlarını da düşününce vazgeçtim gibi. çok da güzel gülmüştük oysa. kararsızım hala. kendi ciddi bir fotografımı mı çizdirsem, bizi mi çizdirsem diye. garip hisler yaşıyorum sözlük. tek bildiğim kalbim biraz farklı atıyor artık.

iki buçuk ay sonra gelen edit: ben bu portreyi arkadaşa çizsin diye fotoğraf yolladım. hatun kişisiyle haziranın başında muhabbeti kestik. çocuğa da çizme diyemedim. 8 temmuz doğum günümdü. yalan olmasın ya doğum günü ya ertesi sabah kargo elime ulaştı. kızı da bir güzel çizmiş.. görseniz yanımda gülümsüyor dersiniz o kadar gerçekçi. fotoğraf pek net değildi ben benzememişim. sonuç itibariyle güzel bir son dakika golü oldu. derin düşüncelere sevk etti beni yine. aklıma geldikçe sövüyorum tabi.

gereksiz toplumsal kurallar

mucadele
kimin koyduğu, hangi amaca hizmet ettiği bilinmeyen boş kurallar bütünüdür. her şeyi sorgulayan, sebebini anlamaya çalışan insanları çok gerer bu kurallar. bunlarda başı kılık kıyafetle alakalı olan kurallar çeker..

basit bi mağazanın satış danışmanlığı görüşmesine giderken dahi sinek kaydı tıraş olup, klasik giyinmenin mantığını kavrayamamışımdır. geçen yaz gittiğim bir iş görüşmesine(popüler bi oyuncak-bebek mağazası) penye şort, tişört, gözlük gibi bir kombin ve kirli sakalla gitmiştim. ilk bakışta bir şaşkınlık yaşatsam da problem olmamıştı. işe de alınmıştım :)

iş görüşmesi sonrasında buluştuğum arkadaşlarıma iş görüşmesinden geliyorum dediğimde inandıramamıştım. işte o kadar yerleşmiş ve benimsenmiştir bu boş kurallar..

kadınlar ilgili erkek sever

mucadele
aksini iddia eden kuş beyinlidir. elimde birebir yaşadığım ayrı, dinlediğim ayrı sürüyle hikaye mevcut.

edit:çok sonra farkettim. anlatım bozukluğu yapmışım. aksini iddia eden kuş beyinlidir derken yazarın kastettiğin seyin yani koca bir yalan olduğu gerçeğinin aksini iddia eden kuş beyinlidir demek istemiştim. başlıktaki "kadınlar ilgili erkek sever" iddiasının aksini değil.

özet: ilk yazarın arkasındayım. ilgi olacaksa da (ki bu kadınına göre var olabilir) sınırlı bir ilgi olmalı diye düşünüyorum.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol