confessions

mim efendi

- Yazar -

  1. toplam entry 1168
  2. takipçi 1
  3. puan 37503

el yazması eser

mim efendi
matbaanın icat olunmadığı dönemlerde bir eserin çoğaltılması hattatlar sayesinde olurdu. böylelikle her çoğalım farklı bir karakter taşırdı. bir eserin bu şekilde çoğaltılması neticesinde ortaya çıkan eser matbaanın icadından sonra el yazması eser olarak literatüre geçmiştir.

bir ok attim kebap oldu

mim efendi
yıllar önce bir ülkenin güçlü,otoriter ve sevilen bir hükümdarı vardır. bu hükümdarın biricik oğlu tahtın tek varisidir. gel gör ki hükümdarın bunca çabalarına rağmen oğlunun hiç mi hiç hükümdar olmak gibi bir niyeti yoktur. ata binmek yerine tarlada çalışmayı yeğler,emretmeyi bilmez ahali gibi davranırdı. hükümdar bir gün ülkenin bilge kişilerini yanına çağırır. gayet ciddi ve sert bir şekilde oğlunu yetiştirecek bir bilge aradığını söyler. bu işe soyunan bilgenin başarısız olmak gibi bir şansı da yoktur. yani ya çocuğu adam edecek, ya da kelle gidecek. herkes bu ağır şartlar karşısında bir bir geri çekilir. en sonlarda kalan birisi hükümdara yönelerek bu işe talip olduğunu söyler. hükümdar şartlarını tekrar hatırlatarak bilgenin tekrar düşünmesini söyler. bilge kendinden emin bir şekilde süre ister. hükümdar durumu kabul eder ve şehzade bilgeye teslim edilir. yıllar sonra bilge,şehzadeyi yeteri kadar eğittiğine karar verir ve şehzadeyi alarak huzura çıkar. tabiki bu eğitimin sonunda bir imtihandan geçirilecektir şehzade… hükümdar çağırır oğlunu huzuruna ve birkaç kelam etmesini emreder. şehzade başlar anlatmaya: bir ok attım gitti göl oldu... kimse bir anlam veremez bu söze. bilge araya girer hemen. hükümdarım der; muhterem şehzadeniz çok detaylara girmeyi sevmez. demek ister ki; bir ok ile o kadar düşman öldürdüm ki kanları göl oldu. hükümdarın yüreğine su serpilir ve gözleri ışıldar. devam eder şehzade; bir ok attım kebap oldu… herkes anlamını arayadursun,bilge araya girer.
-efendiler şehzademiz hikmetli laf etmeyi sever.. bir ok attım kebap oldu, derken şunu anlatmak istedi.. diye başlamış.. herkes kulak kesilmiş vaziyette, lala devam etmiş:

-geçenlerde ava gitmiştik.. şehzadem bir tavşan kovalıyordu.. yayını gerip okunu tavşana attı.. vuramadı ama ok bir kayaya çarptı.. çeliğin taşa sürtmesinden çıkan kıvılcım otları tutuşturdu.. derken koca orman yandı, tabii tavşancık da ateşin içinde kalıp kebap gibi oldu.. söylemek istediği buydu..

açıklamayı dinleyenler eh! demişler.. cinaslı laf söylemek de bu kadar olur.. bravo şehzadeye.. bravo akıllarına.

iltifatlardan cesaret alan şehzade, sofraya şöyle bir baktıktan sonra devam eder bir ok attım aşure oldu. bu kadar saçmalık artık bilgeyi çığırından çıkarır. hükümdarın huzuruna yaklaşır,yere diz çöker. yüce hükümdarım boynum yolunuza fedadır. lakin şu geri zekalıya bir sorar mısınız? ben de merak ediyorum, ok nasıl gidip aşure olmuş der.

bu meselden hareketle bu deyim, saçmalamak ve saçmalamaya anlam kazandırma hakkında kullanılan bir ifadedir.

kendine mektup yazan adam

mim efendi
yalnızlığın son halkasıdır ki türk edebiyatının mümtaz şahsiyetlerinin bu eylem içine girdikleri görülmüştür. mektubu yazarken duyulan heyecan onu postaya verirkenki heyecanla aynı olabilir. ama bu adam, kendinden kendine gelecek mektubu beklemenin zevkini hiçbirşeye değişmez.

(bkz: yalnızlık)

tiftik

mim efendi
tiftik keçisinin ince uzun parlak ve yumuşak yünü demektir. bu yünden yapılmış olan için de kelime kullanılır. eğer kelime tiftik tiftik şeklinde söyleniyorsa tarazlanmış, telleri birbirinden ayrılıp kabarmış anlamında kullanılıyor demektir.

eyvallah kapısı

mim efendi
bu bir bektaşi tabiridir. kırşehirdeki pir evinin yakınında bulunan bağlara verilen addır. bektaşilikte nasip alan can kalender namıyla ilk önce han bağında daha sonra dede bağında arakiye giyerek hizmet etmek mecburiyetinde idi. bu mecburiyet evli olmayan tarikate vücudunu vakfederek o sayede liyakat gösterebildiği surette babalığa kadar yükselmek isteyenler hakkında olup evli olanlar bundan müstesna tutulurdu. canların bu hizmete girmesine eyvallah kapısına girdi denilirdi. mürit burada hizmet eder feyz alırdı. mevleviler ise bu makama çile evi demektedirler.
49 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol