türk halk ağzına göre ılıkça, az ılık.
(bkz: ılıman)
ılgar etmek. düşmanın üzerine ordu salmak için askere emir vermek.
(bkz: hücum emri)
dizginleri bırakılmış atın dört nala koşması. düşman toprağına yapılan süvari akını. hücum.
(bkz: ılgar etmek)
(bkz: ılgar etmek)
boyali, yünlü kumaş.
oluk ya da yiv açan alet.
bir sayının, hangi sayının kendi kendisiyle çarpılmasından elde edilebileceğini hesaplamak.
(bkz: karekök)
(bkz: karekök)
büyük marangoz rendesi.
bir şey verip yerine başka bir şey alma. bir vakıf mülkünü başka bir vakıf mülküyle değiştirme. askerlik müddeti biten erleri terhis edip yerine yenilerini alma, hzmetini tamamlayan askerlerle yenilerini değiştirme.
sorgu hakimince alınan ifadelerin yazıldığı kağıt.
kimyada içine konulan cisimleri alevlerden koruyarak ateşin etkisine maruz bırakmaya yarayan büyük toprak kap. seramik sanayinde porselen pişirmek için kullanılan fırınlar da bu isimle anılır.
daha çok gezi elbiseleri içn yapılan ve içinde bir miktar keçe bulunan yumuşak, zaman zaman pamukumsu, kalın ve parlak türlü kumaş. içine sabit veya takılıp sökülebilen muflon geçirilerek yapılmış olan pardesü, yağmurluk gibi elbiselerde bu isimle anılır.
mecusi tapınaklarinda görevli olan çocuk. şarap dağıtan kimse, meyhaneci çırağı.
bir işi ya da bir isteği açıkça yerine reddetmeyip kaçamaklı sözler söyleme, çeşitli bahaneler uydurma ya da ileri sürme sonucu ortaya çıkan nazlanma halidir.
gerektiğinde baş vurulan ve doğruyu yanlışı ayırt etmeye değerlendirmeye yarayan prensip, ölçüt, kıstas ya da kriter.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?