zekeriya beyaz: şimdi, sayın cevizkabuğu...
hulki cevizoğlu: cevizkabuğu değil, cevizoğlu efendim.
zekeriya beyaz: tamam ne farkeder konuyu dağıtmayalım
marifetmiş gibi ankara’da suların kesileceği haberini otobüs duraklarına koydurttuğu bilboardlardaki pis pis sırıtan suratıyla vermiş rantiyeci.
ankara’nın su sıkıntısı sanki birden ortaya çıkmış gibi,şimdi koca başkentin sularının kesilecek olması bir çözümmüş gibi sunuluyor. bir kaç ay önce yaptığı basın toplantısında, ankara’nın su sıkıntısı ile ilgili " bu konuyu internetten araştırdım, google’a baktım (bkz: araştırma böyle olur). ankara’nın su sıkıntısını ancak kızılırmak’tan su getirerek çözebiliriz." diyerek, belediyede işlerin nasıl yürüdüğünü anlamamıza yardımcı olmuştur.
bir başka projesi de, havalimanı yoluna çift taraflı olarak bin tane yeniçeri heykeli dikme projesidir.ve bu yeniçeriler allah allah diye ses verecek biçimde yapılacakmış.
ostim’deki dükkanların bir çoğu akrabalarına aittir.
aşti’deki taksileri iş yapmıyorken ucuza kapatmış, daha sonra firmaların şehiriçi servislerini kaldırtarak, herkesi taksiye binmeye mecbur etmiştir. üstüne üstlük utanmadan "servislerin kalkmasıyla belediyenin hiç bir ilgisi yoktur, servisler aşti esnafının isteği üzerine kaldırılmıştır" şeklinde pankart astırmıştır aşti’ye.(bkz: salağa yatmak).
iğrenç bir adamdır kısacası.
ankara’nın su sıkıntısı sanki birden ortaya çıkmış gibi,şimdi koca başkentin sularının kesilecek olması bir çözümmüş gibi sunuluyor. bir kaç ay önce yaptığı basın toplantısında, ankara’nın su sıkıntısı ile ilgili " bu konuyu internetten araştırdım, google’a baktım (bkz: araştırma böyle olur). ankara’nın su sıkıntısını ancak kızılırmak’tan su getirerek çözebiliriz." diyerek, belediyede işlerin nasıl yürüdüğünü anlamamıza yardımcı olmuştur.
bir başka projesi de, havalimanı yoluna çift taraflı olarak bin tane yeniçeri heykeli dikme projesidir.ve bu yeniçeriler allah allah diye ses verecek biçimde yapılacakmış.
ostim’deki dükkanların bir çoğu akrabalarına aittir.
aşti’deki taksileri iş yapmıyorken ucuza kapatmış, daha sonra firmaların şehiriçi servislerini kaldırtarak, herkesi taksiye binmeye mecbur etmiştir. üstüne üstlük utanmadan "servislerin kalkmasıyla belediyenin hiç bir ilgisi yoktur, servisler aşti esnafının isteği üzerine kaldırılmıştır" şeklinde pankart astırmıştır aşti’ye.(bkz: salağa yatmak).
iğrenç bir adamdır kısacası.
sanırım dilbilgisi çok kuvvetli, ama bu faşist olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
(bkz: silinen başlıklar)
(bkz: faşist mantık)
(bkz: silinen başlıklar)
(bkz: faşist mantık)
ilkokul öğrencilerinin girdiği bir dersane sınavında yaşanmıştır.
gözetmen: çocuklar sınav süresi 120 dakika, soruları kitapçık üzerinde çözün, müsvedde kağıdı kullanmak yasak.
öğrenci: müsvedde ne öğretmenim?
gözetmen: çocuklar sınav süresi 120 dakika, soruları kitapçık üzerinde çözün, müsvedde kağıdı kullanmak yasak.
öğrenci: müsvedde ne öğretmenim?
görünüşe bakılırsa yaptıklarından dolayı yargılanamadan ölecek yaratık, ama hiç ölmeye de niyeti yok.
82 anayasası hazırlandığı sırada siyasi partilere getirilen kadın ve gençlik kolları kurma yasağını şöyle savunmuştur bir konuşmasında:
-ne bu be, kadın kolları, gençlik kolları falan... oldu olacak bir de ihtiyar kolları, orta yaşlı kolları olsun.
82 anayasası hazırlandığı sırada siyasi partilere getirilen kadın ve gençlik kolları kurma yasağını şöyle savunmuştur bir konuşmasında:
-ne bu be, kadın kolları, gençlik kolları falan... oldu olacak bir de ihtiyar kolları, orta yaşlı kolları olsun.
odtü 2.yurtun efsane odasıdır. bir zamanlar bünyesinde on senelik tecrübeli öğrencileri barındırırdı. ışığın hiç sönmediği bu odada, mutlaka ayakta olan birileri olurdu. ustaların birinin mezun olması, birinin okuldan atılmasıyla şu anda içler acısı bir durumdadır.
kanımca gayet başarılı ve mesaj veren bir eylemdir. gaza gelinip yapılmış bir eyleme benzememekte. unutulmaması gereken şudur, koçların sabancıların üniversitelerde işi yoktur, ucuz ve nitelikli köle pazarı değildir üniversiteler. ayrıca bu ülke ve bu dünya kimsenin babasının malı değildir. yapılan eylemi ve grubu beğenmeyebilirsiniz, ama beğenmediğiniz kişilerle de birlikte yaşamak ve aynı havayı solumak zorundasınız. aç karınların neden doyamadığını sorgulamamak ve suçu eylem yapan insanların üzerine atmak, çok yüzeysel bir yorumlamadır.
(bkz: zalimlere inat yaşasın hayat)
(bkz: zalimlere inat yaşasın hayat)
bunun bir de ücretini veremeyen parasının üstünü alamayan şeklinde bir versiyonu vardır ki, amaç sadece para vermeyenleri teşhir etmek iken, yanlış anlaşılmaması için para üstü alamayanlar da sorulur nezaketen.
bir keresinde şöyle bir diyalog dolmuşçunun gerçek yüzünü görmeme sebep olmuştu:
dolmuşçu: ücretini veremeyen parasının üstünü alamayan var mı?
1.kişi: benim bi yirmi milyon üstü vardı
2.kişi: yirmi milyondan bi kişi vardı
3.kişi(en önde oturmaktadır): yirmi milyon vermiştim ben de
dolmuşçu(arkaya döner): bana ne kaldı lan bana ne kaldı!
bir keresinde şöyle bir diyalog dolmuşçunun gerçek yüzünü görmeme sebep olmuştu:
dolmuşçu: ücretini veremeyen parasının üstünü alamayan var mı?
1.kişi: benim bi yirmi milyon üstü vardı
2.kişi: yirmi milyondan bi kişi vardı
3.kişi(en önde oturmaktadır): yirmi milyon vermiştim ben de
dolmuşçu(arkaya döner): bana ne kaldı lan bana ne kaldı!
feridun düzağaçın şair yönünü en belli ettiği şarkılarından biridir. ankaranın soğuk kış akşamlarında yalnızken dinlenmeli, ağlanmalıdır.
bu laftan sonra erol büyükburçun hezeyanı gitgide artmış ve ayağa kalkarak delirmiş şekilde bakan gözlerle "ama ben erol büyükburçum, ben gelmiş geçmiş en büyük sanatçılardan biriyim" demiş ve türk popunu ben kurdum deme saçmalığını bile göstermiştir.
yine telegol programında, gökmen özdenak "nobreyi fenerbahçede iki sene izledik" dedikten sonra kendini tutamamış ve "e amuna goyyum" şeklinde küfürü patlatmıştır. lakin olayın en komik yanı da küfür özdenakın ağzından çıkarken ne söylediğinin farkına varması ve lafı yuvarlamaya çalışmasıdır.
burjuvazinin gerilimine sahne olan seçimdir.
anayasanın 66. maddesinde "türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes türktür" denerek, türklük kavramı açık bir şekilde etnik kimlikten bağımsız olarak tanımlanmıştır. yani etnik kimliği ne olursa olsun, ister türk, ister kürt, ister ermeni, ister yahudi, eğer bir kimse türkiye cumhuriyeti nüfus cuzdanına sahipse türk sayılır. ama türklüğe hakaret sebebiyle açılan davalardan görüldüğü gibi, şu ana kadar hiç bir kimseye kürt kökenli bir türk vatandaşına veya ermeni kökenli bir türk vatandaşına hakaretten dava açılmamıştır. bu da pratikte devletin bu etnik kimlikleri türklük kavramı içerisinde görmediğini göstermektedir ve kanımca burada sorun anayasada belirtilen türklük kavramının veya üst kimliğinin türk etnik kimliğine indirgenmesidir.
polat alemdarın nefise karatayın kendisini eve çağırmaması üzerine insanları dinlemeden yargılıyorsunuz, benim gibileri basit bir mafya olarak görüyorsunuz diyerek, aslında kahraman olduğunu ima ettiği ve bu konuşma üzerinden aslında kurtlar vadisini aklamaya çalıştığı şovenizmi körükleyen dizi. böyle diziler kendilerini vatanın kurtarıcısı zanneden tipleri gaza getirmekte ve son örneğini malatyada gördüğümüz cinayetleri halkın gözünde normalleştirmektedir.
akp bu çoğunluğa ulaşsa bile chpnin bu kez sayıyı 467e çıkarması muhtemeldir.
bu hoca kendisine sınav tarihi hakkında odasına gelip soru soran bir öğrenciye kızıp kendisini odasına kilitlemiştir.
makro iktisat sınavında kafasına göre süre belirleyen hocadır.
asistan: hocam süre kaç dakika?
gazioğlu: hadi elli dakika olsun.
asistan: hocam süre kaç dakika?
gazioğlu: hadi elli dakika olsun.
saksı çoluk çocuktur ama erol büyükburç sahneye çıkar, halkı evirir çevirir, neler yapar...
burada gezerken çok dikkatli olmalısınız, çünkü kampüste sürü halinde dev köpekler dolaşır ve sizi ısırmaları hiç de az rastlanan bir durum değildir. bu özelliği de nedense göz ardı edilir hep bu okulun.
işleyen demir paslanmaz - kavun karpuz yata yata büyür.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?