abaza akımıdır. uludağ sözlük gibi bir çok umut vadeden küçük sözlüklerin kalitesinin düşme, batma sebebidir. özgürlük diye bakmadan müdahale edilmelidir.
zorunlu edit: bakın ahlaki bir şeyler söylemiyorum ben ne kadar ahlaksız ayıp demiyorum.sadece sözlüğün cinsel sözlük olmasını istemiyorum bu ağırlıkta gitmesini istemiyorum çünkü cinsel mizah cinsel muhabbet kaliteli bir muhabbet değil. çok isteyen varsa kendi arasında yapsın. bilgisözlük diye geldim seksli sözlük diye değil.
ceza almayacak diyenleri anlayamadığım olaydır. kaç ceza davası incelediniz hukuka ilişkin donanımınız nedir ki bunları rahat rahat söyleyebiliyorsunuz? gazete hukukçuluğu yapmayın lütfen.
bildiğin taşeron.
gerçekleşmiş olaydır. mhp kurultayı ile ilgili ankara 25.icra dairesi adalet bakanlığı'ndan kurultayın yapılmaması ile ilgili talimat almıştır.
bekir bozdağ'ın sözünü ettiği kanun maddeleri şöyledir:
2992 sayılı kanun madde 18
c) yargı yetkisinin kullanılma alanına girmeyen konularda görüş bildirmek ve genelge düzenlemek
madde 10
d) görev alanına giren konularda mevzuat yetersizliği ve aksaklığına ilişkin inceleme ve araştırmaları yaparak
bakanlığa tekliflerde bulunmak, tüzük tasarıları ve yönetmeliklerini hazırlamak ve takip etmek, yargı yetkisinin kullanılma
alanına girmeyen konularda görüş bildirmek ve genelge düzenlemek,
bekir bozdağ'ın savunması tamamen yanlıştır. icra dairelerinin tüm kararları yargı alanına girmekte, icra mercinin denetimindedir.
bekir bozdağ'ın sözünü ettiği kanun maddeleri şöyledir:
2992 sayılı kanun madde 18
c) yargı yetkisinin kullanılma alanına girmeyen konularda görüş bildirmek ve genelge düzenlemek
madde 10
d) görev alanına giren konularda mevzuat yetersizliği ve aksaklığına ilişkin inceleme ve araştırmaları yaparak
bakanlığa tekliflerde bulunmak, tüzük tasarıları ve yönetmeliklerini hazırlamak ve takip etmek, yargı yetkisinin kullanılma
alanına girmeyen konularda görüş bildirmek ve genelge düzenlemek,
bekir bozdağ'ın savunması tamamen yanlıştır. icra dairelerinin tüm kararları yargı alanına girmekte, icra mercinin denetimindedir.
roma ordusunun her taraflarını kalkanla donatıp kaplumbağaya döndükleri bir savaş formu. zaten testudo da tospağa demektir. asteriks ve oburiks filmlerinde sık sık görülür.
başkanlık sistem "you win or you lose" tipi bir sistemdir.
parlamenter sistemden farkı şudur;
parlamenter sistemde muhalefet iktidara ortak olabilir, iktidara ortak olamasa da iktidarı her zaman denetleyebilir. nitelikli çoğunluk aranan hallerde muhalefetin de fikri alınmak zorunda kalınır.
ancak başkanlık sisteminde hükümet tektir. tek grubun elindedir. yasama sistemi ayrıdır.
şimdi diyeceksiniz ki "e ama abdde var gayet demokratik". demeyin. çünkü abd'de federal bir hükümet ve bir sürü federe devlet var. federe devlet, devletçiklerin kendi anayasa ve yasaları var. her birinin üst anayasası olan federal anayasa ve federal kanunlar var tabi ki ama bunlar çok sınırlılar. günlük hayatı düzenleyen esas düzenlemeler federe devletlerde. dolayısıyla başkanın elinde öyle çok da büyük bir yetki olmuyor. daha çok dış politikalarda önem kazanıyor başkanlık.
türkiyede zaten parlamenterist sistemin kendi demokrasi önlemleri bile lağvedilmiş, umursanmamış durumda. tarafsız devlet başkanı siyaseti yönetiyor. bir de başkanlık verirseniz meşrutiyeti getirin daha iyi.
osmanlı entrysi gördüğüm için zorunlu edit: osmanlının başkanlık sistemiyle bir ilgisi yoktu. aksine meclisli osmanlı sistemi bildiğin parlamenterizmdir. başbakan-veziri azam, meclisi mebusan ve devlet başkanı yani bugünkü c.başkanının karşılığı padişah vardır. hükümetin kurulma sistemi bile ordan evrilmiştir. hatta ingiliz parlamentarizmi de krallıktan, bizimki de oradan gelir.
osmanlıcıların en ilginç özelliği osmanlıyla ilgili hiçbir şey bilmemeleridir.
parlamenter sistemden farkı şudur;
parlamenter sistemde muhalefet iktidara ortak olabilir, iktidara ortak olamasa da iktidarı her zaman denetleyebilir. nitelikli çoğunluk aranan hallerde muhalefetin de fikri alınmak zorunda kalınır.
ancak başkanlık sisteminde hükümet tektir. tek grubun elindedir. yasama sistemi ayrıdır.
şimdi diyeceksiniz ki "e ama abdde var gayet demokratik". demeyin. çünkü abd'de federal bir hükümet ve bir sürü federe devlet var. federe devlet, devletçiklerin kendi anayasa ve yasaları var. her birinin üst anayasası olan federal anayasa ve federal kanunlar var tabi ki ama bunlar çok sınırlılar. günlük hayatı düzenleyen esas düzenlemeler federe devletlerde. dolayısıyla başkanın elinde öyle çok da büyük bir yetki olmuyor. daha çok dış politikalarda önem kazanıyor başkanlık.
türkiyede zaten parlamenterist sistemin kendi demokrasi önlemleri bile lağvedilmiş, umursanmamış durumda. tarafsız devlet başkanı siyaseti yönetiyor. bir de başkanlık verirseniz meşrutiyeti getirin daha iyi.
osmanlı entrysi gördüğüm için zorunlu edit: osmanlının başkanlık sistemiyle bir ilgisi yoktu. aksine meclisli osmanlı sistemi bildiğin parlamenterizmdir. başbakan-veziri azam, meclisi mebusan ve devlet başkanı yani bugünkü c.başkanının karşılığı padişah vardır. hükümetin kurulma sistemi bile ordan evrilmiştir. hatta ingiliz parlamentarizmi de krallıktan, bizimki de oradan gelir.
osmanlıcıların en ilginç özelliği osmanlıyla ilgili hiçbir şey bilmemeleridir.
"bilimsel yöntem, olgusal nitelikli problem çözmenin, bilim üretmenin bilinen ve belli süreçleri olan en güvenilir yolu olarak kabul edilir
...
bilimsel yöntemin aşamaları:
1.güçlüğün sezilmesi
2.problemin tanımlanması(güçlüğün araştırılabilecek bir probleme dönüştürülmesi=
3.çözümün tahmin edilmesi(sınanmak istenen olası neden sonuç ilişkisinin ifade edildiği hipotezlerin kurulması ve/veya cevaplandırıldığında problem çözümüne katkı getireceği umulan soruların hazırlanması)
4.gözlenebilir sınayıcıların belirlenmesi
5.deneme ve değerlendirmelerin yapılması
6.raporlaştırma'dır"
bilimsel araştırma yöntemi - prof.dr. niyazi karasar
...
bilimsel yöntemin aşamaları:
1.güçlüğün sezilmesi
2.problemin tanımlanması(güçlüğün araştırılabilecek bir probleme dönüştürülmesi=
3.çözümün tahmin edilmesi(sınanmak istenen olası neden sonuç ilişkisinin ifade edildiği hipotezlerin kurulması ve/veya cevaplandırıldığında problem çözümüne katkı getireceği umulan soruların hazırlanması)
4.gözlenebilir sınayıcıların belirlenmesi
5.deneme ve değerlendirmelerin yapılması
6.raporlaştırma'dır"
bilimsel araştırma yöntemi - prof.dr. niyazi karasar
roma hukukunda şerefsizlik ünvanı. bir nevi "yüz kızartıcı suç" işleyen kişilere verilen ünvan. eski romada vatan hainliği rüşvet kamu görevine ihanet ederseniz sizi infamis ilan ederlermiş.
bir hukukçu hakareti. bir diğer hukukçu hakareti için (bkz: infamis)
son zamanlar en makul ve aklıselim bulduğum liderdir. "ama oy versek gelmez ki" diyen herkes oy verse de girse meclise
gelmiş geçmiş en en en güzel tarih kitaplarından biridir. ufku allahuekber dağlarına çıkarır.
evrimden, kapitalizme, ırkçılıktan kadın erkek eşitsizliğine kadar bir çok konuyu bilimsel tarihsel ve sosyolojik olarak açıklayan bir okuyanın bir daha okuduğu ikinin hatrı kalan üçün boynunu büken kitaptır. edit yoluyla alıntı yapacağım kitaptan ilerleyen saatlerde.
evrimden, kapitalizme, ırkçılıktan kadın erkek eşitsizliğine kadar bir çok konuyu bilimsel tarihsel ve sosyolojik olarak açıklayan bir okuyanın bir daha okuduğu ikinin hatrı kalan üçün boynunu büken kitaptır. edit yoluyla alıntı yapacağım kitaptan ilerleyen saatlerde.
sermaye şirketlerinin ortaklarının şirket borçlarından sorumlu olmaması ilkesidir.
nazi almanyası'nda red skull'a karşı savaşmış, hydra'yı yenmiş ama okyanusun dibine çakılıp 70 sene donmuş olan vibranyum kalkana ve komik bir kıyafete sahip süper kahraman. süper insan çalışmaları sonrası bir serumla süper güç kazanmıştır.
yakın zamanda ceketi şerif denmesinden korktuğum giyecek.
6100 sayılı hmk'ya göre 3 taneden ibarettir. cevap dilekçesinde öne sürülmedikleri sürece bir daha asla öne sürülemezler.
yetki itirazı
tahkim
işbölümü itirazı
yetki itirazı
tahkim
işbölümü itirazı
bir yargı yoludur.
türk hukukuna göre;
1-tahkim kararları möhuk uyarınca tenfiz edilebilir.
2-uyuşmazlığın tahkim yoluyla giderilmesi gerektiği itirazı, hmk'ya göre ilk itirazdır.
3- taşınmazlarla ilgili ayni haklar tahkim konusu yapılamaz
4-tahkim sözleşmesi yapabilmek için vekilin özel yetkiye sahip olması gerekir
çeşitli tahkim kuruluşları:
(bkz: ıcc)
(bkz: aaa)
(bkz: cıarb )
türk hukukuna göre;
1-tahkim kararları möhuk uyarınca tenfiz edilebilir.
2-uyuşmazlığın tahkim yoluyla giderilmesi gerektiği itirazı, hmk'ya göre ilk itirazdır.
3- taşınmazlarla ilgili ayni haklar tahkim konusu yapılamaz
4-tahkim sözleşmesi yapabilmek için vekilin özel yetkiye sahip olması gerekir
çeşitli tahkim kuruluşları:
(bkz: ıcc)
(bkz: aaa)
(bkz: cıarb )
kibritçi kızı bilmeme rağmen bilmediğim, şiir olduğunu öğrenince google'a yazıp bulamadığım, üstüne bir de ne gerek varsa ingilizce arattığım ve yine bulamadığım nick. yazarına selam.
üzerine düşmenin, demeyene öküz demenin saçmalık olduğu konu.
bay-bayan batı modeline yaklaşmak için yapılmış üstelik batıdan daha ince bir şekilde mrs.-ms. ayrımını ortadan kaldırmış hoş bir sözcüktür.
bayan demek ise ardında "cinsel konuya çekip utanıyor! çünkü sapık! çünkü öküz!" gibi bir sebep bulunmasından ziyade bir alışkanlık bir halk ağzıdır.
bayan kelimesini kullanan kadınlar da sapık mı? onlar da cinsiyetçi mi?
insan haklarının bir dalı olması gereken kadın hakları böyle yersiz yerlere tepkiler verilmesiyle rezil oluyor ben ona üzülüyorum.
bay-bayan batı modeline yaklaşmak için yapılmış üstelik batıdan daha ince bir şekilde mrs.-ms. ayrımını ortadan kaldırmış hoş bir sözcüktür.
bayan demek ise ardında "cinsel konuya çekip utanıyor! çünkü sapık! çünkü öküz!" gibi bir sebep bulunmasından ziyade bir alışkanlık bir halk ağzıdır.
bayan kelimesini kullanan kadınlar da sapık mı? onlar da cinsiyetçi mi?
insan haklarının bir dalı olması gereken kadın hakları böyle yersiz yerlere tepkiler verilmesiyle rezil oluyor ben ona üzülüyorum.
feminizmin tanımını bilmiyorum. ama türkiyedeki kitleler üzerinden konuşacak olursak:
1- kadın haklarını savunanlar, bunlara hiçbir lafım yok. kadına şiddete karşı hareket ederler davaları takip ederler mor çatı gibi kurumları desteklerler.
2- vıdı vıdı konuşanlar. bunlara gerçekten uyuz oluyorum. "bayan değil kadın diyeceksin", "bu çok eril bir dil", "oha eril küfür etti" gibi çene çalıp dururlar. her konudan en gereksiz konudan bile feminizm çıkarırlar. insan hakları ve kadın hakları konusunda ise hiçbir çalışmaları yoktur. halkların demokratik melisi nin feminist versiyonlarıdır.
edit: çok geniş bir kitleyi hedef gösteriyormuşum gibi hissettiğimden örnek gireceğim.
saçma sapan alakasız bir reklamda "oha kadın bedenine meta mı diyorsun hee" der. aptal saptal bir flörtleşmenin ortasına dalar "kendini kimseye ait hissetme çünkü ataerkil düzen..!!" der.
bir erkek "ben şu tarz kızlardan hoşlanıyorum" deyince "benim bedenim benim kararım!! erkeğin midesine giden yola sıçarım!!" der. (sanki onu zorlayan var?)
kadın hakları mücadelesine gönülden saygı duyuyorum, serbest çalışmaya başlayınca aktif olarak destekleyeceğim de. ama vıdıvıdı yapanları, adam döven kabadayı kolektif grupları vs. sevmiyorum.
edit2: bu tip konularda nadiren gördüğüm güzel üslup ve sakin tartışma nedeniyle önce rapunzelkibritsatar a tebriklerimi iletiyorum.
kadın-bayan konusunu şu entride inceledim: (bkz: #1119210)
benim kızdığım nokta şudur: kadın hakları insan haklarının bir dalıdır. insan hakları incelemenin de bir metolojisi vardır. ama diğer insanların her davranışlarının altında "aha ataerkil aha cinsiyetçi" izi aramak insan hakları savunuculuğu değildir. aha bayan dedi, aha yandaki adamla kız flörtleşirken "ben sana aitim sen bana" dedi
evet belli kadınları daha çok beğenmemiz onları obje olarak gördüğümüz anlamına mı gelir. "falanca çok iyi ama yakışıklı değil" diyen kadın da obje olarak mı görüyor mesela? bunun adı "objelik" vs. değil eğilim gayet de.
benim bedenim benim kararım sözü hükümete tepkiden çok daha fazla alanda da söylendi ve söyleniyor.
neyse konuyu dağıtmadan topluyorum: asıl sıkıntı toplumsallıkla hiç alakası olmayan münferit olayları, alakasız konuları çok toplumsal ulvi bir yaraymış gibi öne sürüp insan karakterine müdahale eden feministlerde. kadın hakları bakımından bir problemimiz kalmadı, artık hepimiz moderniz. en azından okuyan yazanımız diyeyim...
1- kadın haklarını savunanlar, bunlara hiçbir lafım yok. kadına şiddete karşı hareket ederler davaları takip ederler mor çatı gibi kurumları desteklerler.
2- vıdı vıdı konuşanlar. bunlara gerçekten uyuz oluyorum. "bayan değil kadın diyeceksin", "bu çok eril bir dil", "oha eril küfür etti" gibi çene çalıp dururlar. her konudan en gereksiz konudan bile feminizm çıkarırlar. insan hakları ve kadın hakları konusunda ise hiçbir çalışmaları yoktur. halkların demokratik melisi nin feminist versiyonlarıdır.
edit: çok geniş bir kitleyi hedef gösteriyormuşum gibi hissettiğimden örnek gireceğim.
saçma sapan alakasız bir reklamda "oha kadın bedenine meta mı diyorsun hee" der. aptal saptal bir flörtleşmenin ortasına dalar "kendini kimseye ait hissetme çünkü ataerkil düzen..!!" der.
bir erkek "ben şu tarz kızlardan hoşlanıyorum" deyince "benim bedenim benim kararım!! erkeğin midesine giden yola sıçarım!!" der. (sanki onu zorlayan var?)
kadın hakları mücadelesine gönülden saygı duyuyorum, serbest çalışmaya başlayınca aktif olarak destekleyeceğim de. ama vıdıvıdı yapanları, adam döven kabadayı kolektif grupları vs. sevmiyorum.
edit2: bu tip konularda nadiren gördüğüm güzel üslup ve sakin tartışma nedeniyle önce rapunzelkibritsatar a tebriklerimi iletiyorum.
kadın-bayan konusunu şu entride inceledim: (bkz: #1119210)
benim kızdığım nokta şudur: kadın hakları insan haklarının bir dalıdır. insan hakları incelemenin de bir metolojisi vardır. ama diğer insanların her davranışlarının altında "aha ataerkil aha cinsiyetçi" izi aramak insan hakları savunuculuğu değildir. aha bayan dedi, aha yandaki adamla kız flörtleşirken "ben sana aitim sen bana" dedi
evet belli kadınları daha çok beğenmemiz onları obje olarak gördüğümüz anlamına mı gelir. "falanca çok iyi ama yakışıklı değil" diyen kadın da obje olarak mı görüyor mesela? bunun adı "objelik" vs. değil eğilim gayet de.
benim bedenim benim kararım sözü hükümete tepkiden çok daha fazla alanda da söylendi ve söyleniyor.
neyse konuyu dağıtmadan topluyorum: asıl sıkıntı toplumsallıkla hiç alakası olmayan münferit olayları, alakasız konuları çok toplumsal ulvi bir yaraymış gibi öne sürüp insan karakterine müdahale eden feministlerde. kadın hakları bakımından bir problemimiz kalmadı, artık hepimiz moderniz. en azından okuyan yazanımız diyeyim...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?