confessions

made in heaven

- Yazar -

  1. toplam entry 3363
  2. takipçi 1
  3. puan 51894

your body is a wonderland

made in heaven
cok tatli bir john mayer sarkisi.uzun zamandir dinlememistim,iyi geldi.

we got the afternoon
you got this room for two
one thing i’ve left to do
discover me
discovering you

one mile to every inch of
your skin like porcelain
one pair of candy lips and
your bubblegum tongue

and if you want love
we’ll make it
swimming a deep sea
of blankets
take all your big plans
and break ’em
this is bound to be a while

your body is a wonderland
your body is a wonder (i’ll use my hands)
your body is a wonderland

something ’bout the way your hair falls in your face
i love the shape you take when crawling towards the pillowcase
you tell me where to go and
though i might leave to find it
i’ll never let your head hit the bed
without my hand behind it

you want love?
we’ll make it
swimming a deep sea
of blankets
take all your big plans
and break ’em
this is bound to be a while

your body is a wonderland
your body is a wonder (i’ll use my hands)
your body is a wonderland

damn baby
you frustrate me
i know you’re mine all mine all mine
but you look so good it hurts sometimes

your body is a wonderland
your body is a wonder (i’ll use my hands)
your body is a wonderland
your body is a wonderland

görev adamı

made in heaven
zaman zaman cesitli futbolcular icin kullanilan tanimdir.hani nereye koysaniz catir catir oynayabilen tipte adamlardir bunlar.calisma ortamlarinda da rastlamak mumkundur bu tip kisilere.her bok gelir ellerinden,ne is verilse itiraz etmez yapar.yaptigi isin hakkini da vermesini bilir.efendi olurlar genelde.

(bkz: hay allah)

trip

made in heaven
kanimca en dinlenesi hedley eseri.

some say love is not for sinners
i believe that isn’t true
cause when i was finished sinning
love came down and showed me you
and you told me how to get there
so i tried to find a way
then i ran into your garden
but i tripped out the gate
i tripped out the gate

what are you doing to me?
i’m so into you
and the hardest part is knowing that i’ll never follow through
you’re slowly killing me
and i wish it wasn’t true
cause i’m so into you

like a ton of bricks it hit me
and woke me from this dream
no matter how hard i tried to wash my hands
i could never get ’em clean
i could never get ’em clean

what are you doing to me?
i’m so into you
and the hardest part is knowing that i’ll never follow through
you’re slowly killing me
and i wish it wasn’t true
cause i’m so into you

can you hear me?
cause i can’t change what i’ve always be

what are you doing to me?
i’m so into you
and the hardest part is knowing that i’ll never follow through
you’re slowly killing me
and i wish it wasn’t true
cause i’m so into you
i’m so into you
cause i’m so into you
i’m so into you

arkadaşa aşık olmak

made in heaven
bastan beri asiksinizdir,tam sekillenmedigi sirada arkadasliginiz ilerlemis ve bu derinde kalmis ask en iyi arkadasiniz mertebesine yuceltmistir onu.parasal konularda yapacaginiz girisimlerde kendinize guveninizin odulunu alacaksiniz,saglik konusuna biraz daha dikkat.

ihanet

made in heaven
gecekondu yikimlarinda belediyelerin sergilediginden cok daha fecisini kalbinizin en derininde yasamaniza neden olan davranis.isyaniniz da evlerini korumak icin cirpinip saga sola saldiran garibanlardan daha fecidir.sessiz,cok feci.

etiket fiyatı ile kasa fiyatının farklı olması

made in heaven
dun aksam alisveris yaptigim markette kasada sira beklerken hemen onumdeki bayanin kasiyer kiza soylendigini gorup durum neymis merakiyla olayin icerisine girmem sonucunda sahit oldugum sey.ulan uc dort tane ucu bir arada almissin etikette uc yaziyomus kasada dort cikmis ne var bunda.kasiyer kizin yerine ben utandim,cok mahcup oldu cocukcagiz,birak ben veririm farkini siktir git diyesim geldi acuze kariya ama tuttum kendimi.insaniz neticede.tabi sonucta bir tuketici olarak kadinin serzenisi de bir yerde hakli,super marketlerde gormek istemedigimiz hareketler bunlar ama o cocukcagizin ne sucu var be kadin.o mu yaziyo fiyatlari o etiketlere.siktir git ofisinde got buyuten kel kafali mudurun beynini sik.of yine sinirlendim bak.

karga

made in heaven
sabahin korunde hava nasil diye bakmak amacli pencereden kafami uzatmamla beraber hemen pencerenin ustune tuneyip sanirim bokunu yemekle mesgulken benden urkup kafama carpmaktan son anda kurtularak ucuveren ve beni de altima sicirtan canli.isin garibi sonra ayni yere geri donup elimi uzatsam dokunabilecegim bir mesafeden pis pis suratima bakti,tirsip perdeyi suratina kapattim.

sevgili

made in heaven
varligi size tum dunyaya tek basiniza kafa tutabilecek kadar guclu hissettirirken,istedigi zaman tek bir parmagiyla sizi bocek gibi ezebilecegini acimadan gosterip gucsuzlugunuzu yuzunuze tokat gibi carpan sey.ezilmenize neden olan aslinda kendi gucunuzdur,sonra anlarsiniz belki ama hayatin anlamini bilen bir olu gibisinizdir.bildiginiz bir isinize yaramaz.

itiraf etmek

made in heaven
durustluk mudur yoksa insanin gevsekliginden kaynakli bazi olaylari icinde daha fazla tutamayisindan kaynakli bir basitlik mi bilinmez.ancak bazi seyler var ki itiraf edilmemeli."oh be soyledim rahatladim" diyebilmek adina karsidaki insanin kalbine tasiyamayacagi agirliklar yuklememeli.bazen islenen sucu icinizde patlatip gunahiyla sevabiyla kendinize ait bir sir olarak kalmasi daha uygundur belki.

(bkz: oysa)

gelecek beklentisi

made in heaven
insanin hayatinda mutluluk kavramina sureklilik kazandiramamasinin en onemli nedenidir.tum beklentilerin en amansizi,en bitmek tukenmek bilmeyeni.surekli gelecekle ilgili hayaller kurup daha iyi bir yasantiya kavusabilmek amaciyla bir seyler yapilir,didinilir,kic yirtilir.gelecekle ilgili beklentilerimizin karsilanmasi amaciyla girilip kaybedilen her mucadele bin bir umitle sarildigi hayattan sogutur insani.eger bireyin icerisinde birazcik polyanna ruhu ve biraz da mucadele hirsi varsa yilmaz,yasamla girisecegi henuz kaybedilmemis savaslar icin bilenir kendi dunyasi icerisinde.sonra yeni kayiplar,alinan agir yaralar falan filan.insanin tam anlamiyla kaybettigine inandigi zaman ve asla bekledigi,umdugu gibi bir hayata kavusamayacagindan emin olmasi durumunda beklentilerin hepsi biter.eger yasamasina izin verilmisse ellili yaslarinda bir kac cocuk sahibi,huzurlu bir aile sahibi bir sahistir artik.artik gelecekle ilgili beklentisi kalmadigi andan itibaren bir an icin dusunur,bu muydu benim hayattan bekledigim?sahip olmak istedigim hayat bu muydu? diye.tabi bir cok insan bu huzurlu aile ortamina dahi sahip olamadan vazgecer beklentilerinden oylesi belki daha kotu olabilir.en azindan cocuklarinin gelecegi icin ugrasip didinen bir ebeveyn olmakta huzur bulabilmek sansi verilmistir kimilerine.belki hayattan tam olarak ne bekledigini bilmekle alakalidir beklentilerin gerceklesmemesini durumunda daha az hasar alabilmek durumu.belki beklentiler hep baskalarinindir,kendi beklentileri icin savasmadigi icin bir cok insan mutsuz olmaktadir.her ne kadar sosyallesek,diger insanlarla iliskiler kursak bile bu boktan ve karmasik dunya icerisinde birer robinson’dan farkimiz yok.o adadan kendimizi kurtarmak icin mucadele etmeliyiz,birileri geldigi zaman onlar icin konforlu bir ada hazirlamak icin degil.eh bu kadar sacmaladiktan sonra ne kadar anlamli geliyor lost control’un ilk iki cumlesi insana.

üşüyen sevgiliye montunu vermek

made in heaven
sen benim en degerli varligimsin,seni kendimden daha fazla onemsiyorum tadi yakalanmak uzereyken sevgilinin "uff les gibi sigara kokuyo montun" demesiyle "sikerim boyle askin izdirabini" moduna yelken acmaniza neden olup romantizmden gectim grip olmasak bari diye dusuncelere dalmanizla bitebilecek hadisedir.
27 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol