insani yardım vakfi amaçlı provakasyon toplulugu. din kardeşlerine yardım etmek için ülkesini politik bir krize sokmaktan çekinmeyen ve ölümlere neden olan ama ülkesindeki yoksulluk için açlık için ne yaptıgı belli olmayan kuruluş. ülkemizdeki vakıflar kanununun esnekliğinden faydalanarak yeşil sermayenin ve din sömürücülerinin kamuflajıdır.
bu insani yardıma olan inancı tamamen sarsan, yetmezmiş gibi bir de algıyı bozan tepkiler veren kişiler topluluğu. daha gemiden haber alınamazken kocam gemideydi zaten şehit olmak için gitmişti, bunu bilerek yolladık, umarım emeline kavuşmuştur diyen kadınların ardından, vefat eden furkanın okul müdürününün onunla gurur duyuyoruz diyip çok asabımı bozdugu için devamını dile bile getirmek istemediğim açıklamalar yapmış olması. yok artık yani. bu nasıl bir düşünce yapısıdır, bu nasıl bir zihniyettir diye çıldırtan insanlar....
gece gece beni güldüren sözlük sabihi. zira yazım yatası yapan ilk sözlük yazarı ben değilimdir herhalde. ama muhtemelen yazarlarıyla polemiğe girip sürekli kelime oyunları yaparak üste çıkmaya çalışan ve üstünlüğünü kanıtlama çabasında olan sözlük sabihidir kendisi. kendisine senden büyük allah var der saygılarımı sunarım.
muhtelemen kimsenin israili haklı göremeyeceği operasyondur. operasyon uluslararası denizlerde olmuştur. her ülkenin 12(yanlış hatırlıyor olabilirim) deniz mili karasuları olmasına rağmen 70 deniz mili açıkta böyle bir operasyon yapmaya kesinlikle hakkı yoktur. ayrıca israil bir insani yardım gemisine saldırmıştır. antalya gümrük müdürü gemilerde kesinlikle ateşli silah bulunmadığını açıklamıştır. ama diğer yandan bu operasyonun olacağı ve devamında çirkinleşeceği daha yardım yola çıkmadan belli değil midir? israil gelen yardımın kendi limanlarına indirilmesini ve kendilerinin ileteceklerini söylemiştir. ki daha önce hiç iletmişler midir acaba? durum bu kadar açıkken hadi biz yola çıkıyoruz diye çıkıp gitmek nasıl bir mantıktır anlamak mümkün değil. hadi yardım yola çıktı diyelim 600 kişi gitmek, gemi de bir de çocuk olması nasıl açıklanılabilinir ki? filistine yardım etmek bürokratik bir iştir, insani yardım adı altında yapılan şeyler karşınızda israil gibi bir ülke varsa ancak krize neden olur. devletin basiretsizliğini orda yok olan canlar ödedi.
şu dakika toplanıp israili protesto eden ama pkknın eylemlerine ses çıkartmayan insanların bulunduğu isatanbul ilçesi.
nedense her önemli olayda yurtdışında olmayı başaran başbakan!
adalet ve kalkınma partisi her olaydan oldugu gibi bu son olaylardan da kendine pay çıkartmayı başarmıştır. zira hiç bir hükümet görülmemiştir ki açık açık gelmeyin denen bir yere halkının gitmesine izin veren. müdahaleye uğrayacağı kesin olan gemiler ve müdahalede vefat eden vatandaşlarımız. bunun sorumlulugunu nasıl taşıyacaktır bu hükümet? bir biçimde vatandaşlarımız katledildikten sonra iyi bir dış politika sergilesen ne olur, sergilemesen ne olur.
bu arada yapılan bir röportajda gemide eşi olan bir bayan kocam zaten oraya şehit olmak için gitti inşallah bu mertebeye ulaşabilmiştir demesi de aslında adalet ve kalkınma partisin açtığı yolla ülkenin ne hale geldiğini göstermesi açısından önemlidir.
bu arada yapılan bir röportajda gemide eşi olan bir bayan kocam zaten oraya şehit olmak için gitti inşallah bu mertebeye ulaşabilmiştir demesi de aslında adalet ve kalkınma partisin açtığı yolla ülkenin ne hale geldiğini göstermesi açısından önemlidir.
balık baştan kokar. hükümete sormak gerekir bırakın filistini hangi arap ülkesi kıbrıstaki varlığımızı tanımıştır?, hangisi din kardeşiyiz diye azerbaycanda olanlara müdehale etmiştir?, hangisi pkkyı topraklarından temizlemiştir?. birinin akpye hatırlatması gerek. türkiye arapların sorun çözücü mercii değildir ki, zaten onların bunu salladıkları yoktur. filistin acaba bir kere kahrolsun pkk, hepimiz türküz hepimizin şehidi var demiş midir? ama biz hergün filistinliyiz.... yok arkadaş balık baştan kokar. böyle hükümete böyle ihhler verir. herhangi bir arap ülkesi filistine özgürlük diye böyle eylemlere girişmiş midir? ey hükümet neden sormazsın ihhya sizi almayacagı belli olan bir ülkeye neden gidiyorsunuz amacınız ne diye? zira bu hükümetin memurları ben yurtdışına çıkarken neden gidiyorsun diyor, pasaportumdaki vizeyi kontrol ediyor. evet hür ve demokratik türkiyede seyahat etme özgürlüğü vardır. ama özgürlük nedir acaba? bir grup yobaz ihhlin ülkeyi uluslararası krize sokması özgürlük müdür? hükümet buna mı izin vermelidir?
-----------------------------spoiler----------------------------:
başıma birşey geldi, artık kuşkum yok. herhangi bir kesinlik ya da apaçıklık gibi değil, bir hastalık gibi belirdi bu. sinsi sinsi, yavaş yavaş yerleşti; biraz tuhaf, biraz tedirgin duydum kendimi, o kadar. yerine oturunca kıpırdamandan kaldı. hiçbir şeyin olmadığına, evhamlandığıma inandırdım kendimi. oysa şimdi dal budak sarmaya başladı.
-----------------------------spoiler----------------------------
başıma birşey geldi, artık kuşkum yok. herhangi bir kesinlik ya da apaçıklık gibi değil, bir hastalık gibi belirdi bu. sinsi sinsi, yavaş yavaş yerleşti; biraz tuhaf, biraz tedirgin duydum kendimi, o kadar. yerine oturunca kıpırdamandan kaldı. hiçbir şeyin olmadığına, evhamlandığıma inandırdım kendimi. oysa şimdi dal budak sarmaya başladı.
-----------------------------spoiler----------------------------
bir telefon uygulaması. o anda nerede olduğunu işaretliyorsun, puan alıyorsun, birbirine hava atıyorsun, bakın ben ne kadar sosyalim izlenimi veriyorsun.
minilyrics e sarkı sözü yazmak,tramisu yapmak,kitap okumak,çizim yapmak,entry girmek,oyun oynamak,anneyle kavga etmek,uyumak,abuk sabuk alışverise gitmek,resimlere bakmak,eski günlükleri okumak,ağlamak,abuk sabuk insanlara telefon etmek, aramak istediklerini arayamamak,kendine kızmak,uyumak,tekrar uyumak....
beşiktaştaki evini su basınca tarabyada oturan kuzene gitmek için aglayarak telefon edilir.kuzen seni madodan alacam der.dolmuştan inilip madonun önüne park eden jipe bilinip sürücü koltugundaki kişiyi öperken yüze batan sakal fark edilir ve dumur halde artık aglamaz güler şekilde inilip arkada duran kuzene durumu acıklamaya çalışılır.kuzen arabadakinin sevgilin olmadıgına uzun süre inanmaz
vatandaşlık görevlerimizden en başlıcası.
tutulmaması gereken ama gercekten bişiler paylaşılmışsa tutulmaması imkansız oruçtur.ac bırakılanın 100kere 1000 kere beden olması tercih edilir ama imkanı yoktur.biten bitmiştir zaten tam olarak bittiği kesinleşmemişse bu oruca başlanmaz.kadınları salya sümüklü erkeklerinki bol alkollüdür
içerigini tam hatırlamadığım bir roman.yıllar önce okuduğumda cok eskiydi.demek ki o artık bir klasik
insanların sadece bi başından bi başına yürüdüğü,tek yönlü trafik akışı olan ve yürürken aynı arabayı birkaç kere görebileceiniz,kaliteli mekanlarda barındıran ama bu mekanlara orda olmaları nedeniyle yazık olan ankaranın piyasa mekanı...herkes bir kere görmeli 2.si zevkler ve renklere girer.ayrıca bu piyasa caddemiz kendine ciks izlenimi vermek isteyenlerle dolup taşarken çin işi japon işi fason malların da cennetidir. ve ayrıca olmamış yakışmamış tunalı özentisi sokaktır.cadde denmesine ragmen cadde değil sokaktır
kahvenin tadını sonuna kadar alabildiğimiz tek yer
yakın bir arkadasımın gözlerimin önünde gecirdigi genellikle erkeklerin dahil olmak istemedikleri bedene mi ruha mı müdehale edildiği belli olmayan operasyon.kesinlikle cok büyük ve zor iyileşebilecek bir yara
ankaranın muhtsem sahaf kafesi.kocaman porsiyonları olan ama porsiyonlarından öte ortamıyla karnımızdan öte ruhumuzu doyuran mekan...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?