(bkz: serji)
şayet erkekseniz, uzaylı bayanlara sarkmayın, hoş, bayansanız hiç sarkmayın, o daha fena. gezegenimizi dünya dışında yanlış tanıtmayalım.
şahan gökbakarın recep ivedik filminde geçen bir replik.
dolmuşta, inmek istediğini söylemeye çalışırken, dil sürçmesi sonucu saçmalamış insanın haykırışı.
cevap olarak; dublex var, dublex bi yerde indireyimle karşılaşılabilir. olur mu, olur; dolmuşçular çok espritüel ve yaratıcı insanlardır.
cevap olarak; dublex var, dublex bi yerde indireyimle karşılaşılabilir. olur mu, olur; dolmuşçular çok espritüel ve yaratıcı insanlardır.
ilişiği ve tersten okunuşu için;
(bkz: para)
edit:serbest çağrışım falan filan değil, arapı tersten oku, adamları anla işte.
(bkz: para)
edit:serbest çağrışım falan filan değil, arapı tersten oku, adamları anla işte.
bursa gazi anadolu lisesi mezunudur kendisi. okulun medar-ı iftiharıdir. hocaların dilinden düşüremediğidir.
şu anda bir tanesi tarafından bayıltılmak üzere olduğum. ya arkadaşım istemiyoruz işte, niye zorluyosun.
yok efendim, daha karlı olucakmış, yok efendim, elinden geleni yapacakmış, bunu sadece bize yapıyormuş, kendi için bir karı yokmuş, tamamen biz yararlanalım diye istiyormuş.
yahu bi de ben ısrar etmiyorum demiyor mu, vallahi kafayı yedirtirler adama.
edit: bak hala konuşuyo, birazdan o elindeki zirzopu kafasına geçiricem. sus be allahın belası, sus.
edit2: bunların amaçları tarafımdan kavranmıştır. çok konuşarak müşteriyi bayıltıyorlar, müşteri de artık defolsun gitsin diye satın alıyo ürünü. ama ben yemem. bana kül yutturamazsın. istersen konuşmaktan ağzın açılsın, günlerce otur o koltukta gene de almıycam.
edit3: kanser olucam birazdan, şimdi de; ben sizin almak istediğinizi anladım o yüzden söylüyorum diyor. nası öyle bi izlenim bıraktık çok merak ediyorum. kanser olmamak içten değil.
edit4: sonunda gitti de işkence bitti. allah tüm insanlığı pazarlamacılardan korusun.
yok efendim, daha karlı olucakmış, yok efendim, elinden geleni yapacakmış, bunu sadece bize yapıyormuş, kendi için bir karı yokmuş, tamamen biz yararlanalım diye istiyormuş.
yahu bi de ben ısrar etmiyorum demiyor mu, vallahi kafayı yedirtirler adama.
edit: bak hala konuşuyo, birazdan o elindeki zirzopu kafasına geçiricem. sus be allahın belası, sus.
edit2: bunların amaçları tarafımdan kavranmıştır. çok konuşarak müşteriyi bayıltıyorlar, müşteri de artık defolsun gitsin diye satın alıyo ürünü. ama ben yemem. bana kül yutturamazsın. istersen konuşmaktan ağzın açılsın, günlerce otur o koltukta gene de almıycam.
edit3: kanser olucam birazdan, şimdi de; ben sizin almak istediğinizi anladım o yüzden söylüyorum diyor. nası öyle bi izlenim bıraktık çok merak ediyorum. kanser olmamak içten değil.
edit4: sonunda gitti de işkence bitti. allah tüm insanlığı pazarlamacılardan korusun.
başımıza taş yağacak dedikleri bu olsa gerek.
ilkokulda öğrenciler birbirlerinin hatıra defterine yazı yazarken bu kavramı sıkça kullanırlardı. kağıdın köşesini kıvırıp, üzerine de kırmızı kar yağınca aç yazarlardı.
eee tabi yazı görüldüğü an kıvrılmış kağıdın altına bakılırdı ve muhtemelen; niye açtın yazardı ya da daha iyimser olarak gülücük falan çıkardı.
yani ne bekliyorduk ki. bi aşk itirafı mı... tamam, kabul, itiraf ediyim, ben aşk itirafı beklerdim. ama sonu hep hüsran, hep hayalkırıklığı... hey gidi günler hey...
eee tabi yazı görüldüğü an kıvrılmış kağıdın altına bakılırdı ve muhtemelen; niye açtın yazardı ya da daha iyimser olarak gülücük falan çıkardı.
yani ne bekliyorduk ki. bi aşk itirafı mı... tamam, kabul, itiraf ediyim, ben aşk itirafı beklerdim. ama sonu hep hüsran, hep hayalkırıklığı... hey gidi günler hey...
bu bir işaret olmalı; küçücük çocukların saatlerce ayakta dikilmemesi için. ama tabi kim anlayıp da uygular, orası ebediyen meçhul.
(bkz: geyik)
(bkz: geyik yapmak)
-ya oğlum işte, bilimadamları bunu da bulmuşlar.
+yok abi inanmam ya.
-ya valla, isviçreli bilimadamları öyle söylüyo.
+ha onlar mı diyo, tamam o zaman doğrudur, inanırım. abi adamlar yapıyo ya. bak amerikalı ya da çinli falan deseydin inanmıcaktım ha.
+yok abi inanmam ya.
-ya valla, isviçreli bilimadamları öyle söylüyo.
+ha onlar mı diyo, tamam o zaman doğrudur, inanırım. abi adamlar yapıyo ya. bak amerikalı ya da çinli falan deseydin inanmıcaktım ha.
yemek dediğimiz şey görerek tadını anlayabileceğimiz, sadece görme duyumuza hitap eden bir şey olduğu içn halk oylamasına sunulan yarışma.
bu ne ya, oy yollayanların gerekçesi ne ki; ben gördüm çok tuz koymuş, taneleri görülüyodu ya da masanın sol tarafında salata tabağının yanında kıl vardı, kimse görmedi, ben gördüm, o yüzden oy yollamıycam bu mudur yani. yapmayın, etmeyin diycem ama boşa diycem; demiyorum o yüzden.
bu ne ya, oy yollayanların gerekçesi ne ki; ben gördüm çok tuz koymuş, taneleri görülüyodu ya da masanın sol tarafında salata tabağının yanında kıl vardı, kimse görmedi, ben gördüm, o yüzden oy yollamıycam bu mudur yani. yapmayın, etmeyin diycem ama boşa diycem; demiyorum o yüzden.
bir sardı mı kolay kolay kurtulunamayacak oyun. oynamayı yeni yeni beceriyorum ve olayı kavradıktan sonra acayip eğlenceli oluyor.
büyük düşünür nihat doğanın vecizelerinden biri. ama diyorum ki hiçbir insan kendini bundan daha güzel tanımlayamazdı. ne de güzel demiş üstad.
hoşçakalın değişik bir söyleyişi. bazı yörlerde böyle geçermiş.
bazı yörelerde hoştakal da denirmiş. başta çok komik gelmişti ama aslında anlam olarak çok güzel.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?